22 Kasım 2018 Perşembe

Ana Popovic'in İstanbul konserine doğru

Foto: Jack Moutaillier

Ana Popovic, 2010 yılında sessiz sedasız Ortaköy'de Jazz  Center isimli bir mekana gelip, konser vermişti. Pek tanıtımı olmayan bu konseri tesadüfen öğrenip gitmiştik. Şimdi 8 yıl sonra Ana Popovic bir kez daha ülkemize konser vermeye geliyor. 23 Kasım 2018, cuma günü İstanbul Zorlu PSM Studio’da sahneye çıkacak olan Popovic, artık dünyaca tanınmış kadın blues gitaristlerinin başında geliyor.  Bruce Springsteen onu “ gerçekten muhteşem bir gitarist.” diye tanımlarken ... ZZ Top'tan Billy Gibbons,  “Ana’nın blues’u gerçek bir lüks.” sözlerini sarfetmekten sakınmıyor. 


Ana Popović Band
23 Kasım 2018  
Zorlu PSM Studio


"Ana Popovic'e Türk radyolarında ilk kez Blues Perişan programında ben yer verdim." Tırnak içine alıp yazdığım bu cümle ürpertici ve de salakça bir giriş oldu tabiki. Oysa bu tip böbürlenmelere öyle çok rastlarız ki, onlarca kişi kendi cephesinden "ilk"liğini ilan eder. Bir televizyon programında şaşalı bir yazar, "Türkiye'de sosyal demokrasi kavramını ilk kez ben getirdim." demişti. Demek ki o yazar olmasaydı vay halimizeydi yani.
Shemekia Copeland  ve Ana Popovic   Foto : Jim Cary

Ana Popovic'i radyo da ilk kez çalıp çalmadığımdan ziyade çok çaldığım ve detaylı programlar yaptığımdı, aslolan... Hem de takıntılı bir şekilde. İşin aslı şöyleydi, uzun bir aradan sonra Rock FM'de bir radyo programına başlayacaktım. Programı blues ekseninde, 1970'lerin rock örnekleriyle sınırlı tutup yeni bir şey çalmamaktı, niyetim. Kararı böyle vermiştim vermesine ama Shemekia Copeland  ve Ana Popovic gibi yeni isimlerle tanışacaktım, ister istemez. Böyle olunca da yeni isimlere kapılarım açılacaktı. Bu nedenle bu iki isme dinleyiciye gına getirecek kadar çok yer verdim. Şimdi bakıyorum da kimseye pek de gına gelmemiş olacak ki bu isimler hala zevkle dinleniyor. 

Ana Popovic ismini ilk duyduğumda "Yugoslav kadın gitarist" ibaresini görmem, derhal ilgimi çekecekti.  Hoş o zaman diliminde Yugoslavya kalmamıştı ama yazıda aynen böyle deniliyordu. Vakti zamanında (lise yıllarımdan beri) Yugoslavya tipi sosyalizme hep ilgi duymuşumdur. Böyle olunca da hemen bu isme dikkatim artacaktı. Diğer bir yandan da 1970'lerin Macar rock grubu Omega'ya duyduğum ilgi nedeniyle Balkan coğrafyasındaki bu tip hadiselere yabancı kalamazdım. ( Bu arada keşke Cenk Akyol'un yaptığı Anglo Sakson ülkeleri dışındaki rock gruplarına yer verdiği "Terra Incognita" isimli radyo programı bitmiş olmasaydı da  bol bol Balkan Rock grupları dinleseydik. Hadi programı yok ama bari buraya yazdığı yazılardan birini onlara ayırsa. ) İşte böylece Ana Popovic'le tanıştım ve programlarımda yer verdim. O zamanlar daha yeni yeni çıkış yapıyordu ve elimde iki  albümü vardı ve ben iki saatlik programı tümüyle ona ayırmıştım.

BB King'le

Ana Popovic, 2010 yılında sessiz sedasız Ortaköy'de Jazz  Center isimli bir mekana gelip, konser vermişti. Pek tanıtımı olmayan bu konseri tesadüfen öğrenip gitmiştik. Şimdi 8 yıl sonra Ana Popovic bir kez daha ülkemize konser vermeye geliyor. 23 Kasım 2018, cuma günü İstanbul Zorlu PSM Studio’da sahneye çıkacak olan Popovic, artık dünyaca tanınmış kadın blues gitaristlerinin başında geliyor.  Bruce Springsteen onu “ gerçekten muhteşem bir gitarist.” diye tanımlarken ... ZZ Top'tan Billy Gibbons“Ana’nın blues’u gerçek bir lüks.” sözlerini sarfetmekten sakınmıyor. 

Foto : Marco Van

Ana Popovic'in Zorlu'da vereceği konserin haberi aylarca önce internet sitesinden duyurulmuştu. Orada "Trilogy" albümünün tanıtım turnesi kapsamında geleceği yazıyordu. Bu benim için heyacan vericiydi. Çünkü 3 CD'den oluşan bu albüm muhteşemdi. Ana Popovic'in blues rock tavrını caz'a kadar taşıyordu.  Tam bu hava içindeyken 19 Eylül tarihinde Popovic'in yeni albümü "Like It On Top"  piyasaya çıkacaktı. "Vay be konserin keyfine bak, yeni albümün heyacanı da eklenecek" diye sevindimse de dinlemeye başlayınca hüsran hakim olacaktı. Peki albüm kötü müydü ? Tabiki değil hatta tam tersine harika bir prodüksiyon ürünüydü. Prodüktörlüğünü Keb Mo'  üstlenmişti ve bu nedenle albüm tam anlamıyla soul hatta R&B ağırlıklı olmuştu ve Popovic'in alışıldık blues rock havasının yerinde yeller esiyordu. 
Ana Popovic her yeni albümde çıtayı yeni hedeflere taşımış ve caz'dan Memphis blues'a kadar farklı tarzları da denemişti ama bu sefer ki tamamen R&B hatta pop olmuştu.

Foto : Ruben Tomas

"Pop olmuştu" lafı biraz  ağır bir (ön) yargı gibi gelebilir, o yüzden biraz açıklık getireyim. Ana Popovic ilk albümlerinde rock ağırlıklı bir blues tarzı ile kendini tanıtmıştı. Bu başarılı çıkış Hollanda ile sınırlı kalmadı ve Avrupa'ya yayıldı. Bu aşamada da Popovic'in müziği yeni fikirler ve tarzlarla buluştu. Mesela müziği caz fusion ile beslenebildi. Daha sonra ABD'ye yerleşen gitarist, bir çok usta isimle ortak çalışmalar yaptı ve birlikte konserlere çıktı. Bu onun müzikal çizgisini beslerken, kendi markasını da güçlendirdi. Ana Popovic'in albümlerine de sırasıyla bakarsak her birinde yeni fikirler ve farklı müzikal türlerle buluşulduğunu görürüz. Kimi zaman caz kimi zaman nefesli enstrumanları katılımıyla Memphis ögelerini müziğinde denedi. Bu bir analiz gibiydi ve buradan beslenerek Popovic tarzını imzasını kuvvetlendirdi. Son albümde Keb Mo gibi bir dahi müzisyenle çalışması iyi sonuç vermiş ama Popovic imzasını yok etmeye başlamış gibi geldi bana.  Dilerim "Like It On Top" albümü gene bir analiz olsun, eğer bir sonuç ise;  Lenny Kravitz gitarıyla Joss Stone vokalinin evliliğinden Ana Popovic çıkar mı, bilinmez. 

Bu kadar yazdığım için takıntı yaptığımı sanmayın, niyetim arada Popovic'in son albümü "Like It On Top" ı biraz analiz etmekti. Yoksa yarın geceki konser Ana Popovic'in tüm albümlerinin birikimiyle güzel ve keyifli olacağa benzer.  Dilerim o konserde 8 yıl önce İstanbul'a geldiği kadrosunu da koruyarak gelir, zira o müzisyenlerle uyumu bir harikaydı. 

Aptulika

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...