Chuck Berry'nin ardından kaleme aldığı nefis yazısıyla Blues Perişan blog'da yer alan Yiğit Elvis İlgü uzun bir aradam sonra Prag'da izlediği Buddy Guy konserinin izlenimleriyle gene bizlerle. Dilerim İlgü bundan sonra arayı açmaz ve bizi yazısız bırakmaz. Biz şimdiden Yiğit Elvis İlgü'nün yeni yazılarıyla buluşmak dileğimizi buradan seslendirelim.
Evet iki gün önce Grammy ödülünü kazanan Buddy Guy'ın yakın dönemdeki bir konserinin yazısını okumaya başlayalım.
Fotoğraf Yiğit Elvis İlgü |
Eski bir opera salonu. Uzun kadife perdeler ve bordo renkli koltuklar birbiriyle ahenk içerisinde. Salonu çevreleyen sütunlar, altın kaplama akantus yapraklarıyla bezenmiş. Duvarlar ve tavan detaylı süslemelerle kaplı. Yüzlerinden mutluluk okunan seyirciler tatlı bir telaşla yerlerini alırken ben merdivenlere yöneliyorum. Hemen birinci kattaki locanın önündeyim. Şatafatlı kapılar yavaşça aralanıyor ve içeri adımımı atar atmaz önce bir soluğum kesiliyor: Küçük yuvarlak masanın başında iki sandalye var, ve birinde Buddy Guy oturuyor! Masada buzlar içerisinde bir şişe şampanya ve iki kadeh. Buddy Guy'ın karşısında elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemezken o konuşmaya başlıyor. Kırk yıllık ahbapmışız gibi, o içten gülümseyişiyle benimle konuşmaya başlayınca sakinleşiyorum. Konuşurken ellerine bakıyorum, parmaklarındaki büyük yüzükler göz kamaştırıcı. Sohbete koyuluyoruz. Sonra perde açılıyor ve sahneye Rolling Stones çıkıyor. Sanırım Champagne and Reefer çalıyorlar. Konser süresince çalınan parçalar, gitarlar hakkında muhabbet ediyoruz. Birlikte delta blues'u övüyoruz, bazı şeyleri eleştiriyoruz. "Ne olacak bu blues'un hali?" diyoruz. Hayatımdan inanılmaz memnunum. O akşam hiç bitmesin istiyorum. Derken uyanıyorum...
8 Kasım 2018 Palác Lucerna, Prag
Yıllar önce gördüğüm rüya, geçen yıl adeta gerçek oldu. BG ile tanışamadım, fakat hayatım boyunca unutmayacağım bir konser yaşadım. Onun Prag'daki 8 Kasım 2018 konserinden en az BB King, Jerry Lee Lewis ya da Chuck Berry'yi canlı izlediğim günlerdeki gibi zevk aldım.
Chicago blues'un yaratıcılarından bugün hayatta olan tek müzisyen Buddy Guy. Yani bluesu elektrikli gitarla ilk çalan nesilden. Bluesun çıkış noktası olarak bilinen Mississippi deltasının bağrından kopup 21 yaşında Chicago'ya gelen George Buddy Guy da ilk olarak Chess Records'un yolunu tutmuş. Burada Muddy Waters, Howlin Wolf, Little Walter, Sonny Boy Williamson, Junior Wells gibi efsanelerle tanışıp kaynaşarak onlarla stüdyoya girmiş ve sahne almaya başlamış. 60'lı yılların ortasında American Folk Blues Festival ile Avrupa turnelerine çıkarak bluesun dünyaya yayılmasına da büyük katkısı olmuş.
Ancak son yıllarda ABD dışındaki konserleri çok sınırlı. Son beş yılda üç yüze yakın konser vermiş olan 82 yaşındaki bu delikanlının geçen yıl Avrupa'da verdiği dört konserden biri Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'daydı. Palác Lucerna salonundaki konser için aylar öncesinden bilet almak gerekiyordu.
