14 Nisan 2020 Salı

Koronavirüs Günlerinde Hatırladıklarım ve Keşifler 36


Zebra, tam anlamıyla seksenlerin hard'n heavy (ya da glam metal dediğimiz) gruplarının özelliklerini fena halde yansıtıyor. Öyle ki albümü dinlerken o otuz yıl önceki Rock Market, Dönence programlarının heyecanına döndüm. 


Seksenlere bir çeşit yolculuk




Zebra
"No Tellin' Lies"
 (1984)
Atlantic

Zebra grubu, eve kapalı bu günlerdeki keşfim ama büyük ihtimal daha önce ya bir hard'n heavy karışık kasetinde falan duymuş olabilirim. Çünkü çalmaya başladığımda bütün parçaları biliyormuşum gibi geldi. Zebra, tam anlamıyla seksenleri hard'n heavy (ya da glam metal dediğimiz) gruplarının özelliklerini fena halde yansıtıyor. Öyle ki albümü dinlerken o otuz yıl önceki Rock Market, Dönence programlarının heyecanına döndüm. 
New Orleans, Louisiana'da 1975'te temelleri atılan Zebra, ilk yıllarda Led Zeppelin kavırları yapan bir grupmuş. Zamanla Yes, Jethro Tull ve Pink Floyd üzerine de repertuar geliştiren grup, 1983'te rock sahnesine ilk albümleriyle çıkmışlar. Burada yer verdiğim, "No Tellin' Lies" ise grubun ikinci albümü. 
Zebra grubu Randy Jackson,  Felix Hanemann ve Guy Gelso'dan oluşan bir trio. Vokal ve gitarı Randy Jackson üstlenirken, davulda Guy Gelso yer alıyor. Felix Hanemann kadro da bas gitar ve keyboardda yer alıyor ama konserlerde onu klavyesiyle görüyoruz. Dinlediğimiz kayıtta davul bölümleri de o dönemin drum machine'lerinin tınısına sahip. Albümde bütün parçalarda vokalleri Randy Jackson yapıyor ama sadece "Little Things"te Felix Hanemann bu işi üstlenmiş. Bana kalsa ona bir kaç şarkıda daha vokal yaptırırdım, açıkcası çok hoşuma gitti.
Zebra'nın "No Tellin' Lies" albümünde George Small piyanosuyla "I Don't Like It" ve " Takin'a Stance"da konuk olmuş. Çalışmada konuk olan müzisyenlerden biri de Stan Bronstein. O da saksafon ve synthesizeriyle katkı vermiş. 
Albümün listelere girmiş olan çıkış parçası "Bears" olmuş ama ben daha çok "I Don't Care" ı tuttum. Zira rock'n roll ve blues havası daha iyi tınlıyor. Bir de 1970'lerin havasını veren, az biraz da Electric Light Orchestra'yı hatırlatan "Lullaby"i çok sevdim.Ama her şeye rağmen o seksenlerin havasını vermesi açısından tavsiye edeceğim bir albüm. Bunun dışında fazla bir şey beklemeyin. Ancak siz bunu bir keşif olarak algılar ve grubun diğer albümlerini de dinlerseniz yeni bir şeyler keşfedebilirseniz, ben sadece bahtiyar olurum. Ancak ben bu albümle sınırlı tutuyorum Zebra macerasını. 

Aptulika
Koronavirüs Günleri






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...