17 Mart 2021 Çarşamba

Duman'ın gitaristi Batuhan Mutlugil'in solo albümü



Batuhan Mutlugil'in solo albümünü duyunca sadece kulak kabartmak değil, merakla dinlemeye başladım. Çünkü Duman gitaristinin solo fikirleri ile dolu bir albüm olacağı için, beklentilerim büyük ve sürprizli olacaktı. 

 



Batuhan Mutlugil 

 "Yadigar" 

Garaj Müzik

(2021)

Duman grubu benim için ayrıcalıklıdır. Böyle olması da çoğu insanı hayrete düşürür. Grunge ve arabesk'e kulağı kapalı olmasa da mesafeli biri olduğum için bu beğeni tercihim haklı olarak bir çok insana garip gelir. Öncelikle belirteyim, Duman'ın tarzını arabesk'ten daha ziyade İstanbul menşeli Türk Sanat Müziği ile Anadolu halk ozanlarının rock'la birleşimi (aman sakın Anadolu Rock dediğim sanılmasın) olarak görüyorum. Elbetteki çıkış olarak grunge var, kimi zaman arabesk yaklaşımda bulunabilir ama bunları kendi soundu ve kişiliği ile sunmaları benim açımdan onları değerli kılıyor. 

Buraya kadar dediklerimden sonra şimdi bir çok insanı şaşırtacak hatta "Oha" demesine neden olacak yargımı söyleyeyim: Duman grubunu protest yaklaşımıyla da severim. Bunu dediğim için aklınıza hemen bilindik şarkıları gelmesin. Mesela, "Masal" isimli parçaları punk ile yakın dönem tarihimizin anlatılması gibidir ve sözleri çok sağlamdır. 

Son 20 yıldır Duman'ın bir ekol olduğunu ve bir çok yeni gruba ilham olduğunu söyleyebilirim. Bir çok grup onlardan ilham almıştır ama bunu ne yazık ki, yanık arabesk ile rock yapmak olarak algılamışlardır. Oysa benim penceremden Duman farklı yanlarını kendi imzası olarak koymuştur.

Bu sebeple Duman ile ilgili yeni bir çalışma olduğunda dikkat kesilirim. Ancak itiraf edeyim ki,  elemanlarının solo çalışmalarına hiç kulak kabartmamıştım. Batuhan Mutlugil'in solo albümünü duyunca sadece kulak kabartmak değil, merakla dinlemeye başladım. Çünkü Duman gitaristinin solo fikirleri ile dolu bir albüm olacağı için, beklentilerim büyük ve sürprizli olacaktı. 

Batuhan, solo albüm için gitarını ele alıp, Kadıköy'deki Stüdyo Pür'de pandemi falan demeden kayda girmiş. Bas gitarda Caner Üstündağ ve davulda da Utku Ünal kendisine eşlik etmiş ve hucum kayıt halinde "Yadigar" albümü ortaya çıkmış. 

"Yadigar", beklentilerime uygun vaziyette bir gitar albümü ve içinde çok güzel fikirlere de rastladım... Ama...  

İşte o "Ama" yı açıklamak için albümdeki parçalara şöyle bir bakalım. 

 Vurgun : İlk 16 saniyelik bölümde gitarın buyur edişiyle bir rock albümüne girdiğimizi anlarken vokalin başlamasıyla işin rengi değişiyor. Batuhan'ın vokaliyle hiç bir alıp veremediğim yok, hatta daha fazla kendi gibi olduğunda hoşuma da gidiyor. Ancak vokalin girişiyle yaşadığım renk değişimi, sesten değil, bakış farklılığından kaynaklanıyor. Hani derler ya, "Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim." ( ki bu lafı da çok sevmem ya neyse) işte onun gibi bir şey yaparsam şöyle diyebilirim: "Batıya giden bir gemide doğuya koşmak." Şimdi burada bir nokta koyup devam edelim ama yeni dönem rock parçaları neden marş gibi nakarat içerir. Beyler maçta tezahürat mı yapıyoruz. ( Bu dediğim sadece Batuhan ile alakalı değil, eski yeni birçok rock grubunda bu var ve anlayamıyorum. )

Veda Olsun : Burada Batuhan'ın vokali ile solo albüm anlayışı bütünleşiyor.   "Bir veda olsun, elveda dostum" diye başlayan nakarat bölümündeki kafiye enflasyonu beni boğdu ama millet çok seviyor... demekki terslik bende. Fikir açısından çok keyifli ve solosuyla rock normlarında. 

Bambaşka : Albümün çıkış parçası ve bunu da fena halde hak ediyor. Alışıldık dışında çok başarılı gitar bölümlerine rağmen "Mahpus yatan", "kurşun sıkar giderim" gibi arabeske özenen sözleri çok yapıştırma ve eklektik buluyorum. Yahu bu sözleri bırakalım ve allahaşkına samimi olalım. Batuhan'a kızmıyorum, bizi böyle bir yalana inandırdılar. Son olarak diyeceğim, keşke bu albüm İngilizce hatta daha da anlayamayacağımız başka bir dilde yapılsaydı diyesim geliyor. 

Kabus : Artık sözleri iplemeden dinliyorum diyecektim ki Batuhan'ın vokali birden Kaan gibi oluverdi. Bence bu parçaya Kaan'ı konuk olarak alsaymış bile dedim. Bunları dedim diye bana kızanlarınız ya da Duman'a gıcık olduğumu sananlar var ise şu parçadaki müzikal fikirlere biraz dikkatli bakın derim. İşte benim derdim bu güzelliklerin güme gidiyor olması sadece. 

Alayı Gelsin: Bu parçada çok yoruldum. Bir şey demiyorum. Alayı gelsin, tek söz etmeyeceğim.

Yadigar : Batuhan'ın hem sesi hem de gitarıyla harikalaşan bir parça. Her şey nefis ama "kader", "mahşere kadar", "merhem", "yara" gibi sözlere dayanabilmem imkansız. Neredeyse "imdat!" diye bağıracağım. 

Batuhan'ın solo albümü "Yadigar"da yer alan iki parçayı diğerlerinden ayırdım, şimdi de onlara bir göz atalım.

Yor Beni : Akustik tınılı bu parçada arabesk etkisi defolup gidiyor ve sanki bir halk ozanı etkisinde ama Batuhan gibi karşımıza çıkıyor.

Sürgün : Batuhan'ın gitarına diyecek bir şey yok ama sesini en güzel hissettiğimiz parça bu olsa gerek. Country folk tarzına yakın gelmesinin   yanısıra sözler de çok güzel oturmuş.

Albümdeki parçalara da tek tek baktıktan sonra derdimi daha net anlatayım. Öncelikle bu yazıyı yazmak için üç haftalık bir mesai harcadım. Tabi bu süre zarfında da albümü defalarca dinledim. Bu süre içinde (hatta şu an bile), kendi kendime "boşver yahu başına dert alma, nasılsa millet yanlış anlayacak." diyerek yazmaktan vazgeçmeyi bile düşündüm. Ancak böyle özenilmiş ve tabi rock gitarı adına başarılı bir albümü es geçmeyi kendime yediremedim. 

Öncelikle şarkı sözleri ile ilgili yukarda zikrettiğim, "keşke bu albüm İngilizce hatta daha da anlayamayacağımız başka bir dilde yapılsaydı" sözüme geleyim. Hani o eski "rock İngilizce mi Türkçe mi yapılır" isimli   tartışma aklınıza geldi muhakkak... ancak bu tartışmayı her dem gereksiz ve saçma bulmuşumdur. Benim burada dediğim yargı şarkı sözlerinin müzikal başarıyı arka plana itmesinden kaynaklandı. Hatta o yüzden İngilizce de değil hiç anlamayacağımız, bilmediğimiz bir dilde söylenmesini bile istedim. Şimdi size şöyle bir dinleme önerisinde bulunacağım. Önce albümü şarkı sözlerine kulak vererek dinleyin. Ardından sözler hiç yokmuş gibi hatta enstrümantal çalışmalar gibi dinleyin. Bütün bunların ardından albümü bir de bilmediğiniz bir dilde yapılmış gibi dinleyim. İşte o zaman beni daha iyi anlayabileceksiniz. 

Derbeder oldum, efkarım büyük, dertliyim ama anlatamıyorum. İntizar etmiyorum, kader buymuş demekki.

 Aptulika


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...