31 Aralık 2019 Salı
1 Ocak 1943
Eskiden evlerin misafir odaları vardı. Oralara ev halkının olur olmaz zamanlarda girmesi yasaktı, çünkü oralar misafirlere ayrılmıştı. 1975 yılında ilk kez Örövizyon yarışmasına katılacaktık ve bu bir nevi müziğin misafir odası gibi bir şeydi. Sonuçta Avrupalılara yani misafirlere kendimizi beğendirecektik. İçerde arabesk dışa karşı orkestrasyonlu, çok sesli ve tabi "Batılı".
İşte o günlerde davudi, bas sesiyle tanımıştım Gökhan Abur'u. Sanki o çocukluk yıllarımın siyah beyaz film karelerindeki Dean Martin boylu poslu vaziyette canlanmıştı. Şehirli ve bas sesli abileri bizim millet pek tutmaz teorim bir kez daha gerçek olacaktı. TRT yayınlarında onun sesini bir nebze olsun duydum ama hiç bir arkadaşıma "Gökhan Abur'un sesini çok severim" diyemedim hiç bir zaman, zira serde rockçılık vardı.
Sonraları Gökhan Abur'un İTÜ mezunu yüksek mühendis olduğunu öğrenecektik. Eh bu da bir teselliydi ve sonuçta adamın doğru düzgün bir işi vardı ve müzikte kimseye müdanası olmayacaktı. Böylece Kandilli Rasathanesi'ndeki janti abi olarak gönlümüzdeki yerini alacaktı.
En Ti Vi denilen televizyon kanalı kuruldu kurulalı tek kaçırmadığım program "Hava Durumu"dur desem abartmış olmam. Jilet gibi takım elbisesi ile omuzun sağ yanı dimdik yukarıda, sol omuz ise hafif aşağıda, dirsek kırkbeş derecelik açıyla eller önde birleşmiş arzı endam eder ekrana. Belden aşağısı sabit halde dururken yukarısı sağa sola salınırken ortaya konan karizmada sunulan bir hava durumu değil sanki bir konser gibidir benim için. İyi ki varsın şehirli güzel insan Gökhan Abur. Bundan 77 yıl önce Afyon'da dünyaya gelmişti.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder