23 Temmuz 2013 Salı

Mariska ve Janita Ya Da Venüs ile Kalemiti Jane

Bu gün sizlere 70’lerin iki kadın figüründen sözedeceğim. Her ikisinin de ortak özelliği erkeklerden kurulu rock grubunun kadın vokalisti olmaları.

1969’un 2 Ekim’inde  piyasaya çıkan bir plak, serinleyen mevsimi bir anda buram buram yaza döndürmüştü. Listelerde anında yükselen ve dahi ülkemizde de etkisi hemen görülen bu şarkı “Venus”dü. Yunan mitolojisindeki Afrodit’ten adını alan bir gezegen pikapların vazgeçilmezi olacaktı. Parçayı yapan Hollanda’lı rock grubu Shocking Blue’yu da derhal rock’tan pop kulvarına taşıyacaktı. Parçanın yıllar süren etkisi grubun nice güzel parçasını da haksız yere ezip geçecekti.
Çıkışından kısa bir sure sonra listelere giren bu parça sadece ABD’de 1 milyonun üzerinde satarken. Tüm dünyada 7.5 milyon plağı eriterek, rekor satışa ulaşacaktı.
70’li yıllara bu parçanın görkemi otururken, 80’lerde de dönemin kız grubu Bananamara 1986 yılında tekrar yorumlayacak ve gene her yer altüst olacaktı. Öyle ki yoğun bir kesim için  “Venus” parçası denilince Bananamara gelir.

“Venus” parçasının etkisi bu denli olsa da Shocking Blue, Hollanda’dan çıkan grupların ilklerindendi. Müzikleri pop dinleyicisini de çekebilecek özelliklere sahip olurken, dönemin ilerici rock ögelerini onlarda bulmamız mümkündü. Müziklerinde beat, saykodelik, blues, folk, rock birleşimini bulabilirdiniz. Kullandıkları enstrümanlarda kimi zaman sitar gibi doğulu bir sazı duyabilirdiniz. “Scorpio's Dance” plağı ilk edindiğim albümüydü ve o kaktüsler arasında verilmiş kapak pozu hala bakmaya doyamadığım plak kapağıdır. Muhtevasındaki müziği de benim için hala ayrıcalıklıdır. Ama Shocking Blue’nın en etkileyici yanı Mariska Veres isimli kadın solistiydi. Mariska’nın vokali ilk duyulduğunda insanı etkisine alan bir sesti. Siyah saçlarıyla sarı kafalı diğer Shocking Blue elemanlarından oldukça farklıydı. Sonradan Mariska’nın Macar ve Rus kökenlerden geldiğini öğrenecektim.
70’li yıllarda hem ses hem de fiziğiyle beni böylesi etkileyen Mariska ne yazık ki artık aramızda değil. Onu 2006 yılında 59 yaşındayken kanser sonucu yitirecektik. 

Bahsedeceğim diğer bir grupta Babe Ruth. O da 70’lerin başında kurulmuş bir İngiliz grubu ve vokali gene bir kadın.
O yıllarda Sergie Leone’nin “İyi, Kötü, Çirkin”, “Bir Avuç Dolar İçin” filmleri çok meşhur. Holivut menşeli kovboy filmlerinin alışkanlıklarını bozarcasına kirli sakallı, çirkin, pis pis kahkaha atan gerçekçi tipler giriyor bu filmlere. Ve tabii Meksikalılar da sahneye çıkıyor. İşte bu filmlerin gönül çelmesiyle mi nedir bilinmez Babe Ruth da müziğini hep bu filmlerin platosunda yapıyor gibiydi. Leone’nin filmlerinin müziklerini yapan Enrico Morricone’nin “Bir Kaç Dolar İçin”inin ana teması Babe Ruth’a bir kolaj vaziyetinde “Mexican” parçasında oturuken, diğer çalışmalarında da bu kokuyu hissetmeniz olasıydı. Grubu o dönemde duyan bizim gibi şaşkınlara Babe Ruth Meksikalı rock grubu gibi gözükürdü ister istemez.
Daha sonraları Whitesnake’in altın devirlerinde göreceğimiz gitar ustası Bernie Marsden’in de yeraldığı Babe Ruth’un kadın vokalisti  de unutulmazlar arasındadır. Janita (Jenny) Haan adlı bu vokalistin sesinin büyüleyiciliği tanımlanamazlığından gibiydi. Kimi zaman bir duygu içinde akarken, kimi zamanda ele avuca sığmayan bir akıcılıktaydı.
Bir dönemin bugün çok akla gelmeyen ama vazgeçilmez iki figürü.
APTÜLİKA


Not; Bu haftaki Blues Perişan radyo programında hem Shocking Blue hem de Babe Ruth’dan bir parça yer alacak.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...