17 Aralık 2022 Cumartesi

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 200



 Haldun Taner

Yapı Kredi Yayınları
 

  Haldun Taner ismini 1970'li yıllarda Milliyet gazetesinde yazdığı "Devekuşu'na Mektuplar" köşesindeki makalelerinden ve tiyatro oyunlarından bilirdim. Bizim eve Milliyet alınırdı ve liseye giderken köşe yazarlarının  neredeyse hepsini okurdum ama Haldun Taner'inkileri nedendir bilinmez hep es geçmişimdir. Bu arada Milliyet Sanat dergisindeki yazdıklarını okumuştum ama gazetedeki köşesini okumazdım. Kim bilir belki de politikadan bahsetmiyor zannettiğimden okumamış olabilirim. Kuruluşunda da büyük çabası olan Devekuşu Kabare Tiyatrosu'na mektup yazan biri gibi de gelmiş olabilir, bilemiyorum ama çok şey kaçırmış olduğumu şimdi gayet iyi anlıyorum. 

Tiyatro oyunlarına gelince çoğunun ismini duydum ama bir tekini bile izleyemedim. Açıkcası tiyatroya lise yıllarında tutku derecesinde meraklıydım. Ancak Haldun Taner oyunlarına ya yaş nedeniyle rast gelemedim ya da bir kaçını Devekuşu Kabare'den hatırlarım ona da pahalı olduğu için gidememiş olabilirim. (Devekuşu Kabare'nin "Yasakları" falan oynadığı büyük mekan zamanları değil, Beyoğlu Sıraselviler'deki sahnesinden bahsediyorum) Ha bu arada o sıralar bazı oyunları da Ankara Devlet Tiyatrosu'nda oynuyor olabilirdi. Yani bir türlü rast gelememiştim. Ancak şimdi bunları kitaptan okuduğumda bir ikisini TRT 'nin TV'de Tiyatro programından biliyor olabilirim. Ha bu arada 1964'te oynanan ve en meşhur eseri "Keşanlı Ali Destanı"nı 1980'lerin sonunda TV'den izlemiştim.

İki ay önce Metin Akpınar'ın hayatını anlatan kitabı okuduktan sonra bir de belgeselini izledim. Sonrasında Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun 1970'lerde kapalı gişe oynayan oyunu "Vatan Kurtaran Şaban"ın kitabını alacaktım. Bu arada tiyatroyu çok sevsem de oyunu okumak bana zor gelir. Kimi zaman tipleri birbirine karıştırırım kimi zaman da isimleri. "Vatan Kurtaran Şaban"ı okumaya başladığımda tipleri, isimleri karıştırmaktan eser kalmadı. Dekorundan ışığına kadar her şey gözümde canlandı. Okurken sanki o gece tiyatroya gitmişim gibi kitabı bitiriyordum. Ertesi gün yeni bir oyuna gidiyordum. 


Bir büyük tutkuyla "Vatan Kurtaran Şaban"ı "Ayışığında Şamata", "...Ve Değirmen Dönerdi", "Lütfen Dokunmayın", "Huzur Çıkmazı", "Fazilet Eczanesi" takip edecekti. Bu yazıyı hazırlamadan kısa bir süre öncede "Eşeğin Gölgesi"ni bitirdim. Bu arada bir müzikli oyun olan "Eşeğin Gölgesi"ndeki şarkı bölümlerini okurken neredeyse müziği bile duyar gibi oluyordum. Bu arada oyun ilk kez 1965 yılında sergilenirken müziklerini Yalçın Tura yapmış. Bundan 12 yıl sonra ikinci sergilenişinde müzikleri Cenan Akın yaparken, müzisyenlerin bulunduğu kadroda da basgitarıyla Harun Kolçak yer alıyormuş. 


Şimdi elimde okunmadık olarak, bir tiyatro oyunu bir de öyküleri olmak üzere 2 kitabı kaldı. Haldun Taner'in oyunları bu yedi kitapla bitmiyor, en yakın zamanda onları da edineceğim. Tiyatro oyun yazarlığında bu kadar usta olabileceğini tahmin edemezdim. Keşke yaşımın yettiği zamanlarda o oyunları izleyebilseydim. 

Haldun Taner'in bu tiyatro oyunları 1960'lı ve 70'li yıllarda oynanmış. Üzerinden bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen oyun metninin noktasına bile dokunmadan bugün sahneye konsa inanın bana hiç yabancılık çekilmez. Keşke bu oyunları birileri yeniden sergilese. Tabi ben bunları diyorum ama kıçımı kaldırıp, üşenmeyip tiyatroya gitsem. 

Aptulika


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...