2 Temmuz 2013 Salı

Walter Trout’dan Luther Allison’a Saygı Albümü

Son yılların beyaz blues’ında çok önemli isimler sesiz sedasız çıkıyor ve her sene bir albüm yapacak kadar verimli ve üretici olabiliyorlar. İşte bunlardan biri de Walter Trout.
Canned Head ve İngiliz Blues’ının kurucu isimlerinden John Mayall’ın grubu Bluesbreakers’da da çalışmış olan gitarist, solo kariyerinde de gözdolduran  albümlere ve konserlere imza attı. Usta gitarist ve vokalist geçen yıl çıkan “Blues For The Modern Daze” albümünden sonra geçtiğimiz ay çıkan yeni albümüyle bir ustaya saygısını gösteriyor. Yeni çıkan “Luther’s Blues” albümü1997’de yitirdiğimiz siyahi bluescu Luther Allison’a adanmış.
Blues müziğin modern döneminin açılışı olan Chess Records yıllarının unutulmaz isimlerinden Howlin Wolf’un grubunda gitaristlik yaparak efsanevi çalışmalarda damgası olan Luther Allison 60’lı yıllarda başladığı müzikal kariyeni  90’lara  dek  hem gitarı hem de besteleriyle taşımıştır. Allison’un sert (neredeyse had rock ve heavy’e varan ) gitar tınıları ekolleşirken yanısıra şarkı sözleriyle de toplumsal hassasiyetleri fena halde öne çıkaracaktı. Kimi zaman ırk ayrımcılığına karşı siyah bir yumruk olurken, kimi zaman da tüm insanlığın özgürlük özlemini yüklenecekti. Protest tavrının yanısıra duyguyu yitirmeden ve bir hayli de mütevazi bir şekilde müzik tarihinde bilenlerinin takdiriyle hakkettiği yeri bulacaktı. Bu takdiri bilenlerden biri de Walter Trout.
Walter Trout ile Luther Allison’un tanışıklıkları bundan 27 yıl öncesine dayanıyor. İsviçre’de yapılan Montreux Caz Festivali’nde  1986 yılında konser veren Luther Allison ile tanışan Trout, aynı sahnede birlikte de çalmış. O günden bu yana süren dostluk Allison’un ölümünden 15 yıl sonra böylesi bir saygı albümünün ortaya çıkmasana vesile olmuş.  “Luther’s Blues”albümü’nde bütün parçalar Luther Allison’a  aitken sadece bir parça Walter Trout’un. İsmi “ When Luther Played The Blues” olan bu parça da Trout’un dostuna saygısının ve özleminin finale oturması gibi.

Çeyrek asrı aşan bu dostluğa rağmen Walter Trout ile Luther Allison’un stilleri birbirinden farklıdır.  Allison’un gitarının sertliğine rağmen vokali yer yer soul’a da kayar. Ama onları birleştiren bir anlamda hayata bakışları olsa gerek zira Trout’un da sözleri dünyayı sorgulan ve eleştiri oklarını sakınmayan bir yapıdadır. Böyle olunca da Trout bir ustaya ve dosta saygı yaparken taklit etme ya da kopyalamaktan uzak durararken kendi soundunda durarak Allison’un kelimelerini ve müzikal yaratıcılığını ele alarak harika bir birleşim sunmuş. Saygı albümünün diğer bir güzelliği ise geniş bir dinleyici tarafından yeterince bilinmeyen Luther Allison’un üzerine merak dolu ilginin  artacak olması.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...