5 Mayıs 2020 Salı

Rock ve Moda: Purple Haze








Jimi Hendrix müziği nasıl tanımlanır? “Funk”? “Rock”? “Blues”? “Psychedelic”? hepsinden biraz ve hepsinden doğru karışımı elde etmek üzere yeterli miktarda. Hendrix’in gitar rifflerinden birini hayal edin (tercihen Voodoo Chile), karmaşık, renkli, yumuşak, uçuşan ve şıngırdayan bir solo değil mi? Hendrix’in müziği, sahnede ve gerçek hayatında giydiklerine de yansımıyor mu sizce de?
Batik desenli tişörtler, kadife ceketler, ipek gömlekler, geniş kollu, pelerin benzeri üstler, saçaklı pançolar, militarist kabanlar, deri pantolonlar, ayağı saran yumuşak deri botlar ve kimi zaman başına, kimi zaman koluna ama en etkileyicisi bacağına taktığı ipek bandanalar, hepsi de Hendrix müziği kadar renkli ve çeşitli.
Hendrix, zamanın Londra modasına uygun olarak, “bohem” tarzda giyinmeyi seçenlerden. Çingenelerden esinlenmiş, askeri ceketle eşleştirilmiş, Krallar gibi yüksek yakalarla ve fırfırlı kollarla süslenmiş kıyafetler, Hendrix’in hem sahnede hem de gerçek hayatında vazgeçilmezlerinden. Öyle ki, bu rengarenk kıyafetler yüzünden Liverpool’da bazı barlardan servis alamadıkları bile olmuş.
Chris Jagger

Londra’da yaşadığı dönemlerde, kıyafetlerinde zamanın bohem ve hippi akımlarının etkisinde kalsa da zaman içinde giysileri, renklerinden bir şey kaybetmese de daha şık, daha kaliteli olmaya başlar. İpek, deri kıyafetler, üst üste giyilen gömlekler, el boyaması tişörtler, şık takılar Jimi’nin alameti farikası olmaya başlar. Bunların içinde özellikle rengarenk ve el yapımı ceketler Jimi’nin favorilerinden, bunlardan en meşhuru, Monterey Pop Festivali’nde gitarını yakarken giydiği el-boyama ipek ceket Mick Jagger’ın kardeşi Chris Jagger tarafından tasarlanır. 

67’li yıllarda, kıyafetlerine, etrafına geniş bir mor bant sardığı ve renkli taşlarla süslü broşlar taktığı kahverengi bir kovboy şapkası eklenir. İlerleyen yıllarda bu şapka çalınır ama yerini yenileri alır. 68’de ise benim en sevdiğim eşarplar ve bandanalar devreye girer. Başına, bileğine, koluna ve bacağına taktığı ipek eşarplar sahnede uçar gibi görünmesine sebep olur. Kimi dedikodulara göre, bu eşarplar ve bandanalar sahneye çıkmadan önce “sıvı halüsinojenlere” batırılıyor ve performans sırasında terle vücuda geçiyormuş. Her ne kadar Jimi Hendrix’in bu maddelere olan bağlılığı su götürmez olsa da bu dedikoduda bir gerçeklik payı olduğunu düşünmüyorum.  

Hendrix’in giyim tarzı tamamen kendine özgü bir yaratım olsa da bir aşamada bir tasarımcı olan Michael Braun 1968 yılında Jimi’yi tabiri caizse “keşfeder”. İş ortağı Toni Ackerman ile birlikte Jimi için sahne kıyafetleri tasarlamaya başlarlar, bu dönemi, “Delice bir fırtınaydı, iki çılgın adam onları giyecek kadar çılgın bir adam için kıyafetler tasarlıyordu” diye tanımlıyor ikili. 
Hendrix, Braun’un ilk çılgın tasarımlarından biri, sonrasında Hulk Hogan ve ‘Macho Man’ Randy Savage gibi “güreşçileri” giydirerek moda dünyasına kalmaya devam eder. Braun’ın Hendrix ile tanışması Bryan Kaufman tarafından çekilen ‘Made As Art: The Michael Braun Story’ isimli belgeselde şöyle anlatılıyor. 
 Michael Braun

“Braun’un hayatına girmesinden önce Hendrix’in zaten belli bir tarzı vardı, Braun ve Ackerman Jimi için tasarladıkları birkaç kıyafeti sanatçıya gösterir, Jimi birkaçını dener ama pek de ilgisini çekmez. Ancak, kibarlığından da vazgeçmez ve ikiliyi konserine davet eder. Konser sonrası birlikte eğlenirler. Birkaç gün sonra Braun ve Ackerman, bizzat Hendrix tarafından yazılmış ve çizilmiş, tam olarak hangi kıyafetleri istediğini hangi renklerin kullanılacağını nasıl tasarlamaları gerektiğini anlatan bir mektup alırlar ve böylece rock tarihinde bir ortaklık başlar. İşin komik kısmı, bunun arkasındaki bütün neden, Braun’un cesaretini toplayıp Jimi Hendrix’in otel odasının kapısını çalmasıdır”

Bu buluşma, sadece bir tasarımcı – müşteri ilişkisinden ibaret kalmayıp, Jimi Hendrix’in aramızdan ayrılmasına kadar geçen sürede güzel bir dostluğu da dönüşür. Bu ilişkinin en güzel ürünlerinden biri Hendrix’in Woodstock Festivalinde giydiği püsküllü ceketi. Aralarındaki ilişkiyi şu linkte yer alan gazete kupüründen okuyabilirsiniz.
 https://www.newspapers.com/clip/32849172/nhb-michael-and-toni-design-2/

Jimi Hendrix, kısa süren hayatında bizi müziği ile derinden etkiledi. Günümüzde yaşasa neler çalardı bilmiyorum ama neler giyebileceğini tahmin edebiliyorum. Renklerinden ve karmaşasından vazgeçemeyeceğini, sıradan tasarımlara yüz vermeden, kendini ifade etmeye devam edeceğine eminim. Müziğe başladığı yıllarda takım elbise giymesi istendiğinde, diğer elemanların aksine, yakasını açıp, ipek gömlekler ve kadife takımları tercih ederek tarzını ortaya koymuştu, sonrasında kendi ve müziği kadar renkli ve karmaşık kıyafetlerle akıllarımızda bir ilah olarak kaldı.






 Michael Braun
Gitar Askıları 
Eşarp 




Çalınan Şapka





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...