Bu yazıya bir gizem ile başlayacağım. 1 Aralık 1948'de Güney Avustralya'nın Adelaide kentinin Somerton sahilinde, sabah yürüyüşü yapan mahalleliler tarafından bir ceset bulundu.
Güney yarımkürede yazın ilk günleri olması ve havanın oldukça sıcak olmasına rağmen üzerinde kalın ve kaliteli giysiler vardı. Ceset, başı kayalıklara yaslanmış, bacakları uzatılmış ve ayakları çapraz olarak uzanıyordu. Yapılan otopsilerde boğulma ya da mücadele izine rastlanmadı. Cesedin (ki bundan sonra ondan Somerton Adamı olarak bahsedelim) kıyafetlerinde, o zaman çok yaygın olduğu üzere, terzinin kimliğini belirten tüm etiketler sökülmüştü, giysileri temizdi ve 1948 yılı için olağandışı bir şekilde şapkasızdı. Ceplerinde yapılan bir aramada, yarısı içilmiş bir sigara, Adelaide'den Henley Plajı'na kadar alınmış ancak kullanılmamış ikinci sınıf bir tren bileti, şehri belirsiz bir otobüs bileti, küçük alüminyum Amerikan tarağı, yarısı boş bir” Juicy Fruit” sakız paketi, farklı bir markanın yedi sigarasını içeren bir “Army Club” sigara paketi ve çeyrek dolu bir kutu Bryant & May kibrit kutusu bulundu. Somerton Adamı’nın üzerinden herhangi bir kimlik de çıkmadı. Traşlı ve oldukça yakışıklı yüzü hiç kimse tarafından tanınmadı. Otopsi sonucu zehirlenme belirtileri görülmedi ve o dönemdeki adli tıp bilgileri ile çabuk çözünen bir tür zehir kullanıldığına hükmedildi.
Somerton Adamı 'nın mezarı (Fotoğraf: Meral Akman) |
Somerton Adamının kıyafetleri tekrar incelendiğinde pantolonunun çakmak (ya da saat) cebinde bir kağıt parçası bulundu. Kağıt parçasının üzerinde “tamám shud”, Farsça “tamamlandı, bitirildi” anlamına gelen iki kelime vardı. Kütüphane yetkililerin bu iki kelimenin Ömer Hayyam’a ait Rubailerin son sayfasında yer aldığını tespit eder. Gazetelere verilen ilanlar sonucunda kağıt parçasının yırtıldığı kitaba ulaşılır. Ancak, bu kitap başka bir gizemi beraberinde getirir, kitabın arkasında şifre olabileceği tahmin edilen harfler dizisi ve bir telefon numarası vardır. Telefon numarası, Somerton Adamının bulunduğu yere çok yakın yaşayan bir hemşireye aittir, hemşire bu konuda konuşmamayı tercih eder. Ancak, II. Dünya Savaşı sırasında bu kitabın bir kopyasına sahip olduğunu ve bir Teğmen’e kitabın başka bir kopyasını hediye ettiğini söyler. Polis bu kopyayı da bulur ancak kitabın son sayfasında bir eksik yoktur. Devam eden araştırmalardan bir sonuç çıkmayınca Somerton Adamı Kuzey Teras Mezarlığına gömülür.
Elephant and Castle (Fotoğraf: Meral Akman) |
Sonuçta, günümüze kadar Somerton Adamı ya da Tamam Shud olayının gizemini koruyor. Avustralyalılar gizemlere çok da yabancı değiller, 1966 yılında sahilde oynarken kaybolan üç kardeş, 1967 yılında yüzmek için denize girip bir daha görülmeyen Başbakan Harold Edward Holt, Birinci Dünya Savaşı sırasında 35 kişilik mürettebatıyla ortadan kaybolan Avustralya’nın ilk denizaltısı HMAS AE-1‘in (103 yıl sonra Papua Yeni Gine açıklarında bulundu), Uluru kayasının bizzat kendisi.
Somerton Plajı (Fotoğraf: Meral Akman) |
Peki siz bu gizemi neden okudunuz bu müzik bloğunda? Gelelim oraya.
Tamam Shud olayı Yeni Galler eyaletinin Newcastle şehrinde yaşayan bir grup genci etkilemiş olacak ki, 1967 yılında “Four Strangers” olan isimlerini “Tamam Shud” olarak değiştirirler. Avustralya’da çok yaygın olduğu üzere, sevimli, neşeli, enstrümantal “surf rock” parçaları çalarak hem kendilerini hem de mahalledeki arkadaşlarını eğlendirerek küçük bir şöhret kazanırlar. Bas gitarda Eric Connell, gitarlarda Alex 'Zac' Zytnik, davulda Dannie Davidson, vokallerde Lindsay Bjerre bir süre sonra Cream, The Jimi Hendrix Experience, Pink Floyd, Eric Burdon isimlerine kendilerini yakın hissetmeye başlarlar ve The Grateful Dead’i keşfederler. Böylece Avustralya festivallerinin vazgeçilmez jam gruplarından biri olurlar. 1969 yılında ilk albüm piyasaya çıkar. Albümde yer alan parçalar, yönetmen Paul Witzig’in çekeceği film için kullanılacaktır. Albümü bizzat Witzig finanse eder ancak, kısıtlı bütçe nedeniyle albüm 2 saat içinde canlı olarak kaydedilir. Albüm oldukça ilgi görür. Avustralyalı müzik yazarlarına göre Avustralya’nın “iliklerine kadar rock” olan ilk albümüdür.
Ancak, grup hala yaptıklarından farklı bir şeyler peşindedir. Yılın sonunda Alex 'Zac' Zytnik gruptan ayrılır ve yerine 16 yaşındaki gitarın harika çocuğu Tim Gaze, gitarist olarak gruba katılır. 1970 yılında Avustralya müzik tarihinin en ilginç isimli albümlerinden biri “Goolutionites and the Real People” adlı albümü çıkartır. Bu albümde kadro Lindsay Bjerre (vokal), Peter Baron (bas gitar), Tim Gaze (gitar), Dannie Davidson (davul)… Çevre tahribatı temalı bu albümden sonra grup üzerindeki surfçü çocuk imajından tamamen kurtulur ve bir progresif rock grubu olarak rüştünü ispat eder.
Bundan sonra grup elemanları oradan oraya dağılır, Davidson ve Gaze bir başka Aussie progresif rock efsanesi Kahvas Jute’u kurar. Grup bundan sonra çeşitli vesilelerle zaman zaman bir araya gelir. 1994 yılında Barron, Bjerre, Gaze ve Macara bir araya gelerek “Permanent Culture” albümünü çıkartırlar. Aynı kadro 2002 yılında turneye çıkar. Tamam Shud, Bjerre, Gaze ve Macara (bas gitarist Peter Barron emekli olmaya karar verdi) zaman zaman kayıt yapmaya ve konserler devam ediyorlar ve orijinal kayıtlarlar iki albüm daha çıkarttılar.
Tamam Shud vakasını detaylı okumak ve okurken surf rock’tan progresif rock’a bir yolculuk için aşağıdaki linkleri tavsiye ederim.
https://www.eleceng.adelaide.edu.au/personal/dabbott/wiki/index.php/List_of_facts_on_the_Taman_Shud_Case_that_are_often_misreported
https://www.adelaidenow.com.au/news/south-australia/has-part-of-the-mysterious-somerton-man-code-been-cracked/news-story/3951eef52092ee56916aeefbc1b7007b
https://www.theguardian.com/music/2016/oct/12/tamam-shud-the-psychedelic-surfers-who-made-a-classic-album-in-an-hour
1- Tamam Shud - Mr. Strange
2 – Tamam Shud – Canlı
3 – Tamam Shud - Evolution
4 - Tamam Shud - A Plague
5 - Tamam Shud - Heaven Is Closed
6 - Tamam Shud - Sea the Swells
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder