27 Haziran 2023 Salı

Van Morrison çocukluk hayallerinin peşinde

20. yüzyılın başlarında ABD'nin siyah mahallelerinde görülen  skiffle tarzı 1940'ların ABD'sinde  caz ve blues müziğinin içinde görülecekti.  
1950'lerde İngiltere'de de popüler hale gelen Skiffle müziğinin ilk tınılarını duyan Kuzey İrlanda'nın tersane işçilerinden birinin oğlu olan küçük bir çocuk ilerde "Belfast Kovboyu" lakabıyla anılacak müzik hayatının hayallerini kuruyordu. Bu çocuk yıllar sonra büyük bir müzisyen olacak olan Van Morrison'du.



Halk müziğinde ya da Afro Amerikalı siyah insanın müzik yaparken kimi zaman ev eşyalarını enstrüman olarak kullanması mümkündür. Evet bunlar ev eşyaları, mutfak gereçleri de olabilir çoğu zaman. Flemenko'da bir dolap çekmecesi uygun bir vurmalı müzik aleti oluverir ( hatta günümüzde müzik mağazalarında satılan cajon enstrümanı bile buradan çıkmıştır). Bizde de leğeni perküsyon olarak kullanan Roman müzisyenlere rastlamamışız olabilir misiniz?


Blues yapan ABD'li siyahlar da çamaşır tahtası, sürahi, tarak gibi gereçleri kullanarak müzik yapacaklardı ve buna da Skiffle müziği diyeceklerdi. 

Yaşam zorlukları içindeki bu insanların ekmek kavgasında  emekçi yaşamlarına eşlik eden üretim araçlarını müzik aleti haline getirmeleri blues'a yeni ve ilginç çalgılar katacaktı. Yaşamlarına eşlik eden araçları ve eşyaları bu insanlar yetenek ve yaratıcılıklarıyla dönüştüreceklerdi. Puro kutusundan keman ya da gitar ve en sonunda banço gibi enstrümanları kendi el becerileriyle yaptılar. 

Bu arada bizde de cümbüş denilen ve ismini de yapan kişiden alan böyle bir enstrüman vardır. Bu enstrümanı çocukluğumuzda köylerde ve yoksul düğünlerinde hep görmüştük. 


ABD'nin yüz vermediği Skiffle İngiltere'yi sarınca

20. yüzyılın başlarında ABD'nin siyah mahallelerinde görülen bu tarz müzik yapma, 1940'larda skiffle ismiyle caz ve blues müziğin içinde görülecekti. Egemen beyaz Amerikalılar, siyahların yaptığı bu tarza pek yüz vermese de 1950'lerin Britanya Adası'nda işçi sınıfı mahallelerinde İngiliz müzisyenler bu tarza hayran olup, adalarında da canlandıracaklardı. 

İngiltere'de Skiffle aşkı John Lennon'u da okul yıllarında sarmıştı.

1950'lerde İngiltere'de popüler hale gelen Skiffle müziğinin ilk tınılarını duyan Kuzey İrlanda'nın tersane işçilerinden birinin oğlu olan küçük bir çocuk ilerde "Belfast Kovboyu" lakabıyla anılacak müzik hayatının hayallerini kuruyordu. Bu çocuk yıllar sonra büyük bir müzisyen olacak olan Van Morrison'du.

Van Morrison şimdiler yeni yaptığı albüm "Moving On Skiffle" ile çocukluk duygularını tekrar canlandırarak Skiffle yapıyor. “Bir skiffle grubuyla - birkaç gitar, çamaşır tahtası, çay sandığı bas - performans sergilediğimde hala okuldaydım. Lead Belly'nin kayıtlarına zaten aşinaydım, bu yüzden Lonnie Donegan'ın 'Rock Island Line' versiyonunu duyduğumda, onun ne yarattığını sezgisel olarak anladım, yapmak istediğim şeyin bu olduğunu biliyordum. Bir patlama gibiydi. Şimdi yeni yaptığım bu albümde o dönemin şarkılarını yeniden canlandırıyorum.” sözleriyle yeni albümü "Moving On Skiffle"ı böyle tanımlıyor, Morrison. 


Eskileri yeniden ısıtmak yerine 

Efsane müzisyenlerin eski klasiklerini ısıtıp ısıtıp yeniden sunduğu bir dönemde Van Morrison böyle davranmaktan özellikle kaçıyor. Hatta son konserlerinden birinde dinleyicileri muhteşem klasiği "Gloria"yı ısrarla istemesi üzerine, "50 yıldır her konserde okumaktan ben bıktım, siz dinlemekten bıkmadınız mı!" diyerek, şarkıyı okumayacaktı.  Van Morrison  efsane klasiklerini yaldızlayıp sunmak yerine, çocukluk hayalini canlandırıp Skuffle bir albüm yapmayı tercih ediyor... böylece o köklere olan saygısını sunarken bir yandan da  o kültürü yeniden yaşar hale getirip, hafızalar kazıyor. Ben Morrison'un bu yaptığını ülkemizde Taner (Öngür) abinin yaptığına benzetiyorum. Taner abi de Moğollar , Dervişan ve yer aldığı efsane gruplardaki parçaları solo albümlerinde yapmak yerine çocukluk hayallerini canlandıran solo albümler yaptı. 


"Moving On Skiffle", vakti zamanında Elizabeth Cotton'un klasiği "Freight Train" ile başlıyor. Bu şarkı 1956'da Chris McDevitt tarafından plak olarak çıkmış ve İngiltere'de büyük bir beğeni toplamış. Bu parçanın ardından "Careless Love" geliyor ki, bu parçayı ben 1970'leri ikinci yarısında  ilk kez Joan Baez'in folk yorumuyla dinlemiştim ve kafama o haliyle kazınmıştı. Şimdi bu parçanın skiffle yorumuyla dinlemek benim için ayrı bir deneyim oldu.  "Sail Away Ladies" ve "Streamline Train" gibi canlı parçalarla. devam eden albüm,  "This Loving Light of Mine" ile hafiften rock'n' roll kokulu bir tempo ile devam ediyor. "Streamlined Cannonball", "Come On In" ve "Worried Man Blues" gibi parçalarla Morrison'un hassas yorumu , yer yer caz tadını da alıyoruz.     

İlk olarak 1920'lerde The Memphis Jug Band ve Tampa Red tarafından ünlenen 'Gov Don't Allow' şarkısı albümde  Morrison'ın şarkı sözlerini hafiften değiştirdiğini görüyoruz. Kuzey İrlanda'da Covid-19 salgını sırasında hükümetin müzik mekanlarını kapalı tutmasına karşı çıkan Van Morrison bu parça ile kararları protesto etmişti. 

 Van Morrison'un yeni albümü "Moving On Skiffle"da tam tamına 23 parça var. Hepsinden bahsetmek için ne o parçalarla ilgili bilgim ne de yazı alanım yeterli.  Ancak albümü dinlemeye başladığınızda samimi bir havada geçmişe sımsıcak bir yolculuk yapacaksınız. Van Morrison'un kalbinden gelen enerjisi bizi nadir bir şarkı koleksiyonuna götürüyor.  

Aptulika

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...