Timothy B. Schmit ismini, eski dinleyici efsane bir grubun basgitaristi olarak bilir ama başlıkta grubun ismini inadına söylemedim. Çünkü o grubun ismini gören herkes o soundu bekleyecekti. Oysa solo albümleriyle TBS ayrı bir serüven hele ki yeni çıkan yedinci solo albümü "Day By Day" ayrı bir güzellik ve zirve. Üç ay önce çıkan bu albümü üç aydır dinlemeye doyamıyorum. Yazmakta da bu yüzden geciktim. Şu anda yayınlarken bile, bir şey eksik kalmış mıdır, endişesindeyim.
"Kimdir bu Timothy B. Schmit? " dediğinize eminim. Eski ve dikkatli bir dinleyici değilseniz, bu isim size bir şey ifade etmeyecektir. Ancak Eagles grubunun bas gitaristi dersem, hangi yaşta olursanız olun hemen, "Hotel California" diyeceksiniz. Bir grup için unutulmayacak bir parça yapmak ve bunun etkisinin yıllarca, tarz sınırlaması olmadan her dinleyicide iz bırakması muhteşem bir şeydir ama Eagles için "Hotel California" şarkısı Eagles'a inanılmaz bir ün kazandırdıysa da bir o kadar da kara bulut gibi olmuştur. Öyle ya kim tek parçayla hatırlanmak ister hele bir de o kadar işinin boşa gitme talihsizliğini de göz önüne alırsak.
Eagles'ın bas gitaristi olduğu bilgisini aldıktan sonra Timothy B. Smith'in solo albümü "Day by Day"i dinlerken bir "Hotel California" etkisi bulacağınızı sanıyorsanız, boşa beklersiniz. Hatta bütün bunları unutun ve kendinizi müziğe bırakın derim, alacağınız keyfin çok ama çok büyük olacağını söyleyebilirim.
"Day by Day", Timothy B. Smith'in ilk solo albümü değil, bugüne dek yedi solo albüm yaptı. Her birinde de bas gitarist olmasına rağmen vokal mahareti dikkat çeker. Pürüzsüz ve kimi zaman tenorlaşan bu güzelim sesin rehabilite edici bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Tabi en sevdiğim yanının da 1970'lerin popunu hatıralatıyor olması diyebilirim.
Bu albüm pandemi döneminde oluşmuş. O kapanma dönemlerinde içinde Timothy B. Schmit, yakın arkadaşı olan prodüktör Jeff Peters ile uzaktan yapılan kayıtlarla işe başlamışlar ve sonuçta da bu albüm ortaya çıkmış. Bas gitar, gitarlar ve vokallere geçen Timothy, yanına iyi stüdyo müzisyenlerinden oluşan bir ekibi alarak stüdyoya girmiş. "Day by Day" albümünde Jackson Browne, Lindsey Buckingham, John Fogerty, Benmont Tench, Jim Keltner gibi müzisyen dostları da özel konuk olarak yer almış. Böylece Timothy B. Schmit'in elli yıllık birikiminde rock ile birlikte rock and roll, soul, West Coast country ve folk müziği birleşiminde 12 şarkılık bir müzik ziyafeti oluşmuş. Albümün kapağında yer alan tüy çizimi, müzikal yapıyı özetler gibi...bir tüy kadar hafif ve yumuşak dokunuşta ama o tüyden çıkan bir yazı olursa sert bir söyleme de sebep olur, işte albümü bu şekilde yansıtabilirim.
Albüm, “Simple Man” ile açılıyor. Bu parçada Fleetwood Mac'in gitaristi Lindsey Buckingham ve eski Beach Boys'dan Chris Farmer ve Matt Jardine vokalleriyle konuk oluyorlar. Vokallerin üç yönden dizilişi ve Buckingham'ın Fleetwood etkisi veren yumuşak yankılanan tınısı folk/rock soundunu yücelere taşıyor. Buckingham'ın elektro, Timothy'nin akustik gitar düeti tadına doyulmaz bir dinleme zevkine yol açıyor.
Hemen ardından gelen "The Next Rainbow" ile bir bas gitaristin solo albümünde olduğumuzu girişte başlayan ve aralarda daktilo vari dokunuşlarla devam ediyor. Parça bana Tom Petty'i hatırlattı. Rock ile aradaki nefeslilerin buluştuğu bölümü de çok sevdim. Yazıya burada bir virgül koyup, düştüğüm bir açmazı anlatayım: Bu albümün 12 parçasını da tek tek anlatma ihtiyacına gireceğimden ve böylece yazıyı uzatacağımdan korkuyorum. Zira albümün her bir parçasını aynı düzeyde sevdim ve birinin önemini diğerinde azaltamıyorum. Açıkcası 3 ay önce dinlemeye başladığım bu albümü "aman bir yeri eksik kalmasın" endişesiyle üç ay gecikmeli olarak yazabildim.
Üçüncü sırada yer alan "Heartbeat" adı gibi nabızlı bir çalışma. Nakarat bölümlerinde ve vokal kullanımında Bee Gees'i hatırlatan parça da "Vücut Perküsyonu" denilen, yani ellerini göğüse vurarak kalp atışı sesini arada oluşturan Ella Jean Schmit ilginç bir yorum oluşturmuş. Hemen ardından gelen "Mr. X" ile iyiden iyi rock sounduna giriyoruz. Burada bas gitar ve vokalinin yanısıra TBS, ritm gitarı da çalıyor. Errol Cooney'in yayılan gitar solosu da övgüye ayrı değer, doğrusu.
Reagge ritminde akan "Question Of The Heart" da TBS'nin armonikası da katılıyor. "Something You Should Know"de bütün ekip çekiliyor ve TSB tek başına kalıyor. Gitarı ve vokaliyle tek başına dedik ama geri vokallerde gördüğümüz üçlü koroyu da kendi sesinden üst üste bindirerek oluşturmuş. Ha bir de unutmadan tabla dokunuşlu perküsyonu da kendi çalmış. Ardından gelen "I Come Alive" gitarist Errol Cooney'in "Waha Wah" pedallı gitarıyla Reaggea rock dokunuşlu nefaset oluşmuş. Bu parçada daha önce burada defalarca yazdığım orgcu Mike Finnigan'ın emeği de yadsınamaz. Bas, gitar, perküsyon, vokalin yanında TBS'i birde buna klavyeye geçisiyle gördüğümüz " Feather In The Wind", bizi bir anda büyülü bir atmosfere sokuyor.
"Grinding Stone"da Phil Parlapino'nun akordiyonu ve John McFree'nin kemanı öne çıkıyor. TBS'inin bu sefer enstrümanlar arasına tamburini de kattığını görüyoruz. Düzenlemesini Clint Walsh'ı yaptığı "Taste Like Candy" orkestra katılımını duymaktayız. Kulağımıza gelen nefis gitar solosunu duyduğumuzda da Kenny Wayne Shepherd'in konuk olduğunu anlıyoruz.
"Conflicted"te bariton, tenor ve alto saksafonuyla konuk olan David Ralicke bir de buna trompeti ekleyince iyiden iyiye bir nefesliler orkestrası oluyor. Finale oturan "Where We Belong"ile bu güzel yolculuğu tamamlıyoruz.
Eagles'ın bas gitaristi Timothy B Schmit, grubun bazı albümlerinde lead vokali de üstlenmiştir ama solo albümlerinde dinleyince onun ses gücünü hissedersiniz. Onun vokali solo çalışmalarında öne çıkarken yanısıra bir kaç sesli geri vokallere de önem verdiğine şahit oluruz. Bu seferki buluşma olan "Day By Day" de bu bir kez daha zirveye çıkmış.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder