11 Aralık 2022 Pazar

Hard Rock'ta bir klasik müzik kompozitörü ve Konçertoya taşınan rock grubu



"Concerto for Group and Orchestra", Deep Purple'ın 1969 Aralık ayında piyasaya çıkan bir konser albümü. Grubun konser albümleri hem çok hem de efsaneleşmiştir ama bu oldukça farklı bir çalışma olarak diğerlerinin arasından sıyrılır. 24 Eylül 1969'da Londra'daki Royal Albert Hall'de sahneye çıkan grubun arkasında Malcolm Arnold'un maestroluğunda kocaman bir klasik orkestra vardı. 

Zaman içinde bugüne kadar bir çok rock grubunun parçaları klasik orkestra ile seslendirilmiş olduğu gibi konsere klasik orkestrayla çıkan topluluklar da olmuştur. Hele son 20 yıldır bu neredeyse bir furyaya bile dönmüştür. Ancak Deep Purple'ın yaptığı bu çalışma rock ile klasik müziğin sentezlenmesi gibi bir şekilde değil, kelimenin tam anlamıyla klasik formlarda çağdaş bir beste ile karşımıza geliyordu. Bu eserin bir başka önemi de konçerto biçimine büyük bir yenilik getirerek, bir ilki başarıyor olmasıydı. Genelde bir enstrümanın solo olarak yeraldığı  orkestrayla birlikte karşımıza çıkan konçerto, keman ve piyano başta olmak üzere enstrümanlar için yapılır... keman konçertosu, obua konçertosu gibi. Hatta Türk Beşleri'nden Hasan Ferit Anlar'ın Kanun Konçertosu vardır ki, Türk Musikisi'nden bir enstrümanı klasik müzik konçerto repertuarının içine dahil etmiştir. Deep Purple da, klasik müzik normlarında bir beste ile bir enstrüman yerine bir rock grubunu  koyarak konçerto formunda bir ilki oluşturuyordu. 

"Concerto for Group and Orchestra", Deep Purple'ın klavyecisi Jon Lord'un bir bestesiydi. Klasik müzik kökenli bir piyano eğitiminden gelen Lord'un bu beste dışında bazı bale süitleri de vardır... Hatta bunlardan biri 1980 sonunda İstanbul Festivali'ne gelen Kanadalı bir modern bale ekibi tarafından da sahnelenmişti. 

Bu eserin bestecisi John Lord'dur ama vokal bölümleri için şarkı sözlerini yazan da Ian Gillan'dır. Tümüyle grubu ele aldığımızda nefis sololarda bir hard rock grubu konçertonun içinde ilk kez kendini buluyordu. 

Jon Lord'un 1969'da yaptığı bu çalışmadan sonra gruptan ayrı yaptığı, 3 solo albüm vardır ki bunlar da da onun klasik müzik etkileşimli besteleri orkestra ve rock birleşimiyle nefis örnekler olarak yerini alır. 1971 yılında plak olarak çıkan "Gemini Suit", Lord'un klasik müzik formundaki bestelerinden şekillenmektedir ama bu beş bölümlük eserde rock grubundaki enstrümanlarda davul, gitar, bas, piyano vokal üzerine düzenlenmiş 5 eserden oluşmaktadır. Eser orkestra ile seslendirilmek üzere klasik formda yapılmış olmasına karşın ilhamını Deep Purple'ın kurulumundan almıştı. Ancak bu solo çalışmada Purple'dan sadece baterist Ian Paice ve bas gitarist Roger Glover konuk oluyordu.  Piyano ile Jon Lord ikinci parçada yer alırken son bölümde de orguyla  katılırken, gitarıyla Albert Lee.  vokalleriyle Yvonne Elliman ve Tony Ashton katkıda bulunmaktaydı. 

"Gemini Suit"ten üç yıl sonra Lord, ikinci solo albümü olan "Windows"u yayımlayacaktı. Canlı olarak Almanya'da kaydedilen bu çalışmada Eberhard Schoener'in yönettiği Münih Oda Orkestrası yer almaktaydı. 1 Haziran 1974 yılında verilen bu konserde  Progresif rock ile orkestral yapı kaynaştırılırken, bestelerde geç romantik dönem klasik müziği modernist yapıyla bütünleşiyordu. 

Bir yıl sonra da Lord'un gene Almanya'da Eberhard Schoener'in yönettiği Macar Filarmoni Orkestrası'yla yaptığı "Windows" albümü çıkacaktı.  

John Lord'un klasik müzikle bağı bu üç albümde yansımakla kalmayacak, Deep Purple çalışmalarında da kendini hissettirecekti.Ancak John Lord sadece klasik müzikle sınırlı biri değildi onun evreninde blues'ın izleri British Blues'un kuruluş yıllarına şahitlik edilen zamanlara dayanıyordu. Deep Purple müziğinin içine yansıyan blues etkisini Jon Lord'un son döneminde kurduğu blues grubuyla yaptığı çalışmalarla da görecektik.  

Jon Lord'un klasik müzikle ilgisi hakkında bir yazı burada biter mi... elbetteki bu mümkün değil ve daha yazılacak çok şey var. Zaten Lord'un bu alanda yaptığı çalışmalar daha sonraki yıllarda ve tabi Deep Purple'dan ayrıldıktan sonra daha da  gelişmiş bir repertuara erişecekti. Hatta bu yazıyı hazırlarken hem o üç albümü hem de daha sonraki çalışmalarından kaçırdıklarımı söyle bir toparladım. Ortaya uzunca bir dinleme serüveni çıktı ki, okuduğunuz bu yazı olsa olsa kısa bir girizgah olabilir. 

Deep Purple ile yapılan "Concerto for Group and Orchestra" zaman içinde sınırlarını ve dönemini aşarak bir klasik müzik repertuarına dönmüştür. Bir sonraki yazı da da onunla ilgili bir konser haberini vereceğim. 

APTULİKA




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...