5 Mart 2024 Salı

Özgür Hazar's BLUES SYNDICATE ilk albümünü çıkardı

 


19 Ocak 2024 tarihinde "Way Back Home" isimli Özgür Hazar's Blues Syndicate albümü yayınlandı. 




2020 yılıydı ve şapkasının altında ama başı öne eğik olduğu için siması belli olmayan bir adamın yer aldığı resimli kapağın üzerinde "Ozgur Hazar" ve altında da albümün ismi olan "Sad And Blue" yazıyordu. Albümü dinlememle harika bir blues rock albümüyle yüz yüze gelmiştim. 


Bu Belçika'da yaşayan bir Türk gitaristin albümüydü ve böylece tanışmış oldum, Özgür Hazar'la. Hemen albümle ilgili bir yazı hazırladım ve instagram canlı yayınından da bir söyleşi yaptık. 

"Sad and Blue" çok güzel bir blues rock albümüydü ama hep hak ettiği ilgiyi göremedi diye düşünürüm. Aslında bu lafı eski yeni bir çok grup ve müzisyen için de söyleyebilirim. Ne yazık ki bizim diyarlarda parlayan yıldızları petrol siyahıyla karartan bir ilgisizlik var ve yapacak bir şey de şu sıra pek yok gibi. Biraz önceki tanımlamada "yıldız" dedim diye pop dünyasının "star"ları aklınıza gelmesin, bizim dediğimiz metafordaki yıldız,  kendi ışığı ile aydınlatan yıldız... yani o medyanın parlattığı ışıksız yıldızlar ile alakası yok. 

Özgür Hazar'ın "Sad and Blue" albümünden sonra bir ikincisi gelir mi diye düşünürken 2022'de Özgür Hazar'ın Blues Syndicate isimli bir grup kurduğunu duyacaktım. 19 Ocak 2024 tarihinde de "Way Back Home" isimli Özgür Hazar's Blues Syndicate albümü de yayınlandı. 

Özgür Hazar'ın gitarı ve vokali üstlendiği Blues Syndicate kadrosunda Arianne Yaya (vokal), Pieter Akkermans (klavye), Geert Zonderman (bas) ve Vincent Caers  (davul) yer alıyor. Grup kurulduktan sonra da 2022'de Belgian Blues Challenge'ı kazanmış. Bu da "Way Back Home" albümüne yol açmış.  

Blues Syndicate yepyeni bir grup ve haliyle yeni bir bakışı da getirmiş. Bir önceki Özgür Hazar albümü " Sad and Blue"daki blues rock ve gitar ağırlıklı anlayış Blues Syndicate'da daha geniş müzikal yelpazeye ulaşmış. Tarz olarak biraz daha soul havası hatta caz tavrı gelişmiş, bunda da en büyük pay sahibi kadın vokalist Arianne Yaya olsa gerek. Onun ses renkleri caz, soul ve blues tarzları arasında gezinirken bunun zorlamasız olması da dikkat çekici. Özellikle "Downtown Philly" parçasında Özgür ile Arianne vokali paylaşırken inanılmaz harika bir dinleme keyfi oluşuyor. Arianne'ın konuşur gibi rahatlıkla yaptığı vokal aynı zamanda Özgür'ü de etkileyip caz vokalinin oluşmasını sağlamış. Arianne Yaya'nın ses tekniği blues ve rock ile sınırlı değil, aynı zamanda teatral bir etkiye de sahip. 

Sekiz şarkının yer aldığı albümde "Holy Man" isimli parça benim zevkime göre bir hayli    öne çıktı. Açıkcası bu parça rahatlıkla bir hard'n heavy grubunun konserlerinde seyircinin katılımı ile söylenebilecek bir parça; keşke Batu Akdeniz'in eski grubu Heavy Sky devam ediyor olsa da orada bu şarkı hard rock yorumuyla seslendirilebilseydi diye içimden geçirmedim de değil hani. Elbette bu dediğim biraz münasebetsizlik gibi oldu ama bu parçanın beste düzeyinin ne denli çeşitlenebileceğini göstermek istedim biraz da. Ancak "Holy Man" Özgür Hazar's Blues Syndicate'ye has ve onun yorumuyla başlıbaşına güzel. Öncelikle grup bu yorumuyla her bir elemanının performans güzelliğini ortaya döküyor. Ritmik bir davul girişi ve onu sarmalayan alevli bir Özgür gitarının ardından gelen Arianne vokali ile işlenen parça geri vokallerin harika korosuyla bir gospel tadında yükseliyor. Böyle akıp giden parça ortalara doğru  harika bir gitar solosu ile boyut kazanırken, durgunlaşıyor ve Vincent Caers'in bandovari trampet vuruşuyla yeni bir boyuta geçiyor. Bu ritmin üzerine Pieter Akkermans'ın piyano tuşeleri gezinmeye başlıyor. Yakalanan bu enerjiyi tamamlayan Geert Zonderman'ın bas nameleri dökülüyor. Her enstrümanın akışı aynen sürerken Özgür'ün solosu akmaya başlıyor. Finale doğru buna geri vokaller ve ana vokal katılıyor ve nihayete eriyor. Böylesi güzel bir yoruma hayran kalmamak imkansız. "Holy Man" albümden defalarca dinlediğim (ve bundan sonra da dinleyeceğim) favori parçam oldu. 

 Albümün açılışını yapan "Counting The Reasons" ZZ Topvari gitar riffleriyle tansiyonu yakalıyor.  Ardından gelen "Can't Blame The Blues" ile biraz yumuşak bir havaya giriyoruz. Bu arada Özgür'ün vokali kimi zaman sertleştiği gibi parçanın ruhuna göre esnekleşebiliyor. Bence bu bir gitaristin vokalinde kolay bulunabilecek bir hassasiyet olmasa gerek. 

Albüme adını veren parçada ise Pieter Akkermans'ın org dokunuşlarıyla sıcaklaşırken  Arianne Yaya'nın vokaliyle tanışıyoruz.  Sonrasında swing'i yüksek bir parça olan "Downtown Philly" de Özgür, Arianne ile sesli olarak düet yapıyor. Bu arada parçadaki gitar da caz normlarında akıyor.  

"Can't Stop Stop Missing You" ile devam eden albümde , tek cover parça olan "Mama He Treats Your Daughter Mean" takip ediyor.   Ruth Brown şarkısı Arianne'ın vokal yorumuyla daha da etkili hale geliyor ama bu parçanın gizli bir kahramanı var, o da klavyesiyle bizi oradan oraya gezdiren Akkermans'dan başkası değil.  

Ve finalde "Footsteps" yer alırken kendimizi farklı bir atmosferde buluyoruz. 

Özgür Hazar' ve grubu Blues Syndicate "Way Back Home" ile bizlere farklı lezzetlerde ama bütünlüklü bir blues rock tadı veriyor.  Devamını da özlemle ve merakla bekliyoruz.

Aptulika






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...