Benekli Blues
Damn Right, I've Got The Blues parçasıyla sahneye çıktığı andan itibaren, tıka basa dolu olan salondaki tüm seyircileri avucunun içine aldı Buddy Guy. Kısa süre sonra gitarının teli koptu. Parçanın sonuna kadar beş telle devam etmek onun için pek sorun olmadı. İlk enstrümanını (iki telli bir diddley bow) çocuk yaşta kendi yapmış biri için, beş tel yeter de artardı bile!
Ardından kendisiyle özdeşleşmiş siyah benekli gitarına geçti ve müzik dünyasının en gaz, en akılda kalıcı rifflerinden birini çalmaya başladı: Willie Dixon imzalı, 1954 yılında ilk kez Muddy Waters'ın çalıp söylediği Hoochie Coochie Man. Hemen ardından gelen She's Nineteen Years Old parçasında "Ben ne yapayım, şarkının sözleri böyle!.." diye bir açıklama yapma gereği de duydu. Bilindiği gibi, diğer müzik türlerinden farklı olarak, blues camiasında herkes birbirinin parçasını coverlar. Hatta birçok şarkının gerçek bestecisinin kim olduğu, ilk kim tarafından kayıt edildiği tartışmalıdır. Doğrusu pek de umursanmaz. Tüm gösteri blues efsanelerine bir saygı şöleni gibiydi. Sırada Chicago bluesun ağababası Muddy Waters'ın bir diğer parçası Close To You vardı.
Buddy Guy anlatıyor: Muddy Waters'ın hasta olduğunu öğrendiğimde onu aradım ve "yoldayım, size doğru geliyorum" dedim. Bana söylediği son sözlerden biri şu oldu: Gelmene hiç gerek yok. Ben iyiyim. Bluesu hayatta tut yeter (Just keep the damn blues alive!). Burada olduğum sürece onu hayatta tutmak için elimden geleni yapacağım.
Kaydını 1938 yılında Tampa Red'in yaptığı Love Her With a Feeling ve bir Hendrix klasiği Purple Haze ile BG izleyicileri iyice coşturdu. İletişimi inanılmazdı. Konser boyunca kimi zaman şarkı sözlerini değiştirerek, kimi zaman araya komik hikayeler ekleyerek seyirciyle sürekli dialog halindeydi. Şarkıları haleti ruhiyesine göre kısaltıyor veya uzatıyordu. Gözlerini kırpmadan onu takip eden grubuna verdiği tek bir işaretiyle şarkı sonlanabiliyor veya bir sonraki parçaya geçilebiliyordu. John Lee Hooker'ı dinleyerek gitar çalmayı öğrendiğini söyleyen Guy, Boom Boom parçasını çalarken çoğu izleyici artık ayaktaydı. 2018 yılında çıkardığı The Blues is Alive and Well albümünden ise sadece Cognac vardı.
Gösterinin doruk noktası, BG'ın sahneden inerek gitarıyla seyircilerin arasına katılması oldu. Salonun sonundaki çıkışa kadar dans eden insanların arasından sololar atarak gitti ve döndü. Çek müzikseverlerin selfie çılgınlığına girmemesi takdire şayandı. Cream'den BB King'e, Denise LaSalle'den Peggy Lee'ye birçok efsanenin parçasını çalarak farklı tarzlardan geniş bir repertuar sundu Buddy Guy. Cream'den Sunshine Of Your Love ile benekli gömlekli amca artık veda ederken, elindeki gitarını imzalatmak için sahneye bir genç fırladı. Onun bu isteğini tabii ki kırmadı.
Jimi Hendrix, Stevie Ray Vaughan gibi gitar dehalarının etkilendiği isimlerin başında geliyor Buddy Guy. "O yaşayan en iyi gitarist!" diyen Eric Clapton ekliyor: Diğer insanlar için Elvis Presley ne ise, benim için Buddy Guy odur.
KONSERDEN BİR VİDEO
Setlist:
Damn Right I've Got the Blues-Jam/Medley
Hoochie Coochie Man / Nineteen Years Old / Love Her With a Feeling / Purple Haze
Close to You
Boom Boom
Five Long Years
I Just Want to Make Love to You
Cognac
Someone Else Is Steppin' In
Sweet Sixteen
(You Give Me) Fever
Skin Deep
Strange Brew
Voodoo Child
Sunshine of Your Love
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder