28 Şubat 2024 Çarşamba

Florida Ormanlarından JJ Grey & Mofro ve yeni albümü: "OLUSTEE"


JJ Grey ve grubu Mofro, bu hafta çıkan albümü "Olustee" ile gene Alligator Records'da dönmüş oldu. Albüme Budapeşte Senfoni Orkestrası da konuk olmuş. 


 

 “Şimdiye kadar söylediğim şarkıları ben yapmadım, bizzat şarkılar kendilerini yaptılar. Her şey kendi kendine oldu ve benimle veya yetenekle pek ilgisi yoktu. Bana göre bu şeyler dürüst bir anın gücünden geliyor, sanırım bu güç içinde yaşamaya ve bunları çıkarmak için kendimi zorlamamaya çalışıyorum." 

Blues müzisyeni, şarkıcı ve söz yazarı JJ Grey, müziğini bu sözlerle tanımlıyor. 2001 yılında başladığı müzik kariyeri içinde 10 albüm yapan ve ABD'de yakaladığı başarısından sonra aralarında Montreal, Avustralya, Japonya'nın da bulunduğu  dünyanın en büyük festivallerinde grubuyla birlikte konserler verecekti. Oysa bundan 25 yıl önce kereste deposunda çalışan bir işçiydi. Çalışma hayatının dışında yakaladığı zamanlarda Jacksonville'in barlarının kümes telleriyle korunan sahnelerinde müzik yapıyordu. 

Grey,  2001'de ilk albümü "Blackwater"ı çıkardı, ardından 2004'te "Lochloosa"yla devam etti. Bu iki albümde Mofro adını kullandı.   Bu  Grey'in kereste fabrikasında günlük işini yaparken müziğini ve sesini tanımlamak için seçtiği bir takma addı. Daha sonra kendi adı JJ Grey'i kullanacaktı ve lakabını da  grubuna isim olarak verecekti. 2007 yılında blues'un en prestijli plak şirketi olan Alligator Records ile anlaşma imzalayan  müzisyen,  2015' e  kadar bu şirketle çalıştı. Daha sonra Provogue şirketiyle albümler yapan JJ Grey, bu hafta çıkan albümü "Olustee" ile gene Alligator Records'da dönmüş oldu.  

JJ Grey yeni çıkan albümü "Olustee"de gitar, dobro, klavye, mızıka çalıyor ve vokalleri yapıyor. Grubu Mofro'da ise basta Todd Smallie, klavyede ve arka vokalde Eric Brigmond, gitarda Pete Winders ve konga ve perküsyonda Eric Mason eşlik ediyor. Ayrıca gruba nefesli enstrümanlardan oluşan bir ekip de dahil edilmiş. Onları da sırasıyla sayarsak:  trompetçiler Dennis Marion, Marcus Parsley ve John Reid  ; saksafon ve flütte Kenny Hamilton; fagotta Paul Curtis;  trombonda Quinn Carson. Bunlara ek olarak keman gibi çalınan, ancak viyola veya çello seslerini de verebilen altı telli bir enstrüman olan fadolin ile de  Lev Zhurbin yerini almış. Katie Dawson, Nikki Dawson, Laiken Love ve Sage Grey arka vokalleri üstleniyor. 

"Olustee" albümünde Mofro kadrosunun dışında ilginç ve devasa bir ekip daha var: Budapeşte Senfoni orkestrası da bazı şarkılara eşlik etmiş. Bu Alligator Records tarihinde ilk defa bir senfoni orkestrasının yeraldığı bir kayıtmış.  

Albümün açılışında  yer alan "The Sea" piyano ve akustik gitarla yumuşak tonda başlayıp, JJ Gray'ın vokaliyle yumuşak dalgalar gibi akıyor. Akabinde orkestra da katılıyor ve bizler okyanus atmosferine giriveriyoruz. Burada orkestra ile  Eric Brigmond'un ufaktan bir piyano solosu var ki, inanılmaz güzel. “Ben denize aitim/ Orası benim gibi/ Özgürlerin evi...” diyerek okyanus tutkusunu "The Sea"de çok anlamlı bir şekilde anlatmış. Ardından gelen "Top Of The World" ile hareketlenmeye başlıyoruz.  Soru cevaplı geri vokaller ve nefeslilerin katılımıyla ortam daha da şenleniyor. Parçanın başından sonuna devam eden ritmik gitar arpejleri oldukça akılcı ve etkileyici.  Biraz 1970'lerin folk ile pop arasındaki tonunu yakalayan "On A Breeze" ile albümün başındaki sakin havaya gene dönüyoruz. 

Albüme adını veren "Olustee" ile hareketleniyoruz. Vokalin Motown yıllarını hatırlatan soul hali, gitarın funk çığlıkları bizi coşturuyor. Bu coşku biraz da tedirgin edici zira bu parça kötü bir olay için yapılmış.  1998'in Haziran'ında  Doğu Florida'da yedi ilçeyi saran ve ormanlık, kırsal kesimde büyük bir yıldırım düşmesi sonucu meydana gelen korkunç yangınların öyküsünün anlatıldığı bu şarkıda  JJ Gray'in gitarı yangının ateşini hissettiriyor, ağız mızıkası ise itfaiye sirenleri gibi. Çevre hassasiyeti olan bu parçayı ancak doğaya böylesi bağlı olan biri yani JJ Grey yapabilir, diyoruz.  

11 parçanın yer aldığı albümde biri hariç bütün parçalar JJ Grey'e ait. "Seminole Wind" parçası ise bu çalışmanın tek cover'ı.  John Anderson'ın bu parçasında trompet solosu harika bir etki yapıyor. Albümde genellikle dünya ahvali ve çevre sorunlarına değinen konular hakim, ama hep karamsar değiliz ve "Wonderland" ile  hareketleniyoruz.  "Starry Nighy" ile hissiyatlı bir aşk şarkısını dinlerken ardından gelen "Free High" ile nefeslilerin daveti ile soul'a ve funk'a dönüveriyoruz. "Waiting" ile gene yumuşak bi tona dönerken sonrasında gelen "Rooster" ile gene hareketleniyoruz. 70'lerin funk, R&B ve soul'unu hatırlatan bu parçada gitarın solosu kelimenin tam anlamıyla harika. Albüm "Deeper Than Belief" ile kapanırken orkestranın verdiği pastoral etki de gözden kaçmıyor. Albümün en dikkat çekici yanı hiç bir şey abartılmamış ve birini eksiltseniz de her şey yerle yeksan olacak gibi. Budapeşte Senfoni Orkestrası'nın çalışmada yer alması bir süs olsun diye değil, müziğin buna ihtiyacı olduğu için yer verilmiş. 

 İyi bir müzisyen olmasının ötesinde JJ Grey, iyi bir çevreci, aktivist ve doğa koruyucusu.  Florida'daki doğanın korunması konusunda tutkulu bir savunucu olan müzisyen, şarkılarında da buna yer veriyor. JJ Grey'in parçalarına tamamen blues diyemeyiz, ama 1970'lerin soul ve funk tarzlarına daha yakın. Onu belki de kategorize etmesek daha iyi olur, albümü dinlemeye koyulun ve açılıştaki parçadaki denize kendinizi bırakın ve dalgalarla gidin. 

Kuzey Florida'da doğaya tutkun, onun verdikleriyle hayatın tadını çıkarmayı öğütleyen bir okyanus insanı yani, JJ Grey. Onu tanımanız içi son albümü "Olustee" açıkcası çok iyi bir başlangıç olacak. 


Aptulika 


  





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...