Geçen yılın en sevdiğim çalışması Yes'in "Mirror in the Sky" albümü olmuştu. Öyle ki geçen yılın baharından bu güne kadar listemden inmemişti. Belki bütün Yes diskografisinde en önemli albüm değildir ama geçen yıl en doyurucu iş oydu ve baştan sona albümü aylarca dinledim keyfi azalmadı, tam tersine yükseldi. Liste başı Albümler sıralamamda 37 haftadır duruyor. Albüme sevgim devam ettiği için de listeden çıkartmaya gönlüm razı olmuyordu. Listeden çıkma zamanını belirlemek için şöyle demiştim: progresif tarzda ufuk açan bir çalışma olursa bu albümü listeden çıkaracaktım. Bu galiba gerçek olacak gibi. Yes'in halefi Genesis'in gitaristi Steve Hackett'in albümü "The Circus And The Nightwhale" gönül tahtıma oturacak gibi. Öncelikle Yes kadar uzun süreli bir sevgi oluşturabilir mi bilemem ama progresif sağlamlığı müzik dünyasındaki çölleşmeye (tüketsel çöl) 1970'lerden bir aşı yaptığı kesin.
"The Circus And The Nightwhale" albümü ile ilgili iki uyarıyı yapmam gerekiyor.
1. Bu albümü bir iki parça dinleyeyim ya da şu parça falan ayırayım deme şansınız yok. Albümü baştan sona dinlemeniz gerekiyor. Yani 44 dakikanızı soluksuz baştan sona vermeniz gerekir. Bu günkü müzik dinleme alışkanlıklarına göre bu çok zor. Ben bu albümü spotfy'dan dinlediğim için araya giren reklamlar yüzünden sinirim bozuluyor. Bu nedenle bu albümün plağını almayı bile düşünmedim değil hani
2. Albümü sadece dinlemeniz yeterli değil zira bu konsept bir albüm ve anlatılan öyküyü de dinlemeniz gerekiyor. Gözlerinizi kapadığınızda 1970'lerin rock operaları gibi bir film izleyebiliyorsunuz. Günümüzde bu tip albümleri ( tabi 70'lerde tonlarca albümü) dinlemek için sinema salonları gibi yerler yapılsa ve bu albümleri baştan sona dinleyebilsek.
Bu albüme "kapıdan bir arkadaşıma bakıp çıkacağım" gibi yaklaşamazsınız. Bu albüme zaman ayırmak, değer vererek dinlemelisiniz. Bu yüzden Steve Hackett'e bir dinleyici olarak bana böyle değer verdiği için minnettarım. Yaşı 76'ya gelmiş bir eski tüfek Hackett, günümüz tüketim çılgınlığına meydan okuyan bir çalışma ortaya koymuş.
Bugün saat 10:40 itibarıyla tekrar dinlemeye oturdum. Sonrasında bu yazıyı yazdım ama bitmedi... Üçüncü yazıda devam edeceğim.
Aptulika
17 Şubat 2024
saat: 13:22
Devamı Var
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder