7 Mart 2019 Perşembe

Objektif olamayacağım... çünkü o YOLDAŞ!


Yasaklı kelimelerden biri değildi, "Yoldaş".  Belki de ulu orta kullanırsanız, bazı yerlerde başınız belaya girerdi. Soğuk Savaş denilen yıllarda yani 1980 öncesi Türkiye'de, şimdilerde sağ sol çatışması denilen zamanlarda sosyalist kanatta yer alıyorsanız fikirdaşlarınıza "Yoldaş" derdiniz. Eğer bunu sağ bir çevrede söylerseniz size derhal "Gomonist" derlerdi. Bana kalsa imla hatası dışında bir mahsuru yoktu ama en iyi ihtimalle sopa yerdiniz ve eşek de sudan gelmezdi bir türlü. 
"Yoldaş" için sağcıların cevabi sloganı "Komünistler Moskova'ya" diye dile gelirdi. Oysa bu hitap şekli ne Rusça idi ne de Marks ile alakalıydı; öz be öz bizim dilimizden ve Anadolu kültüründendi. Öyleydi öyle olmasına ama gel gör ki o zamanlar içinde yasaklı değildi belki ama sakıncalı, bir o kadar da ağır bedelliydi. 
Ben o yıllarda "Yoldaş" lafını pek kullanmadım galiba. Bunun sebebi de onu hak edecek kadar devrimci olmadığımdandı belki de. Bu arada hala aynı dünya görüşündeyim ama o zamanda şimdi de fazla ötesi olamadım. Ne yapıyorum yahu ben... yazıya bir giriş yapayım dedim konu sınırlarını aştı, devrim tarihine döndü. 

Hayatımda bir kişi bana "Yoldaşım" dedi ben de ona "Yoldaş" dedim. Bu kişi Vecdi idi. Yani Objektif grubunun kurucusu Vecdi Yücalan. Otuz yıllık dostluğumuzun 20 yılı tescilli  hitabımızdır ve ilk o kullanmıştır, bu da benim için övünçtür. 
1980 öncesi Vecdi ne yapardı, bir siyasi sempatizanlığı var mıydı bilemem açıkcası pek umrumda da değil hani ama aynı hamurun insanı olduğumuz kesin ve onun alameti farikası da: "Rock'n Roll bööle bişi". O Samsun'da ben İstanbul'da aynı özlemlerin insanıydık. 30 yıl önce aynı yolda buluştuk, bir stadyum dolusu insan vardı sonra kalabalıklar dağıldı ve o hep "Yoldaş" olarak kaldı. 
Şimdi bir çoğunuz, "Eh işte arkadaşı ya devamlı övecek ve kıyak geçecek" diyorsanız, hiç de öyle değil. Tam tersine Vecdi yakın dostum olduğu için en az onu ve grubunu yazmışımdır. Benim de öyle bir salaklığım var işte. He bu arada yoldaşım ama Vecdi ile bol didişiriz, kavga ederiz. Bu da aynı yolun ve dilin insanı olmamızdandır kim bilir?

1989 muydu 88 ya da 87 miydi şimdi tam hatırlamıyorum ama çalıştığım dergiye Güven Erkin Erkal gelmiş heyecanla, "Dün gece Gülhane Parkı'nda Cem Karaca'nın düzenlediği yarışmada biri vardı, Samsun'dan gelmiş bir rock grubu acayip bir şeydi. Mutlaka dinlemeliydin." demişti. Açıkçası hiç mi hiç ilgilenmemiştim. Güven bu referanslarına hiç güvenemezdim, dolayısıyla hiç umursamamıştım. Bu vakanın üzerinden bir iki yıl geçmişti ve bir gün Akmar'da deli saçması biri ( bu sefer Güven değil) bana Samsun'da bir grubun menajeri olduğunu söylüyordu. O yıllarda adım başı menajerden geçilmezdi ama çoğunun o dediği grupla alakası olmazdı hatta öyle bir grup bile olmayabilirdi. Bende bunu diyen adamı "Varsa bir demosu dinleyelim" diyerek tersledim. Sanırsın ben de bir Ahmet Ertegün'üm hani. 
Bu ayrı zamanlarda bana denilen grup Objektif ve tabi ki Vecdi imiş. Yani gıyaben böyle tanışmış ya da tanışamamıştık. 
O Akmar'da menajer diye karşıma çıkan adamdan sonra üç dört ay geçmişti ve ben dergide masamın başındayken kapıdan bir adam girerek, masama doğru geldi ve bana bir demo kaset uzattı ve ben de açıkçası o anda walkmene takarak dinledim. İşte Vecdi ve grubu Objektif ile böyle tanıştım. İki yanlış bir doğruyu götürür lafı belki üniversite sınavı için geçerli olabilir ama söz konusu rock olunca iki yanlış, doğru varsa bozamıyordu. 

Vecdi grubu Objektif ile harika albümler yaptı. Çıtayı hiç düşürmedi, en iyisini yapmaya çalıştı. Beste, şarkı sözü, yorum ile değil bir ses mühendisi titizliği ile en iyi tınıyı yakalamaya gayret etti. Sadece bunla kalsa iyi bir sporcu disipliniyle çalıştı. Onun ses açma egzersizleriyle az dalga geçmemişimdir hani. 

Onun ve grubu Objektif'in 2000'lere kadar olan çalışmaları, konserleri Türk rock tarihine çoktan yazılmıştı. Ama o çok şeyi yeterli bulmadı, daha iyisini yapmak için yeniden çıtayı yükseltti. Ve yaptı da. Peki bunlar kolay mı oldu? Ne gezer... İki kere battığını bizzat bilirim... kazıklar ...yalnız başına kalmalar daha neler neler. Ama bizim Vecdi, hani deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğuyordu. Eh hani o "Rock'n Roll bööle bişi" lafı boşuna edilmiş bir kelam değildir ve ardında çok ince ve derin anlamlar vardır. 

Yazının sonuna doğru gelirken nasıl oldu bilmem tıkandım. Oraya buraya dolandım ama bir türlü finali oluşturacak etkili bir son kuramadım. Oysa bir boksörün nakavt eden kroşesi gibi olabilecek bir bitiş, olmalıydu bu. Biraz düşününce bunun neden olmadığını anladım. Vecdi ve Objektif'le ilgili daha çok yazacağım yazı olacak ve olmalı. İşte o yüzden yazının sonunu getiremiyor muşum, demek ki.  O yüzden yazıya nokta değil, virgül koyuyoruz,

"Cümle bitiminde nokta konulur." dersin ama kusura bakma dilbilgisi,  bu "Rock'n Roll" ve "bööle bişi",

Aptulika

yarın yani 
8 Mart Cuma  LANETH BİR GECE etkinliğinde  
OBJEKTİF de konsere çıkıyor.   
IF Performance Hall Beşiktaş · İstanbul


1 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili Aptül. Sabah sabah ağlattın beni.Duygularımızı ne güzel anlatmışsın.İyi ki varsın. Sensiz bu Dünya herhalde çok sığ olurdu. Yoldaş!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...