Bu yazı 2005 ya da 2006 tarihinde Vatan gazetesinin bünyesinde çıkan "Haftalık"isimli dergide yayınlanmıştı. JJ Cale'ın o dönem çıkan “To Tulsa And Back” isimli albümüyle ilgili kaleme alınmış bir yazıydı. Şimdi JJ Cale agayı kaybettiğimiz şu günlerde bir kez daha sizlerle paylaşmak istedim. Yazıyı umarım seversiniz.
J.J. Cale Çizim Aptulika |
Nasrettin Hoca bir gün saz çalar ama hep aynı notaya
basar. Etrafındakiler “saz çalanlar diğer notalara da basar, oysa senin
parmağın hep aynı yerde.” Hoca ise onlara söyle bir bakıp “Onlar benim bastığım
notayı arıyorlar ama bir türlü bulamadıkları için öyle yapıyorlar.” diye cevap
vermiş. Bu fıkra bana hep J.J. Cale sadeliğini hatırlatır. Birçok müzisyenin
güzele ulaşmak için binlerce oyuna başvurmasının aksine onun parçalarındaki
duruluk (hatta basitlik) ve sadelik olağanüstü baş yapıtlar çıkarmıştı. Otuz
yılı aşan müzik hayatı içinde imaja ve üne meyil vermek aklına bile gelmemiş
olan Cale, kendinden çok besteleriyle öne çıkan hayret verici bir isim. Sekiz
yıl önce yaptığı “Guitar Man”den sonra işini yapıp sessizliğe gömülen besteci
ve yorumcu geçen haftalarda çıkan “To
Tulsa And Back” albümüyle tekrar karşımızda.
40 yıllık müzikal kariyerinde tipi bile bilinmeyen
J.J. Cale’in yapıtlarını sıradan bir dinleyici bile bilir. O yıllar boyu üne ve
şöhrete burun kıvırsa da birçok isim onun parçalarıyla efsaneleşmiştir.
J.J. Cale 1965’de Liberty firması adına bir kayıt
yapmıştı. Piyasaya albüm olarak çıkmamış bu kayıtlar arasında “After Midnight”
adlı efsanevi şarkı da vardı. Bu deneyimden sonra Los Angeles’dan ayrılıp,
Tulsa’ya dönen Cale, ufak kulüplerde kafasına göre müziğini yapmaya devam
edecekti. Aradan üç yıl geçmiştir ve Cale bir gün arabasıyla giderken, radyoda
bir şarkı duyar. Eric Clapton’un okuduğu parça, kendi şarkısı “After
Midnight”dır. Hemen aklına annesi geliyor. Annesinin Clapton’a bu kayıtları
göndermiş olacağını düşünür. Ancak hikayenin aslı söyle gelişiyor. J.J. Cale’ın
eski grubu Delaney & Bonnie’de çalışan Carl Radle, bu parçayı Clapton’a
dinletiyor. Eric Clapton’da parçayı beğenip, alıyor.
“After Midnight”, Eric Clapton’un solo kariyerine
büyük bir hız verip, listelerde bir numaraya yükselecekti. Artık zamanın
geldiğini düşünen Cale’ın çocukluk arkadaşı Audie Ashworth, Tulsa’ya telefon
ederek albüm çıkarmasını teklif eder. Bu konuşmanın üzerinden iki, üç ay sonra
parçaları hazırlayan Cale köpeği Foley’le birlikte Vosvos’una atlayıp, Los
Angeles’a geliyor.Eski dostları Leon Russel ve Ashworth şarkıları dinleyince J.
J. Cale’ın kendini bulduğuna kanaat getiriyorlar. 1971 Haziran’ın da ilk single’lı
olan “Crazy Mama”yı piyasaya çıkartıyorlar. Ancak pek büyük ses getirmiyor. Bu
plağı sadece bir radyo çalacaktı. Küçük bir radyo istasyonunda yayınlanan
“Little Rock” adlı programı yapan DJ bu plağı çalıyordu ama “A yüzünü değil,
“B” yüzünü yayınlıyordu. Hatta Ashworth, istasyonu arayıp, “Yanlış yüzü
çalıyorsunuz” diye uyarmıştı ama nafile, DJ
45’liğin ‘B’ yüzünü öyle sevmişti ki “Nuh” diyor başka bir şey
demiyordu.
Çıkış için ilk girişim böyle bir tökezleme yaşansa da
ilk albüm “Naturally” adıyla yayınlanacaktı. Albüm beklenenden fazla ilgi
gördü. Rolling Stone dergisi hemen arayıp bile isteyecekti. Diğer yandan da
Traffic grubunun turnesine katılacaktı. Yani durum bayağı iyiyken Cale bunları
pek umursamadan, boş kalınca Tulsa’ya dönmeyi tercih ediyordu. Ashworth’dan
gelen telefonlara da “Sen parayı bana gönder, ünü de daha genç olanlara ver.”
diyordu.
1972’de çıkan ilk albüm “Naturally”, ismindeki gibi
doğal bir çalışmaydı. Ardından gelecek albümlerde de aynı özellik sürecekti.
Hatta üçüncü albümde yer alan bir parçasının kaydı sanatçının evindeki
verandada kaydedilecekti. Bunca basitliğe rağmen onun bestelerinde blues,
country, caz ve rock’n roll’un özündeki bileşim “J.J.Cale”istampasıyla
çıkacaktı. Lynyrd Skynyrd, Deep Purple, The Allman Brothers, Santana, Eric
Clapton, The Band, Johnny Cash gibi grup ve müzisyenler onun bestelerini
yorumlayıp, plak yapmışlardı. Hepsi kendi yorumlarında müzikal renklerini
katıp, parçayı ilmik ilmik işlerken, aynı parçayı J.J. Cale’den dinlerseniz
şaşkına dönerseniz. O yorumlardakinin aksine oldukça rafine edilmiş bir
sadelikle karşılaşırsınız. Ama o sadelik, nice şaşalı solonun, işlemenin alt
yapısını oluşturuyordu. Dire Straits’in
beyni Mark Knopfler onun izinden gittiğini, Eric Clapton da onun dehasını
saklamaz. Eric Clapton, ustanın sadece “After Midnight”ını değil birçok
bestesini de yorumlamıştır. “Cocaine” de bunlardan biridir.
“To Tulsa And Back”, J.J. Cale’ın en son çıkan albümü.
İçinde 13 parçanın yer aldığı albümün ismi Tulsa’ya geri dönüşü simgeliyor.
Oysa Cale buradan zaten hiç ayrılmamıştı ki. Albümde de hiçbir yenilik yok,
otuz yıl önce ne yapmıssa aynısı. Ama günümüz gruplarından yeniyi hedefleyen
birisi bunlardan birini yorumlasa çağımızın en ilerici ve yenilikçi işini
çıkaracağından eminim. “To Tulsa And Back” de Blues For Mama”, “Chaihs Of
Love”la kendi dünyasından izler verirken, “Homeless”, “The Problem”, “Stone
River” ile politik yaklaşımlara girebiliyor. “Rio”da ise kendini Tulsa
sınırları dışına atarken “Another Song”da banjosunu da duyabiliyoruz. Bu
albümün bir başka özelliği de sanatçının yola çıkarken birlikte olduğu
müzisyenlerin de kendisine eşlik ediyor olması.
J.J. Cale’ı daha fazla merak ediyorsanız size bir tiyo
vereyim. Yolunuz Oklohama’ya düşerse Tulsa’ya mutlaka uğrayın. Orada kime
sorsanız gösterir.
APTÜLİKA
APTÜLİKA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder