12 Eylül 2023 Salı

Ahmet Güvenç ERKİN KORAY'ı Anlatıyor



AHMET GÜVENÇ: "Gençlere bol bol Erkin'i anlatın. O çünkü onlar için çok kavga verdi, diğer üçü gibi. Üçü de verdiler o kavgayı. Ne yazık ki Türkiye istediğimiz hale gelemedi. Biz o hale gelsin diye çok büyük bir kavga verdik...Hepimiz...Bütün o nesil. Ama olmadı! işte gençlere Erkin'i de, Barış'ı da, Cem'i de çok iyi anlatmak lazım."  



Akif Burak Atlar, Açık Radyo'da yaptığı "Şarhoş Atlar Zamanı adını verdiği radyo programını üç hafta süren Erkin Koray anmasına ayırmıştı. Şimdi  Ahmet Güvenç'in konuk olduğu programdan bölümlere yer vereceğim. Bu arada yayınlamam için izin veren Arif Burak Atlar'a bir kez daha teşekkür ederim. 

Sarhoş Atlar Zamanı

Erkin Koray özel yayını 2

20 Ağustos 2023

Hazırlayan ve Sunan: Akif Burak Atlar

Açık Radyo

Konuk:Ahmet Güvenç



Bütün dostları ne yazık ki birer birer, bu güzel insanları ve güzel zamanları kaybediyoruz. Bu benim için üzücü... İşte bu yaşamın getirdiği ve katlanmamız gereken bir durum. Erkin'i kaybetmek, gerçekten çok zor. Bir de benim Erkin'le tanışmam çok eskilere dayanır.  Grup Bunalım'dayken bir olay nedeniyle gruptan ayrılmak zorunluluğu duydum. Ayrıldığım günün ertesi sabahı Erkin benim eve gelip beni aldı. Onun meşhur antika arabasına bindik. "Hadi, artık gidiyoruz" dedi. Ondan sonra gittik, hatta senelerce beraber gittik ki gidiş o gidiş. 



Bir çok çalışmamız oldu. Erkin'in Kazancı Yokuşu'nda bir prova yeri vardı. Bizim de orada günde 15 ile 16 saatimiz çalarak geçerdi. Yani jam session'lar yapardık, yeni parçalar çıkarırdık... durmadan çalardık. O çalışmalarda ben Erkin'den bas gitar çalarken nasıl düşünmem gerektiğini öğrendim. O yüzden benim için o çok önemlidir, bende çok büyük emeği vardır.  

Sonra turnelere çıktık, onun kurduğu Süper Grup ( ve Yeraltı Dörtlüsü)'ta çaldım. Beraber işte o  'Cemalim" (Elektronik Türküler) albümünü yaptık. Derken bir Kıbrıs turnesi çıktı. O zaman Kıbrıs'a vizeyle gidiliyordu. Benim o sıra pasaportum olmadığı için izni almaya gittim. Ama bir yandan da askerlik limitteydi ve oradan vize yerine askere alındım. Böylece Erkin ile kopmuş olduk... Bizim zamanımızda biliyorsun askerlik iki seneye yakın, 22 ay sürüyordu. 

Askerden döndükten sonra gene Erkin'le buluştuk, görüştük. 1974 gibi ben İngiltere'ye gittim, orada 2 sene kaldım. Orada iken Erkin'den bir telefon geldi, "Ahmet" dedi, "Hollanda'da altı konser var, gel orada birlikte çalalım." E, şimdi Erkin böyle bir şey söyleyince tabii ki Ahmet apar topar toplanır ve ardına bakmayarak Hollanda'ya gider. O konserlerde çaldık, sonra da 6 ay kadar Erkin ile Hollanda'da aynı odada kaldık. Yani onunla öyle bir kardeşliğimiz de var. 


Daha sonra da işte bir sürü şeyler oldu. Erkin sonra galiba Amerika'ya gitti. Erkin, durmadan seyahat eder biliyorsun... Hiçbir yeri beğenmez, durmadan oradan oraya dolaşır. Arada kopuyoruz, sonra tekrar bir araya geliyoruz. 



Erkin Amerika'ya gidince ben Barış Manço ile çalışmaya başladım. Artık Kurtalan Ekspres'n bas gitaristiydim ama o zaman bile Erkin geldiğinde (Erkin'in konserleri olduğunda) ben izinliydim bu konuda... çünkü Erkin benim ilk gözağrımdı. Kurtalan Ekspres'te olanlar bilirdi, Erkin'in konserlerinde çalardım, büyük bir zevkle. Böyle bir kardeşliğimiz vardı. Kardeşlik diyorum ama onunla aramızda on yaş vardı ve benim abimdi ama abi demezdim...Ahmet, Erkin işte öyle gidiyordu. 

Sonraları ben bir stüdyo açmıştım. Adı Stüdyo Spectrum'du ve Erkin'in "Akrebin Gözleri " albümünü orada kaydetmiştik. Bu sebeple uzun bir süre yeniden beraber olduk. Yani hayatımız hep böyle birlikte çalmalarla, esprilerle, yaşanmışlığın getirdiği birikimle dolu dolu geçti. Ne yazık ki yedi, sekiz senedir Erkin'i görmüyordum, biliyorsun uzun zamandır yurtdışındaydı... çok üzgünüm çok, yani bir kürek bile atamadığım için. Ona son vazifemizi bile yapamadık. 


CEM KARACA, BARIŞ MANÇO, ERKİN KORAY

Aslında Cem Karaca da, Barış Manço da şarkıcıydı yani solistti. Erkin hem müzisyen hem solistti. O müzisyen yani gitarist olduğu için anlaşmamız çok daha değişik bir boyuttaydı. Erkin ile çalarken doğaçlamalar yapardık. O jam- Session'larda parçanın bir yerinden girip başka bir yerinden çıkabiliyorduk. Bunları başka biriyle yapamazdınız. 



Bir de Erkin'in en büyük özelliği bu işe Rock'n' Roll yaparak başlamış olması. Bu işe başını en baştan koyan kişi de Erkin. Yani düşün, ben Grup Bunalım'da çalıyorum ve Erkin bizimle arkadaş oluyor, destek veriyor, İşte Erkinlere yemeğe gidiyoruz, beraber jam session'lar yapıyoruz. Böyle bir beraberlik ve kardeşlik içindeydik. Aslında benim dönemimin bütün müzisyenleri kardeş gibiydi. Onların her biri aynı ordunun askerleri gibiydi. 


Akif Burak Atlar - Erkin Koray'ın müziğine baktığımızda mutlaka Rock'n Roll başlığı altında değerlendireceğiz ama Beat akımıyla başlayan...

Dur bir dakika... Erkin ondan da evvel...  o bütün Elvis Presley şarkılarını söylüyordu. Önce onları yapmış, ondan sonra da oraya geçmiş. Yani Rock'n Roll'un Beatles bile çıkmadan evvelki bölümü var ya, Erkin orada da var. Bütün o parçaları da çok iyi bilir. Onunla konserdeyken bir ara onlardan birine girerdi; o anda gel de çal bakalım. Erkin öyle şaşırtıcıdır. 


 Dün arşivlerde gezerken, Ocak 1966 tarihli Ses dergisini karıştırıyordum. Sanırım Ses dergisi arşivlerindeki ilk Erkin Koray röportajı o sayıda yer alıyor. Orada kendi sözleriyle müzikal çizgisini şöyle açıklamış: "Elvis Presley'in o büyüleyici sesini duyduğum an, her şeyim alt üst olacaktı. Söyleyişimden ağız hareketlerime, kıyafetime, sahne mimiklerime varıncaya kadar hepsi Presley benzeri olmalıydı. Bunu başardım galiba."


Dediğime geldik bak...


 Evet... Bir diğer idolünün de Mick Jagger olduğunu belirtmiş o röportajda. O sayıdaki Ses dergisi yorumunda ise, "Türkiye'de Beat tipi saç uzatıp, Beatle ritmiyle çalıp, söyleyen bir müzik topluluğu var!" diye not düşecekti. Ondan sonrasında ise Erkin Koray müziği Saykodelik ve Progresif tarzlara da girip çıkıyor. Zaman zaman Anadolu Pop ve Rock olarak tanımlayabileceğimiz işleri de olacaktı. Bir ayağı batıda bir ayağı da doğuda ve çoğu zaman deneysel çizgilerde yürüdüğünü görüyoruz. Tarif etmesi, tanımlanması zor ama siz Erkin Koray müziğini bize nasıl tariflersiniz?



Şimdi ben sana Erkin Koray müziğini tarif edemem... ama sana Erkin'i anlatmak için şunu söyleyebilirim; Erkin'in Kanada'ya gitmeden önce burada son oturduğu evinde 20 - 25 tane falan gitarı vardı. Bu gitarların bazıları gitar şeklinde bazıları da demode vaziyette yerlerde dururdu. Yani prova yapmak için evine gittiğimizde salona gitmek için o gitarlara basmadan yürümek için çok dikkat etmemiz gerekirdi. Böyle bir merak, böyle bir aşk vardı onda. "almayacağım" der ama bir gitar alıp çıkardı dükkandan. Bu kadar çok sevdiği şeydi müzik, adeta her şeyiydi. Erkin'in annesi hayattayken oturdukları Mecidiyeköy'deki evlerine de gitmiştim. Sevgili annesiyle de tanışmıştım. O da piyano öğretmeni, çok değerli bir hanımefendiydi. Erkin onu da çok çok severdi...Allah Rahmet Eylesin. 


 Sevgili Vecihe Koray'ı da buradan anmış olalım.

Evet, Mecidiyeköy'deki evlerine gittiğimde annesiyle de konuşurduk. Ben de daha düşün işte 17 yaşında bir tıfıldım yani.



PLAK YAPIMCILARIYLA PROBLEMLER

 Sanıyorum Erkin Koray'ın son olarak yaptığı stüdyo albümleri 1990'ların sonundaydı. 

"Akrebin Gözleri" albümünü benim stüdyoda yaptık.


  Onlardan sonrada Erkin Koray'ın albüm çıkarmadığını görüyoruz. Son yıllarını müzikal anlamda nasıl geçirdi. 


Buradaki plak yapımcılarıyla problem halindeydi. Eskiden verdiği izinlerden bir takım toplama albümler, istemediği gibi çıkıyordu. Onlardan hep şikayetçiydi. 


  Bu şikayetlerini ses kayıtlayla bizlerle de paylaşıyordu.


Neler oldu onu da maalesef bilemiyorum. Çünkü uzun zamandır görmüyorum. Türkiye'den gidişinden sonra koptuk.




 

FARKLI ÇİZGİDE YÜRÜMÜŞ BİR MÜZİK İNSANI


 Nevi şahsına münhasır bir müzik insanıydı. 

Aynen öyle.

 Hani onun hakkında söylenenler, arşivlerde okuduklarımız... Şöyle bir şey söylüyor: Biraz kafasına göre  yaşayan, orijinal bir karekter olduğunu görüyoruz. Hem kendisine dair kullandığı mizah hem de müziğe dair verdiği röportajlarda öne çıkan tarafı onu biraz ayrıştırıyor. Farklı bir çizgide yürümüş...İşte "Uzay Müziği", "Yeraltı Müziği" gibi. Kendi müziğini tariflediği röportajlarında hep bir muzip tarafı da bulunuyor. Onu siz nasıl değerlendirebilirsiniz.

Şimdi biz uzun yıllar beraber yaşadığımız için, her zaman olayları matrağa alma tarafımız vardı. Biz olanları gülerek karşılamazsak, ne o turnelere dayanabilirdik ne de bu kadar senedir çektiğimiz çileye. Biz her şeyi matrağa alarak geçiştirebilirdik. Bu hepimizde alışkanlık haline geldi O Erkin'de fazlasıyla vardı tabii.




"ERKİN ONLAR İÇİN ÇOK KAVGA VERDİ."


  Sevgili Ahmet Abi, son olarak söylemek istediğiniz bir şey varsa...

İnanın bana, Erkin'in kaybına çok çok üzüldüm...Nurlar İçinde Yatsın. Hani nasıl olsa ilerde beraber olacağız. O zamana kadar hepimizin çekmesi gereken bir hüzün durumu var. Yapacak bir şey yok. 

Gençlere bol bol Erkin'i anlatın. O çünkü onlar için çok kavga verdi, diğer üçü gibi. Üçü de verdiler o kavgayı. Ne yazık ki Türkiye istediğimiz hale gelemedi. Biz o hale gelsin diye çok büyük bir kavga verdik...Hepimiz...Bütün o nesil. Ama olmadı! işte gençlere Erkin'i de, Barış'ı da, Cem'i de çok iyi anlatmak lazım. Bir Türk müzisyeni bunları bilmeden yola çıkmamalı. 

Sarhoş Atlar Zamanı

Erkin Koray özel yayını 2

20 Ağustos 2023

Hazırlayan ve Sunan: Akif Burak Atlar

Açık Radyo

Konuk: Taner Öngür

Akif Burak Atlar'a hem böyle bir söyleşi gerçekleştirdiği için teşekkür eder, bunu paylaşmamız aizin verdiği için de ayrıca minnettarım. 


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...