"İyi müziğin iyi görüntüden etkisi daha fazladır. Gerçek şu ki “Profondo Rosso” ikinci kez vizyona girdiğinde tanıtım filmlerinde “olağanüstü müzikler GOBLIN” ifadesi yer alıyordu. Bence bu filmde gerçek etkisinde Goblin’in payı %75dir."
Massimo Morante (gitar)
Yeni yetme bir Jimi Hendrix ve Rock-Blues aşığı olarak elektrik gitar çalmaya başladım. Arkadaşlarımın mahzeninde yüksek sesle çalardık. Ama iyi bir ses yakalamak için değil sadece gürültü ve eğlence için. “gürültü için gürültü” yapardık ! 18’ime geldiğimde Claudio Simonetti ve Walter Martino ile tanıştım. Beraber çalmaya başladık
1974’deki İngilizce döneminizden neler hatırlıyorsun ?
Cherry Five’ta İngiliz vokalistle çaldığımız dönemde yaptığımız albüm bizi Eddie Offord’a ulaştırdı. Müzikal projelerimizle ilgilendi. Bunun bizim için iyi bir şans olduğuna emindik (belki de fazla abarttık). Keith Emerson’un stüdyosundan bir piyanosunu kiraladık. Birkaç demo hazırladık. Ve oradaki kolejlerde bazı konserler verdik. Ama sonunda İngiltere’de düşündüğümüz plak işi olmadı ve elimize konserlerden çok az para geçti.
Keith Emerson ile kişisel olarak tanıştınız mı ?
Stüdyodaki çalışmalarımızdan önce tanıştırıldık ama sonradan başka bir yakınlaşmamız olmadı. Ama hatırlıyorum Emerson o zamanlar başarısının zirvesindeydi. Ve tamamen bir üşütüktü. Konser salonlarında bir “easy rider” tavrıyla dolaşırdı. Tamamen kendi dünyasında yaşıyordu.
60’ların ideolojik ve siyasi hareketlerini nasıl yaşadın ?
Pek içinde değildik. Çiçek çocukları bütün zamanlarını sokaklarda geçirirdi. Biz devamlı stüdyodaydık ve hayatımız tamamen farklıydı. Tabi ki bizim de siyasi düşüncelerimiz vardı. Fakat kariyerimizi sürdürebildirmek adına herhangi bir politik oluşuma dahil değildik. Bana kalırsa , gruptaki diğerleri de benimle aynı düşüncedeydi. 1968 ülkedeki en karanlık yıldı. Komünist parti bir çok genci kutuplaştırılıp terörist yapmaya çalışıyordu. İşçi sınıfının oylarına oynuyorlardı. Biz bu sıralarda hiçbir gruba dahil değildik. Diğerleri özgür gibi davranırken Biz tamamen özgürdük
İngiltere rüyanızda kalmıştık. Nasıl sonlandı ?
Offord hiçbir şey yapmadan oyalandığından Roma’ya döndük. Belki yapabileceklerimizden emin değildi. , belki de “Yes” ile fazla meşguldü. Sonuçta bu konuyu fazla düşünmedik, daha ısrarcı olmalıydık. Fakat çok para kaybetmiştik.
Offord’un sizi refüze etmesi kariyerinizi sınırlamış olabilir mi ?
Bilemem .....belki kim bilebilir ki ?
Bir prog-rock grubu olmanızın film müzikleri yapmaya başladığınızda bir engel olduğunu düşündünüz mü ?
Evet ben düşündüm. başlarda film müzikleri yapmayı düşünmüyorduk.
O zaman Dario Argento ile tanışmak bu olumsuzluğu size yaşatmadı diyebiliriz
Tabi ki Dario, Cherry Five’taki şarkılara vuruldu. Ve bir kaçını Deep Shadows ve Profondo Rosso’nun girişinde kullandı.
Sana göre Profondo Rosso’nun bu kadar başarılı olmasının sebebi nedir ?
İşin sırrı daha sequencer diye bir şey yokken bizim bir prototipini kullanmamızdır. Arpeji dört ölçü çaldık ve “sequencer” üzerinden bir döngü yarattık. Dario’ya iyi bir miksajın şarkıya gerçek gücünü vereceğini belirttik. Kayıt esnasında “daha karanlık bir ses” elde etmek için tellerin altına kauçuk bir köpük sıktım. Son olarak Claudio’nun fikriyle kilise orgu kullanıldı.
Albümde neden Gaslini’nin şarkılarını da çaldınız ?
Dario’nun fikri değildi , Cinevox öyle istedi. Çünkü bir albüm için çok fazla boşluk vardı.
Gaslini’nin Profondo Rosso’daki bestelerini beğenir misin ?
Pek değil , School at night dışındakiler bana çok gülünç gelir.
Gaslini’nin parçalarının orijinallerinden (Deep shadows, Death dies) ne kadar ilham aldınız ?
Tabi ki parçaların melodilerinde sadık kaldık.
Mike Oldfield’ın Tubular Bells’ini taklit ettiğiniz doğru mu ?
Dario bizden etkilenmemiz için bir çok parça dinlememizi istese bile ( Tubular Bells de bunlardan biriydi ) Ben parçadan herhangi bir şey aldığımızı düşünmüyorum. Tabi ki her iki parçanın benzer dinamikleri var.
Oldfield’ın soundtrack yapımlarında bir değişim sağladığını düşünüyor musun ?
Hayır Oldfield bir deneyim yarattı. Ama köklü bir değişiklik değil.
Profondo Rosso ve Suspiria hakkında ne düşünüyorsun ?
Profondo Rosso Italyan sinemasını dışarıda ünlendirdi. Suspiria da olağanüstü bir filmdi. Her anında büyü ve şiddet vardı. Argento’nun kariyeri için iyi bir kapanış olurdu. Daha sonra hiçbir zaman bu seviyeyi yakalayamadı. Müziğimiz bu filmlerde destekleyiciydi, ama bence filmin kalitesini de geçiyor.
Dario ile çalışmanız neye dayanıyordu ?
Birlikte çalışırken içten bir ortak ve arkadaş gibiydi. Ama kamuoyunda bizim önemimizi gerektiği kadar vurgulamadığını düşünüyorum. Yaptığımız işten ne kadar tatmin olduğuna bakınca , Hiçbir zaman müziğimizin filmin başarısını arttırdığını itiraf edemediğini düşünüyorum. Bu onun budalaca kıskançlığı
Argento Inferno için Keith Emerson’u seçtiğinde tepkiniz ne oldu ?
Bir şekilde bu davranışını çekemedik. Ama sonuçta bu fazla sürmedi. O zaman Emerson’un müziğinin temaya ve görüntülere uymadığını düşündüm. Aslında Argento’nun müzik zevki değişmişti. "Phenomena" ve "Opera" da değişik müzik tarzlarını kaynaştırmaya çalıştı. Pek başarılı sonuçlar alamadı. Gerçi Simonetti’nin müzikleri de filmlere oturmamıştı.
Peki “Roller” için neler diyeceksin ?
Kaydetmek altı ayımızı aldı. Bir şey çok uzarsa çoğunlukla pek iyiye gitmez. Kompozisyonlar hakkında çok fazla tartıştık. Ve hiçbir zaman enstruman seçimlerinde uzlaşamadık. Sonuç olarak ; Bu kaydı çok sevsem de bir plak olarak kendine özgü bir yanı yoktur. Roller bizi film müziği yapmaya itti.
İlk turunuzdan neler hatırlıyorsun ?
O devirde başarının tadını almıştım. Bir çok sadık hayranımız olduğunu görmek harikaydı. Maalesef bir araba kazası geçirdik ve turu bitirdik.
O zaman hangi gitarları kullanıyordun ?
Akustikler Martin, elektrikliler Fender Telecaster and Stratocaster, Gibson Les Paul ve özel yapım bir gitar.
Zombi’deki varlığınız önemli midir ?
Evet öyle ; Aslında bütün albüm elektrik ve akustik gitara dayanır. Sadece bazen zombie iniltileri çıkardık. Argento da bize yardımda bulundu. Bunun bize yaptığı tek yardım olduğunun altını çizmek istiyorum. Müzik hakkında pek bir şey anlamaz ama filmin yapımcısıyken bizimle bir ağabey gibiydi. Bizde onu memnun etmek için albümde Goblin’in yanında “Dario Argento’nun destekleriyle” ,bir başka deyişle ona güzel bir armağan verdik.
Film nasıl sence ?
Nefret ederim , Sadece gotik korku filmlerini kabul edebilirim. Bence kan banyosu filmin tansiyonundan götürür.
Gelelim "Vampyr" ‘in müziklerine ?
Hali hazırda olan şeyleri elden geçirdik , Bazıları Zombie için hazırladığımız ama kullanmadıklarımızdı.
Biraz "Il fantastico viaggio del 'bagarozzo' Mark" hakkında konuşalım
Herşeyden önce "bagarozzo" ( İtalyancada böcek ) böcek değil,. Kaçık bir karakterdir. Albümse şarkı formunda bir fabldır. Uyuşturucu müptelası bir çocuğun temizlenmesini hikaye eder. O zamanlar eroin kaynaklı ölümlere günümüzdeki kadar sık rastlamazdınız. Bu sebeple Goblin olarak zamanın ötesinde olduğumuzu düşünüyorum. O sıralar uyuşturucuya karşı çıkan tek grubun Goblin olduğunu düşünüyorum.
Sözler sana mı aitti ?
Evet, çünkü başvurduğumuz hiçbir şarkı sözü yazarı yaptığımız müziğe söz yazmak istemedi. 'Mark il bagarozzo' ya gelelim ; Bu bir mecaz : Uyuşturucu bir çiçek olarak açtığında karanlıklar saçan , kendini mahveden bir topluluğu betimler. 8 bacağı ve kanatları olan ana karakter kendi benliğini bularak bu acımasız dünyadan kurtulabilir.
'Terra di Goblin' ( Goblin Dünyası )Mark’ın yaşadığı yerden başka bir şey değil.Mark kendini sorgular ve Goblinistanı reddeden diğerleri gibi yaşamaya karar verir.
'Opera magnifica' müzikal yeteneklerimizi yansıtmak için yazdığımız bir parça. Hayranlarımıza ithaf edilmiştir.
'Un ragazzo d'argento' : ( Gümüş çocuk ) Gümüş çocuk kurtulmaya karar vermiş Mark. Parçanın ismi “Gümüş çocuk” çünkü daha altın olamamış.
'La danza' Mark’ın eroin etkisinde olduğu anları ve uyuşturucularla dolu evrenini yeren bir hiciv.
'Notte' ( Gece ) bir uyuşturucu satıcısı üzerinedir. Son üç mısrası İncilde geçen İsa’nın Aziz Peter’e dediği “Horoz öttüğünde beni öldüreceksiniz “ üzerinedir. Mark hem benliği hem de şeytanın etkisindedir. Peter’in İsa’yı öldürdüğü gibi o da Şeytanı öldürecektir.
Bu albümden tatmin oldunuz mu ?
Hem evet hem hayır. Farklı bir albüm olduğunu düşünüyorum " Il fantastico viaggio..!! " ( Fantastik yolculuk ) “Roller” deneyimimizden sonra bir grup olarak tekrar ortaya çıkmak istiyorduk. Fakat , söz yazımında problem yaşadık. Her bakımdan zorlandık.
Gruptan ayrılmayı nasıl kabul ettin ?
Esasında hiçbir zaman grubu terketmedim. Grubun yapabileceği bir şey kalmamıştı. Müzikal kimliğimizi oturtamayacağımızı farketmiştim. Herkes diğerlerini kaale almadan fikirler sunuyordu. Yaptığımda yanlış bir şey yoktu.
Hangileri seninle aynı fikirdeydi ?
Önceki deneyimlerime bakarsan belki Claudio, ama diğerleriyle de iyiydim.
Goblin’i nasıl tanımlarsın ?
Progressive Rock grubu.Modern prog-rock’tan tamemen farklı. Fikirlerimizi müzikle ifade ediyorduk. Ve sözlerin desteği olmadan yapmak istiyorduk. bu biraz zordu. Modern gruplar müzik ve sözleri kaynaştırıp yapıyor ve çok azı bir şeyler ifade edebiliyor.
Pino Donaggio ve Ennio Morricone bir filmin sanatsal değerini görüntülerle müziğin ortak paylaştığına inandıklarını belirtiyorlar. Fabio Pignatelli ise müziğin bir yere kadar desteklediğini gerçek sanatsal gücün yönetmenin kabiliyeti ile doğru orantılı olduğunu söylüyor. Profondo Roso’nun müzik olmadanda etkileyici olacağına inandığını söyledi. Sen ne dersin ?
Her şeyden önce Goblin’in müziği ile Donaggio ve Morricone’nin müziği arasında kıyaslama yapamayız. Çünkü çok farklılar. Mesaj şekilleri farklı. Müziğin diğer komponentlerden daha önemli olduğu söylenemez ama şu konuda eminim ; iyi müziğin iyi görüntüden etkisi daha fazladır. Gerçek şu ki “Profondo Rosso” ikinci kez vizyona girdiğinde tanıtım filmlerinde “olağanüstü müzikler GOBLIN” ifadesi yer alıyordu. Bence bu filmde gerçek etkisinde Goblin’in payı %75dir.
Spaghetti Nıghmares kitabında yeralan bu röportajın Alessandro Curci tarafından yapılan ingilizce çevirisi ; www.goblin.org sitesinde yeralmaktadır.
Devamı var
Yarın Goblin'in davulcusu Agostino Marangolo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder