CLIMAX BLUES BAND
“Broke Heart Blues”
1968’de kurulan İngiliz blues
rock grubu The Climax, alışıldık rock grubu formuna saksofonu temel enstrüman
olarak katmış, özel topluluklardan biridir. Onların 70’li yıllarda yaptıkları
albümler ülkemizde de talep görürdü. Plak döneminden hatırladığımız bu grup,
80’ler hatta günümüze kadar müzik yapmayı sürdürecekti. Bu aradaki dönemi
kaçırmış olduğum için The Climax Blues Band’ın yeni bir albümünü görmem, eski
bir dostla buluşma derecesinde sevindirici geldi. O uzun süre görülmeyen eski
dostun hala aynı olup olmadığı gibi kuşkularla albümü dinlemeye koyuldum.
Grubun bas gitaristi Peter Haycock’un iki sene önce
62 yaşında kalp krizinden ölmesiyle kurucu kadrodan hiç kimse kalmamış. The
Climax Blues Band’a 1980 yılında katılan keybordcı George Glover grubun en eski
elemanı olarak bu albümü oluşturmuş. Aslında Haycock’un beklenmedik ölümüyle
yarım kalan çalışmaları tamamlayarak bu albümü oluşturmuş. Bunu yaparken de
Thin Lizzy, King Crimson gibi rock tarihinde önemli bir yer işgal eden
grupların elemanlarını da kadroya katarak Climax’ı “Super Group” (yani
futboldaki ‘rüya takım’ gibi bir tanımlama) haline taşımış. Thin Lizzy
grubundan Robin George vokal ve gitarıyla katılırken King Crimson’dan Mel
Collins ise saksofonuyla destek vermiş. Davulda da Elton John ve Eric Clapton
albümlerinden bildiğimiz Charlie Morgan yer almış.
“Broke Heart Blues” albümünde
Peter Haycock’un ölümünden önce yapılan kayıtları da yer alırken 14 parçaya yer
verilmiş. Ray Charles’ın klasiği “Lonely
Avenue”, 12 bar blues özelliğindeki “Gotta Get It Right”, slide gitar etkili
nefis funky tavrıyla “Broke Heart Blues” albümden ilk sıyrılanlar. Climax’ın saksofon
ayrıcalıklı bir grup olduğunu söylemiştim, albümde de büyüleyici saksofon
solosuyla açılan “Miracle” destansı rock anlatımını kullanırken, seksenlerin
heavy rock havasını bizlere hissettiriyor. Saksofon solosunun güçlülüğünü
hissettiğimiz “The Rubicon” etkileyici bir çalışma olarak aklımıza yerleşiveriyor.
“Broke Heart Blues” güzel ve
Climax Blues Band’e yakışacak bir çalışma. Albümün tek kötü yanı ise kapağı
olsa gerek. Bilmem siz nedersiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder