Çizim: APTULİKA |
Sahnede biri elektro gitarı,
diğeri ise bateride iki adam duruyor. Kıyafetlerine bakınca bir folklor ekibine
has giysilerinin altına eşlik eden şehirli spor ayakkabılarını tezatını görüyoruz.
Bu ahval içinde gitarist
mikrofona eğilerek, “Arap atlar yakın
eder ırağı/Yüce dağları aşan yollar bizimdir / Bizim ! ” dedikten sonra
gitarına oldukça elektrikli vurmasıyla birlikte görüntüsünden umulmayacak bir
halde rock gitaristlerine has zıplayışıyla müzik başlıyor. Okunan “Dadaloğlu” türküsünün rock yorumu.
Sahnede iki kişi var ama çıkan seda gümbür gümbür. Bateriste kulak verdiğimizde
gitaristten eksik kalmayan bir ataklıkta neredeyse devamlı bir soloda gibi.
Bununla da kalsa iyi, bir bakıyoruz ki vokali de davulcu yapıyor.
“Dadaloğlu”
şarkısı 10 dakikayı aşan bir yorumla seslendirilirken, gitaristin saz tınılı
elektro gitarının sesi ortalığa bir rock konseri havasında yayılırken,
kendisini de kimi zaman tiyatral bir gösteri de kimi zamanda Jimi Hendrixvari
gitar gösterileriyle görüyorduk. Bir ara gitarını sırtına alarak çalan
gitarist, daha sonra gitarını beline çevirerek arkadan çalacaktı. Bu gösteri
sürerken öndeki orga yönelen gitarist, gitarını arkasında çalarken, eğilip
burnuyla da orgu çalacaktı. Finale doğru gene tiyatral bir şekilde içinde ironi
de bulunan tuluat gösterisiyle gitar yere konulup, ayak tuşeleriyle çalınacaktı
ve o 70’lerin rock gruplarına has gitar kırma gösterisi gerçekleşme
teşebbüsünde kalarak parça son bulacaktı.
Yukarda anlattığım ne
70’lerin Anadolu Rock gruplarından birinin Fitaş
Sineması’nda verdiği ne de gene aynı tarihlerde batılı bir grubun konserine
aitti. Bu 1984 yılında (büyük
ihtimalle) Adana’da yapılan bir düğünde gerçekleşiyordu. Gene ihtimali heybetli
bir şekilde ora eşrafının zengin ve hatırlı bir kişisinin düğününe Almanya’dan
davet edilen bu ikilinin ismi “Derdiyoklar”
dı.
80’lerin kasetlerinde farkedemediğimiz vaha
Derdiyoklar’ı
80’lerin kaset döneminde seyyar kaset satıcılarının el arabası biçimindeki
tezgahlarında arabesk, türkücü kasetlerinin arasında görür ve bir anlamda burun
kıvırır, geçerdik. Hoş onların kaset kapakları da bulundukları tezgahtaki diğer
isimlere göre de tezat gösterirdi.
Portakal renginde şalvarları, uzun saçları ve ona eşlik eden yoğun sakalları ve
ellerinde tuttuklerı birbirine eklemlenmiş elektro gitar ve bağlamaları ile
eşek üstünde pozlarıyla esprili türkü ile arabesk arasında bir şey yaptıklarını
anlardık. Hani benzetsek, benzetsek uzun sakallarıyla rock dünyasının en
başarılı triosu ZZ Top’a yakın bir
görüntü benzerliği kurabilirdik.
Onlarla kafama bir balyoz
yemiş gibi tanışmam, internetin yayılıp, “You
Tube” denilen hareketli görüntü paylaşım sitesiyle olacaktı. O sayede ilk
olarak yukarda anlattığım düğün salonu performansını gördüm. Sonra diğer
görüntülerine bakacaktım. Bu videoların hepsi düğün salonlarındaydı ama bir
konser lezzetindeydi. O menşei büyük
ihtimal kendi tasarımlarına ait elektro gitarlar kimi zaman bir kaleşnikof
şeklinde kimi zaman da bir tırpan şeklinde ve onlardan çıkan elektro gitar ile
saz arası sese de şaşmamak mümkün değildi.
Anadolu Düğün Kültürü, Rock ile buluşunca
Herşey 1972 yılında Malatya´nın Fethiye beldesi, Yukarı Tencı Obası’ndan
İstanbul’a gelen Ali Eker Aydoğan’ın
Unkapanı’na varıp, IMÇ’deki plakçılardan birinde “Derdiyok” isimli 45’lik plağını çıkartmasıyla başlamış. Yapılan
bir türkü plağıymış ama diğerlerine göre bir hayli farklı. O yıllarda
Türkiye´de ilk defa bağlama düzeniyle bateri, gitar, klavyeyi birlestirmiş, Ali Eker Aydoğan. Ama yapılan bu plak
tutulmayınca Aydoğan, 1974 yılında
Almanya’ya giden işçilerimizin arasına katılarak Darmstadt’a gitmiş. Burada
kendi köyünden olan İhsan Güvercin’le tanışacak ve
Derdiyoklar ikilisini kuracaklardı. Düğündü, konserdi, gazinoydu derken
gurbetçilerimize yönelik müzik yaparlarken, 1979 yılında da “Derdiyoklar”
isimli ilk kasetleri Türküola firmasından çıkacaktı. Dönemin disko
modasına uyan sentezlerin birbiri ardına çıkarak moda olduğu yıllarda onları da
Modern Folk – Disko Folk denilen
tarzda görecektik. Bu tarza onların kattığı humor ve ironik tat ile birlikte
kendilerinin tasarladığı enstrümanları,
yöresel giysileri ve kendilerine ait sahne şovları eklenince farkları ve
kalıcılıkları ayan beyan ortaya çıkıyordu.
Türkiye ve Avrupa arasında bir
köprü oluşturan Derdiyoklar, Anadolu
düğün kültürünü Avrupa´ya taşıyarak yeni
bir bir boyut kazandırdı. Bugüne kadar
15 kaset (albüm) çıkartan ikiliden, 1986 yılında İhsan Güvercin ayrılınca Derdiyoklar
ya başka isimlerle ya da Ali Eker
Aydoğan tek başına olarak ama illaki “Derdiyoklar”
olarak devam etmiş.
2000’lerden sonra keşfediliş
Derdiyoklar grubunu 80’li
yılların kasetlerinde ve “Alamancı”
diye isimlendirilen gurbetçi işçilerimizin geceleri ve düğünlerinden hafif
tebessümle hatırlayanlar, 2000’lerin başında yeni bir keşifle
karşılaşacaklardı. Bu keşfi gerçekleştirenler daha çok rock, punk, caz tarzlarına meraklı insanlardı. O eski kasetli
yıllarda farketmediğimiz Derdiyoklar’ın
aslında gerçek anlamda saykodelik tarzda
bir müzik yaptıkları farkedilecekti. Onların kaset döneminde yaptıkları
çalışmalardan bazıları Avrupa’da çıkan saykodelik, funk, rock seçkilerinde
yayınlanacaktı. Kısaca Derdiyoklar,
yıllar sonra düğün salonlarından caz ve rock sahnelerine taşınacaktı.
Geçtiğimiz yıllarda
İstanbul’a gelen Derdiyoklar, Babylon’da
unutulmaz bir konser vermişti. O günkü buluşmanın tadına doyamayanlar, yeni
keşiflere açılmak için şimdi de 30 Ocak
tarihini bekliyor. O gün Derdiyoklar
grubu ülkemizin önemli saykodelik rock grubu Dinar Bandosu’yla birlikte Tunnel
Sahne’de konsere çıkacak. “Saykodelik
Gece” adı verilen konserde 40
senedir binlerce düğün salonunun altını üstüne getirmiş, inanılmaz sahne
şovlarına imza atmış, Anadolu pop ve disco folk'a yön vermiş Derdiyoklar ile 2000'li yılların
ortasından bu yana sayısız başarılı konser vermiş, 3 stüdyo albümü bulunan Dinar Bandosu aynı sahnede buluşacakmış.
Eh ne diyelim… Yeni keşiflere hazırlıklı olmanız, menfaatiniz icabıdır.
APTULİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder