30 Mart 2024 Cumartesi

Pencereden Bahar, Pikaptan Coltrane...



 40 yaşında kanser sonucu hayata veda etmiş bir güzel adam John Coltrane, bu kısa ömründe yerküremize asla silinmeyecek derecede damgasını vurmuş. 

Caz müziğinin en önemli saksafoncularından Coltrane'in 1963 yılında yaptığı "Ballads" plağı ile bugün buluştum. Abartma yok üç ay öncesinde Kuzguncuk Off The Record'a bu albümün geleceğini öğrendiğimde, genç dostum Yaşar'a "bu plağı bana mutlaka ayır" demiştim ve bugün üç aylık bekleyiş nihayete erdi. 

Yıl 1963, yani ben bile 1 yaşındayım ve bu albüm yayınlanmış. Tenor saksafonun ustası John Coltrane yanına piyanonun büyük ustası McCoy Tyner, basçı Jimmy Garrison ve  caz davulunun mihenk taşı Elvin Jones'u alarak bu güzelim Quartet (dörtlüsü) nü oluşturmuş. 

Şimdi bu özel plakla evde bir bayram çocuğu gibiyim. Pikaptan güzelim melodiler dökülürken, artık açık duran penceremden bahar kokusu geliyor. Bekledim ama belki de en doğrusu bu plakla bugün buluşmakmış.  

Aptulika

29 Mart 2024 Cuma

Bu Pazar KULAK MİSAFİRİ'nde Seçim Özel

 


Önümüzdeki Pazar akşamı hepimiz televizyonların başına kilitlenip, seçim sonuçlarına bakacağız. Aynı şeyi geçen yıl da yaşamıştık. Aslına bakarsak yıllardır hayatımız böyle sürüyor. Sadece seçim değil, felaketlerde de ömrümüz televizyon başında, ne olacak diye haber izlemekle geçiyor. Geçen yılın başında da deprem felaketini, kurtarma çalışmalarını göz yaşlarıyla izlemiş ve ne olacak sorusuna merakla ekrana bakarak cevap aramıştık. Ondan bir iki yıl öncesi de pandemi haberlerini böyle izledik. Ancak seçim sonuçları neredeyse 10 yılımızı aldı gitti. Bu Pazar gecesi de aynı şeyi yaşayacağız. Nedir bu halimiz bilemem ki ömrümüz televizyon başında zaman tüketip, sonuç beklemekle geçecekmiş demek ki. 

Çocukluk ve ilk gençlik dönemlerimde Örövizyon yarışmaları vardı ve onların naklen yayınını izler sonrasında da oylama safhasına bakardık. İşte o anlarda pür dikkat olurduk ve ertesi günü moralimiz sıfır uyanırdık, gene sonuncu olmuştuk diye. Sonradan büyüdük ve buna ne saçma şeydi diye gülüp, geçecektik... Oysa şimdi bakıyorum da son 15 yılımız   Örövizyon sonuçlarını beklemek gibi geçti ve geçiyor da. Her seçimde "ben oyumu atar, sonra da sonuçlara falan bakmadan yatar uyurum" desem de  gene televizyonun karşısında Örövizyon konumunda kalırım. 

Yani büyük ihtimal pazartesi gecesi de "Açılan sandık sayısı..." vesaire diye ekranlara yapışacağım. 

Ancak bu sefer bir alternatifimiz olacak...

Nasıl mı?

Pazar günü radyolarımızı radyo odtü'ye ayarlayıp açıyoruz ya da radyo odtü'nün internet sitesine girip, canlı dinle bölümüne tıklıyoruz, 

ve KULAK MİSAFİRİ'ni dinlemeye başlıyoruz. 

Pazar günü saat 22.00'de benim yapacağım bu.  Hiç olmazsa bir saat boyunca harika bir radyo programında harika iki albümü dinleyeceğim. 

Bülent Seyitdanlıoğlu'nun hazırlayıp sunduğu radyo programı Kulak Misafiri'nde bu pazar günü saat 22.00'de Judas Priest'in son albümü "Invincible Shield" ile Iron Maiden'ın vokalisti Bruce Dickinson'ın solo albümü "The Mandrake Project"ten seçmeler yer alacak. 

Pazar günümüzün değişmez alışkanlığı bir saat boyunca bizleri müziğin rotasına bırakacak. 

Seçim ne olur, kazanılır mı kaybedilir mi? Bilemem ama pazar günü bir saat boyunca oy attığım adayın kazandığını öğreneceğim. Bruce Dickinson'ın son albümü öyle keyifli ki, oyumu kesin ona atıyorum. Yani müziğin gönül belediyesi başkanım Bruce Dickinson ve kazandı bile. 

Aptulika



AC/DC Bir Günde 1,5 Milyon Bilet Sattı

  


Mayıs ayında Almanya'da başlayacak olan "Power Up" turnesi için bilet satışlarındaki rekor ile AC/DC bu günlerde gündeme oturdu. 

 Grubun en son yaptığı turne 2016 yılında olmuştu. Aradan geçen 8 yıl sonra yeni bir Avrupa turnesi yapma kararı kolay alınmamış. Bu turne için iki önemli risk vardı. 8 yıl önceki AC/DC kadrosunda yer alan dünyanın en iyi ritm gitarcısı Malcom Young hayata veda etmişti, davulcu Phil Rudd şimdi grupta değil ... buna bir de vokalist Brian Johnson'un kulak rahatsızlığı sonucu geçen turneye grubun Axle Rose ile devam ettiği düşünürse, kadro konusu nasıl olacaktı. Buna bir de gitarist Angus Young'ın 68, Brian Johnson'un da 76 yaşında olması eklenince soru işaretleri artıyordu. Bunlar bir şekilde aşıldı ama böyle büyük bir turneyi yapmak için asıl büyük handikap başkaydı ve bu gerçekten turneyi zorlayabilirdi. Zira turnenin gerçekleşeceği Avrupa bu yaz iki büyük spor organizasyonuna ev sahipliği yapacaktı. Bunlar  Fransa'daki Olimpiyat Oyunları ve Almanya'daki Avrupa futbol şampiyonası'ydı. Dolayısıyla bu her iki organizasyon da tüm dünyayı buralara kitleyecekti.   

Bu handikaplar üzerine tartışmalar yapıldı ve turneye karar verildi. Turun organizasyonundan sorumlu olan  Chris Dalston ,AC/DC'nin 2024 turnesi için bilet satışları konusunda şunları söyledi:

 "Bu handikapları nasıl aşacaktık, bunu biletleri satışa çıkarmadan asla bilemezdik. Açıkcası o gece uyuyamadım bile, ne olacak diye çok gergindim.  Sabah 2:30 veya 3'te uyandım ve bilet satışları başlamıştı,  bazı konserlerin biletleri çoktan tükenmişti. Böylece rahatladım ama bir gün geçtikten sonra ise şoke olmuştum...  bir günde 1,5 milyon bilet satılmıştı!"

  "Bu şaşırtıcı bir şeydi ve büyük bir moral kazanmıştım. Çünkü AC/DC  bu işler konusunda çok titizdi ve taviz vermiyorlardı. Mesela  VIP yapmıyorlar. Dinamik bilet fiyatlandırması yapmıyorlar. Hatta bunları duymak bile istemiyorlardı. Dinleyici ise bilet fiyatlarının çok yüksek olmasından şikayetçi.  Bunu biraz zorlamamız gerekiyordu çünkü aksi halde turneye çıkmayı göze alamazlardı . Konserlerin bir gün verilip, üç gün grubun dinlenmesi gerekiyor, bu yüzden de devasa stadyum konserleri olmalıydı. Açıkçası AC/DC'nin bu konserlerde  keyif alması gerekiyor ki devamı gelsin.  Umarım keyif alırlar da devam etmelerini sağlarız. Önce Avrupa Turnesi'ni bir geçelim, 2025'de devamı gelir."


Efsanevi grubun mayıs ayında başlayıp ağustos ayına kadar sürecek olan "Power Up" Avrupa turnesinin kadrosu vokalde Johnson , gitaristler Angus ve Stevie Young , davulcu Matt Laug ve grubun turne kadrosuna eklenen son üye basçı Chris Chaney'den oluşacak. 

 

AC/DC'nin turnesi bu yaz Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre, İngiltere, Slovakya, Belçika, Fransa ve İrlanda'da vereceği konserlerle gerçekleşecek. 


 

BLACK SABBATH'ın TONY MARTIN Dönemi Kutu Seti İçin Tanıtım Videosu



Tony Martin dönemi Black Sabbath albümlerinin "Anno Domini 1989-1995" kutu set olarak çıkacağını iki gün önce duyurmuştuk. Bugün bu kutu setin tanıtım videosu da yayınlandı. 


Black Sabbath'ın vokalinde  Ozzy Osbourne ve Ronnie James Dio olduğu dönemler kutu set ve koleksiyon amaçlı çalışmalarla anılmıştı. Şu ana kadar en uzun süre grubun vokalistliğini yapan

ikinci isim olan Tony Martin dönemi için böyle bir çalışma yapılmamıştı. 

 Şimdi bu eksiği kutu bir set ile kapamayı amaçlayan çalışma  "Anno Domini 1989-1995" adıyla,  31 Mayıs 2024'te piyasaya çıkacak.  

Bu koleksiyon çalışmasının tanıtım videosunu da aşağıdan izleyebilirsiniz. 




İtalyan, Fransız ve İngiliz ortak yapımı Sinemaskop : Cinelli Biraderler!


 

İki kardeş, Marco ve Alessandro Cinelli'nin blues tutkusu zamanla böyle bir grup kurmalarına sebep olmuş. Gitara ve vokale Marco geçerken,  Alessandro  da davuldaki yerini almış.  İlkönce özel bir repertuar oluşturduktan sonra aralarına  armonika, gitar ve vokalde Tom Julian-Jones ve bas, gitar ve vokalde de   Étienne Prieuret'i alarak The Cinelli Brothers'ı kurmuşlar. 

 Rhythm and blues sevgileri ve blues'u müzik tarihinin temel taşı haline getiren gerçek otantik sesleri buluşturan grup 2022'nin Eylül ayında  UK Blues Challenge' a katılarak ödül alarak dikkatleri üzerlerine çekmişler. Ardından  Ocak 2023'te de  ABD'de yapılan  Memphis kentindeki Uluslararası Blues Yarışması'nda da ikinci gelmişler.     

Cinelli kardeşler soyadlarından da anlaşılacağı gibi İtalyan kökenli İngilizler. Basçı Étienne Prieuret da Fransız böyle olunca da gruba İtalyan. , Fransız , İngiliz grubu diyoruz. Grubun bir diğer ilginç yanı da konserlerde herkesin enstrümanlarını değiştirerek çalması ki, bu da grubun performanslarını ilgi çekici hale getiriyor. 

Funk, boogie, caz, soul ve blues'un harmanlandığı tarzlarıyla Cinelli Brothers, "Almost Exactly" isimli albümlerini geçtiğimiz ay piyasaya çıkarttı. 

10 şarkının yer aldığı albümde 1970'lerin bir film karesi tadında inanılmaz bir yolculuğa çıkacağınıza garanti verilir. 




28 Mart 2024 Perşembe

Big Big Train ile progresif seyahat



Progresif Rock grubu Big Big Train'in 15. stüdyo albümü "The Likes of Us", grubun 30 yıllık kariyerinde iki yeniliği barındırıyor. Bunlardan ilki 2021 yılında hayata veda eden vokalistleri David Longdon'un yerine gelen yeni vokalist Alberto Bravin ile ilk albümleri olması. İkinci yenilik ise prestijli plak şirketi Inside Out Music ile yaptıkları ilk albüm olması. 

David Longdon gibi grubun soundunu belirleyen bir vokalistin yerine gelen yeni vokale ilk anda biraz kuşkuyla bakılır. Tabiki Alberto Bravin de bundan nasibini alacaktı ve herkes onu eski vokalle yarıştıracaktı. Üstüne üstlük Longdon gibi karekteristik bir sesi taklide yeltenmek de olayı tamamen karikatüre döndürebilirdi.


 
Öncelikle grup bu konuda çok akılcı davranmış ve Longdon'dan çok farklı bir tınıya sahip olan Alberto Bravin ile çalışmayı uygun bulmuş. Böylece sesi taklit etmek ve benzetmek yerine grubun yapısını ve progresif anlayışını hazmedecek bir akla sahip bir vokalist bulmuş. 

Yeni vokalisti kısaca anlattıktan sonra albümde yer alan Big Big Train kadrosunu şöyle bir zikredelim: davul, perküsyon ve akustik gitarda Nick D'Virgilio, gitarda Dave Foster, klavyeli çalgılarda  Oskar Holldorff, kemanda yer alan ve grubun sounduna dramatik bir yön katan  Clare Lindley, gitar ve klavyede Rikard Sjöblom ve basgitarın yanısıra akustik gitar ve mellotronu da üstlenen  Gregory Spawton. 



Big Big Train grubunun "The Likes of Us" albümü için , öyle bir ki parçaya bakıp fikir sahibi olayım, diyemezsiniz. Eğer böyle yaparsanız, es geçip, bir köşeye atacağınız albümlerden biri olabilir. Bu albümü başından sonuna ara vermeden dinlemek zorundasınız... aslında progresif rock albümlerinin genel özelliğinin bu olması gerekir. Tadımlık progresif olmaz ancak son yıllarda onu da yapmaya başlamışlardı ama artık eski kurala geri dönen örneklere de rastlamaya başladık. "The Likes of Us" konsept bir albüm ve aradan bir parça seçmek yerine bütünü takip etmek daha keyif verici. Big Big Train'in bu albümü Steve Hackett'in "kulak sineması" tanımına uygun şekilde gözlerinizi kapayıp dinleyeceğiniz bir sinema. 

Albüm de bana keyif veren parçaların sürelerinin uzunluğu, 10 dakikayı geçen "Miranna" ve 18 dakikaya yaklaşan "Beneath the Masts" benim için inanılmaz güzelliklerden. Açıkcası bu kadar uzun yorumlar artık günümüzde bulamıyoruz. Bunun da haklı sebepleri var, zira her şey hızlı tüketiliyor. Öyle ki ben de ara verip dinleme yapmak zorunda kaldığım için albümü bir ertesi güne bırakarak, bir kaç defa yeniden dinlemek zorunda kaldım. Ancak gördüğüm kadarıyla bu yeni tip müzik dinleme alışkanlığı yavaş yavaş kırılacak gibi, zira bu tip uzun süreli çalışmalar artmaya başladı. Gene 1970'lerdeki gibi dikkatimizi toplayıp dinleyeceğimiz parçalar yeniden çıkabilir. 


Big Big Train'in bu konsept çalışmasında parçalar arasındaki geçişler, melodik zenginlik övgüye değer. Grubun 7 kişilik kadrosu öyle uyumlu ve güzel bir işbirliği sunuyor ki birini eksiltseniz bütün yapı çöker gibi. Grubun en sevdiğim yanı keman kullanması ve Clare Lindley bu işi nevi şahsına münhasır bir şekilde yapıyor... çok orijinal ve kişilikli. 

Albümü dinlerken 1970'lerin progresif'inden bir çok izi buluyorsunuz. Bir çok eleştirmen Big Big Train için Yes ve Genesis  etkisinde olduklarını söylüyor ama bence o tavrı günümüz taşıyıp bu güne ve kendilerine ait bir progresif çizgi yakalamışlar. Ben Yes, Genesis'in yanına biraz Marillion etkisini de uygun buldum... özellikle melodi geçişleri ve ani yükselişlerde. 

İngiliz grup Big Big Train'in son albümü "The Likes of Us" ın verdiği keyif, önceki albümlerini tam tekmil dinleme yolunda bir iştaha da yol açabiliyor, ona göre.

Aptulika








27 Mart 2024 Çarşamba

Skid Row vokalisti Erik Grönwall gruptan ayrıldı



Skid Row grubunun vokalisti Erik Grönwall sağlık durumu nedeniyle gruptan ayrıldı. 2022'de gruba katılan İsveçli vokalist akut lenfoblastik lösemi (ALL) adı verilen bir kanser türüyle mücadele ediyor. 

 Grönwall, Mart 2022'de Skid Row'a katıldı ve grubun "'The Gang's All Here"albümünde  yer almıştı.  Geçen yıl Eylül ayında grubun Kuzey Amerika turnesinin sonuna doğru Grönwall'un bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle konserleri ertelenmişti.   

 

Grönwall, bugün itibarıyla Skid Row'un vokalinden (dostane bir şekilde)  ayrıldığını bildirdi.   

Halestorm grubundan  Lzzy Hale, Skid Row'un Mayıs ve Haziran 2024'teki Kuzey Amerika turnesi'nde vokal görevlerini geçici olarak üstlenecekmiş. 


