Daha Nazım Hikmet'in "Kadınlar Kadınlarımız" şiiriyle tanışmamışım, hatta o büyük şairden haberdar bile değilim. Feminizm, kadın hakları gibi konular nedir bi haberim. Yani aklım bir karış havada çocukluk zamanlarındayım. Ya 8 ya da 10 yaşında falanım ve o zamanların tek kanallı siyah beyaz televizyonunda bir eğlence programında bir pop şarkısı ilk toplumsal bilinci yükleyecekti. Bir pop parçası böyle bir şey yapabilir mi? Eh o zamanlar olabiliyormuş.
O siyah beyaz televizyonun önünde merakla izlediğim şarkıcı, "Koca Öküz" şarkısıyla kadınlarımızın sorunlarına esprili bir yaklaşım getirerek, sorguluyordu. Köyde kadının yeri koca öküzden sonra geliyordu. O zaman bu benim gibi şehirde yaşayan bir çocuk için bu gibi şeyler köylerde olurdu. Oysa şimdi aradan yarım yüzyıl geçti, bir adım öteye geçmek ne kelime, bu konuda şehirlerimiz bile köyden geriye düştü.
Ayla Algan ile 1970'li yılların başında televizyonda izlediğim "Koca Öküz" şarkısıyla tanışmıştım. Sonra bir iki yıl geçti ve evimizde onun bir 45'lik plağı olacaktı. Bu plağın ismi ise, "Hamsi Balığı Gibi" idi. Burada da "Sen beni saçı uzun aklı kısa mı sandın..." dedikten sonra,
"... Ne yaz ne kış demedum, ben çalıştum sen gezdun. Kuma kuma üstüne vallah canumdan bezdum." diye devam ediyor ve son noktayı, "Tabancasız, tüfeksiz de hakkımı alacağım/ hamsi paluğu gibi hop hop oynatacağum" sözleriyle koyuyordu.
Bugün herkes Ayla Algan'ı TV dizilerinden hatırlıyor ama benim için o başı dik, esprili ve toplumsal konulara dikkat çeken bir şarkıcıydı. Tabi onun iyi bir tiyatro sanatçısı olduğunu da duyuyordum ama onu sahnede izleyememiştim.
Çok sonraları onu Sadri Alışık ile oynadığı "Ah Güzel İstanbul" filminde izleyecektim. Hem de ne izlemek, yüz kere, bin kere mi desem bilemiyorum.
Bir büyük oyuncu, müzisyen, tiyatrocu ve hepsinden önemlisi onurlu ve topluma duyarlı bir sanat insanı Ayla Algan'ı bugün kaybettiğimizi öğrendim. Aslında bir sanatçımızı kaybetmenin çok ötesinde aydınlığımızı bir kez daha yitirdik. Oysa çocukluğumda bizim de bir Barbra Streisandımız, Liza Minellamız var diye gururlanırdım. Düne kadar tiyatromuzun , sinemamızın bir aydınlığı yani Ayla Algan var diye ensemi karartmazdım. Artık sadece insanları kaybetmiyoruz sadece, güzellikleri, düzeyimizi, pırıl pırıl geleceğin hayalini yitiriyoruz.
Ayla Algan'ı kaybetmemizin üzüntüsünü bugün ülkemizin her kesimi yaşıyor ama onun tüm yaptıklarını önümüze koyduğumuzda ve genç şarkıcı, oyuncu adaylarımızın rol modeli olursa o aydınlık günlerimize koşar adım gideriz. Bu biraz da Ayla Algan'a borcumuz. Bu mirası reddetmeyelim.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder