Doksanlı yılların müzikteki bereketli günlerine doğru yine bir zamanda yolculuğa çıktık, geçen akşamların birinde.
Kısa bir süre önce Kerim Çaplı ile ilgili yazarken de bahsetmiştim ama, bu konserde başka bazı anıları depreştirdi, biraz da onlardan bahsedip, onları analım yazının başında ...
90'lar “Rock, metal dergi ve fanzinleri ile beslenen yıllar “
90'ların rock coşkusunun zirve günlerinde özellikle bilgi kaynaklarının sınırlı olduğu dönem şartlarında fanzinler önemli bir misyon görmüş ve de katalizör olmuşlardır. Stüdyo İmge, Rock Kazanı, Güneş Gençlik ve Çalıntı gibi (adını hatırlayamadıklarım da vardır) içerikleri, tarzları ve kaliteleri farklı resmi dergiler, ayrıca uzun süredir muhalif olmak ve de farklılıkların sesi gibi önemli işlev gören dönemin mizah dergilerindeki (Hıbır , Şebek vb ) bazı köşeler yanı sıra birçok ve de fotokopi ile hayatına başlayıp zaman içerisinde matbaalarda basılıp rekor baskılar yapan fanzin/dergilere de bu işin içinde en önemli yerleri almışlardır. Dolayısı ile konsere geçmeden kısaca onlardan bahsetmek gerekir. Aralarından en önemlilerinden ikisinin adını anarak (Biri bu konsere de ismini vermesi nedeniyle Laneth, diğeri de benim de içinde yer almam yanı sıra kaliteli içeriği ile de Rock Dünyası. Mondo Trasho , Mega Metal vb. ) diğerlerine bir selam çalıp her birine emek vermiş olanları da selamlayalım. Çünkü o dönem için çok önemli bir kaynak olmak gibi bir misyonu üstlendiler. Hatta, ta ki internetin hayatın içine iyice girmesine kadar da değerlerini ve kıymetlerini sürdürdüler. Çünkü rock, metal ve punk gibi türlerin resmi yayınlar ile süreli ve sürdürülebilir mücadelelerinin zorluğunu ve neredeyse imkansızlıklarını o işin içinde olan herkes yakinen bilir. Mizah dergileriyle başlayıp, rock kültürü dergi ve fanzinleri ile devam eden bu dönem ayrıca bir yeraltı edebiyatının gelişmesine de ciddi katkılar yapmıştır. Bu dönem hem müzik dergileri, hem fanzinlerin hem de bir süredir zaten çok başarılı giden mizah dergilerinin altın çağıdır denilebilir. Üzerine dünyadan örnekleri birbiri ardına çevirilenlerle beraber gelişen Türk Yeralatı edebiyatı örnekleri de bu dönem eserleridir. Dönemi böyle hatırlayınca keşke bugün de hafif aksak düzen de bir fanzin çıkarabilsek, ah keşke demek mümkün tabii. Ama artık dijital çağdayız, o dönemler geride kaldı, gerçek olan bu. Aslında Blues Perişan Blog’da benzerleri ile beraber ( Deli Kasap, Meridyen , Rotka vb ) bir nevi günümüzün internet üzerindeki benzer yayını da sayılmalıdır. Şimdilerdeki yirmili yaşlardaki gençlerde muhtemel bir 25 yıl sonra bir araya geldiklerinde “Ah nerede bizim o dijital uygulamalar üzerinden paylaştığımız müzik, oyun, film, dizi vs günlerimiz “ deyip bir araya gelip yad edecekler hiç şüphesiz ... Biz de bu defa BLOG sayfalarımızı anmak için etkinlik düzenleriz, napalım !
Laneth ve Rock Dünyası örnekleri
Laneth dönemin en popüler ve bilindik heavy metal fanziniydi, ben o dönem daha çok klasik rock, hard rock ve rock kültürünün temel taşlarını olan ekiplere yoğunlaştığım için "Rock Dünyası" kadrosu ile tanışmıştım. Benim de Janis Joplin'i yazdığım sayının yedi, sekiz ( hatta belki daha fazla ) baskı yaptığını anımsarım. Bir fanzin dergiyi yaratmak gerçekten hiç kolay değildi. Rock Dünyası fotokopi sürecini aşıp dizgi ve matbaa baskı aşamalarına geçmiş ve ciddi bir dergi havası ve kalitesini yakalamıştı son zamanlarında, bu vesile ile Süleyman'ın da bu uğurdaki kişisel, özverili çabalarını ve mücadelesini anmak ve bir selam göndermek isterim. Bu dergilerin ortaya çıkarılmasında harika bir ruh, enerji, heyecan ve komünal bir çalışma ve görev dağılımı olurdu. Yazmaya karar verilen grup ya da müzisyeni araştırmak, hakkında bilgi bulmak hiç kolay değildi. Açık kitap pazarlarında ( Beyazıt meydanı , sahaflar vb ) ikinci el dergi tezgahlarında ki yabancı dergiler, eski Stüdyo İmge dergileri , plak kapaklarının iç yüzlerinde varsa eğer grup biyografileri, fotoğrafları, fotokopilerle çoğaltılmış rock kitap ya da ansiklopedileri elden ele dolaşırdı ( Bunlara ulaşmakta öyle kolay değildi tabi, kaset tezgahlarında, ara sıra yapılan konserlerde ya da yeni yeni açılan barlardaki ortamlardaki tanışıklıklar paylaşımları da beraberinde getirebiliyordu. En azından ben yazılarımda bu yolları izlediğimi hatırlarım, büyük bir keyifle elimde sözlük, kaynakları derler ve sarı teksir kağıtlarına sayfalarca tükenmez kalemler yazar, sonra son temize geçirilmiş halini, en sonra imkanımız varsa bilgisayar ( büyük bir firmada çalıştığım için vardı ) ya da daktilo ile yazar son halini verirdik. Hey gidi günler hey ...
Laneth 'de bu dönem heavy metalin katalizörüydü .. Ben de daha ziyade o dönem türe olan mesafemden de dolayı göz gezdirici bir Laneth takipçisiydim diyebilirim.
Konser : Laneth Bir Gece - 3
İşte 8 Mart 2019 Cuma akşamı da Laneth'in yaratıcısı Cağlan Tekil'in üçüncüsünü düzenlediği (ilk ikisini maalesef kaçırmıştım) bu efsane buluşmaya katılma şansını yakaladım. Öncekileri, Aptulika'nın, Murat Beşer'in yazılarından, giden arkadaşlardan duymuştum şüphesiz. Konserin misyonu, uzun süredir müzik piyasasından uzak duran dönemin önemli gruplarını yeniden sahneye çıkarmak ve ( Cultus , Pagan , The Climp , Kramp gibi ) halen devam eden şahane gruplara da (Razor ve Objektif) seyirci ile buluşma şansı vermesi ve bir saygı gecesi hüviyetindeydi.
Doğrusu kapıya vardığımda Razor ve Pagan bitmişti. Zaten, sevgili Nezih Onur'un aramızdan ayrılmasından sonra Kramp şarkıları bana bir tuhaf gelir olmuştu ! ( Lan ne bu be !) Bu vesile ile Nezih üstadı rahmet ve saygıyla analım.
Neyse birkaç soğuk takviye ile kendimize gelip, Caltus 'u izlemek için içeri girdik, ilk dikkatimi çeken vokalistin mikrofonu oldu. Kafa- kulaklık mikrofonu kullanıyordu. Yerecek bir şey değil ama yine de gözüme ve algıma tuhaf geldi, mikrofon bana göre sahnede müzisyenler kadar olmasa da yine de bir figür gibidir derim ben. Müzik ve ses temiz geliyordu, yirmibeş yıl sonra bu konser için bir araya geldikleri söyleniyordu bu açıdan bakıldığında sürdürülmeyen bir kariyer için bu performansa sadece şapka çıkarıp saygı göstermek gerekirdi, ben de tam da bunu yapıyor ve kendilerini ayakta alkışlıyorum.
Ara oldu , bizde 90'lardan gelen, o yukarıda bahsettiğim günleri paylaştığım ve uzun zamandır görüşemediğim kadim dostum Ozzy ( Ümit Özgür ) ile dışarıya çıktık. Katılımcı tayfasının yaş ortalaması ve muhabbeti 90'lara zaman tünelinde ışınlanmak istercesine enerji doluydu. Belki de gelenler o yıllarda ki gençliklerini arıyordu biraz da, kim bilir ? Ama şu bir gerçek ki, o akşam orada olan herkesin vefalı birer dost olduğunu da unutmamak gerekir, Türk Rock Müziği'nin samimi ve vefakar dostları.
Ve Objektif
Şimdi sırada benim o akşam orada performansı için geldiğim yegane grup olan Objektif vardı. Uzun rock yürüyüşüne 80’li yıllarda Samsun’dan başlayan Vecdi ile bu sayfaların yaratıcısı sevgili dostum Aptulika 'nın Taksim Baraka'da ki Blues Perişan akşamlarında dostluğumuzu pekiştirme şansı bulmuştum, resmi tanışıklığım ise 90'larda bir Gitar Cafe akşamına dayanır, ama unutulmuştur. Objektif aslında bana göre Vecdi demek, otuz yıllık bir macerada - konserde de ifade ettiği gibi - çok yoldaşları olmuştu ama yegane o hep oradaydı. Grubun adı sanki onun misyonuydu da, aynı zamanda rock ile de bağdaşan bir objektifliği vardı. Objektif'te Vecdi'nin bestelediği ve yazdığı parçalarda hep hayata dair hikayeler bulursunuz, hiç bir şarkı boş değildir, nakaratı bile manidardır. Bir şeyleri ya da bazı şeyleri idare etmez Objektif parçaları, onlara direkt temas eder, dokunur, yeri geldi mi bodoslama tam yerinden girer, silkeler, sarsar, gerek görürse yıkar geçer ... ( Ansızın bir infilak, burada akılma Break On Through gelir - The Doors'dan. Gerçi Objektif daha ziyade Black Sabbath, Deep Purple'dır bence ya, olsun varsın .) Bu yüzdendir ki Vecdi ile özdeşleşmiş alameti farikası da her konserde tekrarladığı gibi "Rakın Roll böyle bişey" dir. Rakınroll böyle bir şey olmamış olsaydı bilirim ki Objektif'de olmazdı. Ama O bunu söyleyecek başka bir yol, mecra bulmuş olurdu. Neyse ki rakın roll vardı ve böyle bir şeydi !
Sahne’deki Dev
Yoksa, "Yuh", "Loş Akşamlar", "Fahişe", "Hayal-et", "Künye", "Yorgunsan Vazgeç", "Dağlarda Sitem Var", "Mutlu Ölüm", "Tımarlı Hastane" ve diğerleri de olmazdı. O akşam bir kez daha gördüm ki Vecdi'de ustalarının en başında gelen Cem Karaca ve ekolü gibi sahneye çıktığında, müzik başladığında ve o mikrofona uzandığında; söylemeye başladığında devleşiyor, büyüyor da büyüyor ve sahneyi de kaplıyordu. O akşam da öyle oldu. Ona eşlik eden Umut , Murat , Çağlar , Onur 'un da büyük katkılarını unutmadan hiç şüphesiz. İyi ki vardınız bu Laneth Bir Gece'de! İyi ki varsın ve de iyi ki dostumsun be Vecdi ve de iyi ki yelkeni Samsun’dan İstanbul’a çevirmişsin ve de gitarın ve rock müziğin peşine düşmüşsün iyi ki ...
Kulaklarımızın ve ruhumuzun pasını sildiniz o akşam orada, hepinize binlerce teşekkür.
Not: Maalesef ki gecenin yorgunluğunun bedenimize yaptığı baskının da nedeniyle son grup Climb’a kalamadım, benzer organizasyonlarda, grup sayısı azalmasa da sahne süresi ve parça sayısına bir bakmak gerekebilir belki de, ya da bir sonrakini daha ılıman bir günde açık havalı bir yerde tertipleyip gündüzleyin başlamak daha bir şenlik havası da verebilir.
13 Mart 2019 - Üsküdar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder