İnsan önyargılarını ne ederse etsin bırakamıyor, artık hangi bilinçaltına sızdırıldıysa. Bu yaşa geldim hala kadın baterist görünce şaşırıyorum. O bilinçaltımıza çocukluktan kazınan akla ziyan, "kızını kendi başına bırakırsan ya davulcuya varır ya da zurnacıya" salaklığının etkisinden midir nedir, bu şaşkınlığın sebebi bilemiyorum. Tabi gene de "vay be kadın davul çalıyor ha" gibisinden bir ucubelik değil benimkisi ama kadın davulcu gördüm mü, şaşkınlığım büyük bir hayranlıktan kaynaklanıyor. Özellikle erkek davulcuların maharet gösterisi yapmak istemelerine karşın kadınlar daha müzikal ve estetik yaklaşımları öne çıkarıyorlar.
İsveçli davulcu Cornelia Nilsson'un solo albümü "Where Do You Go?"yu dinlerken bu şaşkınlığa yeniden düştüm. Albümü ilk dinlediğim bir hafta boyunca çok sevdim ama Nilsson'u piyanist sanacaktım. Albüm kapağında öyle narin duran bir kızı elbetteki piyanoya yakıştıracaktım. Bu yanılgım sadece narinliğinden değil piyanisti çok sevmemden de kaynaklanıyordu. Dinlemeye doyamadığım bu albümle ilgili yazıları takip etmeye başladığımda da Cornelia Nilsson'un piyanist değil, baterist olduğunu öğrenecektim. İşte bu beni şaşırtmadı... zira albümde ilk ilgimi çeken piyanist ise de ikinci ilgi odağım bateristti. Öyle temiz ve uyumlu bir ritme sahipti ki kulak vermemek imkansız gibiydi.
Bu çalışma Cornelia Nilsson'un ilk solo albümü ama yanılgıma sebep olan şeylerden biri de uzun bir müzikal geçmişe sahip bir baterist gibi usta işi baget kullanmasıydı. Her ne kadar ilk solo albümünü yeni çıkartsa da Nilsson'un kariyeri 20'li yaşlarının başında usta isimlerle çalışarak başlamış. Genç baterist, Gilbert Holmström, Ben Besiakov ve Anders 'AC' Christensen gibi müzisyenlerle çalışarak yeteneği ile İskandinav caz'ında kendine yer edinmiş. Kısa sürede Tim Hagans, Kenny Barron ve Ron Carter gibi Amerikan caz ustalarının dikkatini çekmiş. Bu büyük ustalarla ilk çalışma fırsatını da Cornelia Nilsson şöyle anlatıyor:
"26 yaşımdayken Kenny Barron'la çalma fırsatım oldu. Beni aradı ve Madrid'de vereceği konserde benim de yer almamı istedi. Onun müzikal enerjisi beni müziğin derinliğine alıverdi. Dev bir dalga içinde gibiydim, hiç böyle bir şey yaşamamıştım."
Kenny Barron ile başlayan bu süreçten 6 yıl sonra şimdi de ilk solo albümü "Where Do You Go?" ile karşımızda, Nilsson. Şubat ayında çıkan bu albümde 1997'den bu yana Avrupa caz sahnesinin temel taşlarından biri olan basçı Daniel Franck, Amerikalı piyanist Aaron Parks ve Macar tenor saksafoncu Gabor Bolla kendisine eşlik etmiş.
Davulcuların solo albümleriyle karşılaştığımda, yalan yok, biraz tedirginlik duyarım. Çünkü ne kadar dikkat edilse de davulun önde olduğunu göstermek için olur olmaz maharet gösterilerine girilir. Böyle olunca da müzik ikinci planda kalabilir. Cornelia Nilsson'un albümünde davul hep var, hatta maharet gösterisine de girilebiliyor ama bu bizi rahatsız etmiyor. Bunun nedeni ise, Nilsson ister solo da ister eşlikçilikte kendi çalma durumunu kimi zaman piyano kimi zamanda basın ne yapacağını hissederek ayarlıyor. Böyle olunca da her durumda bir armoni yakalanıyor. Bu armoni dosdoğru bir bütünlükte olmuyor, karşıtlıkların da bir araya gelmesiyle de oluşuyor. Nilsson'un fırça baget kullanımını çok değerli buluyorum, özellikle müziğe kattığı fon açısından çok önemli bir iş görüyor.
"Where Do You Go?" albümü sayesinde Cornelia Nilsson gibi bir davulcuyla tanışmak güzel oldu. Bu sayede davulun hem eşlikçi hem solo hem de oyun kurucu yönünü görebilmek de ayrıca önemli güzelliklerden biri olsa gerek.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder