5 Kasım 2019 Salı

Patron Yollarda

Bruce Springsteen / Patron Yollarda (2019) – 22,3 x 35 cm / suluboya ve ecoline (Metin Uzelli koleksiyonu)


"Cem Karaca'dan Zappa'ya" Sergisi'nden 1

"Cem Karaca'dan Zappa'ya" isimli sergim bir ay açık kaldı ve bu hafta sonu (11 Kasım 2019) bitiyor. Sergi boyunca bulunurken çizimlerle ilgili kısa yazılar da yazdım. Bunlar kimi zaman çizilen işlerle ilgil olduğu gibi kimi zaman da sergideki izlenimleri ve anektodları içeriyordu. Bu yazılara aralıklarla yer vereceğim. Böylelikle sergiye gelme imkanı olmayanlar buradan izleme olanağını bulurken, sergiye gelmiş olanlar da tekrar o anları yaşayacaklar. Ha bu arada sergiye gelmiş olanlarda tablolarla ilgili sergi izlenimlerini yazabilirler. ( bluesperisan@gmail.com )



BRUCE SPRINGSTEEN 
"Patron Yollarda"

Seksenli yıllarda "Born in the USA" şarkısıyla tanımıştım onu. O dönemin pop liste parçalarından sıyrılıp rock tadını bulduğum, enerjili bir çalışmaydı. Aradan kaç yıl geçti kim bilir, ama etkisi bir nebze bile olsun azalmadı. İtiraf etmem gerekirse bu parça dışında da hiç bir zaman ısınamamıştım, Springsteen'a. Bu 2002 albümü "The Rising"e kadar sürdü. ABD'de de İkiz Kuleler'e 11 Eylül 2001'de yapılan saldırıdan sonra yaşanan şoku en iyi anlatan bu albümde Bruce Springsteen'in bir derdi olan sanatçılardan biri olduğunu anlayacaktım. Sonra daha eski çalışmalarına da tekrar ön yargısız bir şekilde baktığımda ise bir ozan geleneğini taşıdığını farkedecektim.

Bruce Springsteen'ın en sevdiğim şarkısı "Born in the USA"ydi ama aynı zamanda antipatiyi de oluşturan örnekti. Bu yüzden onu hep Amerika'yı kutsayan adam gibi görürdüm. Sadece o mu lakabı olan "The Boss" yani "Patron" da bu antipatiye eşlik eder ve ön yargımı kuvvetlendirirdi. Eh ne de olsa dünyanın patronluğuna özenen Amerikan Emperyalizmi aklıma gelirdi ister istemez. Oysa o şarıdaki göndermelerde de bir Amerikalının o politikaları sorgulayan, kinayeli tavrı vardı. "Patron"luğa gelince, o da Springsteen'inin ilk yıllarından kalan bir lakap olup, benim evhamlarımla hiç ama hiç alakası yokmuş. Tanınmadığı yıllarda çaldıkları barlarda grup arkadaşları konser sonrasında parayı almak için cüsseli olduğu için onu gönderirlermiş, yani patronluk o sebepten. 
Bruce Springsteen ile yıldızımın barışmasına en büyük etken ise Barack Obama'nın ABD başkanlığına geçtiği gün yapılan törende yanına Peter Seeger'i alarak çıkmasıydı. Peter Seeger, 1950'lerin "Komünist Avı"nda sorgulanan ve yıllarca yasaklanan folk müzisyeniydi. İşte o gün bir anlamda bu usta sanatçının "iadeyi itibarı" veriliyordu ve bunun mihmandarlığını da Bruce Springsteen yapıyordu. 
Sergi için yaptığım çizime "Patron Yollarda" dedim, çünkü onu dinlerken yollarda giden gezgin bir folk şarkıcısını hissediyordum. O yoldaki duraklardan birinde de siz olabilirsiniz ve patron size de dokunabilir. 

Aptulika
22 Ekim 2019

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...