2 Nisan 2020 Perşembe

Koronavirüs Günlerinde Hatırladıklarım ve Keşifler 10


1970'lerden farklı bir deneyime hazır mısınız? O halde Leon Redbone ile 1920'lerin ragtime'larına gidip, güzel öyküler dinleyelim. 


Tin Pin Alley



Leon Redbone
"On the Track"
 (1975)
Warner Bros

  Benim çocukluğumda at arabasıyla mahalleye gelen zercavatçılar olurdu. Bu isim büyüklerimiz tarafından "Zercavatçı geldi, biraz domates, biraz da patates alalım." dediler mi meyve ya da sebze satan at arabalı seyyar satıcı olduğunu anlardık. Neden zercavatçı derlerdi anlamını bilmezdik ama kafamızda ne yaptıkları şekillenirdi. Sonradan Beykoz'da böyle bir semt olduğunu öğrenecektim. Belki de o zamanlar İstanbul'un tarım alanı olan o yerden geliyordu meyve sebze ondan öyle denirdi... Artık o kadarını bilemeyeceğim, zira İstanbul'da ne köy ne de tarım alanı kalmış durumda. O yıllarda daha da garip satıcılar mahalleden mahalleye gezerlerdi, bir anlamda onlar AVM'miz ya da süper marketlerimizdi. 
O çocukluk yıllarımda hayal meyal hatırladığım garip bir seyyar satıcı tipi daha vardı. Bunlar günün popüler Türk Sanat Müziği ya da türküleri çığırarak gezinirler ve ellerindeki 4 ya da 8 sayfalık matbuatı satarlardı. O sayfalarda o günün moda şarkılarının sözleri kenar süsleriyle yer alırdı. O satıcıları biraz büyüdüğümde görmedim yani yok olup, gittiler. Bu garip meslek yani şarkı sözü satıcıları sadece benim çocukluğumda var sanırdım, oysa ki 1920 ve 30'ların Amerikasında da varmış... ancak onlar gezginci müzisyenler olup, şarkılarının sözlerini böyle satarlarmış. Tin Pin Alley denilen bu seyyar satıcı (genellikle de siyahi bluescu) müzisyenlere biraz da harcıalem gözüyle de bakılırmış hani. Zamanla Tin Pin Alley bizim İMÇ benzeri bir plakçılar çarşısı olmuş.
Basit şarkılar anlamına da gelebilen Tin Pin Alley şarkıcıları caz ve blues'ın temellerini oluşturan "Ragtime"larıyla geleneğin içindeki yerlerini alacak isimsiz kahramanlardı. İşte bu Tin Pin Alley tarzını 1970'lerde modern döneme taşıyan isim Leon Redbone'dı. Onun 1975'te yaptığı "On the Track" albümünü ilk duyduğumda country sanmıştım. Oysa ki Redbone'un yaptığının içinde biraz caz etkisi de hakimdi ve bu zaten cazın temelindeki yerel şarkıcıların "ragtime"larıydı. Leon Redbone, gitar ve armoika çalarak vokali de üstleniyordu ama yanısıra, 
Phil Bodner – saksofon 
Patti Bown – piyano
Garnett Brown – trombon
Jonathan Dorn – tuba
Steve Gadd – davul
Emanuel Green – keman
Milt Hinton – double bass
Leo Kahn – keman
Ralph MacDonald – perküsyon, kastanyet
Charles Macey – gitar
Don McLean – banjo
Gene Orloff – keman
Seldon Powell – saksofon
Billy Slapin – klarinet
Joe Venuti – keman
Joe Wilder – trompet, kornet
gibi enstrümanlarla konuk olarak yer yer ona eşlik ediyorlar. Ancak bu konuk oluş gümbür gümbür değil, gezgin bir müzisyen sadeliğindeydi. 
Koronovirüs günlerinde işte böyle bir şeyi dinlemek istedim ve Leon Redbone ile tekrar buluştum. Eh be korona insana ne işler yaptırtıyorsun. Ama gece gece fena gitmedi hani... Tabi ki kadeh de boş değil...yani şerefe diyelim, güzelleşelim. 


Aptulika
Koronavirüs Günleri

Not: Albümün kapağındaki illüstrasyon ABD'li çizer ve çizgi filmci Chuck Jones'a ait.







Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...