22 Mart 2020 Pazar

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 137



Bertholt Brecht
 "Bütün Oyunları - 2"
 Çeviri: Yalçın Baykal - Yılmaz Onay - Yücel Erten
Agora Kitaplığı
 (Birinci Basım Nisan 2013)

Tiyatroyu sinemaya her daim tercih etmişimdir. Sinemada benim ne izleyeceğimin sınırları beyaz perde ile sınırlanmıştır, tiyatroda ise bu sınır kalkar. Zaman da sinemada çekildiği an ile sınırlıyken, tiyatroda her temsilde ayrı bir gösteri ve enerji vardır. “Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz” sözünü en iyi tiyatroda görebiliriz. Nehirde yıkandığımız su bir başka yıkanmada aynı su değildir. Diyalektiğin bu kuramı tiyatroda ispatını buluyordu. Bir tiyatro oyununu izlersiniz. Tekrar izlemeye gideyim dediğinizde o oyun bir öncekinin tıpa tıp aynısı değildir, yeni doğan gün gibi her temsil bir öncekinden farklıdır. Orada siz oyunu izlersiniz  ama sadece izleyici değil oyunun için de siz de varsınızdır artık. 
Tiyatro izlemenin tutkum olduğu liseli yıllarımda neredeyse her hafta Şehir Tiyatrolarının bir temsiline gidiyordum. Bunlar belediyeye bağlı ödenekli tiyatro olduğu için harçlığımda yetebiliyordu. İşte o zaman diliminde yepyeni bir şeyle karşılaşacaktım. Tiyatro perdeyle açılmıyordu, dekorları da olmayabiliyordu, olursa da farklı bir deneysellikte oluyordu. Kimi zaman oyuncu yanınızdaki koltuktan oyuna giriveriyordu, bazen de siz seyirci değil oyunun bir parçası oluyordunuz. İşte böylece Epik Tiyatro denilen devrimle 16 – 17 yaşlarımda tanışacaktım. Epik Tiyatro denilince de Berthold Brecht olacaktı tabi ki. Onun sadece oyunları mı? Kitapları, kuramları, şiirleri elimden düşmüyordu. Çocukluktan ilk gençlik çağıma geçtiğim zamanların içini bütünüyle dolduran serüven ve Berthold Brecht. Bu yazıyı yazarken bile tekrar heyecanlanıyorum. 

Fotoğrafta tuğla gibi cilt cilt kitapları görünce dehşete düşmeyin hemen. İlk anda bende kitapçıda gördüğümde aynı duyguya kapılmıştım. İçimden, "Bunların hepsini alıp, okumak isterim ama ne gezer, kesinlikle bir servete mal olur." diye geçirdim. O ilk gençlik yıllarımda bu kitapları görmüş olsaydım, " Bir an önce 50 yaşıma geleyim bu 10 ciltlik kitapları alayım. "derdim. Oysa şimdi o yaşlara geldik ama gel gör ki gene o servete sahip değiliz. Aklıma bir kez takılmıştı ve ertesi günde oradaydım. Kitapçıya "Tek tek alabiliyor muyuz yoksa on cildini birden mi?" diye sorduğum da, hepsini birden değil, tek tek de alabileceğimi öğrenecektim. İçinde hangi oyunları var diye baktığımda izlediğim oyunlar olduğu gibi ilk defa duyduğum oyunları da vardı. 
Kitapçıya sormuş ve tek tek de alabileceğimi öğrenmiştim ama kim bilir ne bana ne kadara mal olacaktı. 50 hadi o da olmasın 60 TL olsun ama ya 70 ve ötesi derse ne yapardım. Bu tedirginlik içinde kitabın fiyatını sordum. Kitapçı biraz önce esnaf lokantasında yediğim pilav üstü dönere verdiğim paradan daha az bir şey söylemez mi. Bunu duyunca hemen bir cildi satın aldım ve sonrasında devamı geldi, sekiz cilti tamamladım. 
Sözün özü tiyatro için kafa yoruyor ya da meraklıysanız, Bertholt Brecht kitaplığınızda mutlaka olmalı derim ve bu yapıtları kaçırmayın. Ha bu arada şu korona nedeniyle eve tıkılı günlerde bu kitaplar hayatımı kurtardı desem yalan olmaz. İlk olarak ikinci cildi okumaya başladım. İçinde dört oyun vardı, Onları okudum, ardından internette oyunların Almanca , İngilizce sahnelenişlerini seyrettim. Bununla da kalmadı, kitapta oyunların oluşum öyküleri, sahnelenişleri, yıllar içindeki değişiklikleri vesairesi gibi detayları da mevcuttu ki bu da keyfe keyif ekleyecekti. Bu kadarla bitti mi? Bitmedi tabiki, kalktım bir de daha önce duymadığım ve izlemediğim oyunların dekorlarını sahnelenişini kendimce gözümde canlandırdım. Hatta kalktım o oyunların oyuncularını bile kendimce seçtim. 
Okuduğum ikinci ciltte "Üç Kuruşluk Opera"da vardı. Bu bildiğim ve izlediğim bir oyunuydu. Bu eser sadece tiyatro eseri değildi, Kurt Weil'in besteleriyle de müzikal bir şaheserdi. Böyle olunca da işin işine Louis Armstrong'dan bir çok isme kadar seslendirilmesine şahit oluyorduk. Bu arada "Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü" müzikli oyununda yer alan "Alabama Song" ile bu parçayı seslendiren The Doors ve Jim Morrison'un bu oyundan nasıl beslendiğini göreceksiniz. 
Brecht'in bütün oyunlarını yayınlayan Agora Kitaplığı'na binlerce kere teşekkürler. 

Aptulika
Korona günleri 2020


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...