12 Ocak 2019 Cumartesi

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 85


Ayhan Bozkurt
"Söz Simyacıları"
(Everest Yayınları)

Ayhan Bozkurt ismini bir çok insan oyunculuk kariyeriyle ve romancılığıyla bilir. Ben ise onun ne bir dizisini izledim ne de bir romanını okudum. Neden böyle derseniz onu ilk olarak şairliğiyle tanımış ve çok da keyif almıştım. Şair şiir dışında bir şey yapmamalı mı? Tabi ki hayır alın size Cahit Irgat hem tiyatro hem de sinemada oyunculuk yapmış başarılı bir şair. Attila İlhan'a ne demeli şairliğinin yanına romancılığı eklemekle  kalmamış buna düşünürlüğü de eklemiş. 

1980'lerin ilk yarısına kadar şiiri takip ederdim ama daha sonrasında ( Küçük İskender'i saymazsak) şiirden uzaklaşacaktım. 2000'lerin başında Ayhan'ın şiirleri bana samimi gelecekti. Belki de bu yüzden oyunculuk ve romancılık merakına biraz "kıl" olacaktım. 

Bu ayın başında çıkan "Söz Simyacıları" ile Ayhan Bozkurt boykotum bitecekti. Almamla okuyup bitirmem bir olacaktı ama bir hafta boyunca da bazı bölümleri tekrar tekrar açıp okuyacaktım. 
"Söz Simyacıları" Türk şiirinden 7 şair üzerine kurulmuş. Bu şairler şöyle sıralanıyor: Melih Cevdet Anday, Attila İlhan, Ece Ayhan, İlhan Berk, Can Yücel, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Metin Altıok. Bugün hayatta olmayan bu yedi şair hayattayken yaptığı röportajlardan oluşmuş kitap. Ayhan Bozkurt'un bir dönemin en popüler edebiyat dergisi Öküz'ün editörü olduğu göz önüne alınırsa elde daha ne röportajlar vardır hani. Peki ama neden 7 şair? İnanın bana 8 olsaydı "abartmış" derdik, 6 şair olsaydı da "bir şey eksik kalmış" der burun bükerdik. Böylesi bir dengenin sebebini de Ayhan Bozkurt'un kitabın girişine yazdığı şu sözlerde daha iyi anlıyoruz,
"Gelelim bu kitabı niye yazdım sorusuna. Şu anda hayatta olmayan Türkçe şiirin en önemli şairleriyle yaptığım söyleşiler sayesinde onların insani yönlerini de tanıma fırsatı buldum. Onlardan şiiri öğrendim. Her biri başka şey anlattı ama ortak bir nokta vardı: Şiir. Hepsinin şiirle, sözcüklerle , hayatla hep bir derdi vardı."

Yedi şair kitapta bir arada ama hepsi birbirinden ayrı ve de farklı. Onları bir araya getirip, bir armoni oluşturan da şiir oluyor. Her bir şair birbirinden farklı hatta çatışabilir bile ama öyle güzel bütünleşip Türk şiirini sunuyor. Müzikte bir türlü barışamadığımız "Çok Seslilik" şiirimizin tarihinde görkemli bir senfoni oluşturmuş. Ya da her bir şairi bir nota olarak düşünürsek, Ayhan Bozkurt "Söz Simyacıları" kitabında kendi penceresinden "Türk Şiiri" bestesini yapmış. 

Ayhan Bozkurt röportajlarını eline teybini, omzuna fotoğraf makinesini asıp giderek yapmış ama alıştığımız şekilde soru cevap şeklinde bir söyleşi olmamış. Adeta bir hikayeci hassasiyetinde onları çevreleri, kişilikleri, yaşamıyla izleyerek bunları yazmış. Yazıları okurken kimi zamanda mizahi bir tadı da bulabileceksiniz. 

Kitapta 7 şair yer alıyor ama bunlardan biri tamamen kurgu yani hayali bir röportaj. Sivas'ta Madımak Otel'de öldürülen 38 aydından biri olan Metin Altıok, yazarın kaleminden neredeyse Sait Faik tadında bir öykü olarak sunulmuş. "Söz Simyacıları" kitabı şiir, roman ve oyunculuk alanında yaptığı çalışmalarla tanıdığımız Ayhan Bozkurt'u ilerde öykücü yanıyla da göreceğimizi muştuluyor gibi. 

Şiirle hiç ilgilenmemiş ve merak duymamış olabilirsiniz ama kitabı okuduğunuzda anlatılan isimlerin şiirlerini bulmak için yana yakıla bir çabaya gireceksiniz. Bu merak bende de eski bir sevdanın yeniden harlanması gibi oldu ve şiiri de bir hayli özlediğimi anlayacaktım. Ancak Metin Altıok ile ilgili bölüm (ki bence başarılı bir öykü) ben de farklı bir meraka yönlendirecekti. Bu merak, Ayhan Bozkurt'un çocukluğundan izleri de taşıyan ve 1980 Çorum Katliamı'nı anlatan  ilk romanı "Barikattaki Çocuk" üzerine olacaktı.   

Aptulika

Not: Kitabın hem kapağı hemde içindeki çizimler Zeynep Özatalay tarafından yapılmış.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...