11 Temmuz 2023 Salı

Çılgın Hollandalının SÜRERSONİK DEVRİMİ Bizi MÜZİĞİN ALTIN ÇAĞI'na Işınlıyor.



 Bilen biliyordur ama ben daha  yeni tanıştım bu çılgın Hollandalıyla. Adı Arjen Anthony Lucassen ve grubu Supersonic Revolution ve Mayıs ayının ortasında çıkan albümünün ismi ise "Golden Age  of Music". 

Bu albümü ilk olarak şöyle bir ufak dinlemeden sonra genel bir kanıyla power metal ya da prog metal diyerek değerlendirdim. Ancak  grubun adına bakıp bir proje grup kanısıyla pek ilgilenmedim. Beste yapan ama bir grupla çalışmayan adamların proje çalışmaları son zamanlarda beni hep hüsrana uğratmıştır, her nedense. 

Bu ilk yargılarla çalışmayı bir kenera bıraktım. Daha sonra bir daha baktığımda da eskilerin Alman heavy metal grubu Halloween'e benzettim. En son kapsamlı dinlemelerimde ise aslında bir cevherle karşı karşıya olduğumu anlayacaktım. Tabi bir yandan da "az daha kapıma kadar gelen cevheri kaçıracaktım" diye iç geçirecektim. 

1970'ler ve MÜZİĞİN ALTIN ÇAĞI ve Artçıları

Albümün ismi olan "Golden Age of Music" bir gönderme taşıyor ama nasıl bir gönderme. olabilir ki? Müziğin Altın Çağı, denilince ister istemez herkesin aklına kendi gençlik dönemi gelir. Albümü dinleyen herkes böyle düşüneceğine eminim. 1980'li yılları akla getirenler çoğunlukta olacaktır, hatta biraz inat ederseniz 90'lar bile diyebilirsiniz ama 2000'li yıllar diyen olabilir mi bilemem. Arjen Lucassen bu çalışmada 1960 ve 70'li yılları gündeme getirmiş. Benim için de müziğin altın çağı olan 1970'ler ( acaba o yılların benim ilk gençlik yıllarım olmasının bu düşüncemde payı var mıdır!).  Lucassen, 70'leri taklit eden ya da birebir izinden giden bir albüm yerine hard rock temelinden haraketle 80 ve 90 başının fikirlerini de kullanmış ve kendi müzikal paletinden bir büyük tablo oluşturmuş. Böylece 70 yılları bugünün müzikal dünyasında sunmuş. 

Arjen Anthony Lucassen denilen zatı muhterem 


Şimdi burada bir parantez açıp biraz Arjen Anthony Lucassen'den ve projelerinde bahsedelim, sonrasında da bu yeni albüme (ya da projesine) gelelim. Arjen tek başına bir grup denilecek denli bir multi-enstrümantalist ve proje üretim fabrikası. Öyleki 40 yıldır inanılmaz bir müzik deposu oluşturdu. Bundan önce yaptığı senfonik, power metal ve progresif çalışmalarından sonra "Golden Age  of Music"  albümünde bir dönemin hard rock ve heavy metal devlerinin adeta ruhlarını günümüze taşıyor. İyi bir besteci ama bir nevi projelere göre kolajlar yaparak bu işi kotaran bir besteci. 

Kolaj Yapan Bir. Ressam Gibi

Bu albümü dinlerken "Burn It Down" biraz DIO biraz da Rainbow havasında olduğunu görüyoruz. İşin ilginç yanı bu parçanın girişi tam anlamıyla Deep Purple'ın "Smoke On The Water"ına bir gönderme. Keza gene albümün ikinci parçası olan "The Glamattack" ise ritmi ile Running Wild, genel yapısı ile Uriah Heep kokuyor. Albümün her parçasını dinledikçe ayrı ayrı bir dönemin abideleri resmi geçit yapıyor gibi. 

Bunlara ek olarak albümün bonus'u olarak da 4 cover yer alıyor. Bunlar sırasıyla T -Rex'in "Children of the Revolution"... ZZ Top'tan "Heard It on the X"... Earth, Wind & Fire'dan  "Fantasy" ve Roger Glover'dan "Love Is All". Bu cover parçalardan Earth, Wind & Fire klasiği "Fantasy" bana çok zihin açıcı geldi; disko ve soul efsanesi bu parça bir anda hard'n heavy olmuş ama ruhu, anlatımı zedelenmemiş. 

Parçaların bu kadar çok grubu referans vermesi çoğu zaman tepkiye neden olabilir ama Arjen Anthony Lucassen'de böyle bir şey olmuyor. Asıllarını taklit eden bir taklitçiden çok bu ayrı grupları bir kolaj yapan ressam gibi bir araya getirerek yeni bir tablo oluşturuyor. Sonuca baktığımızda albüm bizi mutlu ediyor ve bir dönemi bize tekrar hatırlatıyor. Bilemiyorum ama ben bu kolajı sevdim.

Bir Dönemin ROCK OPERASI

Lucassen için "proje fabrikatörü" dedim ama adamımız birazdan daha fazla çılgın hatta dahilikle delilik arasında biri. Bu albümün ve Supersonic Revolution isimli grubu kurması da böyle bir şey. Bir Alman dergisi ondan bir cover çalışma  talep etmiş. Adamımız  bir hafta içinde bu grubu kurmuş ve kısa bir sürede ZZ Top'ın "I Heard It on the X" şarkısını kaydetmiş. Sonra hızını alamamış ve bu albümü ortaya çıkarmış. Nasıl... akıllı insan işi mi? 


 

Arjen Anthony Lucassen - bas, Joost van den Broek - klavyeler, Timo Somers - gitar, Koen Herfst - davul ve John Jaycee Cuijpers - vokal'den kurulu Supersonic Revolution rubu böylece oluşmuş. "Golden Age of Music", Arjen Lucassen's Supersonic Revolution'ın ilk stüdyo albümü. Devamında ne olur bilemem ama bu adam bizi daha nice gezintiye çıkartacağına eminim. 

Albümde dikkatimi çeken iki şey oldu. Bunlardan ilki, 15 parçanın içinde bir iki tane slow rock parça yer alabilirdi. İkincisi ise (dikkatimi çeken şey dedim ama projeye öneri ya da katkı demek daha doğru olacak) bu albüm slow'ların da eklemlenmesiyle bir dönemi sunan bir rock operaya dönüşerek bir film ya da görsel ögeler hatta dansçılarla vesaire ile (Roger Waters vari) genişletilmiş bir konser - gösteri şeklinde bir turne yapılabilirdi.  

Aptulika





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...