14 Mayıs 2020 Perşembe

Çıplak Ayaklı Kontesler


İtiraf edeyim Meral Akman, rock kıyafetleri üzerine bir görme biçimleri yapmam için öneri de bulunduğunda, içimden çok yavan bir konu olabilir diye geçmişti. Ama gene de çok konu sıkıntısına düştüğümde belki işlerim diye hemen kestirip atmadım. Hani o 70'lerin apartman topukları vesaire güzel de Kiss maskeleri falan uğraşamazdım. Eh heybemde dursun ama dedim ve ona da böyle bir yazı yazsana dedim. Hani o da nasılsa unutup, yazmayacaktı. Yazsa da bir yazı yazar  unutur geçerdi. Ancak öyle olmadı ve bu rüzgara bir kapıldık gidiyoruz. Buradan da benim çıkardığım, demek ki böyle eksiklik varmış, moda deyip geçmeyin altında ne sosyolojik boyutlar varmış... işin içine girince insan daha iyi anlıyor. 

Yalnız bu yazıları hazırlamak iyi de insanda kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Mesela geçen yazının sonunda (Bakınız "Pijama Rock") Ian Gillan'ın  sahneye yalınayak çıktığı bir resim vardı. Hiç yoksa beş gün geçti, kabus gibi aklımdan çıkmıyor. Bir insan sahneye niye yalınayak çıkar anlamış değilim. Hadi dinleyicisine. saygıdan vazgeçtim, kendine zarar verebilir, benim endişem biraz da ondan. Ayağına bir çivi, iğne yani yabancı bir cisim batabilir. Hatırladıkça afakanlar basıyor hani. 

İşte tam ben bunlarla boğuşurken, Meral yazısında "Dost Başa, Düşman Ayağa" diye başlıkta bir yazı yazmaz mı. Fakat oradaki konu ayağın kabına girdiği haliydi ve gördük ki o kap yani Konvers ne güzel bir görüntü oluşturuyordu hani. Fakat yazıyı okurken aklıma gene Ian Gillan'ın ayak parmacıkları geliverdi. Tabi aklıma hemen sahneye çıplak ayakla çıkan kadın şarkıcılar geldi ve. bu konuyu mutlak işlemem gerektiğini hatta bunun tarihsel bir görev olduğunu da kavrayacaktım. 

Şimdi şöyle bir ilk gençlik yıllarıma bir döneyim. 1970'li yıllar ve 15 ya da bilemediniz 16 yaşındayım. Bir arkadaşımda olan ikili bir plak var onu dinliyoruz. Orada Joan Baez isimli siyah saçlı az biraz da kızılderiliye benzettiğim bir kız vardı. Abilerden falan onun hippi olduğunu duyacaktım. Kimileri de onun kızıl olduğunu söyleyeceklerdi. Kızıl tabi kızılderili değil "Gomonist" anlamındaydı o soğuk savaş yıllarında. Uydurmuyorum ha bunu mahalledeki bir sağcı abi söylemişti. Bir süre sonra da bir Joan Baez plağım olacaktı ve gün boyu dinleyecektim. En sevdiğimde "Black is the Colour"du, şu anda dayanamadım gene dinlemek için çalıyorum. Zaman içinde başka çalışmalarını da dinledim ve öyle zaman geçiverdi. Sonra geldik seksenli yılların sonlarına ve İstanbul'a konsere gelecekti, Joan Baez.  İşte o konserden sonra o isim benim için bitiverecekti. O aklıma kazınan üniversite öğrencisi tipli kız bir anda yok olacaktı. Neden mi? Siz yıllardır gözünüzde devleşen hatta aşk duyduğunuz ikonu sahnede ilk kez görüyorsunuz ama o yalınayak. İşte o anda her şey bitti. Ve o gün bugündür de bir daha dönemez oldum. 

Şimdi o günleri hatırladığım da sahneye çıplak ayakla çıkan bir çok kadın şarkıcının olduğunu görecektim. Şimdi sizlere onları sunayım. 
Buyrun bakalım: Çıplak Ayaklı Kontesler!
Bu arada yazı için görselleri seçerken "Ayak" isimli bir dosya yaptım. Hadi onlara bakalım. 



Cesario Evora abla, belki de çıplak ayakla sahneye çıkmak bir tek ona yakışıyor. 



Evet geldik Joan Baez'e burada da çıplak ayaklı ama sahnede değil, zaten bu yüzden de Life dergisine kapak olmuş. Neyse ki o İstanbul konserinin travmasının fotoğraflarını bulamadım. İyi ki de bulamadım. Aklıma geldikçe sinir basıyor. 
Peki şimdi bana kızıyor ve 
"Niye öyle diyorsun, O konseri hiç unutamam" 
diyenleriniz olabilir. 
Haklısınız ben sizin anılarınıza karışamam. 

Ama daha sonraki İstanbul konserlerinden sonra bakın neler olmuş. 




Neyse daha fazla uzatmayalım ve bir an önce geçelim. 


Şimdi aşağıdaki resme bakmanızı rica edeceğim. Sanki bir üniversitede hoca. Caz piyanisti Patricia Barber dinlemeye doyamadığım bir müzisyen. Aşağı yukarı normal hayatında bu şekilde giyinen, tarzı olan bir kadın. 



Barber müziğini hele ki bir konserde dinlemek istersiniz değil mi? 
İşte normal yaşamında böylesi ağırbaşlı olan bu sanatçı sahneye çıktığı zaman birden bire bu hale dönüyor. 
Bu bir prova falan değil, ciddi ciddi bir konserinden görüntü. Hani akşama ne yemek pişirsem diyen iki çocuk annesi bir ev kadını gibi. Ayaklar tabi ki çıplak. 




Eee şimdi bu bir erkek... Adı "Kontesler" olan bir yazıda ne arıyor? diyorsunuz. Bence ayrımcılık yapmayın. Derdimiz çıplak ayakla sahneye çıkmak. Demis Roussos da bir nevi proto - Ian Gillan diyebiliriz. Yunan rock grubu Aphrodite's Child'ın bas gitaristi olan Roussos, daha sonra pop müzik alanında sesiyle devam edecekti. Onun sahne kıyafeti de sünnet çocuğu formatında ve ayaklar çıplaktı.  





Peki sahneye çıplak ayakla çıkan Demis Roussos, günlük hayatında nasıl giyiniyordu bir de onlara bakalım şimdi.


Bir cafede günün yorgunluğunu atarken . Bu arada  çizme ve topuklara bakar mısınız?





Bu da ev hali giysisi. Hani, "oh be evde olmak gibisi yok. Birazdan soframı da kurarım yanına da uzomu açtım mı, deymeyin keyfime" der gibi. Hani o seneler İstanbul'a gelse Kurtalan Ekspres'in elemanı sanırlar.




Hadi buna ne diyeceksiniz şimdi. O sahnede çıplak ayakla gördüğünüz adamın devlet dairesine işlerini halletmek için gittiği kıyafete bakar mısınız. 




Evet burada da bir iş günü sonunda eve dönmüş(bu arada çantaya da dikiz) . Oysa bu kıyafetle adamı biraz sonra konsere çıkacak sanırsınız.




Şimdi sırada çok sevdiğim bir isim var. 
Janis Joplin!



Janis Joplin'i çok severim ve dinlemekten vazgeçemem ama bu fotoğraflarını eskiden boyayarak ayakkabı yapardım. Şimdi hemen gördüğümde teknoloji sağolsun Photoshop'la bir pabuç uyduruveriyorum.


Meral'in en başta dediği öneri gibi bu yazı da biraz Görme Biçimleri üslubunda oldu. Bu denemeden sonra bu konuda bir Görme Biçimleri hazırlanabileceği aklıma yattı bile. 

Neyse konumuza yani Rock ve Moda Görme Biçimleri'mize devam edelim. Benim sahnede çıplak ayakla çıkanlara hep karşı olduğumu düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Buyrun şimdi de olumlu örnekler.

   Rita Hayworth, 1950'lerin muhteşem yıldızı. Onun ilk önce çıplak ayaklı olmayan bir görüntüsünü izleyelim. 




  Rita Hayworth'un sahne hali bu şekildeydi. Yani öyle çıplak ayaklı falan değil. 
İşte bu harika insan 1952 yılında ilk ve tek kez çıplak ayakla sahneye çıktı, "Affair in Trinidad" filminde. İzleyelim. 




İşte Rita Hayworth...İşte sanatçı duruşu. Çıplak ayakla bir kez çıkılır, tam çıkılır. 

Şimdi de sırada Brigitte Bardot var. 60'ların unutulmaz abidesi. Giyinmeyi de yakıştırıyor, çıplaklığı da yakıştırıyor.  





"Buraya kadar iyi de bunca isim arasında Janis Joplin'i saymazsak, rock müzisyeni yok."  
diyorsunuz, haklı olarak... 

O zaman aşağıdaki videoya bakmanızı rica ederim. 


Evet Tina Turner onca hareketli ve durmak bilmiyor ama ayaklar asla çıplak değil ve dahi topuklarla. 

Müziğe ve dinleyiciye saygı budur. 

Siz o denilen "Rock müzisyeni salaş giyinir" mavalına kulak asmayın. Rock müzisyeni giydiğini yakıştırır. O modaya uymaz, giydiği moda olur.

Bu en son dediğimden sonra bende kendimden korkmaya başladım. O ne be!
"O modaya uymaz, giydiği moda olur." 
Tamam artık iki üç moda yazısından sonra bana olanlar oldu.

Aptulika
moda yazarı
San Fransisko Kunduracılar Çarşısı


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...