 

Dream Theater'dan Jordan Rudess'ın solo teklisi "Embers"


 

Dream Theater'in klavyecisi Jordan Rudess yeni bir solo albüme hazırlanıyor. 

2024 yılının sonlarında çıkması planlanan albümün ilk teklisi olan "Embers" bu hafta yayınlandı. 

Bu parçada sanatçıya davulda Darby Todd  ve vokalist That Joe Payne eşlik ediyor.  Bastian Martinez de gitarıyla konuk olmuş. 




Liste Başı Albümler - 27 Mart 2024



Rock

 
 1.  The Circus and the Nightwhale - STEVE HACKETT (1) - 6


2. The Mandrake Project - BRUCE DICKINSON (4) - 4

3. The Wolves Are Coming - PHILIP SAYCE (2) - 5


4.  Asterisms - SEAN ONO LENNON (5) - 5

5.  Be Right Here - BLACKBERRY SMOKE (9) - 3

6. Robby Krieger & The Soul Savages - ROBBY KRIEGER (3) - 9

7. Circle Of Stone - BLAZE BAYLEY (8) - 6


8. Liam Gallegher John Squire - LIAM GALLEGHER & JOHN SQUIRE (13) - 4

9. Stranger Skies - ELLESMERE (12) - 6

10.  Invincible Sheild - JUDAS PRIEST (15) - 3

11.  Zoup - KRAAN ( 7) - 8

12.  Vasta Alkusoittoa - TATU & TUTKIMUSMATKAILIJAT (6) - 6

13. Today Was Yesterday - TODAY WAS YESTERDAY (19) - 4

14. Happines Bastard - THE BLACK CROWES (21) - 2

15. Mirror in the Sky - YES (17) - 43 

16. The Restoration - NEAL MORSE (10) - 11

17. 2024 - RAVENSTINE (11) - 11

18. The Living Kind - JOHN SMITH ( 25) -  2

19. The Controller's Exam - DEAD ROOT REVIVAL (24) - 2

20.  10.000 Volts - ACE FREHLEY (20) - 5

21.  The Other Side of Mars - MICK MARS (23) - 3

22. Force Of Nature - THE RIVERBOAT MAN (Yeni) - 1

23. Dusk - GABY MORENO ( Y) - 1

24. The Like Of Us - BIG BIG TRAIN (Y) - 1 

25. Bed Of Nails - FLORENCE BLACK (Y) - 1




Blues


1. Strong - ALBERT CUMMINGS (2) - 6


2.  Life Is Hard - MIKE ZITO (3) - 5

3. The Roof Is On Fire - MITCH RYDER (5) - 6



4. Naked Truth - TINSLEY ELLIS (1) - 7

5. Broken - Walter Trout (7) - 4

6.  Olustee - JJ GREY & MOFRO (8) - 4

7.  Movin' On - DAN PATLANSKY (9) - 4

8. Luther's Blues - BERNARD ALLISON (4) - 9

9.  Girl Friends - DION (13) - 3

10.  Live on 29th Street Volume IV - GREYHOUNDS (14) - 4

11. Strung Out On Thrills - EMANUEL CASABLANCA (6) - 8

12. Yes I Do!- JENNIFER PORTER (11) - 6


13.  Jack or Better - THE PADLEY BLUES BAND (15) - 4

14.  Out Of Line - THE WICKED LO - DOWN (16) - 3

15. The Love You Bleed - DANIELLE NICOLE (10) - 6

16.  Jump Start - BRYN JONES BREW (12) - 8

17. Fortuna - BEX MARSHALL (20) - 2

19. My Kind of Music - LUCKY WÜTHRICH (21) - 2

20. Lessons - SETH JAMES (22) - 2

21. Get Goin' -  KATIE HENRY (24) - 2

22.   Jpeg Raw - GARY CLARK Jr. (Yeni) - 1

23.  1975 - MALTED MILK (Y) - 1

24.  Almost Exactly - THE CINELLI BROTHERS(Y) - 1
 
25. The Hard Line - CHRIS O'LEARY (18) - 11





Caz


1. With Just A Word - DIEGO RIVERA (3) - 6


2.  Where Do You Go - CORNELIA NILSSON  (6) - 5

3. Cloud Walking - DAVE STEWART / HANNAH KOPPENBURG (1) - 8


4. Dream Louder - ROTEM SIVAN (2) - 8

5. Tree - ABDULLAH  IBRAHIM (7) - 4

6.  Swing Fever - ROD STEWART with JOOLS HOLLAND (10) - 3

7. Technically Acceptable - ETHAN IVERSON (8) - 6

8. New York Knock - MARIUS VAN DEN BRINK  (4) - 10

9.  It Is What It Is - THE SWR BIG BAND (11) - 4

10.  Compassion - VIJAY IYER (9) - 5

11. Open Gates - FREDRIK KRONKVIST (5) - 10

12.  For All We Know - JIM SNIDERO (14) - 4

13.  Spring Sings - YES! TRIO (Yeni) - 1

14. Speak To Me - JULIAN LAGE (15) - 4

15. Don't Talk - CARL BAGGE (16) - 2


 16.  The Sky Will Still Be There Tomorrow - CHARLES LLOYD (Y) - 1

17. Nordic Stew - LASSY  (20) - 2

18.  Cross Currents -  MARK EGAN (19) - 2

19.  Three - PAT BIANCHI (Y) - 1

20. The Royal Flush - THE PREACHER MEN (Y) - 1

BETH HART'ın yeni şarkısı: "Little Heartbreak Girl"



 Beth Hart, yeni şarkısı "Little Heartbreak Girl"ü bu hafta single - tekli olarak yayınladı.   

Efsanevi prodüktör Kevin Shirley tarafından üretilen ve Nashville, TN'nin müzik merkezinde kaydedilen bu parça, Hart'ın hayatında da izler taşıyor. 

Müziğin  en zor zamanlarda bizi iyileştirme ve birleştirme yeteneğinden söz eden sanatçı parçayla ilgili,

  "Son birkaç ayda karşılaştığım zorluklarda bana gösterdiğiniz sarsılmaz destek için çok minnettarım. Karşılığında gerçekten bir şeyler vermek istiyorum, bu yüzden geçen yıl Nashville'de kaydettiğim şarkı 'Little Heartbreak Girl'ü paylaşmaya karar verdim. Hepiniz dahil, tüm bu süreçte yanımda olan herkese ithaf edilmiştir! Sevginiz ve anlayışınız benim için dünyalara bedel.”

 

 Günümüz müziğinin en etkili ve samimi seslerinden biri olan Beth Hart,  bu parçayla hayatından yola çıkarak ona destek veren hayranlarına bağlılığını da gösteriyor.  

 

 





26 Mart 2024 Salı

Bruce Dickinson Konser Biletlerinin Pahalılığından Şikayetçi.



Iron Maiden'ın solisti Bruce Dickinson,  şu anda solo albümü "Mandrake Project"in tanıtımı için konser turnesine hazırlanırken, bir yandan da imza günleri yapıyor ve bol bol da röportaj veriyor. Yaptığı bu röportajlar da manşet olacak başlıklar çıkartıyor. En son  Meksika'daki  ATMósferas Magazine için söyleşi yapan Dickinson, son zamanlarda konser biletlerinin pahalılığından şikayet edecekti. 

Yapılan röportajda, "Bir konserin başarısı gösterinin ne olduğuna ve izleyicinin kim olduğuna bağlıdır" diyen Bruce Dickinson, “Las Vegas'ta U2 konserini izlemek isterseniz, özel bölümde koltuk başına 1.200 dolar vermek zorundasınız.  U2'yu görmek için 1.200 dolar ödemeye hiç niyetim yok... belki yüz dolar... ama o kadar. ” sözleriyle devam edecekti. 

Konserlerde daha pahalı biletlerin sahne önü olduğu kademeli fiyatlandırmayı da hatırlatan Bruce Dickinson : “Sahne önü biletlerini en pahalı bilet yapıyorlar ve bunda da herkes hemfikir.  Aslında tam tersi, sahne önü biletler en makul fiyatlı biletler olmalı. Çünkü sahne önünde olmak isteyenler  gerçek hayranlar, genç insanlar yani o çılgın parayı karşılayamayan insanlar olacak. Açıkcası ön planda olması gereken insanlar bunlar; onlar bu müziği canlı tutanlar." 

Bu konuya başka bir çözüm önerisinde bulanan Bruce sözlerine şöyle devam ediyor: “Bizim konserimize gelen bazı insanlar konsere eşleriyle gelmek isteyenler, daha yaşını başını almış insanlar ve onlar  terlemek ve bunun gibi şeyler istemiyorlar. Onlar için oturmalı bazı koltuklar olabilir ve bunların biletleri daha pahalı olabilir." 

Bruce şunları ekledi: "Promosyoncuların para kaybetmemek için bunu nasıl yapmaya çalıştıklarını anlıyorum, çünkü organizatörler tüm ekosistemin bir parçası. Organizatörler olmasaydı gösteriler olmazdı. Organizatörlerin bir şekilde paralarını geri kazanmaları gerekiyor. Yani, bu hassas bir denge ama genel olarak bilet fiyatları tavan yaptı."

 Bruce Dickinson konserlerinin bilet fiyatlarını normal sınırlar içinde tutmaya çalıştıklarını ve aynı şeyin Iron Maiden konserlerinde de geçerli olduğunu söylüyor. 

 

Bruce Dickinson bu konuyu ilk defa gündeme getirmiyor. Sanatçıyla geçen yıl Temmuz ayında  The Telegraph'a için yapılan röportajda Bruce Dickinson, bilet fiyatlarının makul olması nedeniyle Iron Maiden gösterilerinin genç hayranların ilgisini çektiğini söylemişti. O röportajda Bruce, "Konserlerimizde bu kadar çok küçük çocuğun ve gençlerin olmasının nedenlerinden biri de bu, her şeyi herkesin fiyatlarının altında tutmaya çalışıyoruz. Eğer Maiden'ın bileti 100 £ ise çocuklar şöyle diyecekler: 'Buna gücüm yetmiyor.' Ancak 60 sterline inerseniz, bu çok büyük bir fark yaratır.”

Bruce Dickinson'un, yeni solo albümü ' The Mandrake Project'in konser turnesi bu Mayıs ayında başlıyor. 

Bruce'un turnesindeki solo grubunda davulcu Dave Moreno, basçı Tanya O'Callaghan , klavye ustası Mistheria ve gitaristler Philip Näslund ve Chris Declercq yer alıyor. Ülkemize de gelecek bu kadroyu merakla bekliyoruz. 

Kendi adıma konuşmam gerekirse Bruce Dickinson'ın "The Mandrake Project" albümü beklediğimden de iyi çıktı ve konserin de harika olacağına eminim. 



AD/DC Avrupa turnesinin ön grubu belli oldu.



 8 yıl aradan sonra AC/DC'nin yeni bir konser turnesine başlayacağı haberi ortalığı bir anda sarsmıştı. 2016 tarihinde en son konserlerini veren grup, şimdilerde yeniden konserlerine hazırlanıyor.  15 Mayıs 2024'te başlayacak olan Avrupa Turnesi'nin konserlerinde açılışı yapacak ön grubun ismi de AC/DC'nin internet sitesinde dün ( 25 Mart 2024)  yapılan açıklamayla duyuruldu.

AC/DC'nin konserlerinde açılışı yapacak olan ön grubun Pretty Reckless olacağı açıklandı. 

2009 yılında kurulan The Pretty Reckless, bugüne kadar 4 albüm yayınladı.   Light Me Up (2010), Going to Hell (2014),  Who You Selling For (2016) ve  Death by Rock and Roll (2021) albümlerini yapan grup,  şu anda da,  bu yıl içinde çıkması beklenen "Other Worlds" adlı yeni bir albüm üzerinde çalışıyormuş. 


Vokalistliğini Taylor Momsen'ın üstlendiği grup, "Heaven Knows", "Make Me Wanna Die" ve son albümlerinin başlık parçalarıyla 2010'lar boyunca rock dünyasının en büyük yeni grupları arasında yer aldı.

 AC/DC'nin Mayıs'ta başlayacak olan Avrupa turnesi konserlerinde açılış grubu olarak yer alacak olan The Pretty Reckless'ı biraz tanımak için aşağıdaki videolardan takip edebilirsiniz. 


 





GLENN HUGHES Yeni Solo Albümüne Hazırlanıyor.



Efsanevi vokalist ve basçı Glenn Hughes, 2016'daki solo albümü "Resonate" in uzun zamandır beklenen devamını kaydetmek için Haziran ayında stüdyoya gireceğini açıkladı.

 72 yaşındaki Glenn Hughes, Haziran ayında Kopenhag'da olacağını ve stüdyoya girerek kayıtlara başlayacağını duyurdu.  

 



1950'de yapılan "Buketli Kız" tablosu... Pattie ve Eric Aşkı ve Layla



Eric Clapton denilince ilk akla gelen şarkılardan biri "Layla" olsa gerek.  Aslında bu şarkı Derek and the Dominos grubunun 1970 tarihli "Layla and Other Assorted Love Songs" albümünde bulunan bir parçaydı ve o dönem grupta yer alan Eric Clapton'un hayatında derin öneme haiz olan bir yapıttı. 

"Layla" tutkulu bir aşkın şarkısıdır  ama biraz bizdeki "Arkadaşımım Aşkısın" tarzında yasak bir aşk. 

Eric Clapton yakın arkadaşı olan Beatles'ın gitaristi George Harrison'un karısı Pattie Boyd 'e aşıktır... Hatta ona yakın olmak için Pattie'nin kız kardeşiyle bile çıkar. İşte bu şarkı da o aşk için yani Pattie'ye yapılmıştır. Sonra Harrison'dan ayrılan Pattie, Eric Clapton ile evlenir. 

"Layla" şarkısının yer aldığı Derek and the Dominos'ın  "Layla and Other Assorted Love Songs" albümünün kapağı da o günden bu güne hafızalara kazınmıştır.  Albüme kapak olan bu yapıt, Fransız ressam Émile Théodore Frandsen (1902 - 1969)'in 1950 yılında yaptığı   "La Fille au Bouquet" (Buketli Kız) isimli yağlıboya bir tablodur. 

Ressam Frandsen'in oğluyla arkadaş olan  Eric Clapton, bu tabloyu onun evinde görünce ilgilenecekti. Tablodaki sarı saçlı kadını aşık olduğu   Pattie Boyd'e benzeten Clapton bunu albümün kapağı yapmak ister ve arkadaşı da buna izin verir. 

Derek and the Dominos'ın  "Layla and Other Assorted Love Songs" plağının kapağında ne grup ismi yer alır ne de başka bir yazı. Bu Eric Clapton'un özel olarak istediği bir şeydir... zira tabloyu öyle sevmiştir ki aslına hiç bir eklemeyle zarar vermek istemez ve bunda da israr eder. 

Eric Clapton tabloya bu denli önem vermesine rağmen yıllar geçer ve oğul Frandsen'in tabloyu Eric Clapton'a vermesinden 46 yıl sonra, Fransa'da açılan bir davada Clapton'ın, albümün 40. yıl dönümünde yeniden basımında kullanılan karton pop-up'taki resmi değiştirdiği gerekçesiyle aile dava açar. Mahkeme sonucu  1969'da ölen ressam  Frandsen de Schomberg'in ailesine  tazminat ödenecektir.   

Albümün 1970 yılında çıkışından sonra tablo Clapton'da olacaktı. Gitarist, Patti Boyd'dan ayrıldıktan sonra  tabloyu George Harrison'a verdi. Harrison da daha sonra bu tabloyu Boyd'a hediye edecekti. Resim sanatı içinde unutulup gidecek bir tablo, rock tarihi içinde bir başyapıta dönecekti. 

Tablonun macerası bu kadarla da kalmıyordu, geçen ay yapılan bir müzayede de 40.000 dolar değer biçilen bu tablo bir anda yükselerek 2,5 milyon dolara alıcı bulacaktı. 



 

25 Mart 2024 Pazartesi

YES TRIO ile gelen bahar.

 


2019 yılında yayınladıkları "Groove Du Jour" albümü o yılın başarılı albümleri arasında yerini almıştı. Bu muhteşem üçlü şimdi de üçüncü albümleri "Spring Sings" ile gelirken, baharın ilk gelişini de müzikle duyuruyor. Sabah karşılaştığım ve dinlemekten kendimi alamadığım bu albümün müsebbibi olan basçı, davulcu ve piyanist; caz alanında harika bir üçlü uyuma imza atıyorlar. 

Yes! Trio'da yer alan müzisyenlerden biri davulcu Ali Jackson. Detroitli Afro-Amerikan bir aileden gelen davulcu, Wynton Marsalis'in keşfettiği bir isim.   Piyanistimiz Aaron Goldberg ise bilim insanı bir anne babanın çocuğu ve kontrbasta ise bebop aşkı sebebiyle New York'a göç eden Yemen ve Fas kökenli müzisyen Omer Avital. Dünyanın farklı kültürlerinden üç güzel adam bir araya geliyor ve Yes Trio adıyla caz'da birleşiyorlar. Kaynayan kazana dönen homurtulu dünyaya caz tınılarıyla huzuru ve barışı sunuyorlar. Her biri kendi başına bir usta olan bu üç isim otuz yıllık bir arkadaşlığı caz mayasında buluşturarak sürdürüyorlar.  






En Sevdiğiniz SCORPIONS Albümü Anketi Sonuçlandı





Scorpions üzerine yaptığımız anket, sizlerden gelen oylarla sonuçlandı. 

En Sevdiğiniz Scorpions Albümü sonuçları en sondan birinci sıraya doğru aşağıda. 



EN SEVDİĞİNİZ 
SCORPIONS
ALBÜMÜ



 



5. Sıra -  



Lovedrive - 1979

 



4. Sıra -  



Blackout - 1982

 

 


 


3.    







Taken By Force - 1977

 




2.   








World Wide Live - 1985

 





1.   






LOVE AT FIRST STING - 1984






 

En Sevdiğiniz SCORPIONS Parçası Anketi Sonuçları





Scorpions üzerine yaptığımız anket, sizlerden gelen oylarla sonuçlandı. 

En Sevdiğiniz Scorpions şarkısı sonuçları en sondan birinci sıraya doğru aşağıda. 


EN SEVDİĞİNİZ 
SCORPIONS
ŞARKISI

 


5. Sıra -  

Big City Nights

  "Love at First String "  







4. Sıra 


Holiday

 "Lovedrive"  






    

3.

Still Loving You

 "Love at First String"  
 





 


2.  

Living For Tomorrow

  "Savage Amusement"  










1.   

THE SAILS OF CHARON 

  "Taken By Force"  






24 Mart 2024 Pazar

Alamancı Blues Mültecisi: MITCH RYDER


Mitch Ryder  1960'larda Amerika'nın en güçlü rock & soul vokalistlerinden biriydi. Ancak ona ilgi ABD'de  1980'lerden sonra azalacaktı. O da rotasını Avrupa'ya yöneltecek ve Almanya'da yaşayıp müzik yapmaya devam edecekti. Bu kararında da iyi yaptı zira Almanya'da beğeni topladı ve sağlam bir dinleyici kitlesi oluşturdu. 

Bu güne kadar 25 albüm yapan Ryder'ın  80'lerden bu yana yaptığı stüdyo çalışmalarının büyük çoğunluğu da Alman plak şirketleri tarafından oldu. 

Mitch Ryder'ın yeni çıkan "The Roof is on Fire" isimli konser albümü sanatçının 75. yaşını kutlamak için 2020 yılında verilen konserin kayıtlarından oluşmuş.  

Bugün 80 yaşında olan Mitch Ryder, Michigan doğumlu. İlk grubu Tempest'i lise yıllarındayken kuran sanatçı, 1966 yılında Mitch Ryder & The Detroit Wheels olarak ilk plağını çıkardı. " Devil with a Blue Dress On " isimli parçasıyla aynı yıl listelerde ilk üçe kadar yükseldi.  




Her ne kadar 1980'lerden sonra yıldızı Almanya ile sınırlı parlaklıkta kalsa da şarkıcı Mitch Ryder, Detroit rock sound'unun kurucusu olarak biliniyor ve hırıltılı bir soul rock sesine sahip bir müzisyen. Keith Richards bir keresinde onu "rock dünyasının en heyecan verici şarkıcısı" olarak tanımlamıştı. Kendi adıma itiraf etmem gerekirse Mirch Ryder ismini daha önce bilmiyordum ama bu 75. yaşı için yapılan konser kayıtlarını dinleyince, içimden "böyle bir vokali bu zamana kadar nasıl olur da tanımamış olabilirim" diye kendimi sorguladım. Ryder hiçbir zaman hak ettiği ana akım başarıyı elde edemese de yorulmadan plak yapmaya devam etmiş; 1970'li ve 1980'li yıllarda özellikle Almanya'da sönen yıldızı yeniden parlamış ve dünyaca ününü yeniden kazanmış.  Usta vokalist, 1994'ten beri orada Berlin blues grubu Engerling ile çalışmalarını sürdürüyor.


Alman plak şirketi Ruf Records, yetmiş beşinci doğum gününü kutlamak için şarkıcı Mitch Ryder'ın çift albümünü yayınladı. Mitch'in kendi sözlerine göre, eğer müzikten bahsedersek, yaşın hiçbir önemi yok, çünkü asıl ve önemli olan, ilettiğiniz duygudur, yaptığınız işten ve tabii ki çaldığınız müzikten keyif almaktır.   

İki CD'den oluşan konser albümünde birinci CD, Ryder'ın blues, power-blues veya hard-rock-blues'a kadar geliştirebileceği tarzların çeşitli örneklerinden oluşuyor. İlk CD, Mitch'in ölüyü diriltecek heyecan verici sert blues rock şarkılarından oluşuyor. İkinci CD ise,   çoğunlukla yavaş ve sakin şarkılardan oluşan daha rahat bir repertuar içeriyor.

Şu günlerde kapsamlı bir turneyle konserlerine devam eden Mitch Ryder, 80 yaşına gelmesine rağmen hala güçlü bir soundla karşımıza çıkıyor. "The Roof is on Fire" konser albümü ismine yakışan bir şekilde çatıyı falan yakıyor. Ryder'ın sesinde yaşından gelen yorgunluk var ama bu müzikteki moral güç ile yok oluyor. Ona bu gücü veren hiç kuşku yok ki, Alman müzisyenlerden oluşan grubu. Böylece ortaya çıkan müzik heyecan verici ve dinleyene o konserde keşke ben de olsaydım duygusunu veriyor. 

Bas - Manne Pokrandt

Vokal - Mitch Ryder

Gitar - Gisbert Piatkowski ve Heiner Witte

Klavyelerde - Wolfram Bodag  ve Rene Decker

Davul - Tobias Ridder

 ana kadroyu oluştururken;  

Wolfram Bodag (mızıka, geri vokal), Rene Decker (saksafon, armonika, geri vokal), Manne Pokrandt, Tobias Ridder, Heiner Witte, Gisbert Piatkowski (geri vokaller) ile konsere destek veriyorlar. 

Muhteşem bir konser, yılların birikiminde bir vokal ve güçlerini birleştiren bir grup... Albümü dinlemek için bundan ala neden olamaz. 

Aptulika




 




Black Sabbath ve Tony Martin Dönemi Unutulmuyor!



 BLACK SABBATH'ın vokalinde TONY MARTIN'in yer aldığı dönemin albümleri  "Anno Domini 1989-1995" adıyla Kutu Set olarak 31 Mayıs 2024 tarihinde yayınlanacak. 



 Black Sabbath vokali denildi mi akla elbetteki Ozzy Osbourne gelir. Bu konuda grubun sevenleri arasında Ozzy yanlıları fazla olsa da Ronnie James Dio'nun vokalde olduğu yıllar da grubun tarihinde önemlidir. 

Ozzy ile Dio isimleri Black Sabbath vokalinde önemli isimlerdir. Bu iki ismin yanına bir albümde vokal üstlenen Deep Purple'dan ayrıldığı dönemde Ian Gillan'ı da ekleyebiliriz. Efsane grubun vokalini üç albümde ise Tony Martin yapmıştı. 

Grubun vokali olarak özdeşleşmiş isim hiç kuşku yoktur ki Ozzy Osbourne'dur. Ancak Black Sabbath'ın vokaline geçen diğer üç isim döneminde de grubun tarzı (genel yapı korunsa da) farklılaşmıştır. Kendi adıma Dio'nun vokalindeki Black Sabbath'ı daha çok severim ama bu sevgi hakkımı solo dönemi ve Rainbow için kullanmak isterim. 

1978'lerin sonunda Ozzy ayrılacak, yerine Dio gelecek ve grup 1982'ye kadar efsaneleşecekti. Sonrasında ise o dönem Deep Purple dağıldığı için solo çalışmalarını (Ian Gillan Band) sürdüren Ian Gillan gelecekti ve bir albümde vokal yapacaktı. Ha bu arada 1985 ile 86 arası Gleen Hughes'te gruba katılmıştı.  1987 yılında grup tam bitti bitiyor derken yepyeni bir ismi Black Sabbath'ın vokalinde görecektik... bu isim Tony Martin'di ve "The Eternal Idol" albümüyle bizleri büyüleyecekti. Hele o albümün açılışında yer alan "The Shining" unutulmazlar arasına girecekti. 1989 yılında gene Tony Martin'li "Headless Cross" albümü gelecekti. Bir yıl sonra da bu sefer Cozy Powell'ın da davula geçtiği  "Tyr" albümü gelecekti. Bu albümden sonra ise Tony Martin ayrılacak ve yerine Dio efsanesi gelecekti. Sonra bir ara 1995 gibi "Forbidden" albümünde bir kez daha Tony Martin'i Black Sabbath vokalinde görecektik. 

Black Sabbath'ın kurulduğu günden bu yana değişmeyen tek elemanı gitarist Tonny Iommi olmuştur. Onu da sadece bir şarkılık kayıt sürecinde Jethro Tull'da gördük, onun haricinde Black Sabbath'ın dışında bir yerde görmedik. Ama grubun vokalistleri bir gitti bir geldi. Simgeleşmiş vokal olarak Ozzy başta gelirken Dio da yanısıra özdeşleşmiş vokaller arasında yer alır. 3 albümde yer alan Tony Martin ise unutulur gider. Oysa onun vokalini her daim ayrıcalıklı bulmuşumdur. Öyle ki bu sesin Black Sabbath'ın onur listesinde yer almasını istemişimdir. Yeni çıkan bir haber işte bu beklentilerime merhem oluverdi. Tony Martin'in yer aldığı dönemin Black Sabbath albümleri  "Anno Domini 1989-1995" adıyla Kutu Set olarak  çıkacağı haberini alınca, açıkcası çok sevindim. Bu, "Sezar'ın hakkı Sezar'a" gibi bir şeydi.  

31 Mayıs 2024 tarihinde piyasaya çıkacak bu kutu sette daha önceden CD olarak çıkmış olan albümler ilk kez plak formatında da LP olarak çıkacakmış.    Setle birlikte Hugh Gilmour'un fotoğraflarını, çizimlerini ve notlarını içeren bir kitapçık da yer alacakmış. Kutu sette ayrıca bir "Headless Cross" posteri ve o albümün turnesinden bir replika konser kitabı da bulunacakmış.

 Tony Martin dönemi Black Sabbath kutu seti "Anno Domini 1989-1995"ın çıkışı için  31 Mayıs 2024 tarihi gösteriliyor. 

Bir kutu seti olarak da olsa Tony Martin döneminin öneminin kavranması çok güzel bir şey.

Aptulika





 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...