Yazının başlığına bakıp, bir de ardından gelen "High Voltage Blues" manşetine kanıp, bunun AC/DC parçalarının blues tarzında kavırlandığı bir albüm olduğunu sanmayın. Ancak AC/DC ile hiç de alakasız değil hani. Yazının sonunda ve albümü dinleyince bu alakayı gayet güzel anlayacaksınız.
Blues-rock gitaristi Anthony Gomes, "High Voltage Blues" adlı 13. albümünü bugün çıkardı.
Gomes'in 2020 albümü "Containment Blues"dan seçmeler de dahil olmak üzere kariyeri boyunca şarkılarının bir derlemesi özelliğini de taşıyor. Yeniden kaydedilmiş dokuz eski parçasının yanı sıra üç yeni stüdyo parçası da bulunmakta.
"Painted Horse"un etkileyici açılış riffinden "Blues Child"ın melodik outrosuna kadar Anthony Gomes, kendisine sadık bir dinleyici kitlesi kazandıran besteciliği ve gitar maharetlerini gösteriyor. Efsanevi basçı Billy Sheehan ve KoRn davulcusu Ray Luzier, "Painted Horse", "Born To Ride" ve bonus parça "Rebel Highway"de konuk olarak yer alıyor. Ünlü vokalist Bekka Bramlett ve The Voice yarışmacısı Wendy Moten de "Darkest Before The Dawn"ın yeni versiyonunda boy gösteriyor.
İlk single "Blues-A-Fied" için bir müzik videosu çeken Gomes, Memphis'te blues müzik tarihi için önemli olan sayısız simge yapıyı ziyaret ediyor. Stax Museum, Sun Studios, BB King's Blues Club ve hatta efsanevi Crossroads videoda yer alıyor.
Anthony Gomes, "Bu parçaları kaydederken çok eğlendik" diye açıklıyor. "Bir müzisyen olarak, geçmiş çalışmalarımdan bazılarını ele alıp, onlara farklı bir perspektiften bakmak harikaydı. Billy ve Ray gitar çalma tarzımı gerçekten zorladı ve biraz delilik ile yepyeni bir tavır eklediler. Benim tarzımı AC/DC'de olsaydım nasıl yapardım diye düşünmek bu albümün ana fikrini oluşturdu. Bunu denedim ve yakalamaya çalıştım. Açıkcası hissettiğim şey de buydu: Yüksek Voltajlı Blues."
Daha önce Anthony Gomes'i bilmiyor ve dinlememiş olsam, "hadi ordan" ya da "vay uyanık AC/DC taklidi yapmış" derdim. Oysa her şey (hem ses hem de gitar) Anthony Gomes ama bu sefer voltaj biraz daha yükseltilmiş. Hani bu şarkıları AC/DC tarzında yapmış desek, o da değil; çünkü 9 parçayı daha önceden de biliyorduk. Nasıl olmuş ama olmuş. Sanki Gomes AC/DC'ye bir eleman olarak katılmış ya da AC/DC elemanlarıyla birlikte kayıt yapmış gibi. İşin en doğru tanımı Gomes muhteşem bir saygı sunmuş ve biraz voltajı yükselterek AC/DC müziğindeki blues'u ortaya çıkartmış.
Albümü siz de dinleyin ve nasıl bulduğunuzu yorum bölümüne yazın derim. Açıkcası iki parça dışında ( Darkest Before The Dawn'ın iki ayrı yorumu) bu albümle ilgili AC/DC yeni bir albüm yapsa böyle olsaymış diyecek kadar kafayı yiyecek duruma geldim.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder