17 Nisan 2021 Cumartesi

Teoman ve "Gecenin Sonuna Yolculuk" albümü üzerine

Teoman

 "Gecenin Sonuna Yolculuk" 

Avrupa Müzik

(2021)

Teoman'ı hiç yoksa 35 yıldır tanırım (35 yıl denilince o vakitlerdeki grubu Mirage'dan başlayan süreç) ama onu son bir yıldır dinlediğim kadar hiç bir zaman dinlememişimdir. Geçen yıl Sabih (Cangil)'in "50" albümünde Teoman'ın seslendirdiği "Farkındayım" parçasıyla başlamıştı her şey. O yorumda adeta çeyrek asır günlerindeki Harbiye Açık Hava Tiyatrosu konserlerideki  Mirage sahnesinin heyecanına dönüverecektim. Sabih'in o albümünün tanıtım konserini öyle bir heyecanla bekliyordum ki, ama bir anda koronavirüs günleri gelecek ve hayallerim suya düşecekti. O albümde yer alan ve Sabih'in 50 yıllık müzik serüvenini konuk olarak yansıtan isimler de o konserde yer alacaktı. Bir yılı tamamladık ve bu konser olamadı, ne zaman bu pandemi biter bilinmez ama bana kalırsa normale dönme ne zaman olursa olsun bu konser gerçekleşsin derim. 

Sabih'in ellinci yılını kutladığı "50" albümünde konuk olan Teoman, "Farkındayım" parçasını çok güzel yorumlamıştı ve bu bir yıl boyunca kaç kez dinlemişimdir sormayın gitsin. 

Pandemi ile geçen tam tekmil bir yılın ardından 2021 yılının başında Ocak ayında "Teoman ve Piyano" albümüyle karşılaştım. Sonrasında "Tek Başına" ile seyircisiz ama bal gibi bir konserin albümüyle dinledim onu. Sonrasında ise tekrar bütün diskografisine bir bakıverdim. Sözün özü bu yıl Teoman'ı hatmettim diyebilirim. En son olarak da geçen hafta çıkan yeni albümü "Gecenin Sonuna Yolculuk"la karşılaştım. İtiraf edeyim ki, tüm Teoman külliyatı içinde bütünüyle ve en çok dinlediğim albüm de bu oldu. 

Albümü tek tek parçalar halinde analiz ederek kritik yapmayı çok severim ama bu sefer böyle yapmayacağım. Çünkü bu bir konsept albüm, yani parçaları birbirinden ayırmanıza imkan yok. Hoş, kendi adıma "Efendi ve Kölesi" ayrıcalıklı ve de liste başımda yer alanı ama albümü bir bütün olarak dinlediğinizde güzelleşiyor. Üç elemandan kurulu müzikal kadro (ki buna Teoman da dahil) olmasına ve de cayır cayır gitarlar, klavyeler olmasa da bu albümün yüz ağartıcı bir düzeyde progresif rock kategorisine ulaştığını söyleyebilirim. Bunu dediğim için bir çok sıkı rock dinleyicisi bana kızacaktır ama ne yapayım en azından kendime yalan söyleyemem. Bu arada sadece sıkı rockçılar değil gördüğüm kadarıyla Teoman dinleyicisini de pek memnun edecek bir albüm değil bu. Yani öyle iyi bir çalışma olmuş ki bu, ne hancıya ne de yolcuya yaranamıyor. İşte bu yüzden Teoman'ın riske girdiğini ve bununda önemli olduğunu düşünüyorum.  

Beğenelim, beğenmeyelim bütün Teoman albümlerine  baktığımda samimi bir yan buluyorum. Evet ben onun tarzına hiç yakın olmadım ama kendi gibi olan tek popüler rock müzisyeni olarak onu buluyorum. 

Neden mi? 

Tek tek açıklayayım o zaman: 

- Arabeske, alaturkaya hiç bulaşmayan tek (popüler) rockçı olduğunu söyleyebilirim. Şimdi bunu okuyanlar "öyle bir şey yapsaydı komik olurdu zaten" diyeceklerdir. İster snop, ister cool, ister soğuk ya da havalı deyin Teoman bunları saklamayan, kentliyken taklit yapmayan birisi.

- Alışılmış rock müzisyenlerinden değil. Hatta rockçı bile denilmeyebilir. Bütün bunlara rağmen kendi gibi rock'ı ya da ne derseniz deyin onu yapageldi.

- Teoman hiç bir zaman rockçı için görünmek için sesini yırtınmadı, gitarları cayırtmadı. Onu tişörtle, deri ceketle, yırtık kotla da görmedik. Kumaş pantolon, ceket ve gömlek ile farklı bir yerde durdu. 

- Şarkı sözlerini çok değerli buluyorum. Kimseye yaranmayı düşünmüyor. 


Şimdi gene son albüme dönelim.  Çok kişiyi mutlu etmemiş olabilir. Hele ki finaldeki "Viski Ve Lazanya" konuşur tonda bir öykü anlatır gibi olması ve Eric Satie kolajı bol eleştiri aldı. Ancak konsept (progresif) bir albümde vurucu bir final olmalı ki burada edebi duyarlılıkla bu başarılmış. Albüme bütünüyle bakıldığında şarkı sözleri ve müziğin uyumluluğu övgüsel değerde. 

"Gecenin Sonuna Yolculuk"ta Teoman bir öykücü kıvamında karşımıza çıkıyor. Genel duruşunda Roxy Music ve Bryan Ferry geleneğinden gelişin yanına Nick Cave ve Leonard Cohen de eklenmiş. Burada Leonard Cohen derken bire bir aynısı demek istemiyorum. (Zaten böyle bir şey diyecek kadar ahmak da değilim.) Kumaş pantolon, ceket, gömlek görünümünden dolayı böyle bir imajı yüklemeye kalkarlarsa (ki nelere kalkışmadı ki bizim aklı evveller) Teoman sakın ola ki bunu yemesin derim. 

Bunları yazdım diye kızanlar olabilecek ama benim penceremden böyle görünüyor. Hiç bir zaman ciddi bir Teoman tutkunu hatta dinleyicisi olmadım, bundan sonra da olmayacağım ama bu duruşunu olumlu bulduğumu söylemeliyim. "Gecenin Sonuna Yolculuk" albümüne gelince ne yapayım ki çok sevdim ve değerli buldum. 

Aptulika  


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...