Catherine Russell
Cyndie Lauper, Jackson
Browne, Joan Osborne ve Madonna gibi pop şarkıcılarının konserlerinde ve albüm
kayıtlarında geri vokal yapan Catherine Russell, 47 yaşında başladığı solo
kariyerine sığdırdığı albümlerinden beşincisini 2014 yılında çıkartmıştı. “Bring It
Back” ismini taşıyan son albümünde sanatçı caz kadın vokalinin geleceğe kalacak
ustalarından biri olduğunu kanıtlıyor.
Arabada çalan radyoda, oturduğunuz kafede duvara monte edilmiş
televizyonda ya da komşu evde münasebetsizce bangırdayan teypte çalan en
sıradan (ya da sırasız) popüler bir şarkı ister istemez kulağınıza davetsizcene
giriverir. Bazen bu işgal öyle bir hal alır ki,”Brüksel Sendromu” dedikleri
gibi o mütecaviz şarkıyı mırıldanırsınız bile. Popüler kültür böyledir, siz
kapıdan kovsanız, o bacadan girer. Yapacak bir şey yok, kural böyle.
Ben buna benzer bir olayı daha farklı yaşadım. On yıl önce
tanıdığım ve çok sevdiğim bir caz saksofoncusunun hayat hikayesine bakarken,
adamı 80’li yıllardan da ister istemez dinlediğimi öğrenecektim. O usta caz
müzisyeni, müzik kariyerine ilk adım attığı yıllarda, metazori olarak dinlemek
zorunda kaldığım akla ziyan bir çok pop ve disko parçalarında da eşlikçi olarak
yer almıştı.
Popüler kültür içinde ikonlaşan bir çok müzisyenin ya albüm
kaydında ya da konserlerinde arkada yer alan çok sayıda usta müzisyen
bulunabiljyor. Bugünlerde tanıdığım çok usta bir caz vokalisti olan Catherine Russell da müzikal hayatının
ilk başlarında pop müzisyenlerinin konserlerinde geri vokal yapmış. Bu isimler
arasında Cyndie Lauper, Jackson Browne,
Joan Osborne ve Madonna gibi şarkıcılar
da var. Russell 2002 ile 2004 arası da David Bowie’nin konser turnesinde de
geri vokalin yanısıra keyboard ve perküsyon da çalmış.
Anadan, babadan
cazcı
Yazımızın girişini böyle yaptığım için, Catherine Russell’ın durumunu bir Külkedisi masalındaki Sinderella
ile özdeşleştirmeyin. Zira sanatçımız öz be öz analı, babalı müziğin
damarından
geliyor. Baba Luis Russell, 40’lı
yıllarda Louis Armstrong’un görkemli
orkestrasının en dirayetli müzik direktörü. Bununla da kalmayan sanatçı
piyanistliğinden sual olunmayacak denli kendi kurduğu caz orkestralarının da
lideri olmuş bir şahsiyet. Anne Carline
Ray’e gelince Juliard tahsilli
ve New York Filarmoni’de de çalışmış
olan klasik müzik kökenli bir caz şarkıcısı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında
aralarında Ruth Brown gibi isimlerin
de olduğu Sweethearts of Rhythm
grubuyla müzik yapmış.
Aileden gelen müzikal birikim nihayetinde Catherine Russell’a da yansıyacaktı. Küçük
yaşlarda başta Etta James olmak
üzere Nancy Wilson ve Abbey Lincoln gibi caz müziğinin en
usta kadın vokallerinin izini süren Russell,
bir başka yandan da Beatles ve Bob Dylan gibi rock müzisyenlerini de
takip ediyordu. Bu geniş müzikal bakışı ve yoğun müzik birikimi onu Paul Simon, Steely Dan, Jackson Brown,
David Bowie gibi pop ve rock müzisyenlerinin vazgeçilmez geri vokalisti
haline getirecekti.
Vokalinin yanında iyi
bir piyano yorumcusu da olan Russell,
yeteneği ve müzikal birikimiyle yıllar yılı pop ikonlarının can kurtaran simidi
olduktan sonra ancak 45 yaşında kendi gemisini yüzdürebilecekti. 2004’te solo
çalışma kararı aldıktan sonra 2006’da ilk albümü “Cat”i çıkardı. Tüm dünya onu 47 yaşında tanırken, oda geçen
zamandaki arayı kapamak için bugüne kadar 5 albüm yaparak kulaklara merhem
oldu.
1940’ların tavrı,
bugünün duruşunda
Genizden gelen, iç acısı ses tınısı ile caz kadın vokalinin
günümüzdeki en iyi temsilcilerinden biri olan Catherine Russell,
2014’te çıkan “Bring It Back” albümünde 1940’ların caz havasını günümüze taşıyor.
Kimi zaman Count Basie ya da Duke Ellington orkestrasının günümüze
taşındığını hissederken kimi zaman da güne dair yeni yorumsal fikirlerini de
ortaya koyabiliyor.
“Bring It Back” albümünde Russell’a eşlik eden müzisyen kadrosu da dikkat çekecek denli
ustalıklı yorumculardan oluşuyor. Özellikle Glen Patscha’nın Hammond B-3
orguyla “After The Lights Go Down Low”
ve “I’m Sticking With You Baby” parçalarındaki
katılımı nefis bir etki yaratmış. Çeşitli müzisyenlerin konuk olarak çaldığı
albümde gitarist Matt Munisteri
müdavim müzisyen olurken, piyanist Mark
Shane ise Russell’ın sağ kolu olmuş dersek abartmış sayılmayız.
Nesrin Sipahi’nin siyah hali diyebileceğim içe dokunan
nezlelivari sesiyle Catherine Russell,
moda tabirle tanındıkça daha da sevilecek bir şarkıcı.
APTULİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder