27 Şubat 2015 Cuma

Scorpions’un ilk gitaristinden Scorpions klasikleri

Çizim : APTULİKA

Scorpions’un altın dönemi ve o döneme gitarıyla damgasını vuran Uli John Roth. 1973’den 1978’e kadar Scorpions’un gitarında efsaneleşen Roth,  "Drifting Sun", "Fly to the Rainbow", "Dark Lady", "Sun in My Hand", "Hell Cat", "Polar Nights" gibi klasiklerde devleşmişti.
Uli John Roth, Scorpions’un en “hippi” elemanıydı. Sanki 1968 yılında dondurulmuş biriydi. Hard’n Heavy’nin deri giysileri, taytları yerine onu bol paça (İspanyol paça) pantolonu, saçında kızılderili bandanası ile bir aşk insanı olarak bulurduk.
Roth’u daha sonraları Scorpions’tan ayrılıp kendi grubu “Electric Sun”ı kurduğunda ise yeni müzikal ufuklarıyla da görecektik. Electric Sun’da Roth, gitarının 70’li yıllara özgü blues  tavrını klasik müziğin temelleriyle de birleştirecekti. Daha sonraki solo çalışmalarında da klasik müzik besteciliğini metal ve rock ile buluşturacaktı.
Uli John Roth üç, dört yıl önce ülkemize de gelip, konser verecekti. Böylesi bir gitar ustasının İstanbul konseri ne acıdır ki bilet satışlarının azlığı sebebiyle iptal edilecekti.
Scorpions’un efsanevi ilk gitaristi Uli John Roth, şu günlerde gene Scorpions’a dönüyor. Ama bu dönüş grubun gitaristliğine geçmek değil, grubun bir dönemine kendisiyle birlikte damga vuran klasiklerini iki CD”lik albümde yeniden yorumluyor. Çıkan albümün ismi  “Scorpions Revisited” ismini taşırken,  "Fly to the Rainbow", "Dark Lady", "Sun in My Hand", "Hell Cat", "Polar Nights" isimli klasikler Roth’un kurduğu bir grupla seslendiriliyor.
Bu arada Scorpions grubu da 20 Şubat günü piyasaya çıkarttığı “Return to Forever” isimli albümüyle 50. yılını kutlamaya hazırlanıyor. 1965 yılında Almanya’nın Hamburg kentinde kurulan Scorpions yeni albümüyle görkemli bir konser turnesine de çıkacak.


26 Şubat 2015 Perşembe

26 Şubat 2015 Blues Perişan Şarkı Listesi


1 - Blue Monday  - Johnny Winter
2 - Long Tall Sally - Johnny Winter
3 - Fool For You - Colin James
4 - Fine Line Mama - Elmore James
5 Sweet Woman - Sonny Terry
6  - Natural Man - Lil' Ed & The Blues Imperials  
7  - Crazy Women -Paul Wine Jones  
8 That's It, I Quit - George Thoorogood
9 - Sunny -Ken Tucker 
10  -  Goin' On - Jeff Golub  
11  Thanks A Lot - Otis Clay  
12  - Desire - Timo Gross  
13  - Going Back to Mississippi - Nora Jean Bruso  
14  - Just a Hair more '69   - HARVEY MANDEL
15 Soul In Chains - Alex Harvey
16 - Round And Round - Bon Scott
17 - Jodie - Rod Stewart
18  - Beck's Bolero - Jeff Beck  
19 - Freddie King - Going Down
20  - Cadillac Assembly Lin  - Bernard Allison Group  
21 Just A Little Love - Colin James
22 - Rock On Bluesman - Popa Chubby
23 - Trouble Town - Joe Bonamassa

23 Şubat 2015 Pazartesi

Neil Young, Starbucks’ı boykot ediyor!


 Toplumsal mücadeleci ve çevre duyarlılığına sahip olan müzisyen Neil Young, GDO’lu gıda şirketlerine meydan okudu. 
69 yaşındaki Neil Young   internet sitesinden Starbucks’la ilgili bir  protesto yazısı yazarak, şirketi boykot edeceğini bildirdi. 




Geçen yıl   ABD’nin Vermont eyaletinde çıkan bir yasa ile tüm gıda maddelerinin ambalajında GDO ile ilgili bilgilerin yazılı bulunması şartı konuldu. Bu yasa 1 Temmuz 2016’dan itibaren hayata geçecek. Ancak eyaletteki birçok hazır gıda şirketi bu yasaya karşı bir dava açtılar. Bu yasaya karşı çıkan şirketlerin başında da Montosa ve Starbucks gibi firmalar yer alıyor.
Şirketlerin bu tavrına ilk protesto da ünlü rock folk müzisyeni Neil Young’tan gelecekti. Sanatçı internet sitesinden dün yaptığı açıklamada dinleyicilerini Starbucks’ı boykot etmeye çağırdı.
Neil Young internet sitesindeki yazısında özellikle Starbucks’ın  Monsanto firması ile birlikte eyaleti dava etmesini eleştirdi.  Neil Young, bu nedenle de Starbucks’tan kahve içmeyeceğini belirtti ve herkesin de böyle yapmasını tavsiye etti.
Kararlı ve geniş katılımlı bir boykotun Starbucks’ı kararından döndüreceğini ve diğer şirketlerin de onu takip edeceğini belirten Young, dev kahve zincirini  daha önceki toplumsal olaylardaki gibi duyarlı olmaya çağırdı.  

Vermont eyaletinde alınan bu karar uygulandığında bu ABD’de bir ilk olacak. Bu uygulamanın yansımalarının bir çok eyalete yayılması sonucu da GDO endüstrisinin de zor anlar yaşayacağı belirtiliyor.

22 Şubat 2015 Pazar

40 öncesinin efsane albümüyle Led Zeppelin



Led Zeppelin’in efsanevi albümü “Physical Graffiti” yayınlanışının 40. yılı şerefine “deluxe edition” versiyonuyla 24 Şubat 2015 tarihinde tekrar yayınlanacak.  




70’lerin hard rock grupları arasında Deep Purple, Black Sabbath ve Led Zeppelin diğerlerine göre daha çok akılda kalmışlardır. Her üç grubun da yıllar önceki albümleri günümüzde kalıcılığını koruduğu gibi talep edilirliği de sürekli olmuştur. Onların kronik popülerliği piyasa şartlarından değil bizzat müzikal kuvvetliliğinden gelmekteydi. O dönemin bir çok grubu içinde hiç kuşku yoktur ki müzikalite çıtası yüksektir, ancak bu üçlünün en önemli ayrıcalığı, açtıkları çığırdan kaynaklanmaktadır. Bu yüzden de onların önemi yıllar geçtikçe daha da artıyor ve yeni çıkan gruplara ilham olmaya devam ediyorlar.
Müzik tarihinin bu üç önemli grubu hard rock temellerinde müzik yapmıştı ama her üçü de neredeyse ayrı bir tür diye tanımlanacak kadar kendilerine has bir tarz çıkarmışlardı. Deep Purple zaman zaman klasik müzikle temas ederken hard rock’ın simge gruplarından olacaktı. Black Sabbath ise rock tarzında kendisinden on yıl sonra filizlenecek olan heavy metal’in temeli atacaktı. Öyle ki hala onların çıkardıkları gitar riffleri yeni tarzları oluşturmakta.
Üçlünün en ilginci de Led Zeppelin’di. 1980’de davulcuları John Bonham’ı kaybetmelerinden sonra “Bundan sonra ‘Led Zeppelin’ adıyla müzik yapmayacağız” diyerek grubu dağıtmışlardı. O günden bu güne yani 35 yıldır bir iki istisna dışında biraraya gelmemelerine rağmen, sanki dün dağılmışlar gibi hafızalardadırlar. Onlara olan bu talep, eski kuşak dinleyicilerinden olduğu kadar Led Zeppelin’in albümleri çıkarken hayata bile gelmemiş olan genç dinleyiciden de olmaktadır. Onlarla ilgili her yıl tekrar biraraya geleceklerine dair haberler müzik dünyasını fazlasıyla meşgul eder. Geçtiğimiz yıl da Led Zeppelin’in tekrar kurulacağı haberleri gündeme oturmuştu. Grubun efsanevi vokalisti Robert Plant’in solo albümünü çıkarmasının ardından yaptığı “Böyle bir şey düşünmüyorum.” açıklaması bu beklentilere son verecekti.

40 yıl önceki başyapıt
  Plant her ne kadar grubun tekrar toplanmasına sıcak bakmasa da bu beklentiyi durdurmak mümkün değildi. Bu arayış içinde yapımcıların aklına grubun eski albümlerini (daha önce yayınlanmamış ekler ve stüdyo kayıtlarıyla)  piyasaya sürmek gelecekti. Böylece geçtiğimiz yıl Led Zeppelin’in ilk albümlerinden beşi yeniden çıkartıldı. 2015’in bu günlerinde de Led Zeppelin’in efsanevi albümü “Physical Graffiti” 40. yıl şerefine “deluxe edition” versiyonuyla 24 Şubat 2015 tarihide tekrar yayınlanacak.   
Led Zeppelin’in altıncı stüdyo albümü olan “Physical Graffiti” bundan 40 yıl önce 24 Şubat 1975 tarihinde piyasaya çıkmıştı. Led Zeppelin albümleri arasında müzikal arayışın en yükseye çıktığı, yenilikçi progresif fikirlerin en yoğunluğukta olanıdır. Bu tanımlamam diğer albümlerini gölgede bırakmama neden olursa gerçekten büyük insafsızlık olur ama bu albümün yer almadığı Led Zeppelin arşivi de eksik kalacağını söyleyebilirim. Çıktığı yıl sadece ABD’de 8 milyon satış yapan “Physical Graffiti”, dünyanın bir çok yerinde listelere birinci sıradan girerken, “Altın” ve “Platin” plak ödülleriyle de takdir toplamıştı.
Bu albümün müzikal düzeyinin yanında hazırlanma aşaması da bir hayli uzun olmuştu. Gitarda Jimmy Page, vokalde Robert Plant, davulda John Bonham ve bas gitarda da John Paul Jones’tan oluşan kadrosuyla Led Zeppelin bu albüm için ilk çalışmalara 1973 Kasım’ında başlamıştı. İngiltere’nin Hampshire’ında bulunan Ronnie Lane’in Mobil Stüdyoları’nda başlayan kayıtlar, bazı sebeplerle aksayınca, 1974’ün Şubat’ında Headley Grance Stüdyoları’nda devam edilecekti. Albüm hazırlanırken 8 parça düşünülmüştü. Ama stüdyo çalışmalarında yapılan doğaçlamalarla parça süreleri uzamaya başlamıştı. Grup elemanları kaydın süresinin uzaması sebebiyle ikili albüm yapmaya karar verdiler, bu sefer de parçaların ikili albümü tam olarak dolduramayacağını anlayınca yeni parçalar üzerine çalışmaya karar vereceklerdi. Bu aşamadan sonra 1974 Ekim ayında da kayıtlara Londra’da bulunan Olympic Stüdyoları’nda devam edildi. Böylece 3 yıllık bir zaman dilimi ve 3 ayrı stüdyoda yapılan bu çalışmayla muhteşem bir yapıt ortaya çıkacaktı.

“Kashmir”ile hard rock’ta Doğu tınısı
Led Zeppelin’in “Physical Graffiti” albümünün müzikal yelpazesi zengin tutularak grubun tarzı içinde bütünleşiyordu.”Custard Pie”, “The Rover”, “The Wanton Song”, Night Flight”, “Sick Again” tipik hard rock çizgisindeyken; “In The Night” progresif rock; “Trampled Under Fool” funk yapısında; “Boogie With Stu” ile “Black Country Woman” akustik ile rock’n roll buluşturabilme maharetini gösterirken; “In My Time Of Dying” blues çizgisinde kendini gösteriyordu. Bu müzikal yelpazelerdeki gezintinin en dikkat çekici çalışmasıysa “Kashmir” isimli parçalarıydı. Oryantal ve Doğu ezgilerinin hard rock içinde aktığı “Kashmir” daha etnik ögeli “World” müziğin esamesi bile yokken yapılmış olacaktı. Çıktığı yıllarda bu parçayı plakta duyanların hayretini bugün bile hatırlarım.
Müzikal düzeyininin üstünlüğünün yanında “Physical Graffiti” kapağıyla da dikkat çekici bir albümdü. New York’un kenar mahallelerinden birindeki blok apartmanın resminden oluşan kapak çalışması Peter Corriston’un tasarımıyla ortaya çıkacaktı. Bu ilginç ve etkileyici kapak Grammy ödüllerinde de “En iyi albüm kapağı” dalının da çıkmasına sebep olacaktı.
24 Şubatta 40. Yılı şerefine çıkacak olan “Physical Graffiti”  grubun gitaristi Jimmy Page tarafından remaster edilmiş. Deluxe albümün içinde bulunan ek bir CD’ye de daha önce yayınlanmamış parçalar konulmuş. İkili CD, 3 CD’li, ikili LP, 3 LP, dijital, kutu set formatlarında ayrı ayrı beğenilere hitap edilerek piyasaya sunulacak albüm de ayrıca daha önce yayınlanmamış 7 parça da yer alacakmış.
Led Zeppelin’in 2014 yılında yeniden yayınlanan diğer 5 albümünün başarısı müzik listelerine  “Yılın Yeniden Yayınlanan Albümü” kategorisini de getirdi.
Bütün bunlara bakınca ülkemizde Cem Karaca, Barış Manço, Erkin Koray gibi isimlerin 40 yıl önce çıkan tarihi çalışmaları bugün aslına uygun yayınlanabilse diye içinden geçiyor insanın. Oysa ki onların çalışmaları eski yeni karmakarışık edilerek piyasaya çıkarılmaya devam ediyor. Firmalarımızı ne kadar uyarsak, bu konuda yazılar da yazsak olmuyor. Bugün o müzisyen ve gruplarımıza ilgi duyan genç dinleyici bizim ustalarımızı diskografik sırasıyla dinleme imkanı ne acıdır ki bulamıyor.Yapacak bir şey yok, böyle gelmiş ve böyle gidecek, buna artık alıştık.

Led Zeppelin - Kashmir




Caz müziğinin büyük ustası Clark Terry öldü



Caz müziğinin büyük ustası Clark Terry 21 Şubat 2015’te 94 yaşında hayata veda etti. Swing , bebop döneminden gelen efsanevi trompetçi , flugelhorn ustası 1947’de Charlie Barnet , 1948–1951 arası Count Basie, 1951 – 1959 Duke Ellington ve 1960’lı yılarda da Quincy Jones ile caz tarihine oturan çalışmalar yapmıştı.  


20 Şubat 2015 Cuma

Iron Maiden’in efsanevi vokalisti Bruce Dickinson kanser mi?


 2014’ün sonunda rutin bir kontrol için doktoruna giden Bruce Dickinson, doktorları tarafından şüphe üzerine bazı testlere alındı.  Bu testler ve biyopsilerin sonocu ise bu ay belli oldu. Dün yapılan açıklamada efsanevi vokalistin dilinin arkasında küçük bir tümorün de kanser tespit edildiği açıklanacaktı. ortaya olan küçük bir kanser olan tümör arkasındaki dilini. Sanatçı yedi hafta süren kemoterapi ve radyoloji tedavilerinin birinci aşamasını dün tamamlamış.      

Doktorların yaptığı açıklamada sevindirici yan ise tümörün erken tespit edilmiş olması.  Bruce Dickinson'un tam sonuçları Mayıs ayı sonunda belli olacakmış. Doktorlar Dickinson’un bu teoaviler sonucu sağlığına kavuşacağını söylemeleri ise haberin sevindirici yanı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...