"Sahne Önü" kitabını görmemle daha okumadan bundan 40 yıl öncesine ve o özlemlerimize dönüvermem bir oldu. O yıllarda yabancı gruplar ülkemize gelsin denilen hayalin peşindeydik. Oysa şimdi aradan geçen yıllarda birbiri ardına o grupları gördük. İlk zamanlar bir sene boyunca o izlediğimiz grubu anlatır dururduk. Sonrasında bir yıla değil her aya bir konser düşüverdi. Sonra festivaller derken bazılarına gitmez bile olduk.
Ankara'da küçük bir apartman dairesinde çekme kasetlerle başlayan iki kardeşin rock tutkusu " yabancı gruplar, ülkemize gelip konser verseler" hayallerinin olduğu yıllarda başlamış. Sonra o yabancı gruplar konser vermek için gelmişler ama bu iki kardeş Ankara'da olduklarından İstanbul'da olan Metallica, Scorpions, Bon Jovi'nin ilk konserlerine gidememişler. Ancak İstanbul'a gelip Ankara'da da konser veren Jethro Tull'ı neyse ki izleyebilmişler.
O dönemlerde yaşları küçük olduğu için İstanbul'daki ilk konserleri kaçıran iki kardeş daha sonra büyüyecek ve bu konser özlemlerini üç kıtaya yayarak farkı fena halde kapatacaklardı. İşte "Sahne Önü" isimli bu kitap, Anıl ve Uluç Ergin kardeşlerin üç kıtaya yayılan konser yolculuklarının hikayesi. İki kardeş, Chicago, Moskova, Paris, Barcelona, Milano ve daha pek çok şehre uzanan yolculuklarında hayranı oldukları tüm büyük grupların konserlerini izlemişler. Bununla da kalmayarak bu izlenim ve anıları kitap halinde getirmişler.
Aynı zamanda deneyimli bir gazeteci olan Anıl Ergin izlenimlerini keyifle okunacak denli sayfalara döktüğü gibi kardeşi Uluç Ergin de işi gereği Rusya'da yaşadığı için Sovyetler döneminden bugünkü kapitalist Rusya'daki rock serüvenini de sosyolojik boyutta çok güzel özetlemiş.
Kitabı okurken adeta bu iki kardeşle birlikte o gezilerde yer alıyor ve konserleri izliyor gibi oluyoruz. Kitapla ilgili bir dipnot dokunuşu yapmadan edemeyeceğim. Ritchie Blackmore ile dediklerinize katılıyorum ama o vakti zamanının Deep Purple dönemindeki konserleri ne yazık ki hiç birimiz yaşayamadık. O 1970'lerdeki Deep Purple konserlerinde (ayrımsız her elemanı sevsem de) Blackmore ayrı bir şeydi. Tabi buna Rainbow'u da katabiliriz. Biz ne yazık ki o Ritchie Blackmore'u göremedik. Keşke o günlerin konserlerini izleyebilseydik.
Anıl ve Uluç Ergin'in "Sahne Önü" kitabı Bilim ve Sanat Yayınevi tarafından yayınlandı. Kaçırmayın derim.
Aptulika
1 yorum:
Sevgili Aptülika abimiz. Kitabı bu okuyup bir de böyle detaylı yorumladığınıza çok sevindim. AC/DC ve Motörhead Türkiye’ye gelsin kampanyalarınız sonuç vermediği için çok üzgünüm.
Ritchie konusunda tabii ki haklısınız. Biz de zaten gördüklerimizi yazmaya çalıştık. Yoksa canlı izleyemediğimiz, kaçırdığımız ama sahnede çok büyük ağırlığı olan o eski Ritcie’ye sözümüz yok.
Yorum Gönder