14 Mart 2024 Perşembe

Albert Cummings: "İnşaat yapmak da beste yapmak gibidir."



Albert Cummings bu ayın başında "Strong" isimli yeni albümünü çıkardı. Hem bu albüm hem de müzik yaşantısı üzerine blues gitaristi ve vokalisti Albert Cummings ile Blues Blast dergisi harika bir röportaj yapmış. Bu söyleşiden alıntılara yer vereceğim, ancak haberin tamamını okumak için yazının sonundaki linki tıklayabilirsiniz. 

ANITA SCHLANK'ın Blues Blast Magazine için yaptığı röportaj'dan alınmıştır. 




İnşaatçılık ile müzisyenlik ya da Müteahhit ile gitarist arasında ne gibi bağlar kurabilirsiniz dersek, okkalı bir küfür sallayıp ya da sağlam bir "Oha!" çekip, haklı olarak "ne alaka?" diyebilirsiniz. Mimarlık desek hem gitaristliğe hem de sanatla iştigal etmeye daha uygun ama inşaatçı veya müteahhit denildi mi bizim ülkede başka şeyler akla gelir ve notaları takip etmek yerine ihale kovalamak daha esastır hani. 

ABD'li blues gitaristi Albert Cummings ise bu kuralı bozarak aynı zamanda bir ev inşaatı şirketinin de sahibi. İnşaatçılık ve müzisyenlik sadece bizde değil dünyada da birbiriyle bağdaşmaz görülüyor ki, Blues Blast Magazine dergisi de yeni çıkan "Strong" albümüyle ilgili Albert Cummings ile röportaj yapmak için oturduğunda ilk olarak bu konuya değinmiş...  

“Bir ev inşa etmeye kalktığınızda, yüzeyi kazarsınız ve temeli atarsınız. Bu, bir şarkıdaki bas ve davul sesi gibidir; temeli oluşturur. Daha sonra üzerine gitarı ve belki de temelden inşa edilmiş gibi olan klavyeyi koyarsınız. Belki buna nefesli enstrümanları katmak istersiniz;  bu da duvar örmek gibidir. Daha sonra bunu prodüktöre teslim edersiniz yani inşaattaki  mühendis gibi.  ”

Albert Cummings'in kurduğu bu benzerlik sizi ne derece ikna etmiş olabilir ama yeni çıkan "Strong" albümü blues rock adına ziyadesiyle ikna edici diyebilirim.

Hem inşaatçılık hem de müzisyenlik Albert Cummings'e aileden geliyor diyebiliriz. Zira kendisi ailesinin dördüncü nesil inşaatçılarından olurken iki nesildir de müzisyenlikle inşaatçılığı buluşturuyorlar. Bu ilginç birleşimi isterseniz Albert Cummings'e kulak vererek dinleyelim:

“Babam ben doğduğum zamana kadar müzisyendi ama aynı zamanda inşaatçıydı. Öyle bir hobi falan olarak da değil, ciddi ciddi büyük gruplarda çalıyordu. Ancak benim doğumumla birlikte müziği bırakmış ve hayatını tamamen inşaatçılığa odaklamış. Bu artık bir çocuğu olmasından dolayı yaşamını riske atmamaktan mı kaynaklanıyordu bilemem.  Müziği bıraktı iş hayatına bütünüyle odaklandı ama beraber müzik yaptığı grup arkadaşlarıyla bağını kesmedi. Öyle ki diyelim bir piknik ya da bir parti olursa hemen toplanır çalarlardı. Grup üyeleri ile hep arkadaş kaldı.”

Dedelerinden gelen inşaatçılığı Boston'daki Wentworth Enstitüsü'nden inşaat bilimi okuyarak yüksek dereceyle mezun olan Albert Cummings, müzikte de kendi kendini yetiştirmiş. İlk başlarda kafasında ne gitar ne de blues varmış. İlk başladığında merakı country müzikmiş ve bu tarzı da banjo çalarak yapmayı istiyormuş.  Sanatçı,"Bugün bile zaman zaman bazı şarkılarımda country etkisi duyulabilir." diyor.  İlk başlangıç böyle olmuş ama gitara ve blues'a yönelmesi bir konsere gitmesiyle olmuş.

“Bir gece Boston'da üzerinde Les Paul ve Stratocaster boyalı bir otobüs gördüm ve bu Stevie Ray Vaughan & Double Trouble'ın tur otobüsüydü.  Hemen o konser için bilet aldım. Konseri izledikten sonra artık her şey değişmişti ve ben 'güle güle banjo' diyecektim. Böylece gitara geçecektim. İlk önce ders aldım ama nafileydi. Bana öğrenmek istediklerimi öğretmiyordu, ben de dersi bırakıp, kendi kendime öğrenmeye karar verdim."

Gitar üzerine ders almak yerine bu işi kendi kendine kotarmaya karar veren Albert Cummings, bunu biraz da başkalarının hatalarını tekrar etmek yerine kendi kimliğini oluşturmak için yapmış. 

“Bana göre iki tür müzisyen var. Bir yanda yaratıcılar, diğer yanda da icracılar var. Genelde müzisyenler, yaratıcıların yarattığı şeyleri icra ediyor. Yüzde doksan sekizi yaratıcılar yerine icracılardır. Yaratıcı olmak zor ama ben sadece müzisyen olmak istemiyorum; yaratıcı olmak istiyorum. Bunu yapmak için kendi yolunuza sahip olmanız gerekir. Bazen yol yoktur ve bir ormanın içindesinizdir. Üstelik bu ormanın içinde bir iz bile olmadan ilerlemeniz gerekir. Sen kendine özgü olursan kimse seninle rekabet edemez.”


 Cummings, on dokuz yaşında beste yapmaya başladı ama müzik alanında ciddi bir çabası olmadı. Daha çok üniversitedeki arkadaşlarıyla keyif için müzik yapıyordu. O aile geleneğini yani inşaat şirketini yönetecekti. Yirmili yaşlarının sonuna kadar bu böyle sürdü.  Ancak kısa bir süre sonra BB King, Buddy Guy ve Johnny Winter gibi gitar ustalarıyla aynı sahneyi paylaşmaya başladı. BB King'e özel bir hayranlığı olduğunu da üzerine basa basa söyleyecekti...


“BB King'e büyük bir saygım var, o çok güzel bir insandı.    Sahnedeyken de sahne dışındayken de aynı insandı. Mütevazı, nazik ve içtendi.  Onun yanındayken kendini iyi hissediyorsun. Sevgiyi yayıyordu ve insanları önemsiyordu. Ben ondan çok şey öğrendim. Onun gibi sahnede de sahne dışında da aynı olmaya çalışıyorum. "


Cummings'in bir inşaat şirketinin sahibi olması  nedeniyle müzik endüstrisindeki insanlar onu uzun yıllar ciddiye almamışlar.  


“Sanırım müzik endüstrisindeki, menajerler ve yapımcılar benim için  'O bir inşaatçı, müzisyen değil' diye düşünüyorlardı. Benim hobi için müzik yaptığımı düşünüyorlar ve pek ciddiye almıyorlardı.  Açıkcası böyle düşündükleri için de  onları pek suçlamıyorum. Onlar içimdeki tutkuyu bilemezlerdi.  ”


 

ANITA SCHLANK 

https://www.bluesblastmagazine.com/featured-interview-albert-cummings-songbuilder/




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...