"Vejetaryenliğin Yararları"
Yapı Kredi Yayınları
(7. Basım: Mayıs 2018)
Çeviri: Mehmet Kanar
Sadık Hidayet ismini görünce elbette ki kitabı, teklifsiz alacaktım. Onun "Aylak Köpek" öyküsünü okuduktan sonra tutkunu olmuştum. Bunu "Diri Gömülen" ve "Hacı Aga" takip etti. Yani Hidayet'in herhangi bir kitabını buldum mu, pek kaçırmıyorum.Çeviri: Mehmet Kanar
"Vejetaryenliğin Yararları"nı görünce de aynı şeyi yaparak, hemen aldım. Bu ne öykü ne novella denilen uzun öykü ne de roman. İlk aldığımda deneme türü denilen edebiyat içi bir çalışma sandıysam da kelimenin tam anlamıyla bir inceleme hatta tez kitabı.
İran edebiyatının "modernizm" abidesi Sadık Hidayet, 1927'de kaleme aldığı bu incelemesinde vejetaryenliği kişisel bir seçim olmaktan öte, bir dünya görüşü, yaşam biçimi olarak da ele almış. İnsanlık tarihinin en erken dönemlerinden bu yana et yemenin insana uygun olmadığını savunan yazar, bunu bilimsel bulgularla da destekliyor. Çok ilginç ve şaşıracağınız tezler var bu kitapta. En azından benim kafamda bir hayli soru işaretleri oluştu diyebilirim.
Vejetaryenliğin yararları üzerine bu kitapta, açıkçası et yemek özendiriliyor. Yani bir nevi "gizli reklam" gibi bir durum söz konusu. Et dışındaki sebze ve meyvanın insan için daha yararlı olduğunu anlatan bu kitapta "et" sözü, nebati gıdaya göre daha çok geçiyor. Bin kez "et" sözcüğü geçiyorsa ancak dört defa "sebze" ve "meyve" sözü geçiyor. İtiraf edeyim ki, kitabı okurken denilenler o kadar akılcı ve makul geldi ki, et besininin insana uygun olmadığına yani insanın etobur olmadığına beynim ikna oldu ama midem hiç olmadığı kadar et yemeği ister oldu. Bu biraz da sigara bıraktırma seanslarına benziyor. Adamlar sigarayı kötülemek ve zararlarını vurgulamak için o kadar çok "sigara" lafı ediyorlar ki, insanın canı sigara çekiyor.
Bu kitabı Sadık Hidayet yazmamış olsaydı, inanın bana elimi bile sürmezdim. Edebiyatçı kişiliği ve ustalığı o kadar iyi ki kitabı hayranlıkla okumaya başladım. İtiraf edeyim ki tezleri de inandırıcı geldi. Tam pes ediyordum ki ortalara doğru, " Alkol ve et tüketimi iç içedir." dedikten sonra, etoburlukla alkolü aynı kefeye koyup, her ikisine de "...günümüz dünyası için afettir, mücadele etmeliyiz." demez mi? İşte orada kendime geliverdim. Bu da kendi kendisiyle çelişen bir tez değil mi? Hani meyve insan için yararlıydı!
Şaka bir yana Sadık Hidayet'in edebiyat dışında yazdığı bu kitap öncelikle okuma zevki açısından keyifli. Bunların yanısıra da farklı bakış açılarından aklınıza soru işaretleri getirmesiyle de dikkat çekici. Peki kitabı okuduktan sonra et yemekten vaz geçtim mi? Valla etin çok fazla müptelası değilimdir ama balıksız yapamam . Alkole de laf ettiği için biraz kıl oldum galiba.
İster et yemekten vazgeçemeyen bir etobur ya da vejetaryen olun kitabı okurken Sadık Hidayet'in yazarlık gücü sizi alıp götürüyor. Bir de Mehmet Kanar'ın Farsça'dan yaptığı çevirileri de yazarın tadını daha iyi hissetmemizi sağlıyor.
Aptulika
bluesperisan@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder