2 Ekim 2022 Pazar

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 198


Aleksandr Bogdanov
 "Kızıl Yıldız"
Çeviri: Ayşe Hacıhasanoğlu
yordam edebiyat
  (4. basım 2020)


Bu bir sosyalist bilim kurgu romanı. Üstelik daha 1917 Ekim yani o sosyalist devrim deneyimi yaşanmadan on yıl önce yazılmış bir eser. 
Kitabın yazarı Aleksandr Aleksandroviç Bogdanov ismi gibi meziyetleri de uzun biriydi. 1873 ile 1923 yılları arasında yaşamış olan Rus yazar, aynı zamanda filozof, siyasetçi, iktisatçı, doğa bilimci, tıp araştırmacısı ve tekmili birden bilim insanıydı. 
Lenin'in yakın arkadaşı olan ve Bolşevik Partisi’nde de çalışan yazar, Sovyet bilim kurgu romanlarının öncüsü sayılan "Kızıl Yıldız" romanını 1908 yılında yayınlamıştı. 
 Bogdanov, büyük ilgiyle karşılanan "Kızıl Yıldız" romanında, geleceğin sosyalizminin bilimsel tahminlere dayalı ayrıntılı, canlı bir tasvirini sunar.  Romanda “Kızıl Gezegen” olarak bilinen Mars’ta insanlık ileri bir sosyalizm düzenine ulaşmıştır. Romanda sunulan Mars, bilimsel-teknolojik donanım sayesinde komşu gezegen Dünya’ya ulaşmayı başarmışlardır. Dünyada sosyalizm için mücadele eden devrimci partilerin temsilcilerini, inşa edilmiş olan ileri toplumsal sistemi gözlemek üzere kendi gezegenlerine konuk etmek isterler. Bu uzun ve heyecanlı yolculuk için uygun görülen bir parti militanı militanı bulunur. Daha sosyalizm ideali için yeni yola çıkmış bir dünyalı, neredeyse yüzyıl sonraki (komünizm) aşamasına şahit olmak için Mars’a yapılan yolculuğa çıkar ve böylece oradaki hayata tanıklık ederiz.
Bundan neredeyse yüzyıldan bile önce yazılmış eserde atom enerjisinin öğrenilip kullanılması, üretimin otomatikleştirilmesi, televizyon, insanın uzaya çıkışı gibi öngörüler gerçekten ilgi çekici. "Kızıl Yıldız" romanında bizim neredeyse 1980'lerden sonra gündemimize girecek olan çevre sorunları 1908'lerin dünyasında yerine bu kadar doğru oturan sosyal tahminler olarak buluruz. Romanda Marslıların Dünyadan çok ileri bir aşamada olmaları ve sosyalizmi ileri noktalara taşımaları içinde roman bir gelecek tasvirini ayağı yere basan bir ütopya şeklinde sunar. Öyleki dünyaya göre daha ilerde bir sosyalizmi gerçekleştirmiş olan Marslılar, çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesi sonucunda ortaya çıkacak olan zorlukların farkındadır.
Romanda benim ilgimi çeken bir bölüm de Marslıların kan nakli yapmalarıydı. Bu gelecek tasviri o günlerden hiç yoksa yüzyıl sonrasının tahminiydi. İşte Bogdanov'un 1908'de yazdığı romandaki bu kan nakli, 18 yıl sonra yazarın ölümüne sebep olacaktı.  Bogdanov, 1924 yılında kan transfüzyon deneylerine başladı. Bogdanov, bu deneylerle hiç yaşlanmayan ebediyen genç insanı yaratma derdindeydi. 11 kan transfüzyonu deneyi gerçekleştiren Bogdanov, bu deneyler sonunda, deneklerdeki görme bozukluklarının, saç dökülmelerinin durdurulabildiği fark etti. Çalışmalarının sonuç vermesi üzerine 1926 yılında Hematoloji ve Kan Transfüzyonu Enstitüsü'nü kurdu. Bogdanov, 1928 yılında kendi üzerinde yaptığı bir kan transfüzyonu deneyi sırasında, öğrencisinden kaptığı sıtma ve tüberküloz bakterileri nedeniyle hayatını kaybetti. 
 Kurgu bilim romanlarının iyi bir okuru olmadığımı söyleyebilirim. Ancak sinemada popülerleşen örnekleri dışında edebiyattaki örneklerini daha değerli bulurum. Kendi adıma Herbert George Wells'in "Zaman Makinesi" romanı hem okuma keyfi hem de akıl işi olması sebebiyle önemlidir. Açıkcası bu alanda (ütopya ve distopya da dahil) İngiliz yazarlarını hep ayrıcalıklı bulmuşumdur.  "Kızıl Yıldızı" okuyunca, Rus edebiyatının da bu alanda hiç azımsanmayacak etkide olduğunu gördüm... Ancak bir parantez açmam gerekirse: "devrimci olduğu sürece".

Aptulika




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...