Özlem Kalkan Erenus
"Marcel Duchamp"
Tekhne Yayınları
(1. Basım 2014)
(1. Basım 2014)
Modern Sanat... denildi mi, kedi görmüş fareye dönüyoruz. Oysa bizim "Modern" diye koktuğumuz, anlaşılmazlıklar içinde debelendiğimiz 100 yıl öncesindeydi ama hala şaşırtıcı bir anlaşılmazlık içindeyiz.
Defterleri biraz karıştırırsak 1914'lere hatta daha da öncesi 1. Dünya Savaşı'nın arifesine gideriz. Bilimsel gelişmeler bir devrime dönüşüyor ve insanlık yeni bir aydınlanmaya giriyor. Sanat da bundan nasibini alıyor ve "Akademizm"i tarihin çöplüğüne atıyor. Bir çok kişinin hemfikir olduğu ön yargının aksine sanatçılar fildişi kulelerde olmayı reddediyor ve yapıtlarını sokağa halka ulaştırmayı hedefliyor. Bilimin ışığında sanayinin içinde yeni filizler yeşertmeye çabalıyorlar. Sonra iki dünya savaşının arasında gelen çelmeyle tökezleyen modern sanat ve işte tam bu süreçte de filizlenen Marcel Duchamp. Salon adı verilen sergilerde akademik jurilerin seçtiği sergileri protesto etmek için bir pisuarı ters çevirip, "Çeşme" adını vererek sergiye gönderen adam. Üstelik bu pisuarı bir heykel olarak kendi yapmıyor, bir firmanın ürettiği porselen pisuarı alıp sergi salonun ortasına koyuveriyor. Böylece sanat dünyasına "hazır nesne" ismiyle yeni bir heykel formu giriveriyor. Sonra şişe kurutucusu, bisiklet tekerleği, kar küreği hatta çelik tarak sanat yapıtına dönüyor. Mona Lisa posterine bıyık çiziyor ve yeni bir başyapıta döndürüyor. İki Dünya Savaşı arasında başlayan Dada hareketi ile sanatın yeni bir dil oluşturmasından sonra kübistler ve sürrealistler arasından sıyrılarak Avrupa'dan ABD'ye uzanan bir yolculukta Pop Art'a ilham olmak ve bunun adı, Marcel Duchamp.
20. yüzyılın başından başlayıp günümüze kadar gelen çağdaş sanatı hala besleyen ve ilham olan Marcel Duchamp ile ilgili kapsamlı bir kitap var mı derseniz bu kitabı önerebilirim. Hem 120 sayfa gibi kısalıkta hem de çeviri bir eser değil. Özlem Kalkan Erenus, bu kitabında derinlikli bir incelemeyle bu akıl almaz adamı anlaşılır bir şekilde bize sunmuş. Sanatçının hem hayatını hem de eserlerini açarak bize algı kapılarını açıvermiş. Kitap 120 sayfa ama öyle çabucak bitiremiyorsunuz. Eserlerin internetten görsellerini bularak izliyorsunuz ve böylece hemen geçip gidemiyorsunuz. Aslında sadece Marcel Duchamp değil 20 . yüzyıl tarihini de takip ediyorsunuz.
Aptulika
Defterleri biraz karıştırırsak 1914'lere hatta daha da öncesi 1. Dünya Savaşı'nın arifesine gideriz. Bilimsel gelişmeler bir devrime dönüşüyor ve insanlık yeni bir aydınlanmaya giriyor. Sanat da bundan nasibini alıyor ve "Akademizm"i tarihin çöplüğüne atıyor. Bir çok kişinin hemfikir olduğu ön yargının aksine sanatçılar fildişi kulelerde olmayı reddediyor ve yapıtlarını sokağa halka ulaştırmayı hedefliyor. Bilimin ışığında sanayinin içinde yeni filizler yeşertmeye çabalıyorlar. Sonra iki dünya savaşının arasında gelen çelmeyle tökezleyen modern sanat ve işte tam bu süreçte de filizlenen Marcel Duchamp. Salon adı verilen sergilerde akademik jurilerin seçtiği sergileri protesto etmek için bir pisuarı ters çevirip, "Çeşme" adını vererek sergiye gönderen adam. Üstelik bu pisuarı bir heykel olarak kendi yapmıyor, bir firmanın ürettiği porselen pisuarı alıp sergi salonun ortasına koyuveriyor. Böylece sanat dünyasına "hazır nesne" ismiyle yeni bir heykel formu giriveriyor. Sonra şişe kurutucusu, bisiklet tekerleği, kar küreği hatta çelik tarak sanat yapıtına dönüyor. Mona Lisa posterine bıyık çiziyor ve yeni bir başyapıta döndürüyor. İki Dünya Savaşı arasında başlayan Dada hareketi ile sanatın yeni bir dil oluşturmasından sonra kübistler ve sürrealistler arasından sıyrılarak Avrupa'dan ABD'ye uzanan bir yolculukta Pop Art'a ilham olmak ve bunun adı, Marcel Duchamp.
20. yüzyılın başından başlayıp günümüze kadar gelen çağdaş sanatı hala besleyen ve ilham olan Marcel Duchamp ile ilgili kapsamlı bir kitap var mı derseniz bu kitabı önerebilirim. Hem 120 sayfa gibi kısalıkta hem de çeviri bir eser değil. Özlem Kalkan Erenus, bu kitabında derinlikli bir incelemeyle bu akıl almaz adamı anlaşılır bir şekilde bize sunmuş. Sanatçının hem hayatını hem de eserlerini açarak bize algı kapılarını açıvermiş. Kitap 120 sayfa ama öyle çabucak bitiremiyorsunuz. Eserlerin internetten görsellerini bularak izliyorsunuz ve böylece hemen geçip gidemiyorsunuz. Aslında sadece Marcel Duchamp değil 20 . yüzyıl tarihini de takip ediyorsunuz.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder