Nihat Behram
"Darağacında Üç Fidan"
Everest Yayınları
(ilk baskı 1976 - 2008 / 48. Baskı)
2016'da 94. baskısı yapılmış
2016'da 94. baskısı yapılmış
Dün Deniz Gezmiş'in 72. doğum günüydü. 25 yaşında darağacında asılmasaydı bugün 72 yaşında olacaktı. Onun idam edildiği Ankara Ulucanlar artık bir cezaevi değil, bir müze... bize çok şeyler anlatan bağımsızlık mücadelesinin bir büyük anıtı ve bir o kadar da kahreden, içimizi acıtan bir müze.
Yıl 1972'ydi üç genç fidan "Bağımsız Türkiye" ideali için yaşamlarını verdiler. Onların adları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'dı. Ben o yıllarda ilkokula gidiyordum, pek bir şeyin farkında değildim açıkcası ama 12 Mart faşizmi ile eve gelen askerlerin arama yapmasıyla tanışmıştım. Yok öyle ailemin aşırısından solcu falan olduğu sanılmasın, askerler bizim mahalleye girmiş her evde arama yapmışlardı. Yani rutin bir uygulamaydı hani. Ogün askerlerin kitaplıktaki kitaplara tek tek bakmalarını hiç bir zaman unutamam. Tabi radyoda haberlerde spikerin surada yapılan aramada toprağa gömülü yasak yayın bulundu şeklindeki sunumundan kitapların tehlikeli bir şey olduğunu kavramıştım. Komşular bizim evdeki kitaplar arasında Rus edebiyatının klasiklerini gösterip, babama bunların tehlikeli olabileceğini söylemelerini de hatırlıyorum. Galiba en tehlikelisi Dostoyevski idi. Adam hem sakallı hem de Rustu... yani tam komünist olmaya uygundu. Bizim evdeki kitaplara baktığında tehlikeden tehlike beğen hani bir başka sakallı da Victor isimli bir amca idi kitabının ismi "Sefiller"di. Adam Rus değil Fransız idi ama kitabın ismi eyvah eyvahtı... "Sosyal bir sınıfın sosyal bir sınıfın üzerine tahakkümünü amaçlamak" diye başlar ve alimallah giderdin gümbürtüye. O günlerden hatırladığım bir başka anektod da aramalarda bulunmasın diye kitap yakmaktı. Bu işi mevsim kışsa sobada yaz ise yıkanmak için kullanılan odunla yanan sofben de yapardınız.
Neyse o aramada askerler geldi arama yaptı ama Dostoyevski'yi bulamadılar. Onlar gittikten sonra kitaplığa bir baktım ki orada duruyormuş. "Suç ve Ceza" ile çocukluk da böyle tanışacaktım işte.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları asıldıktan sonra abilerden, teyzelerden, amcalardan, bil cümle mahalleli insanlardan Deniz Gezmiş ismini duyacaktım... "uzun boylu dev gibi bir genç" diyorlardı ona. Çok sonraları Dev Genç yani Devrimci Gençlik olduğunu anlayacaktım o dediklerinin.
Dün Deniz Gezmiş'in doğduğu gün olması sebebiyle medyada bol bol görüntüleri çıktı. Bir çoğumuz sosyal medyada resimlerini paylaştık. Ben daha farklı bir şey yapacağım ve Deniz Gezmiş'i anlatan bir kitabı tanıtacağım. O yılları anlatan bir çok kitap arasından iki tanesi benim için ayrıcalıklıdır. Bunlardan biri Harun Karadeniz'in "Olaylı Yıllar ve Gençlik" kitabıdır. Bir diğeri de Nihat Behram'ın yazdığı "Darağacında Üç Fidan" kitabıdır. 68'li yılların öğrenci liderlerinden olan şair Nihat Behram, o yılları anı şeklinde kaleme alarak Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı bir belge niteliğinde anlatmıştı.
Bu kitap ilk yayınlandığında insanlar Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmadan önceki son sözlerini ilk kez okuyacaklardı. Bu yüzden 1976 yılında yayınlanır yayınlanmaz yasaklanacaktı. Ancak gene de yasak gelene kadar kitap 6 baskı yapmış olacaktı. Yıllarca yasak kalan bu kitap tam 22 yıl sonra aklanacak ve 1997 yılında tekrar yayınlanabilecekti.
Deniz Gezmiş ve 68'li yıllar üzerine yazılmış en önemli belgesellerden biri olan bu kitabı inatla öneririm.
Aptulika
Yıl 1972'ydi üç genç fidan "Bağımsız Türkiye" ideali için yaşamlarını verdiler. Onların adları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'dı. Ben o yıllarda ilkokula gidiyordum, pek bir şeyin farkında değildim açıkcası ama 12 Mart faşizmi ile eve gelen askerlerin arama yapmasıyla tanışmıştım. Yok öyle ailemin aşırısından solcu falan olduğu sanılmasın, askerler bizim mahalleye girmiş her evde arama yapmışlardı. Yani rutin bir uygulamaydı hani. Ogün askerlerin kitaplıktaki kitaplara tek tek bakmalarını hiç bir zaman unutamam. Tabi radyoda haberlerde spikerin surada yapılan aramada toprağa gömülü yasak yayın bulundu şeklindeki sunumundan kitapların tehlikeli bir şey olduğunu kavramıştım. Komşular bizim evdeki kitaplar arasında Rus edebiyatının klasiklerini gösterip, babama bunların tehlikeli olabileceğini söylemelerini de hatırlıyorum. Galiba en tehlikelisi Dostoyevski idi. Adam hem sakallı hem de Rustu... yani tam komünist olmaya uygundu. Bizim evdeki kitaplara baktığında tehlikeden tehlike beğen hani bir başka sakallı da Victor isimli bir amca idi kitabının ismi "Sefiller"di. Adam Rus değil Fransız idi ama kitabın ismi eyvah eyvahtı... "Sosyal bir sınıfın sosyal bir sınıfın üzerine tahakkümünü amaçlamak" diye başlar ve alimallah giderdin gümbürtüye. O günlerden hatırladığım bir başka anektod da aramalarda bulunmasın diye kitap yakmaktı. Bu işi mevsim kışsa sobada yaz ise yıkanmak için kullanılan odunla yanan sofben de yapardınız.
Neyse o aramada askerler geldi arama yaptı ama Dostoyevski'yi bulamadılar. Onlar gittikten sonra kitaplığa bir baktım ki orada duruyormuş. "Suç ve Ceza" ile çocukluk da böyle tanışacaktım işte.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları asıldıktan sonra abilerden, teyzelerden, amcalardan, bil cümle mahalleli insanlardan Deniz Gezmiş ismini duyacaktım... "uzun boylu dev gibi bir genç" diyorlardı ona. Çok sonraları Dev Genç yani Devrimci Gençlik olduğunu anlayacaktım o dediklerinin.
Dün Deniz Gezmiş'in doğduğu gün olması sebebiyle medyada bol bol görüntüleri çıktı. Bir çoğumuz sosyal medyada resimlerini paylaştık. Ben daha farklı bir şey yapacağım ve Deniz Gezmiş'i anlatan bir kitabı tanıtacağım. O yılları anlatan bir çok kitap arasından iki tanesi benim için ayrıcalıklıdır. Bunlardan biri Harun Karadeniz'in "Olaylı Yıllar ve Gençlik" kitabıdır. Bir diğeri de Nihat Behram'ın yazdığı "Darağacında Üç Fidan" kitabıdır. 68'li yılların öğrenci liderlerinden olan şair Nihat Behram, o yılları anı şeklinde kaleme alarak Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı bir belge niteliğinde anlatmıştı.
Bu kitap ilk yayınlandığında insanlar Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmadan önceki son sözlerini ilk kez okuyacaklardı. Bu yüzden 1976 yılında yayınlanır yayınlanmaz yasaklanacaktı. Ancak gene de yasak gelene kadar kitap 6 baskı yapmış olacaktı. Yıllarca yasak kalan bu kitap tam 22 yıl sonra aklanacak ve 1997 yılında tekrar yayınlanabilecekti.
Deniz Gezmiş ve 68'li yıllar üzerine yazılmış en önemli belgesellerden biri olan bu kitabı inatla öneririm.
Aptulika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder