Geçen hafta blues perişan blog’da birbiri ardına ölüm haberleri gelince eski bir okurum
dayanamayarak, “Abi hep ölüm haberleri, bir gün de yeni bir yıldız doğdu haberi
versene” diye isyan edecekti. Haklıydı
da zira benim dönemimin müzisyenleri, grupları hala dinleniyordu ama bunların en genci artık
55 yaşındaydı. Tabi böyle olunca da ölüm haberleri fazlalaşıyordu. Bir bakın
hele hala dinlenen baba rock gruplarının yaş ortalaması neredeyse 75. İçimden
iyi ki Joe Bonamassa gibi isimler çıktı da az biraz gençleştik diye moral
buldum.
Okurumun o isyanından sonra yeni isimler kimlerdir bir takip
edeyim dedim. Şimdilik blues rock’ta biraz umut var. 18 ile 20 yaşında yeni
isimler olduğunu gördüm. Yakında onlara da yer vereceğim. Ama kayıplarımız
sürüyor. Dün gece 28 Ocak 2017’de ülkemizin önemli caz piyanistlerinden Ayhan
Yünkuş’u yitirdik.
Hey dergisi’nin sayfalarından ilk gözaşinalığı
Ayhan Yünkuş ismi aklıma, 1972 yılında, 10 yaşındayken gördüğüm bir
Hey dergisi’nden kazınacaktı. Hoş o yıllarda onunla yapılan bir röportajın
bulunduğu bu dergide ilgimi çeken başka isimler vardı tabiki. Derginin
kapağında Füsun Önal, poster olarak da Ayla Dikmen vardı. Ancak dergide benim
ilgimi çeken (ya da o gün için bildiğim) Erol Büyükburç’tu. Dergi Büyükburç’la
4 sayfalık bol resimli bir söyleşi yapmıştı. Konuşulan ise Erol Büyükburç’un
Londra’da verdiği konserlerdi. “Londra’da Ramazan Davulları Çalınıyor” başlığı
ile verilen yazı gururumuzu okşuyordu. O çocukluk döneminde Erol Büyükburç ismi
ülkemizde heybetliydi ve pikabı olan her arkadaşımın evinde onun 45’lik
plakları mutlaka bulunurdu. Onlar bizim için de “Hareketli bir şey çal”
denilen ilk “sert” müziklerdi. Ha o dergide bir de Erkin Koray’ın yeni çıkan
“Hor Görme Garibi” plağının tanıtımı vardı. Bir de o ismi tanıyordum. Ama daha
o zamanlar Erkin Koray’ın yaptığı müziğe rock demeyi telaffuz edemiyorduk, öyle
bir şeyi bilmiyorduk ama Erol Büyükburç gibi o da “Hareketli plak” yapan
biriydi. O zaman gördüğüm o dergide Ayhan Yünkuş resmi kafama sanki bir film
yıldızı ya da bir futbolcu gibi yerleşecekti.
Radyolar, siyah beyaz televizyonda Caz
O resimdeki tanışmadan sonra yaşımız büyüyecek ve siyah
beyaz TRT televizyonunda caz yapan adamlar çıkacaktı. Erol Pekcan bunların en
başındaydı ve o dönemde Ayhan Yünkuş ismi görüntüsünden önce piyanosuyla
oturacaktı. Televizyondan önce radyo vardı ve cumartesi geceleri eğlence
programlarında stüdyoda yer alan caz orkestrasından çalanlar anons edilirken,
“Piyanoda Ayhan Yünkuş” sözünü duyardık.
O günden bugüne plaklara yazılmayan isimleriyle kimbilir kaç kere o
dönemin 45 devirli Türk Hafif Müziği plaklarında dinleyecektik, Aydın Yünkuş
piyanosunu.
İstanbul Radyoevi’nden son yolculuğa uğurlanış
Ayhan Yünkuş’un vefat haberini POPSAV Başkanı Baha Boduroğlu
sosyal medya hesabından duyuracaktı. Baba Boduroğlu'nun açıklaması şöyleydi;
“ÜZGÜNÜZ
Ünlü piyanistimiz,çok
değerli müzisyen abimiz ,AYHAN YÜNKUŞ u yitirdik..
Başımız Sağolsun..
Ayhan Yünkuş
ustamızın ölümü müzik dünyasında büyük üzüntü yarattı…
Uzun süre, İsveç’te
İsmet Sıral orkestrasıyla birlikte çalışan, İstanbul’un Hilton ve Divan gibi
ünlü otellerinde yıllarca piyano çalan, İstanbul Radyosunda emisyonlarda program
yapan ,
Plaklarda birçok ünlü
sanatçıya piyanosuyla eşlik eden,
Çok değerli müzisyen
büyüğümüz Ayhan Yünkuş, kısa bir süre önce Sapanca’daki evinde rahatsızlandı ve
zatüriyye teşhisiyle hastaneye kaldırıldı…
Onbeş gün
süreyle,yapılan tedaviye bir türlü cevap veremeyen değerli sanatçı bugün vefat
etti…
Dört erkek ve bir kız
çocuğu babası olan değerli piyanist büyüğümüz, Şule Yünkuş’la evliydi..
Ayhan Yünkuş için, Pazartesi günü, saat 14.00 de
İstanbul Radyoevinde tören yapılacak ve cenazesi Teşvikiye Camiinden ikindi namazından
sonra Feriköy mezarlığında defnedilecektir… “
1950’lerin İstanbul’unda Caz
84 yaşında
yitirdiğimiz usta caz müzisyeni Ayhan Yünkuş, İstanbul Belediye
Konservatuarı’nda eğitim gördüğü yıllarda Cüneyt Sermet’le tanışmasıyla caz
müziğine yönelecekti.
Sanatçı konservatuar’ın klarinet bölümünden mezun oldu
ama burada piyanoya da ağırlık verecekti. Bunun nedeni de caz yapma arzusundan
kaynaklanıyordu. Cüneyt Sermet`in
plaklarla izahlı caz tarihi seanslarına uzun süre devam etti.
Ayhan Yünkuş, konservatuar sonrası arkadaşlarıyla 1956-1957 yılları
arasında Liman Lokantası’nda caz müzik yapmaya başlayacaktı. Bunun ardından Kulüp Reşat’ta vokalde Renetta, saksofonda
Yalçın Ateş, kontrbasta Günnur Perin ve davulda Aydın Coşar’dan oluşan
orkestrayla çalacaktı.
O dönemlerde İstanbul’un en büyük oteli Hilton’du ve burada
yurtdışından gelen yabancı orkestralar çalardı. 1960 yılına geldiğimizde ise
Hilton Oteli yabancı müzisyenler yerine Türk orkestralarına yer verme kararı
alacaktı. Böylece Ayhan Yünkuş’un da yer
aldığı İsmet Sıral Orkestrası, Hilton Oteli’nde çalmaya başlayacaktı.
Saksofon ve flütte İSMET SIRAL,
Piyano da AYHAN YÜNKUŞ
Basta GÜNNUR PERİN
Davul’da TURAN ETEKE
Tronbonda İLTER YETİŞEN,
Saxsofnda ÖZER ÜNAL’dan kurulu bu orkestranın solisti
ise AYTEN ALPMAN’dı.
Uzun İsveç Konserleri
İsmet Sıral
Orkestrası Hilton çalışmalarından sonra yurtdışından teklif alacaktı Böylece
ekip, 2,5 yıl süren İSVEÇ turnesine çıktı. Turne sonunda İstanbul’a
döndüklerinde Rüchan Çamay, Ayten Alpman, Sevinç Tevs’e eşlik ettiler
Orkestra radyo programlarında ise Tülay Germen ve Sevinç
Tevs’e eşlik ediyordu.
Ardından ikinci İsveç Turnesi başlar bu kez solist METİN
ERSOY dur.
İsveç turnelerinden sonra Aydın Yünkuş, iki yıl Özdemir
Erdoğan Orkestrası`nda Tarabya Oteli`nde çaldı.
Caz Kulübü dönemi
1970 yılının ortasında Hilton`un karşısında, sokak içinde
arkadaşlarıyla bir yer kiralayıp caz kulübü yaptılar. "The Rhythm
Section" adını verdikleri bu kulüpte, çok iyi müzisyenlerle çalışacaktı. Paris’te Bud Powell, Chet Baker gibi
isimlerle çalışmış olan kornocu Melih Gürel, kotrbasçı Günnür Perin, şimdi
Almanya`da müzik hayatına devam eden
davulcu Bülent Ateş’in yer aldığı ekipte piyanoyu Ayhan Yünkuş ile Emin Fındıkoğlu yer
değiştirerek çalıyorlardı. Bu ekibe ara sıra katılan isimlerden biri de Türk
Cazı’nın temel taşı İsmet Sıral’dı ve o gecelere tenor saksofonuyla
katılıyordu. O dönemlerde bu kulüp’te
yabancı müzisyenler de çalmak için İstanbul’a gelmiş.
Ayhan Yünkuş, The Rhythm Section`da çalarken Divan
Oteli`nden bir teklif aldı ve otelin restoranında 30 yıl her gece çaldı.
Süheyl
Denizci`nin kurduğu TRT Caz Orkestrası`nın ilk piyanisti idi ve burada da uzun
süre çaldı, bütün bu yıllar boyunca Belediye Konservatuvarı`nda klarinet
eğitimciliğini sürdürdü. Son yıllarında Sapanca`ya yerleşti ve oradaki bir
otelde haftada bir-iki gün piyano çalmaya devam etti.
Yazının başında bahsettiğim Hey dergisindeki, bundan 45 yıl
önceki ropörtajın başlığında “Müzik Dünyamızın Sessiz Adamı Ayhan Yünkuş” deniliyordu.
Sessiz ama Türkiye’de Caz denilince piyanosuyla konuşan bir isim, yani Ayhan
Yünkuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder