1960’larda 3 yıl içinde
yaptıkları 4 stüdyo albümü ile rock tarihinin zirvesine oturan The Cream’in
basgitaristi ve vokalisti Jack Bruce’ı 25 Ekim
2014 günü kaybetmiştik. Geçen haftaki Blues Perişan radyo programında onun çalışmalarından bir bölüm oluşturmuştuk. Bu haftada Jack Bruce'a tümüyle ayrılmış bir program yayınlanacak.
Blues Perişan her perşembe saat 22.00'den 00.00'e kadar Rock FM 94.5'te internetten canlı dinlemek için
Geçmiş yıllarda bir
arkadaşımla en iyi rock formatının üçlü (trio)
gruplardan oluştuğunda hem fikir olmuştuk. Bu kanaatten öyle emindik ki, eski
plakçıları gezerken adını sanını duymadığımız gruplar eğer ki üç kişiden
oluşuyorsa sorgusuz, sualsiz alırdık. İşin ilginç yanı ise hiç bir zaman bizi
hayal kırıklığına uğratana da bugüne kadar rastlamamıştık. Rush, ZZ Top, ilk zamanlar Motorhead
gibi trio rock grupları güçlü ve sert soundlarıyla her dönem ilgi çekici
olmuştur. Sonraları bu üçlülerin caz müziğinde de en iyi tınıları verdiğini
görecektik.
Trio rock gruplarından
bahsedince 60’ların harikası The Cream’ı
unutmak, afedilmeyecek bir eksikliktir. 70’lerden bu güne kadar gördüğümüz “Süper Grup” (Futboldaki “Rüya takım”
gibi bir tanım) kavramının ilk gün
yüzüne çıkışı gibidir, The Cream. Gitarda Eric
Clapton, davulda Ginger Baker ve
basgitarda Jack Bruce’dan oluşan
İngiliz rock üçlüsü The Cream,
1966’dan 1968’e kadar yaptığı çalışmalarla rock tarihinin en üst sıralarına
oturacaktı. Onlar hard rock ve saykodelik rock çizgisini blues’u özümseyerek,
yerine taklidi mümkün olmayacak bir farklılık ortaya koymuşlardı. İlk dinleyişte
çok basitmiş hatta dönemin popüler işlerinin bir benzeriymiş gibi görünen
sadelik, derinlikli dinleyişlerde cevhere ulaşmamızı mümkün kılacaktı. Blues
terbiyesini özümsemiş gitar çalışıyla Eric
Clapton, caz etkili ama sert davul çalış tekniği ile Ginger Baker, güçlü, kırbaç gibi patlayan ama bir o kadar da duygu
yüklü sesi ve bariton dolgunluğunda kreşendoların sağanak yağmur gibi aktığı
basgitarıyla Jack Bruce, 60 yıllarda
rock’ın ilerki yıllarının temelini atıyorlardı.
Trio’ların zirvesi
3 yıl içinde yaptıkları 4
stüdyo albümü ile rock tarihinin zirvesine oturan The Cream’in basgitaristi ve vokalisti Jack Bruce’ı 25 Ekim 2014 tarihinde yitirecektik. Bu yıl yeni bir albüm de yapan usta müzisyen 71 yaşındaydı ve
karaciğer rahatsızlığı sonucu hayata veda edecekti.
İskoçya doğumlu Jack Bruce küçük yaşlarda ve
konservatuar eğitimiyle müziğe başladı. Daha sonra Royal Scottish Akademi’nin müzik ve drama okulunda cello ve müzikal
kompozisyon üzerine eğitim aldı. Sanatçı ilk olarak kontrbas kullanıyordu ve
kendini İngiliz cazı’nın göbeğinde
bulacaktı. O dönem 60’ların başıydı ve Britanya adası’nda Britih Blues’ın kökleri yeşeriyordu. İşte bu ortamda Bruce’ı
İngiliz Blues’ının babası Alexis Korner’ın
grubu Blues Incorporated’da
görecektik. Bu grupta İngiliz cazı’ndan gelip blues’ın temelinde öncü görevler
üstlenen orgcu Graham Bond, saksofoncu
Dick Heckstall-Smith’le çalışacaktı.
Bu grupta bir başka genç isim de Ginger
Baker’dı. Bu iki genç daha sonra da Graham
Bond Organisation grubunda çalışacaklardı. İngiliz Blues’ının bir başka
okulu olan John Mayall’ın grubu Bluesbreakers’ın genç gitaristi Eric Clapton’la Baker ve Bruce yolları
kesişince dünyanın en büyük rock triosu The
Cream’ın temelleri atılacaktı.
Rock’tan Caz’a, Blues’tan Klasik müziğe
1968’de The Cream dağıldıktan sonra da Jack
Bruce’ı solo çalışmalarıyla görecektik. Zaman içinde hard rock, caz, blues, fusion hatta klasik müzik alanına varıncaya kadar başarılı işlere imza atacaktı.
2012’de Küba’nın başkenti Havana’ya
giden Jack Bruce, gitarist Phill Manzera ile birlikte Kübalı
müzisyenlerle birlikte çalarak, emperyalizm tarafından ambargoya marıquz kalan
sosyalist Küba’ya destek vermişti.
Rock basgitarında bir
kilometre taşı olan Jack Bruce, aynı zamanda kontrbasa da bir caz müzisyeni donanımında
hakimdi. Gene aynı şekilde klasik müzik enstrümanı olan çellonun da
virtuözüydü. Bütün bu meziyetlerine ek olarak keyboard, armonika ve gitar da
çalan Bruce duygusu güçlü bir vokal, iyi bir besteci ve de şarkı sözü
yazarıydı.
Son nefesine kadar verimli
Jack Bruce
70 yaşından sonra da verimliliğini sürdürdü. Onun ölümünden 6 ay önce (Mart
2014)de “Silver Rails” isimli 14.
Stüdyo albümü piyasaya çıkmıştı. Efsanevi Abbey
Road stüdyolarında kaydedilen albümde, 10 başarılı şarkı yer alırken,
konuklarıyla da bir müzisyen resmi geçidi gibiydi. Albümün konuk listesinde
gitaristleri sayarsak, Scorpions’un ilk kadrosunda yer alan gitar sihirbazı Uli Jon Roth, Whitesnake’ın ilk
dönemindeki usta ismi Bernie Marsden,
Procol Harum’dan Robin Trower, Roxy
Music’ten Phil Manzanera. Muhteşem
konuklar arasında New York’un entelektüel caz müzisyenlerinden John Medeski’yi orguyla dinliyoruz.
Albümde yer alan "Hidden Cities" de ise Jack Bruce’ı kızı Kyla ile birlikte dinliyoruz.
Aptülika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder