28 Haziran 2019 Cuma

PLAK MECMUASI yeni sayısı çıktı! Vol.2


Plak Mecmuası'nın yeni sayısını tantmaya devam ediyorum  Buyrun bakalım, ( eski plakların tabiriyle ) Volume 2


Plak Mecmuası yeni sayısında yepyeni bir dizinin başladığını gördüm. Uğur Hakan Hacıoğlu'nun hazırladığı "Doğudan Gelen Sesler"in birinci bölümü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde 1967'den 1983 yılına kadar çıkan rock plaklarına ayrılmış. 1968'li yıllardaki hareketliliğe değişik isimler verilir... kimi zaman bir isyan ya da başkaldırı, kimi zaman da gençlik eylemleri diye anılır. Belki de o yılları en iyi anlatan tanımı Erkin Koray, "Uzayda bir elektrik hasıl oldu." diye yapacaktı, yıllar öncesinden. Dünyanın her köşesinde farklı renklerde olsa da hem siyasi hem de kültürel olarak, "Gerçekçi Ol, İmkansızı İste!" sloganı aynı zamanda bir "Aydınlanma"ydı da. 68'li yılların bir yanı da müzikte görülen bereketlilikti ve o etki hala da hükmünü sürdürüyor. İşte "Doğudan Gelen Sesler" yazı dizisinin ilkinde bu etkinin Sovyetlerdeki yansımasına ışık tutmuş. Belki o plakları dinleme imkanımız yok ama plak kapakları ve içeriğine dair bilgileri okurken harika bir serüvenin içine giriyorsunuz. Şimdi elimizin altında böyle bir yazı var ve o albümleri bulabilmemiz için de bir rehber olabilir her halde. "Doğudan Gelen Sesler" dizisinin devamını da merakla bekliyorum. Keşke böyle bir radyo programı olsa diyorum ama bir anda hatırlıyorum müzik yazarı dostum Cenk Akyol buna benzer bir program yapıyordu, keşke devam etse de yeni keşiflere yol almanın heyecanını yaşasak. 

Bir müzik yazarı olmanın ötesinde edebiyatçı hassasiyetini de taşıyan Murat Beşer, "Yoldan Çıkmış Simalar" kitabıyla birlikte yeni bir sürece adım atarak, rock müziğin ülkemizdeki tarihinin yok sayılanlarını toplumun hafızasına işliyor. Sadece geçmiş mi? Türkiye'de rock'ın bugünü için de büyük emek veriyor. Hani o meşhur arabesk şarkıdaki gibi "İtirazım Var" diyorum. Yahu arkadaşlar Murat Beşer'in yabancı rock ve caz yazılarını çok özledim. Türkiye'deki rock ile ilgili yazıları hem nitelik hem de nicelik açısından çok önemli ( benim kendi tarihim için de önemli ) ama o yazılarını da çok özlüyorum. Sitemim bir yana Murat'ın yaptığı işler çok önemli, çünkü Türkiye'de sadece rock'ın değil müziğin de saklı tarihinin izlerini bir arkeolog gibi kazıyor. Murat'ın Plak Mecmuası'ndaki yazıları da bunun en güzel kanıtı. Kısaltılmış haliyle İMÇ yani uzun açılımıyla İstanbul Manifaturacılar Çarşısı. Çocukluğumda dedemin Vefa'daki evinin önünde yeni kurulan o çarşıyı görürdüm. Sonraları da müzik aşkım depreştiğinde o üç harf plak ve kaset sektörünün kalesi hayatıma girecekti. Dönemin değişimiyle başkalaşan bu mekanın Altıncı Blok'u Murat Beşer'in Plak Mecmuası'ndaki köşesinin ismi olmuş. 6. Blok'ta müziğin gizli kahramanlarını izlerken diğer yandan Türkiye'nin sosyolojik  tarihinin izlerini de sürüyorsunuz. 

Konusu plak olan bir dergide plak koleksiyoncuları olmaz mı? Olur tabiki, hele ki bu dergi Plak Mecmuası ise. 1978 yılında 17 yaşında olan bir gencin, Beyazıt Sahaflar Çarşısı'nda The Beatles'ın iki plağını almasıyla başlıyor her şey, yarım asır sonra devasa bir arşiv oluşuyor. Bu kişi Türk plak koleksiyonculuğu denilince ilk akla gelecek isim olan Ercan İmre.  Onu Onur Bayrakçeken'in yaptığı röportajda zevkle okuyacaksınız. 

Ressam, karikatürist, yazar Abidin Dino ismi dolu dolu bir yaşam demek. Yıllar geçtikçe ona olan hayranlığım daha da artıyor. 1993 yılında yitirdiğimiz sanatçımızın çok yönlü yaratıcılığını yeni yeni keşfediyoruz. Plak Mecmuası'nın bu sayısında Dino'nun yaptığı plak kapaklarını görünce bir kez daha büyülenecektim. Bu arada bu büyük ustanın yaptığı Ruhi Su ve Zülfü Livaneli (ilk döneminde bağlama ile yaptığı) plaklarını biliyordum ama bu sefer ki caz dünyasıyla alakalıydı. Abidin Dino'nun hangi caz devlerinin plaklarına kapak yaptığını yazmıyorum, dergiyi okuduğunuzda sürpriz olacak doğrusu. Hadi bir ismi vereyim: Chick Corea! Bora Gürdaş'ın kaleme aldığı bu yazı tarihsel bir öneme sahip, en azından kendi adıma yazarını ellerine sağlık.

Geçen hafta müzik dünyasının en önemli haberi sizi bilmem ama benim için 75'lik Mick Jagger'ın iki ay önce geçirdiği ciddi bir kalp ameliyatından sonra Rolling Stones konserine çıkmasıydı. Annem ondan ki yaş büyük ama onu bu konsere götürmeyi bile göze alamam. Meşhur ata(vecdi)sözüdür, "Rock'n Roll bööle bişi!"... Rock'ın yarım asrı aşan efsanesi Rolling Stones ve onların en önemli plağı olan "Sticky Fingers"ın kapağının öyküsü E. Kaan Tona'nın yazısıyla Plak Mecmuası'nda yerini almış. Sadece bu kadar mı? Değil tabi ki, Mina Maraşlıgil, "Zaman Sadece Durağan Taşları Eskitir" diyerek, Rolling Stones'un stilini satırlara dökmüş.

Peki Mecmuanın tanıtım yazısı bitti mi?
Ne gezer...
Öyle dolu ki Plak Mecmuası daha yarısına geldik.
Yani devamı var.

Aptulika




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...