30 Haziran 2023 Cuma

Lynyrd Skynyrd, Gary Rossington'ın son konserinden video yayınladı.


Lynyrd Skynyrd, Gary Rossington'ın  5 Mart'ta ölümünden önce grupla birlikte son konserinden   "Gimme Three Steps"i video olarak yayınladı.


Güney Rock efsanesi Lynyrd. Skynyrd'ın kuruluş kadrosundan kalan. tek eleman olan gitarist Gary Rossington 5 Mart 2023 tarihinde, 71 yaşında hayata veda etmişti. 

Rossington'un yer aldığı son konser 22 Kasım 2022'de Nashville'deki Ryman Oditoryumu'nda verilmişti.  

8-14 Temmuz tarihleri ​​arasında "The 50th Anniversary of Lynyrd Skynyrd" adıyla bu konserin tamamı ABD sinemalarında gösterime girecekmiş. 

Bu konserden "Gimme Three Steps" bölümü video olarak bugün yayınlandı.




 

Belfast Blues'un yeni gözdesi



 Yeni isimlere kimse bakmıyor, yazılan yazılar tıklanmayacak kadar az oluyor ama ben yani isimler keşfetmeyi ve üzerine yazı yazmayı, haber yapmayı seviyorum. İşte onlardan biri olan Dom Martin, 22 Eylül 2023'te Forty Below Records tarafından yayınlanacak, üçüncü stüdyo albümü "Buried In The Hail" öncesi ilk single olan “Unhinged” i bugün yayınladı. 


 Belfast doğumlu Kuzey İrlandalı bir blues rock gitaristi ve vokalisti olan Dom Martin yeni bir isim ama toplam iki albüm yapmasına rağmen ödül üzerine ödül almış bir sanatçı. Dom, akustik çalışmasıyla 2019 Avrupa ödülü, 2022 ve 2023 UK Blues Ödülleri En İyi Enstrümantalist Ödülü, 2020/2021/2022'de Birleşik Krallık ödülleri ile birden fazla ödül kazandı ve sonuç olarak artık Birleşik Krallık Blues Onur Listesi'nde yerini aldı.

Elektro gitarda da mahir olan Martin, akustik gitarda dudak uçuklatan  bir yeteneğe sahip. Ayrıca sesinin Belfast Blues tınısı da eklenince bir çok müzik otoritesine göre "günümüzün Rory Gallegher'i" benzetmesi de yapılıyor. Bu tip bir benzetmeyi yapmak için erken olabilir ama  onun için "Rory Gallagher'dan bu yana en büyük İrlanda ihracatı" demek daha doğru olabilir gibi.  

Dom Martin'in Eylül ayında çıkacak yeni albümü Roots, Americana ve Blues türlerinde olacakmış ve parçaların çoğu neredeyse sinematik bir temaya sahipmiş.

Dom, albümden çıkan ilk single olan “Unhinged” hakkında şunları söylüyor: “Albümün ilk single'ı olarak bu şarkıyı seçtim çünkü kaydetmesi en zor ama bir o kadar da en eğlenceli olanıydı çünkü kullandığım 5 watt'lık Champ yanıyordu ve patlamaya hazırdı. Yine de kulağa harika geliyordu. Bu amfiye bu gizemli manyetiklere sahip bir Gibson 339 takılı, size o sesi verecek tek kurulum bu. Bu, yüzünüze gülümseyen ve adınızı kağıtlardan karalayan sahte ürünlerle ilgili bir şarkı! Bilirsin, onlar! Çirkin bir dünyada yaşıyor ve çalışıyoruz."

Dom Martin yeni albüm öncesi çıkan ilk single'ı olan "Unhinged"i böyle tanımlıyor. Aşağıdaki videodan parçayı dinleyin bakalım... siz nasıl bulacaksınız.







29 Haziran 2023 Perşembe

Molly Hatchet albüm kapağının aslı 6 Milyon dolara satıldı!


Frank Frazetta'nın Molly Hatchet'in 1979 tarihli  "Flirtin' With Disaster" albümü için yaptığı kapağın orijinali, geçen hafta Heritage Auctions'ta 6 milyon dolarlık rekor bir fiyata satıldı.


"Flirtin' With Disaster" albümü Southern Rock grubu Molly Hatchet için bir dönüm noktasıydı. Grubun hard rock soundunda verdiği başarılı bir örnek olmasının yanısıra hatırı sayılır albüm satışıyla da dikkate değerdir.  Albüm sadece ABD'de  2 milyonun üzerinde satış yapmıştı.  Ancak albümün başarısında kapağın da payı büyüktü. Büyük çizgi romancı, illüstratör ve ressam olan Frank Frazetta (1928 - 2010)'nın yaptığı bu tablo plak kapakları arasında hala unutulmazlar arasındaki yerini korur. 

Frazetta'nın Molly Hatchet albüm kapağı olarak kullanılan "Dark Kingdom" tablosu  6 milyon dolarlık satış fiyatıyla, fantastik sanat türünün en yüksel satış fiyatı olarak bir rekora imza atmış oluyor. Ayrıca  Frazetta'nın kataloğunun da en yüksek fiyatı olmaktaymış.  Frazetta'nın daha öncek yüksek satışları ise şöyleymiş: 

" Death Dealer VI " (2018'de 1,79 milyon $), 



" A Princess of Mars " (2020'de 1,2 milyon $),



" At the Earth's Core " (2016'da 1,075 milyon $) .



"Dark Kingdom", Frazetta'nın Molly Hatchet için yaptığı ilk veya tek kapak değildi.   Frank Frazetta'nın  " Death Dealer " çalışması, grubun 1978'deki kendi adını taşıyan ilk albümünün kapağı olmuştu. " Conan the Conqueror " tablosu, 1980'lerde çıkan "Beatin' the Odds" adlı üçüncü albümlerinin kapağı oldu  .  Üretken bir çizgi roman ve karton kapaklı kitap kapağı sanatçısı olan ve genellikle "Fantezi Sanatının Babası" olarak anılan Frazetta , 2010'da ölmeden önce Nazareth , Yngwie Malmsteen ve Wolfmother gibi isimlere albüm kapağı yapmıştı.


 

"Bohemian Rhapsody" filminin devamı... İkinci Bölümü!



2018 yılı yapımı ve Queen grubunu anlatan "Bohemian Rhapsody" filmi, 40 milyon sterlinlik bir bütçeden 720 milyon sterlin hasılat yaparak gişede büyük bir başarı sağlamıştı.  Film grubun Live Aid konserlerine kadar olan süreci konu ediliyordu. Tabi herkesin aklına  grubun solisti Freddie Mercury'nin ölümüne kadar olan dönemi anlatan ikinci bir film olacak mı sorusu geliyordu. 

Bugünlerde çıkan bir haber Queen'i anlatan "Bohemian Rhapsody" filminin devamının çekilebileceği üzerine bir işaret fişeği gibiydi. 




Queen gitaristi Brian May, bu hafta ABD radyo istasyonu Sirius XM'de Eddie Trunk'ın konuğu oldu. Programda Brain May, doğru senaryoyu bulurlarsa bir Bohemian Rhapsody devam filminin çekileceğini söyledi.

Filmin senaryosunun Live Aid konserleriyle son bulduğunu söyleyen Brain May, "Queen'in kariyerinde daha sonrada çok şey oldu,  bunlar da yeni bir filmin konusu olabilir." diye ekleyecekti. 

Bu filmin devamı çekilecekse ilki gibi etkileyici olması gerektiğini söyleyen Queen grubunun gitaristi, "Aynı dört adamın  oynaması için geri gelmesi güzel olurdu çünkü hepsi çok muazzam ve harikaydı. Demek istediğim, Rami'nin ( Freddie Mercury'yi oynayan Malek ) harika. Beni oynayan Gwilym (Lee) - inanılmaz. Yani, çocuklarımı kandırdı. Çocuklarım rolü seslendirdiğimi düşündüler ama hepsini o yaptı." diyerek filmin oyuncu başarısını vurgulamayı da ihmal etmeyecekti. 

Freddie Mercury, Kasım 1991'de 45 yaşında öldü ve basçı John Deacon , 1997'de müzikten iyicene kopup gruptan ayrıldı. Queen'den bugün iki eleman Roger Taylor ve Brian May kaldı. Grubun vokaline ilk önce Paul Rodgers geldi. Onun ardından da vokale Adam Lambert geçti ve Queen adı altında yeniden turneye çıkıyorlar.

Orijinal Bohemian Rhapsody filmi, Freddie Mercury ve Queen'in başlangıcından 1986'daki efsanevi Live Aid konserlerine kadar odaklanmıştı. Yeni bir filmle ikinci bölümü çekilir mi? derseniz... Brain May'in bu röportajı bir işaret fişeği olabilir gibi geldi bana. Brain May konuşuyor ve bunun yaratacağı tepkiye bakıp, piyasa araştırması yapılıyor olabilir. Siz ne dersiniz acaba...



Blood Brothers turnesinde Mike Zito'nun yerini Gary Hoey dolduruyor



Albert Castiglia ve Mike Zito güç birliği yaparak "Blood Brothers" isimli bir albüm yapmışlardı. Albümün ardından da turneye çıkan iki gitarist başarılı konserler veriyorlardı. Ancak  Mike Zito'nun eşi Laura ani bir rahatsızlık geçirince gitarist turneyi yarım bırakmak zorunda kaldı. 

Albert Castiglia turneye  gitarist Gary Hoey ile devam edecek. İki sanatçı gibi Gulf Coast Records sanatçısı olan Hoey, Temmuz ve Ağustos aylarında yapılacak olan gösteriler için özel konuk olarak yer alacak. 

Albert Castiglia, bu durumla ilgili şunları söyleyecekti:  “Bugün sevgili arkadaşım ve üçüncü Blood Brother, Gary Hoey ile konuştum. Yaz konserlerine onunla devam edeceğim için  gerçekten heyecanlıyım.  Mike dönene kadar böyle devam edeceğiz".  Castiglia turneye devam edecekleri gitarist Gary Hoey ile ilgili, “Gary ile beş yıl önce Memphis'te tanıştık. O zamandan beri birlikte müzik çalıyor ve konserler veriyoruz. Onunla sahnede harika bir uyum içindeyiz ve bu yaz insanlar da buna şahit olacak." sözlerini zikredecekti.


Mike Zito'nun karısı Laura Zito Haziran ayının ortasında  kemoterapiye devam etmek için Houston'a gittiğinde  doktorları ona artık tedavinin olamayacağını söylemişlerdi. Kanser o kadar ilerlemişti ki, kemoterapi sağlığını mahvedecek ve geriye kalan yaşam kalitesini de kaybedecekti.  Yaşadığı bu durumu Mike Zito, "Laura son 12 ayda çok mücadele etti. Bu durum karşısında turneyi bırakıp, eve gelip karım ve ailemle birlikte olma zamanım geldi. Birlikte ne kadar zamanımızın kaldığını bilmiyoruz ve artık ayrı kalmak istemiyoruz." diyecekti.   

 


28 Haziran 2023 Çarşamba

Blues-rock gitaristi Eric Johanson'dan yeni albüm öncesi ilk single



Blues-rock gitaristi Eric Johanson,  yakında çıkacak olan albümünden ilk single'ı olan "The Deep and the Dirty" klibini dün  yayınladı.  

New Orleans, Los Angeles'taki Snake & Jake's Christmas Club Lounge'da çekilen “The Deep and the Dirty”nin videosunu Kaylie McCarthy yönetmiş ve kurgusu Eric Johanson tarafından yapılmış.  

Eric Johanson, yakında çıkacak olan  "The Deep and the Dirty" albümünde  basçı Eric Vogel  ve davulcu Terence Higgins ile birlikte çalışmış. 12 parçanın 2 günde kaydedildiği albüm için Johanson, "Bu tür müzikleri birlikte çalarken, her bir parçayı ayrı ayrı kaydettik ve canlı çaldık.  Gitar sololarımı önceden yazmıyorum ya da ayrı ayrı kaydetmiyorum. Soloyu özel bir yere götürmek için grupla etkileşim kurmam gerekiyor, bu yüzden canlı kayıt yapmalıyız. Bir veya iki hata olsa bile, anın dürüst bir temsili gibi geliyor bana.” diyecekti. 




Liste Başı PLAKLAR - 29 Haziran 2023

Rock


1. Peace...Like A River - GOV'T MULE (5) - 2


2. Tales Of Time - JOE BONAMASSA  (3) - 6

3. Fauna  - HAKEN (6) - 3


4. Mirror in the Sky - YES (2) - 6

5. Seven Psalms - PAUL SIMON (1) - 4

6. Golden Age of Music - Arjent Lucassen's Supersonic Revolation (20) - 5

7. Shadow Kingdom - BOB DYLAN (10) - 2

8. Orpheus Descending - JOHN MELLENCAMP (11) - 2

9. Mindsets - JOAN JETT and the BLACKHEARTS (4) - 4

10. Bridges - STEVE LUKATHER (12) - 2

11. Take No Prisoners - ALCATRAZZ (7) - 3

12. Wrong Side Paradise - Black Star Riders (8) - 3

13. Echoes from the Past - ELOY (Yeni) - 1

14. Darkfighter - RIVAL SONS (14) - 2 

15. Live At Montreux Jazz Festival '07 - MOTÖRHEAD (Y) - 1

16. Six - EXTREME(16) - 3

17. Horns For A Halo - ELEGANT WEAPONS (19) - 3

18 . Full Throttle Live - TESLA(17) - 3

 19.  But Here We Are - FOO FIGHTERS (18) - 2

20. Guitarists of İstanbul - GUITARIST OF ISTANBUL  (15) - 6

 



  Blues


1. Outside The Lines - MISTY BLUES (1) -3


 2. Ridin' - ERIC BIBB (5) - 3

3. Blood Brothers - MİKE ZITO and ALBERT CASTIGLIA (9) - 3


4. Moving On Skiffle - VAN MORRISON (12) - 2

5. Power - ANA POPOVIC (3) - 4

6. Satisfied - GAYE ADEGBALOLA (8) - 3

7. Exorcist - SELWYN BIRCHWOOD (4) - 3

8. Touch My Soul - IVAN NEVILLE (10) - 3

9. Fresh Tracks -  BIG SHOES (11) - 2

10.  Dirt Woman Blues  – GRAINNE DUFFY (7) - 3

 11. A Day By The Bay - BACKTRACK BLUES BAND (13) - 3

12. Get Behind The Wheel - EILEN JEWELL (15) - 3

13. Real Gone - ALLY VENABLE (19) - 2

14. Ain't Giving Up - CHRIS DUARTE (Yeni) - 1

15. Death Wish - SAMANTHA FISH & JESSE DAYTON (Y) - 1

16. Back to Baton Rouge - LIL' JIMMY RED with BEN LEVIN (17) - 2

17. Blues is Calling Me - LEONARD "LOWDOWN" BROWN (18) - 2

18. Oscar's Motel - THE CASH BOX KINGS (Y) - 1

19. Savoy - TAJ MAHAL (2) - 5

20. Tales Of Time - JOE BONAMASSA  (6) - 6

21. Best of Me - JOANNA CONNOR (Y) - 1

 22. Gypsy Soul -  Jennifer Lyn & The Groove Revival (20) - 2

23. Motel Mississippi - TONY HOLIDAY (Y) - 1

24. Live At The Palladium - DAMON FOWLER (Y) - 1

25. The Blues, Man, The Blues - MICK CLARKE (Y) - 1

26. Super Soul Session - ARLEN ROTH  & JERRY  JEMMOTT (Y) - 1

27. Grovin' at Grove Now! - DOUG DEMING & THE JEWEL TONES (Y) - 1

28. Daughter Of Zion  - GLENN SCHWARTZ (Y) - 1

29. LaVette! - BETTYE LAVETTE (Y) - 1

30. Raw Blues 2 - DOUG MAC LEOD (Y) - 1

31. what key is trouble in ? - NICK SCHNEBELEN (Y) - 1




Caz



1. Chet Remember - ENRICO PIERANUNZI (3) - 4


2.  Like Minds - WAYNE ESCOFFERY (4) - 4

3. Dokuz 1 - OZAN MUSLUOĞLU(1) - 6


 4. Dance Kobina - JOE CHAMBERS (6) - 3

5. Savoy - TAJ MAHAL (14) - 2

6. Life is Movie - LAURENT DE WILDE (2) - 5

 7. Symphony No 4: The Jungle  - WYNTON MARSALIS (7) - 3

 8. Dream Box - PAT MATHENY (15) - 2

9. Lost Ghost - KEREM GÖRSEV(5) - 6

 10. Catalyst - STEVEN FEIFKE (16) - 2

11. The Power Station Tour (West Coast) - CORY WONG  (Yeni) - 1

12. Conjuring - LAUREN HENDERSON  (9) - 5

13. Short Stories - VICENTE ARCHER (18) - 2

14. Will Be Waiting For The Sun To Rise - MARC JORDAN (8) - 4

15. Eventually - JACOP YOUNG (11) - 6

16. I Want More - DONNY MC CASLIN (17) - 2

17. Grateful Deadication 2 - DAVE MC MURRAY (Y) - 1

18. Linger Awhile - SAMARA JOY (Y) - 1





CHET'i Hatırlamak



"Bu albümün benim için çok özel bir anlamı var.  Chet'i hatırlamak ismini verdim ve albüm için çalışırken 1979 yılına yani Chet Baker'la tanıştığım o yıllara dönüverdim. Bu tanışma müzik hayatımda bir dönüm noktası olacaktı. Onunla birlikte çalmak, konserleri paylaşmak ya da kayıt seansları yapmak, çalma tarzımda büyük bir değişikliğe neden olan, nadir caz deneyimine sahip bir sanatçıyla yakın temas halinde olmamı sağladı. "

İtalyan caz piyanisti Enrico Pieranunzi, yeni çıkan "Chet Remembered" albümünü bu sözlerle anlatıyor. 



Enrico Pieranunzi, trompetçi Bert Joris ile birikte Chet Baker'a saygı niteliğinde bu albümü Frankfurt Radio Big Band ile birlikte kaydetmiş. 



Albümdeki parçalar, o  ilk tanıştıkları yıllardan geliyor. Parçaların çoğu piyanist Enrico Pieranunzi tarafından bestelemiş ve düzenlemeleri de Bert Joris tarafından yapılmış. "Bunlar arasında, Chet için özel olarak bestelediğim, "Night Bird", "Soft Journey", "Fairy Flowers" ve "Brown Cat Dance" da yer alıyor ." diyerek albümdeki parçaları vurgulayan İtalyan piyanist,  açılış parçası "From E. to C." nin  Chet Baker ile dostluğunun isim kodlamasıyla vurgulandığını belirtiyor.  

*

"Chet Remembered" albümünü Enrico Pieranunzi'nin kendi. anlatımıyla sizlere tanıtmak istedim. Ancak albümü ilk dinlediğimden bu yana 6 hafta geçti ve arada bir çok caz albümü dinledim ve ilk anda beni çarpan çalışma bu oldu. İtiraf etmem gerekirse albümün Chet Baker'a saygı için yapıldığını bilmeden dinleyip sevmiştim. İlk dinleyişte tav olmamın sebebi, iflah olmaz bir big band tutkunu olmamdan kaynaklanıyordu. Her hafta geçişinde bu albüme ilgim daha da artıyordu. Adeta çölde susuz kalmış bir adamın bir yudum su ararken yanı yöresinin menba su kaynaklarıyla. dolması gibi bir etkiydi bu. 

Bugün şu albümü bir daha dinleyeyim dediğimde ise "Chet" isimli parça "Bre ahmak! Bu albümün Chet Baker'a adanmış olduğunu hala anlamadın mı?" diyecekti. 

Şimdi gece saatlerinde albümü dinlerken odama açık pencereden hafiften gelen serinlik öğlen sıcaklığının, neminin boğuculuğunu cazın ferah nefesine bırakıyor.  

Chet Baker'a adanmış bu albümün bana. verdiği bu keyfe benim de bir katkım olsun diyorum ve CHET BAKER'ın anısına bende bir çizgi gönderiyorum...


  Enrico Pieranunzi, Bert Joris  ve Frankfurt Radio Big Band'a  "Chet Remembered" albümü için teşekkürler diyelim. 

Aptulika 

27 Haziran 2023

saat: 23. 56



27 Haziran 2023 Salı

Karikatürist AL ROSS'un plak merakının çıkardığı gitar ustası



 2012 yılında 100 yaşındayken hayata veda eden ABD'li karikatürist Al Ross kıvrak çizgileriyle yıllarca The New Yorker dergisinde çizmişti.


Uzun yaşamının 75 yılını karikatüre veren büyük usta 1937 yılında The New Yorker'da profesyonel kariyerine başlamıştı. 



Doğum adı Abraham Roth olan Al Ross hepsi karikatürist olan 4 Roth Kardeşten biriydi: Al Ross, Irving Roir, Ben Roth ve Salo. 

Al Ross aynı zamanda harika bir ressam ve usta bir sanatçıydı.

Al Ross müzikle de arası iyi olan biriydi. Bronx'daki evinde flamenko ağırlıklı bir plak koleksiyonu da vardı. 
Bir gün plakların olduğu odaya müzik dinlemek için girdiğinde 5 yaşındaki oğlu Arlen'ın pikabın başına oturmuş plak dinlediğini görür. İşte o anda karikatürist Al Ross oğlunun müzik zevkini farkedecek ve ona bir gitar alarak müziğe yönlendirecekti.



İşte o ufak çocuk şimdilerin en görkemli gitar hocası, gitar konusunda en prestijli dergi olan Guitar Player'ın yazarı... blues ve rock gitarında virtüoz olan Arlen Roth'dan başkası değildi. 




Bir gitar ustası olan Arlen Roth 1970 yılında müzik hayatına adım attı. Plak kayıtlarında stüdyo müzisyenliği yapan sanatçı, Bee Gees, Simon and Garfunkel, Patti Smith gibi bir çok ismin turnesinde çalan ve vazgeçilmez bir gitarist olacaktı. 




  "Telecaster Ustası" olarak bilinen Arlen Roth,  Telecaster gitaristlerinin tekniklerini anlatan "Masters of the Telecaster" isimli kitabını 2006 yılında kaleme almıştı. 

Gitaristliği ve hocalığının dışında iyi bir yazar da olan Roth, 1982'den 1992'ye kadar Guitar Player dergisinde gitar tekniği konusunda aralıksız köşe yazıları yazdı. On yıl boyunca süren bu köşe yazıları "Hot Guitar" ismiyle kitap olarak yayınlandı.  




 Vintage Guitar dergisi tarafından tüm zamanların en etkili 100 perde ustası ve en iyi 50 akustik sanatçısından biri olarak tanınan Arlen Roth, International Guitar Hall of Fame and Museum'un kurucusu ve CEO'sudur.




Bugüne kadar 20 solo albüm çıkartan Arlen Roth, geçtiğimiz hafta bas gitar ustası Jerry Jemmott ile birlikte " Super Soul Session!" isimli bir albüm çıkardı. BlueHeart Records  tarafından yayınlanan bu albümde Amerikan blues klasiklerini bu iki ustanın yorumuyla dinlemenin keyfine doyulmuyor. Öncelikle gitaristlere ama iyi müzik dinlemek isteyen herkese bu albümü inatla tavsiye ederim.

Aptulika





ZZ TOP'ın Yeni Albümünde Ölen Basçıları DUSTY HILL'in Kayıtları da Yeralacak


ZZ TOP'ın yeni çıkacak albümünde hem ölen basçıları Dusty Hill hem de yeni basçıları Elwood Francis yer alacakmış. 


Efsanevi üçlünün gitaristi Billy Gibbons, yeni ZZ TOP albümünde grubun ölen basçısı Dusty Hill ile kaydedilmiş parçaların da yer alacağını açıkladı.

2012'de çıkan ZZ Top albümü "La Futura"nın devamı niteliğinde olan ve bu yılın sonlarında çıkması beklenen albümde, Dusty'nin yerine geçen basçı Elwood Francis ile yapılan yeni kayıtlara da yer verilecekmiş. 

Billy Gibbons ile Classic Rock dergisinin yaptığı röportajda gitarist şunları söyledi : "Kayıt çalışmalarımız sürüyor.  Şu anda daha önceden Dusty ile kaydettiğimiz  parçaları gözden geçiriyoruz. Yani albümde Dusty de yer alacak, Elwood da öyle . Büyüleyici olan, her ikisiyle de üç veya dört parçamızın albümde olacak olması. Birbirleriyle değiş tokuş yapıyorlar. "

  Gibbons sözlerine şöyle devam edecekti: " Dusty harika bir adamdı, harika bir şarkıcıydı.  Dusty şöyle derdi: 'Sahneye geç kalırsam, gitarımı Elwood'a vermeyi unutma .' Elwood otuz yıldır bizim sahne teknisyenimizdi yani aileden biriydi.   ZZ TOP'ta Hill'in yerine geçecek tek kişiydi. Ancak Dusty parmaklarıyla oynarken, Elwood pena kullanıyor. Biraz daha keskin. Biraz daha incelik getiriyor. Ve ilk provada benimkinden daha uzun bir sakalla geldi."

Gibbons, ZZ TOP'un Hill olmadan canlı sahneye dönüşü konusunda "çok fazla merak" olduğunu itiraf etti . "'Bu nasıl olacak?' "Bu adam TOP'un gücünü kaldırabilir mi ?"   Ama Elwood hazırdı, bunca zamandır zaten bizim bir parçamızdı."  




Van Morrison çocukluk hayallerinin peşinde

20. yüzyılın başlarında ABD'nin siyah mahallelerinde görülen  skiffle tarzı 1940'ların ABD'sinde  caz ve blues müziğinin içinde görülecekti.  
1950'lerde İngiltere'de de popüler hale gelen Skiffle müziğinin ilk tınılarını duyan Kuzey İrlanda'nın tersane işçilerinden birinin oğlu olan küçük bir çocuk ilerde "Belfast Kovboyu" lakabıyla anılacak müzik hayatının hayallerini kuruyordu. Bu çocuk yıllar sonra büyük bir müzisyen olacak olan Van Morrison'du.



Halk müziğinde ya da Afro Amerikalı siyah insanın müzik yaparken kimi zaman ev eşyalarını enstrüman olarak kullanması mümkündür. Evet bunlar ev eşyaları, mutfak gereçleri de olabilir çoğu zaman. Flemenko'da bir dolap çekmecesi uygun bir vurmalı müzik aleti oluverir ( hatta günümüzde müzik mağazalarında satılan cajon enstrümanı bile buradan çıkmıştır). Bizde de leğeni perküsyon olarak kullanan Roman müzisyenlere rastlamamışız olabilir misiniz?


Blues yapan ABD'li siyahlar da çamaşır tahtası, sürahi, tarak gibi gereçleri kullanarak müzik yapacaklardı ve buna da Skiffle müziği diyeceklerdi. 

Yaşam zorlukları içindeki bu insanların ekmek kavgasında  emekçi yaşamlarına eşlik eden üretim araçlarını müzik aleti haline getirmeleri blues'a yeni ve ilginç çalgılar katacaktı. Yaşamlarına eşlik eden araçları ve eşyaları bu insanlar yetenek ve yaratıcılıklarıyla dönüştüreceklerdi. Puro kutusundan keman ya da gitar ve en sonunda banço gibi enstrümanları kendi el becerileriyle yaptılar. 

Bu arada bizde de cümbüş denilen ve ismini de yapan kişiden alan böyle bir enstrüman vardır. Bu enstrümanı çocukluğumuzda köylerde ve yoksul düğünlerinde hep görmüştük. 


ABD'nin yüz vermediği Skiffle İngiltere'yi sarınca

20. yüzyılın başlarında ABD'nin siyah mahallelerinde görülen bu tarz müzik yapma, 1940'larda skiffle ismiyle caz ve blues müziğin içinde görülecekti. Egemen beyaz Amerikalılar, siyahların yaptığı bu tarza pek yüz vermese de 1950'lerin Britanya Adası'nda işçi sınıfı mahallelerinde İngiliz müzisyenler bu tarza hayran olup, adalarında da canlandıracaklardı. 

İngiltere'de Skiffle aşkı John Lennon'u da okul yıllarında sarmıştı.

1950'lerde İngiltere'de popüler hale gelen Skiffle müziğinin ilk tınılarını duyan Kuzey İrlanda'nın tersane işçilerinden birinin oğlu olan küçük bir çocuk ilerde "Belfast Kovboyu" lakabıyla anılacak müzik hayatının hayallerini kuruyordu. Bu çocuk yıllar sonra büyük bir müzisyen olacak olan Van Morrison'du.

Van Morrison şimdiler yeni yaptığı albüm "Moving On Skiffle" ile çocukluk duygularını tekrar canlandırarak Skiffle yapıyor. “Bir skiffle grubuyla - birkaç gitar, çamaşır tahtası, çay sandığı bas - performans sergilediğimde hala okuldaydım. Lead Belly'nin kayıtlarına zaten aşinaydım, bu yüzden Lonnie Donegan'ın 'Rock Island Line' versiyonunu duyduğumda, onun ne yarattığını sezgisel olarak anladım, yapmak istediğim şeyin bu olduğunu biliyordum. Bir patlama gibiydi. Şimdi yeni yaptığım bu albümde o dönemin şarkılarını yeniden canlandırıyorum.” sözleriyle yeni albümü "Moving On Skiffle"ı böyle tanımlıyor, Morrison. 


Eskileri yeniden ısıtmak yerine 

Efsane müzisyenlerin eski klasiklerini ısıtıp ısıtıp yeniden sunduğu bir dönemde Van Morrison böyle davranmaktan özellikle kaçıyor. Hatta son konserlerinden birinde dinleyicileri muhteşem klasiği "Gloria"yı ısrarla istemesi üzerine, "50 yıldır her konserde okumaktan ben bıktım, siz dinlemekten bıkmadınız mı!" diyerek, şarkıyı okumayacaktı.  Van Morrison  efsane klasiklerini yaldızlayıp sunmak yerine, çocukluk hayalini canlandırıp Skuffle bir albüm yapmayı tercih ediyor... böylece o köklere olan saygısını sunarken bir yandan da  o kültürü yeniden yaşar hale getirip, hafızalar kazıyor. Ben Morrison'un bu yaptığını ülkemizde Taner (Öngür) abinin yaptığına benzetiyorum. Taner abi de Moğollar , Dervişan ve yer aldığı efsane gruplardaki parçaları solo albümlerinde yapmak yerine çocukluk hayallerini canlandıran solo albümler yaptı. 


"Moving On Skiffle", vakti zamanında Elizabeth Cotton'un klasiği "Freight Train" ile başlıyor. Bu şarkı 1956'da Chris McDevitt tarafından plak olarak çıkmış ve İngiltere'de büyük bir beğeni toplamış. Bu parçanın ardından "Careless Love" geliyor ki, bu parçayı ben 1970'leri ikinci yarısında  ilk kez Joan Baez'in folk yorumuyla dinlemiştim ve kafama o haliyle kazınmıştı. Şimdi bu parçanın skiffle yorumuyla dinlemek benim için ayrı bir deneyim oldu.  "Sail Away Ladies" ve "Streamline Train" gibi canlı parçalarla. devam eden albüm,  "This Loving Light of Mine" ile hafiften rock'n' roll kokulu bir tempo ile devam ediyor. "Streamlined Cannonball", "Come On In" ve "Worried Man Blues" gibi parçalarla Morrison'un hassas yorumu , yer yer caz tadını da alıyoruz.     

İlk olarak 1920'lerde The Memphis Jug Band ve Tampa Red tarafından ünlenen 'Gov Don't Allow' şarkısı albümde  Morrison'ın şarkı sözlerini hafiften değiştirdiğini görüyoruz. Kuzey İrlanda'da Covid-19 salgını sırasında hükümetin müzik mekanlarını kapalı tutmasına karşı çıkan Van Morrison bu parça ile kararları protesto etmişti. 

 Van Morrison'un yeni albümü "Moving On Skiffle"da tam tamına 23 parça var. Hepsinden bahsetmek için ne o parçalarla ilgili bilgim ne de yazı alanım yeterli.  Ancak albümü dinlemeye başladığınızda samimi bir havada geçmişe sımsıcak bir yolculuk yapacaksınız. Van Morrison'un kalbinden gelen enerjisi bizi nadir bir şarkı koleksiyonuna götürüyor.  

Aptulika

26 Haziran 2023 Pazartesi

Haken ile Progresif Harikalar Diyarında


İngiliz progresif metal grubu Haken'in yedinci stüdyo albümü "Fauna", 3 Mart 2023'te Inside Out Music aracılığıyla yayınlandı. 


1990'larda musallat olan alternative rock - grunge gömleğini üzerlerinden atınca İngiliz grupları yeniden yaratıcı ve ilerici rock fikirleriye buluşmaya başladı(1); işte onlardan biri Haken.  Grup bu zamana kadar yedi albüm yapmış ama ben gruba ilk defa bu albümle ulaştım. Metal içinde progresif yaklaşımı boğuntuya getirmeden yalın bir şekilde ortaya koyabiliyorlar. 1970'lerin progresifini günümüze yamamak yerine bugünün müzikal yapısı ve teknolojisini de müziklerine katıyorlar. 

Şimdi de Haken'in "Fauna" albümündeki kadrosuna şöyle bir bakalım:  

Vokalde yer alan Ross Jennings, kimi zaman masalsı bir etkide kimi zaman yüksek çıkışlarda yağ gibi akıyor. Parçaların senfonik yapısında onu opera etkisinde bir vokalle görüyoruz ama bu öyle brütal, temiz vokal ayrımı gibi moda alışkanlıklardan çok uzak hatta yanına (iyiki de) yaklaştırmıyor. Jenning'in parçanın ruhuna göre sesini yapmacıksız uydurabilmesi övgüye değer. 

Gitarlarda yer alan Richard Henshall ve Charlie Griffiths metal ile progresifi düzey üstü buluştururken, klavyelerde Peter Jones müzikal örgüye senfonik bir yapı katıyor. 

Basçı Conner Green ise can alıcı dokunuşlarla müzikal görkemi güçlendiriyor... Ve davulcu Raymond Hearne, nerdeyse 1970'lerin görkemli progresif devlerinin ruhunu günümüze taşıyor. 

Haken son albümünde yer alan "The Alphabet of Me" parçasında trompetiyle Miguel Gorodi'yi konuk etmesi de finalde harika bir etki oluşmasına vesile olmuş.   

 Albümün güzelliklerinden biri de kapağı. Dan Goldsworthy'inin yaptığı bu kapak grubun çalışmasına yeni bir boyut katıyor. Goldsworthy'nin daha önceden thrash metal gruplarına yaptığı kapakları da biliyoruz ama bu seferki çalışması progresif rock grubuna oldukça yakışmış. Sanırım devamı da gelecek gibi.

"Fauna" albümüne başlarken vokalist Ross Jennings,  şarkı sözleri için sevdiği yazar  Philip K. Dick'ten (2) ilham alarak yola koyulduğunu söylüyor. Böylece hayvanlar alemi konseptinden hareketle robotlar, elektrikli koyun gibi metaforlar oluşturmuşlar. Albümde anlatılan öyküde hayvanlar hem sembolik hem de önemli rol oynarken, bir omurga görevi gören kimliğin doğası hakkında bazı daha derin felsefi konuların kapılarını açmışlar. (3)

Bu konuda grubun gitaristi Richard Henshall , "Fauna'nın tüm hayvanları kişisel olarak bizimle ilgilidir" diyerek durumu çok güzel özetliyor. 

İngiliz progresif metal rock grubu Haken, yeni albümü "Fauna" ile başarılı bir tavra adım atmış. Bilerek "tavır" dedim ve "çalışma" demedim... zira burada bir tavır bir duruş var. O tavır da, 1970'lerin muhteşem progresif devriminin günümüze taşınması. Albümü dinlerken Emerson Lake and Palmer'ın görkemini hissettim, ama aynısını  ya da takipçisini değil.

 Teşekkürler Haken! 

Aptulika



(1) Hiçbir tarza ve dinleyicisine laf etmek amacında değilim. Ancak ben alternative ve grunge gibi türleri hiç sevemedim. Dolayısıyla bu benim subjektif yaklaşımım. Kimse kusura bakmasın ama yalan söyleyemem. 

(2) Philip Kindred Dick, Amerikalı bilimkurgu yazarı. 44 roman ve 121 hikâye yazmış. Kaliforniyalı bu yazarımız da müzikle bir hayli iç içeymiş... Bir plakçı dükkanı işleten yazar,  radyoda klasik müzik programları da yapmış. Bu arada Dick'in dilimize çevrilen bir eseri vardı galiba... Altıkırkbeş yayınlarından diye. hatırlıyorum. 

(3) "HAKEN - NEW ALBUM 'FAUNA' OUT MARCH 2023". Hakenmusic.com. 8 December 2022. Retrieved 4 March 2023.

 

Gov't Mule'n Dünya Turnesi Başlıyor!



Gov't Mule'un yeni albümü "Peace … Like A River" için bir dünya turnesi başlıyor. Grubun dünya turnesinde Avrupa konserleri de yer alacak. 

Gov't Mule'un dünya turnesinin konser tarihleri şöyle:  


Kuzey Amerika


22 Temmuz – Atlantic City, NJ @ Hard Rock Live at Etess Arena 

23 Temmuz – Patchogue, NY @ Great South Bay Müzik Festivali  

25 Temmuz – Pittsburgh, Pensilvanya  

26 Temmuz – Columbus, OH @ KEMBA 

28 Temmuz – Saratoga Springs, NY 

29 Temmuz – Bethel, NY @ Bethel Woods Sanat Merkezi  

30 Temmuz – Darien Center, NY @ Darien Lake Amphitheatre 

2 Ağustos – Clarkston, MI @ Pine Knob Music Theatre  

3 Ağustos – Noblesville, IN @ Ruoff Music Center  

4 Ağustos – Tinley Park, IL @ Hollywood Casino Amphitheatre  

5 Ağustos – Council Bluffs, IA @ Stir Concert Cove – Harrah's Council Bluffs 

7 Ağustos – Morrison, CO @ Red Rocks Amfi Tiyatrosu 

9 Ağustos – Dallas, TX @ Dos Equis Pavilion  

11 Ağustos – Charlotte, NC @ PNC Music Pavilion 

12 Ağustos – Atlanta, GA @ Chastain Park'taki Cadence Bank Amphitheatre 

13 Ağustos – Cincinnati, OH @ Riverbend Music Center'daki PNC Pavilion 

15 Ağustos – Bridgeport, CT @ Hartford HealthCare Amphitheatre 

17 Ağustos – Gilford, NH @ Bank of New Hampshire Pavilion 

18 Ağustos – Boston, MA @ Leader Bank Pavilion 

19 Ağustos – Holmdel, NJ @ PNC Bank Arts Center 

20 Ağustos – Viyana, VA @ Wolf Trap 

13 Eylül – Toronto, ON @ Massey Hall 

14 Eylül – Ottawa, ON @ CityFolk 

16 Eylül – Fredericton, Kanada @ Harvest Music Festival 

17 Eylül – Montreal, QC @ MTELUS 

19 Eylül – Portland, ME @ State Theatre

Eylül 20 – Wilkes-Barre, PA @ FM Kirby Sahne Sanatları Merkezi

22 Eylül – Lewisburg, WV @ Healing Appalachia 

23 Eylül – Charleston, WV @ Clay Center for the Arts & Sciences

26 Eylül – Harrisburg, PA @ Forum Oditoryumu

Eylül 28 – Erie, PA @ Warner Theatre

30 Eylül – Cary, NC @ Koka Booth Amphitheatre

1 Ekim – North Charleston, SC @ Firefly Distillery

3 Ekim – Wilmington, NC @ Greenfield Lake Amphitheatre

4 Ekim – Wilmington, NC @ Greenfield Lake Amphitheatre

6 Ekim – West Palm Beach, FL @ iTHINK Financial Amphitheatre  

7 Ekim – Tampa, FL @ MidFlorida Credit Union Amphitheatre  

8 Ekim – Orange Beach, AL @ The Amphitheatre at The Wharf  

Ekim 10 – Shreveport, LA @ Municipal Auditorium

11 Ekim – Baton Rouge, LA @ Raising Cane's River Center Arena

13 Ekim – Fort Myers, FL @ Barbara B. Mann Gösteri Sanatları Salonu

15 Ekim – Columbus, GA @ RushSouth Fest 


Avrupa


6 Kasım – Londra, Birleşik Krallık @ The London Palladium

8 Kasım – Münih, Almanya @ Alte Kongresshale

9 Kasım – Viyana, Avusturya @ Globe Wien

11 Kasım – Paris, Fransa @ Le Trianon

12 Kasım – Groningen, Hollanda @ De Oosterpoort

14 Kasım – Utrecht , Hollanda @ TivoliVredenburg Grote Zaal

15 Kasım – Neu-Isenburg, Almanya @ Hugenottenhalle

17 Kasım – Brüksel, Belçika @ Cirque Royal

19 Kasım – Bologna, İtalya @ Teatro Celebrazioni

20 Kasım – Milano, İtalya @ Teatro dal Verme

21 Kasım – Trieste, İtalya @ Politeama Rossetti


25 Haziran 2023 Pazar

Chris Duarte'ye ilham veren eski Univox ritim makinesi


 

Chris Duarte'nin yeni albümünün çıktığını öğrenmemle birlikte, duraksamadan hemen atıldım. "Ain't Giving Up" adını taşıyan bu yeni albümü ilk parçadan dinlemeye başladığımda girişteki kirli intronun birazdan biteceğini ve sesin temizlenerek gürül gürül gireceğini sandım ama ne gezer, "Nobody But You" böyle devam etti. Harika bir ritim gürül gürül ama bir o kadar çiğ ve kirli. 

İkinci parça "Big Fight" başladı ve bu sefer de cır cır böceği gibi ses çıkaran ritmik bir şey beni sinir etmeye başladı. Albümü dinlemeyi kestim. Ertesi gün tekrar dinlemeye koyuldum evet gene çiğ ve kirli bir sound ve o cır cır böceği. Fakat bu ilk iki şarkıyı tekrar dinlediğimde bestelerin çok güzel olduğunu düşündüm. Hatta bu şarkıları şu yorumlasa falan diye düşünmeye bile başladım. Bir iki parça daha dinledikten sonra tekrar bıraktım. Bir daha dinlemem diye düşünürken, bir şey beni dürttü ve üçüncü gün tekrar dinlemeye başladım. Bu dinlemede albüm aldı başını gitti. 

Sonradan o cırcır böceği gibi öten ritmin eski bir Univox ritim makinesinden çıktığını anlayacaktım. Yani adamımız (Chris Duarte) bu eski model ritim makinesini eskicilerden birinden bulmuş ve bütün albümü bunun üzerine geliştirmiş. Tümüyle albümü dinlediğimde ise o çok eski zamanların rockabilly ruhunun yakalandığını iyice hissediyorum.

Sözün özü Chris Duarte, kimi zaman teneke kimi zaman eski çevirmeli telefonunun avizesinden gelen gibi bir tınıda bir etki yakalayarak, ham ve sert bir soundla sunmuş parçalarını. Herkes işlerini yaldızlar ve kremaya boğarken, o tam tersine süslerden arındırarak saf bir yapıda sunmuş işlerini. Rock'n' Roll her zaman garanti ve albümü sanki o çok eskilerin para atınca seçtiğiniz plağın düğmesine bastığınızda plağı çalan müzik box'lar vardır ya, işte bu albümü onlardan dinliyormuş gibisiniz. 

 Provogue Records tarafından çıkan "Ain't Giving Up" albümünde Duarte'nin 1994 tarihli ve onu zirveye taşıyan albümü "Texas Sugar Strat Magic"te  prodüktörlüğü üstlenen yapımcı-gitarist Dennis Herring ile  tekrar bir araya gelmiş. Albümde Duarte'ye davulda Brannen Temple, bas gitarda Jessica Will ve tabi o eski bir Univox ritim makinesi eşlik etmiş. 

Aptulika







Bu Pazar "Motel"ledik: Tony Holiday'in yeni albümü "Motel Mississippi"!

Soul/blues şarkıcısı ve mızıkacı olan Tony Holiday'i ilk dinleyişte biraz JJ Cale'in folk tarafı alınmış hali gibi geldi ya da JJ Cale'in blues yapan hali gibi de diyebiliriz.  



Bugün "motel"ledik gibi... Tony Holiday'in yeni albümünün ismi "Motel Mississippi". Yani bu pazar biraz motelledik. Hoş ortada bir sahil kasabasına tatil falan da yok ama bu uzun tatilde İstanbul'a tıkılmanın bunaltısından olsa gerek, her albüm motelli geliyor... bakalım ne olacak. 

Tony Holiday, ilk defa duyduğum bir isim, zaten bu da ikinci stüdyo albümüymüş. Soul/blues şarkıcısı ve mızıkacı olan sanatçı ilk dinleyişte biraz JJ Cale'in folk tarafı alınmış hali gibi geldi ya da JJ Cale'in blues yapan hali gibi de diyebiliriz. Onun gibi alttan akan bir ritimde gayet sakin giden bir vokal tarzı var. 

 Albümde vokal ve armonikada Toni Holiday yeralırken, davulda Lee Williams, basta Terrance Grayson ve gitarlarda da Dave Gross eşlik etmiş. 



Akşam Motele Cazbant Gelecekmiş! Gidiyor muyuz?



 Retro modası içinde eski olan her şeye rağbet arttı. Öyle ki çoğu zaman bugünkü teknolojiyi reddedip, 1950'lerin (hatta daha eskilerin) kayıt  teknikleriye albümler bile yapılıyor. The Cash Box Kings grubu yeni albümü "Oscar's Motel"de 1950'lerin blues havasını günümüze taşıyor. 

Albümü dinlerken Muddy Waters, Little Walter, Howlin' Wolf'un dönem kayıtlarını dinliyor gibi oluyorsunuz. Ancak Cash Box Kings bunu yaparken o dönemin klasiklerini yorumlamak yerine kendi orijinal bestelerini seslendiriyor. Biz gene de parçaları dinlerken o dönemlerden hatırlıyormuşuz gibi oluyoruz.  Ha bu arada hiç klasik parça yorumlamıyorlar da diyemeyiz, bu albümde olduğu gibi bir iki örneğe de yer veriyorlar. Mesela bu albümde, Sonny Boy Williamson'ın "Pontiac Blues"u ve Muddy Waters'ın "Please Have Mercy" şarkısının yorumlarını da dinleyebiliyoruz.  

Grubun kurucusu, vokalisti ve armonikacısı Joe Nosek grubu, 50'lerin ve 60'ların blues'unun havasını yakalayarak bunları eğlenceli bir tavırda sunmayı amaçlayarak kurmuş.  Bunu da gayet iyi başarıyorlar... Eh hani bu ekibin 22 yıl varolduğu ve bugüne kadar 11 albüm yayınladığı düşünülürse, demekki buna ihtiyaç da varmış.

Sözün özü, bana bu sıcak pazar günü evde oturup bu albümü dinlemek iyi geldi. Dinlerken gözlerimi kapadığımda Chicago Blues günlerinin efsane plak şirketi Chess Records'un stüdyolarının arasında dolaşıyormuş gibi oluyorum. Hava kararınca albümü bir kez daha dinleyeceğim, o zaman da Oscar'ın Moteli'nin balo salonuna ineceğim ve eğleneceğim. Size de tavsiye ederim. 

Aptulika




Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 208


HENRY JAMES
 "Ustanın Dersi"
Çeviri : Can Ömer Kalaycı
Can Yayınları
  (3. Basım: Kasım 2022)

Can Yayınları'nın son indirimli (25 TL) kitap kampanyasından aldığım kitaplardan biri. Aslında bu kitap pahalılığında bu kampanya çok iyi ama bunlarının çoğunun ince kitaplar olduğunu da söylemeliyim. Dikkatli bir seçim yaparsanız bu kitap gibi uzun öyküleri alabiliyorsunuz. Üstelik bu kampanya sayesinde de Henry James isimli ABD'li öykü yazarıyla tanışmış oldum. 

Yazarımız  1843 ile 1916 yılları arasında yaşamış. Babası ABD'li bir düşünür, kardeşi pragmatizmin öncülerinden William James. Aile dostları arasında da bol bol yazar, düşünür ve felsefeci olduğu için verimli bir ortamda çocukluğu geçmiş. 25 yaşına geldiğinde ABD'nin en yetenekli öykü yazarlarından biri olan Henry James, bir süre sonrada kapağı Fransa'ya atınca Paris'te Turgenyev, Flaubert, Zola ile yakın dostluk etmiş. Sonra İngiltere'de yaşamını sürdüren yazar, öyküde "bilinç akışı" tekniğinin öncülerinden biri olacaktı. 

96 sayfalık bu uzun öykü genç bir yazar olan Paul Overt'in görkemli bir kır malikanesine davet edilmesiyle başlıyor. Genç yazarımız o davetliler arasında ünlü romancı Henry ST. George'un olduğunu da bilir ve onunla tanışmaya can atmaktadır. Orada ünlü romancıyla tanışmak isterken genç yazarımız ev sahibinin kızına aşık olur. 

Karmaşık bir sarmal içinde akan öyküde karakterler birbiri ardına gelir. Genç yazarımız tabiki hayran olduğu yazarla da tanışır. Henry James'in kalemiyle sanat ve hayat karşıtlığı ironik bir şekilde anlatılıyor. Tabi finalde sizleri bir sürpriz de bekliyor. 

Aptulika


23 Haziran 2023 Cuma

Samantha Fish ile Jesse Dayton'dan neredeyse Blues Punk albümü



 Samantha Fish ile Jesse Dayton ortak çalışması ilk kez 2022 yılında "Stardust Sessions" isimli mini albüm (EP) ile başlamıştı. Bu ortaklık tutunca şimdi de ikili tam tekmil bir uzun albüm için çalışmaya karar vermişler. İşte böylece "Death Wish Blues" isimli albüm ortaya çıkmış. 

Bu albümün kayıt aşaması da keyifli sürmüş. Woodstock'ta bulunan stüdyonun olduğu 17 dönümlük çiftlik, bir zamanlar The Band'in bas gitaristi ve kemancısı olan Rick Danko'ya aitmiş. Dayton ve Fish ortaklığında oluşan çalışmada klavyede Mickey Finn, davulda Aaron Johnston ve bas gitarda da  Kendall Wind oluşan bir grup eşlik etmiş. Albümün kayıtları kasmadan gruptaki  herkesin müzikal zevklerine göre şekillenmiş. Böylece ortaya blues'tan ve soul'a ; funk'tan  punk'a...rock & roll ile  hem hal olarak eski zamanların havasında kaydedilmiş.  

Albümün yapımcılığını Jon Spencer Blues Explosion'dan Jon Spencer yapmış. Albümdeki 12 parçanın tamamı, hem vokal hem de gitar görevlerini paylaşan Fish ve Dayton tarafından ortak yazılmış. Dayton, Country yıldızlarından Rob Zombie'ye kadar herkesle çalışan çok yetenekli bir müzisyen ve plak yapımcısı.  


*


Samantha Fish ile Jesse Dayton ortak çalışması olan   "Death Wish Blues" albümünün genel hatlarıyla tanıtım bilgileri bu şekilde. Ancak albümü dinledikten sonra kelimenin tam anlamıyla kıçımın üstüne oturdum diyebilirim. Oldukça sınır tanımaz hatta sınırları zorlayan bir albüm olmuş. 

Yazının başlığını verirken eh hani biraz kaygılandım ama blues ile punk bir duygu olarak birleşmiş ve bu birleşimin harcı olarak da rock'n' Roll kullanılmış. Albümü dinlerken kayıt esnasında orada olmak istiyorsunuz, zira açıkcası çok eğlenmişler. Böyle olunca da dinlerken sanki canlı çalıyorlar ve sizde o mekandasınız gibi hissediyorsunuz.  

Aptulika





Doro ve UDO'dan yeni single'lar.



 Bu yeni hafta biraz "Alman Haftası" olacak galiba... Bugünü efsane art rock grubu ELOY'un son albümünün haberiyle açtık. Ardından iki Alman grubunun yeni albüm öncesi iki single'ı peşi sıra geliverdi. 

İlk olarak Alman heavy metal kraliçesi Doro Pesch'in 27 Ekim 2023'te çıkması planlanan "Conqueress - Forever Strong And Proud" albümünün ilk single'ı olan "Time For Justice" bugün çıktı. 

Doro yeni albümünün çıkışını 4 ay önceden duyuran ilk single'ı için harika bir video da oluşturmuş. "Mad Max"vari bu klip, yönetmen Mirko Witzki tarafından çekilmiş.

Ne diyelim Doro'yu özlemişiz, hem de ben en çok o Almanca vurgulu İngilizcesini özlemişim. 4 ay boyunca Doro'nun yeni albümünü merakla bekleyeceğim. 


Alman Haftası'nda üçüncü konuğumuz da eski ACCEPT vokalisti Udo Dirkschneider liderliğindeki beş kişilik heavy metal grubu UDO.  

Onlar da 25 Ağustos'ta Atomic Fire Records etiketiyle "Touchdown" adlı yeni bir albüm yayınlayacak.  Grup albüm öncesi ilk single'ı "Forever Free"yi bugün çıkardı. 

UDO da yeni parçası için bir şarkı sözü videosu yayınladı. 



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...