Hafta sonu 'Blues Perişan Kütüphanesi'ne katkı - 5
Bu sefer kütüphanemizde bir kitap değil, sadece bir öykü ve yazarı girecek. Macar edebiyatcı Tibor Dery'nin "Portekizli Kral Kızı" isimli öyküsü ile hafta sonu kütüphanemiz açılıyor.
Bu sefer kütüphanemizde bir kitap değil, bir öykü ve yazarı girecek. Tabi bu öykücünün de iki öyküsünü okuyabildim. Çünkü dilimize çevrilen sadece ikisini bulabildim.
Herşey 1970 basımı bir antoloji kitabını bulmamla başladı. Ha öyle sahaf, eski kitapçı gezilerinde değil, evin içinde bulacaktım. Bu devamlı elime çarpan, gözüme batan ama umursamadığım bir kitaptı. Üstelik kitabı da ben almamıştım. Ya eşimin ya da babadan kalma bir kitaptı. Bana kalırsa birinci şık doğru cevap olsa gerek, çünkü evlendiğimden beri bu kitapla karşılaşır olmuştum. Bu Varlık yayınlarının eski kitapları hep böyledir. Babadan, dededen kalma ya da sizin aldığınız bir kitaptır, evin içinde gezinir, hatta akraba gibi olmussunuzdur ama kimdir, nedir, kimlerdendir, bir sıkıntısı var mı bilmezsiniz. Yani okunmadan sizle birlikte evden biri olarak durur.
İşte "Macar Hikayeleri Antolojisi"de böyle bir ev sakiniydi.
En son geçen hafta onun bir halini hatırını sorayım dedim. Bir sayfayı açıp, şöyle bir selam verdim. Baktım bana gücenmemiş, hemen okumaya başladım. Yahu ne güzel Macar hikayeciler varmış, keşke daha önceden okusaydım. Istvan Tömörkeny, Zsigmond Moricz,Lajos Nagy,Dezsö Kostolanyi, Frigyes Karinthy, Jozsi Jenö Tersanszky, Pal Szabo daha neler neler. Komşu coğrafyanın yakın (ama daha batıdan) kültürlerinin benzerliği ile hikayecilikteki insan temelli duygu etkileyici. Macaristan bize yakın ülkelerden biri olmasına karşın bu zengin edebiyatı ne yazık ki ülkemizde dilimize çevrilmiş olarak bulamıyoruz.
Bugün sizlere bahsedeceğim Macar edebiyatcı Tibor Dery, fakat yakın bir zamanda Zsigmond Moricz'den de bahsetmek isterim. Zira bu yazar da çok keyifli. Adamın öyküsünde dediği şu lafa bakar mısınız: "Yoksullar bazen ağlamayı hakettikleri hallerde bile gülerler". Yoksulluğun içindeki acılara mizah silahıyla direnen Moricz'den bahsetmemek yakışık alır mı?
Bu eski antolojide Tibor Dery'nin "Portekizli Kral Kızı" isimli öyküsünü tavsiye edeceğim. 24 sayfalık uzun bir öykü ama bir kaptırdınız mı, alıp, başını gidiyor. 24. sayfaya geldiğinizde ise sanki öykü devam ediyor. Eh biraz da devam etsin istiyorsunuz. İkinci Dünya Savaşı yıllarında üç yetim sokak çocuğunun macerası bir sirkte bulunan çadır tiyatrosu gösterisi atmosferinde soluk soluğa gidiyor. Gerçekçilik tüm sertliğinde aktarılırken mizahı eksik bırakılmadan harika bir anlatımla sunuluyor. Öyküyü Türkçeye Adalet Cimcoz çevirmiş.
Tibor Dery, 18 Ekim 1894'te doğmuş, 18 Ağustos 1977'te de hayata veda etmiş. Bizde yayınlanmış eseri var mı diye internete bir baktım. Sadece Bilgi Yayınları'ndan çıkan bir kitabını gördüm. "Eğlentili Bir Gömme Töreni" isimli bu kitap Tibor Dery'nin öykülerinden oluşuyordu. Çok sevindim hemen alır okurum diye ama sevincim kursağımda kaldı, zira kitabın altında "tükendi" yazıyordu. Bizde tükenen kitaplar iyiyse tekrar basılmaz.
70'lerde de Dery'nin "Dev" isimli bir uzun hikayesinin Varlık yayınlarından çıkmış olduğunu öğrenecektim. Gezin gezin eski kitapçı bul, işin yoksa. İş yok bulacağız.
Bu iki kitabı bulursanız alın okuyun, bana da anlatırsınız.
Bir de bu iki kitaptan başka Türkçeye çevrilmiş eserini bilen varsa insaniyet namına bana bildirsin.
Oldu olacak aranızda Macarca bilen varsa bana sevabına öğretiversin de şu yazarları okuyayım.
İyi hafta sonları
Aptülika
bluesperisan@gmail.com
Herşey 1970 basımı bir antoloji kitabını bulmamla başladı. Ha öyle sahaf, eski kitapçı gezilerinde değil, evin içinde bulacaktım. Bu devamlı elime çarpan, gözüme batan ama umursamadığım bir kitaptı. Üstelik kitabı da ben almamıştım. Ya eşimin ya da babadan kalma bir kitaptı. Bana kalırsa birinci şık doğru cevap olsa gerek, çünkü evlendiğimden beri bu kitapla karşılaşır olmuştum. Bu Varlık yayınlarının eski kitapları hep böyledir. Babadan, dededen kalma ya da sizin aldığınız bir kitaptır, evin içinde gezinir, hatta akraba gibi olmussunuzdur ama kimdir, nedir, kimlerdendir, bir sıkıntısı var mı bilmezsiniz. Yani okunmadan sizle birlikte evden biri olarak durur.
İşte "Macar Hikayeleri Antolojisi"de böyle bir ev sakiniydi.
En son geçen hafta onun bir halini hatırını sorayım dedim. Bir sayfayı açıp, şöyle bir selam verdim. Baktım bana gücenmemiş, hemen okumaya başladım. Yahu ne güzel Macar hikayeciler varmış, keşke daha önceden okusaydım. Istvan Tömörkeny, Zsigmond Moricz,Lajos Nagy,Dezsö Kostolanyi, Frigyes Karinthy, Jozsi Jenö Tersanszky, Pal Szabo daha neler neler. Komşu coğrafyanın yakın (ama daha batıdan) kültürlerinin benzerliği ile hikayecilikteki insan temelli duygu etkileyici. Macaristan bize yakın ülkelerden biri olmasına karşın bu zengin edebiyatı ne yazık ki ülkemizde dilimize çevrilmiş olarak bulamıyoruz.
Bugün sizlere bahsedeceğim Macar edebiyatcı Tibor Dery, fakat yakın bir zamanda Zsigmond Moricz'den de bahsetmek isterim. Zira bu yazar da çok keyifli. Adamın öyküsünde dediği şu lafa bakar mısınız: "Yoksullar bazen ağlamayı hakettikleri hallerde bile gülerler". Yoksulluğun içindeki acılara mizah silahıyla direnen Moricz'den bahsetmemek yakışık alır mı?
Bu eski antolojide Tibor Dery'nin "Portekizli Kral Kızı" isimli öyküsünü tavsiye edeceğim. 24 sayfalık uzun bir öykü ama bir kaptırdınız mı, alıp, başını gidiyor. 24. sayfaya geldiğinizde ise sanki öykü devam ediyor. Eh biraz da devam etsin istiyorsunuz. İkinci Dünya Savaşı yıllarında üç yetim sokak çocuğunun macerası bir sirkte bulunan çadır tiyatrosu gösterisi atmosferinde soluk soluğa gidiyor. Gerçekçilik tüm sertliğinde aktarılırken mizahı eksik bırakılmadan harika bir anlatımla sunuluyor. Öyküyü Türkçeye Adalet Cimcoz çevirmiş.
Tibor Dery, 18 Ekim 1894'te doğmuş, 18 Ağustos 1977'te de hayata veda etmiş. Bizde yayınlanmış eseri var mı diye internete bir baktım. Sadece Bilgi Yayınları'ndan çıkan bir kitabını gördüm. "Eğlentili Bir Gömme Töreni" isimli bu kitap Tibor Dery'nin öykülerinden oluşuyordu. Çok sevindim hemen alır okurum diye ama sevincim kursağımda kaldı, zira kitabın altında "tükendi" yazıyordu. Bizde tükenen kitaplar iyiyse tekrar basılmaz.
70'lerde de Dery'nin "Dev" isimli bir uzun hikayesinin Varlık yayınlarından çıkmış olduğunu öğrenecektim. Gezin gezin eski kitapçı bul, işin yoksa. İş yok bulacağız.
Bu iki kitabı bulursanız alın okuyun, bana da anlatırsınız.
Bir de bu iki kitaptan başka Türkçeye çevrilmiş eserini bilen varsa insaniyet namına bana bildirsin.
Oldu olacak aranızda Macarca bilen varsa bana sevabına öğretiversin de şu yazarları okuyayım.
İyi hafta sonları
Aptülika
bluesperisan@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder