Judas Priest İstanbul konseri duyuruldu. Grup, 24 Temmuz 2024 tarihinde "Invincible Shield" adlı yeni albümünün turnesi kapsamında İstanbul’da Maslak Park Orman’da konser vermeye gelecek.
İyi güzel ve herkes bir bayram havasındayken ben neden kalkıp Nuh Nebi'den kalma bu fotoğrafı kullandım. Çünkü grubun en sevdiğim albümünün yıllarından bir görseli uygun buldum.
Yıl 1982, aylardan Temmuz'un sıcağı yerküreyi sarmış ve Judas Priest'in "Screaming for Vengeance" albümü piyasaya çıkmış. Benim için unutulmaz albümlerdendir. Ama benim vazgeçilmez parçalarımdan biri olan iki yıl sonra çıkan "Defenders Of The Faith" albümündeki "The Sentinel"dır. Bu yazıyı yazarken bile dinleme gafletinde bulundum ve saç baş birbirine giriverdi. Her iki albüm de unutulmazlarımdandır.
Bu iki albümü şöyle bir ayırdıktan sonra hayatımıza bir sürpriz vermeye ve dahi keşif yapmaya ne dersiniz? O zaman 1974 yılına gidelim ve grubun ilk albümü olan "Rocka Rolla"yı dinlemeden etmeyelim. Harika bir albümdür ve benim vazgeçemediklerimdendir. Orada yer alan "Run Of Mill" önemli bir progresif yapıttır. Bu arada yıl 1974 yani 50 yıl öncesi neredeyse değil mis gibi yarım asır.
1977 yılında Judas Priest "Sin After Sin" albümünü yapmıştır ve orada bir Joan Baez cover'ı vardır ve "Diamonds and Rust" isimli protest folk parçası hard rock'a böyle güzel nasıl uyarlanabilir. Şapka çıkartırım.
Şimdi gelelim en sevdiğim Judas şarkısına... Tüm zamanların vazgeçilmezi: "Breaking The Law"! Olağanüstü bir başyapıt. Anlatımı Punk, müzikal olarak bir heavy metal başyapıtı.
Buraya kadar her şeyi herkes kabul eder. Hatta konser için heyecan duyan herkes, "Abi ben onu unutmuştum harika bir albüm, harika bir şarkıdır" bile diyebilir. Bu yüzden ben de biti kanlanmış bir divane olarak sevinirim ama o kadar. Peki şimdi nanemolla albümlere dönelim. 1980'li yılların sonlarına geliyoruz ve Judas "Turbo" diye bir albüm çıkarıyor. Bu albüm Judas hayranlarına bir soğuk duş yaptırıyor, zira albümün açılışında synth etkili bir girişle olan oluyor. Metal'in vazgeçilmez grubu müziğine klavyeyi sokuyor. Bu arada ben de dahil olmak üzere bu klavyeyi heavy metale yakıştıramadık. Oysa ki kendi adıma en sevdiğim hard rock grubu Deep Purple'ı sevme nedenim Jon Lord olmasına rağmen. Ancak her şeye rağmen o günde bugün de Judas'ın "Turbo" albümünü sevmişimdir. Ardından gelen 1988 tarihli "Ram It Down" ı da sevmişimdir. Orada yer alan Chuck Berry klasiği "Johnny B. Goode" yorumu da güzel gelir.
Benim Judas Priest yekunum budur. Peki sizin en sevdiğiniz Judas Priest albümü ve şarkısı nedir?
Hadi buyrun yeni kampanya ve anket. Seçimlerinizi beklerim.
Bu arada bu yazıyı yazarken kendime de güzel bir Judas Priest dinletisi sundum. Özlemişim doğrusu.
Bu arada da saati 3 etmişiz ... hadi dağılım! Ama o da ne "Living After Midnight"ı unutmusuzz. Tamam tamam dağılıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder