9 Şubat 2021 Salı

Kaptan Teneke'den ilk albüm: Bit Kapanı


Kaptan Teneke grubu "Bit Kapanı" isimli ilk albümünü çıkardı. 


2018 yılında Kaptan Teneke grubunun varlığından facebook mesajıyla haberdar olmuştum. O mesajda "Yaşamın Kıyısında" isimli ilk single'larının da videosu vardı. Aradan üç yıl kadar bir zaman geçti ve gene facebook'ta mesaj kutumda,  "Aptulkadir hocam, iyi günler.  Kaptan Teneke grubu olarak ilk albümümüz 'Bit Kapanı'nı yayınladık. Bir göz atıp değerlendirebilirsen çok sevinirim. " notunu görecektim. 

O üç yıl önceki ilk single'da da grup hakkında pek bilgim yoktu. Şimdi de pek yok, demekki grup öncelikle yaptığı müziği dinlememi istiyor dedim ve bu davete uyarak bende dinlemeye karar verdim.

Kaptan Teneke ile ilgili tek bilgim yazar Çağan Dikenelli'nin kurduğu bir grup olduğu. Bestelere ve şarkı sözlerine baktığımızda grubun hard rock tarzında oldukça protest bir müzik yaptığını anlıyoruz. İsterseniz genel kuralımı bozmadan gene tek tek albümdeki parçalara kulak vererek yazıma devam edeyim. 

Bit Kapanı: Sirenlerle başlayan açılış parçasıyla albümde olacaklara en baştan arzı endam ediyoruz. Eski dönem alışkanlıklarımdan olsa gerek, albüme ismini veren parçanın ilk başta olmasını hala garipsiyorum ama bu yeni dönemde haklı olarak böyle yapılıyor. Müzik artık CD, plak ya da kaset gibi elle tutulur materyellerle sunulamadığından dijital ortamda etkili bombayı hemen patlatmak zorundasınız. Ancak şunu da söylemem gerekirki, açılış için de harika oturmuş diyebilirim. Sert Heavy gitarlarla, protest anlatımlı rock anlayışında vokal kimi zaman teatral kimi zaman da hard'n heavy anlayışta sunulurken, olması gereken yerde de punk ve rap özelliklerinde kendini gösteriyor. Gitar kullanımı sert olmasına rağmen melodik riffler arada bezeniyor. Solo bölümleri uzatılmadan yer alırken, gösteriden çok parçanın kaderini belirleyici şekilde kullanılmış. 

Üzüntüden Kaçan Adam: Piyano ile giren ve olayın rengini yer yer progresife döndürürken, vokali duymamızla kendimizi melodik bir baladın havasında buluyoruz. Vokal bana Whisky ve 80'li yılların Türk Rock soundunu hatırlattı. Bunu bir taklitçilik diye algılamamak (ve bundan da çekinmemek) lazım, zira o geleneği günümüze taşımak önemlidir. Batılılarda  bu bir ekolü takip etmek olarak övücü değerde görülse de bizde nedendir 'taklitçilik' olarak algılanılır. 

Suskunlar Kulübü: Çok can alıcı bir giriş. Gitarın genel riff'i (özellikle girişte) bir tür Anadolu motifli ama bu alışıldık değil, progresif fikirle ortaya konuyor. Nakarat bölümlerinde arkada çığlıyan gitar güzel oturmuş. 

Sabaha Ne Kaldı: Blues temelli bu parçada piyano harika bir katkı vermiş. 

Sarhoşun Türküsü: Her karesini kafama mıh gibi kazıdığım Sadri Alışık filmlerinden bir bölümle başlayan bu parçaya ısınmamam imkansızdı hani. 

Varoş: Rock aleminde 'Arka Sokaklar', 'Underground' lafları diz boyu gider ama yapılan parçalarda varoş konuları pek işlenmez. Benim hatırladığım bu konuyu işleyen ilk örnek olarak Objektif'in yaptığı parça gelir. Burada da aynı konunun işlenmesini değerli buldum. Objektif'in bu konuyu ele alması sınıfsal bir pencereden olmuştu, Kaptan Teneke'de ise biraz sosyolojik ve eleştirel yaklaşım var. 

Sevdikçe Küçülen: Girişten albümün en uzun parçası olduğunu anladım. Bu yapıda duygusal bir ruh haline girmemiz, yoğun protest anlatımlı ve sert soundlu parçalar arasında hem nefes alma olanağı vermesi hem de sona doğru güzel bir finale hazırlık yapılması açısından güzel olmuş. Parçada bas gitar toparlayıcı bir etkide yer alıyor. Parça için uzun dedim ama işlenerek (özellikle ortadaki ) süre daha uzayabilirmiş gibi geldi bana. 

Tekgöz: At gözlüklü medyaya sıkı bir eleştiri. Özellikle havuz medyasına göndermeler dolu.

Yaşamın Kıyısında: Albümü dinlerken hep konsept bir rock opera havasında düşündüğümü belirteyim. Dolayısıyla her parçayı birbirine bağlı olarak gördüm. Bu nedenle bu parçayı da finale doğru bir başlangıç olarak değerlendirdim.

Kuzular Havlıyorsa: Ve geldik finale. Parçada ortadaki Türk filmlerinden hatırladığımız motifi çok sevdim.

On parçadan oluşan "Bit Kapanı" bu şekilde nihayete eriyor. Son bir değerlendirme yaparsam, Hard rock ve Heavy içinde protest tavır çok güzel işlenmiş. Bir ayrıntıyı eleştirmem gerekirse şarkı sözlerindeki direkt protest tavırın çok sert olması.  Böyle olunca da şarkı sözlerine çok dikkat veremiyoruz. Grubun kurucusunun yazar olması açısından biraz lirik yanının da öne çıkması gerekir diye düşünüyorum. Protest tavır çok sert sözler ve müzikle veriliyor, ancak vokalin teatral özelliğini de hesaba katarak sözlerde biraz ironi ve humor da yerleştirilirse daha iyi olacakmış gibi geldi. 

Albümde gördüğüm kadarıyla Kaptan Teneke, Anadolu Rock geleneğini de bünyesinde taşıyor. Ancak bunu yaparken bol Anadolu motifleri koymuyor (hatta hiç öyle bir şey yok bile). Tamamen kentli bir bakışta müziğini sunuyor. Peki o zaman bu Anadolu Rock geleneği derseniz; şöyle yanıtlayabilirim... 1970'lerdeki o geleneğin izlerini takip ederek, bünyesinde biriktirmiş ama yaptığı müzikte bir kentli olarak köylü taklidi yapmak yerine kendi tavrını koyuyor. 

Aptulika

 


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...