27 Ocak 2023 Cuma

Rick Wakeman ile hem müzik hem de anılara yolcuk



 Onu progresif rock grubu Yes'in klavyesinde oluşturduğu alameti farikasından tanırız. Buna ek olarak sahneye çıkıp tuşların başına geçtiğinde üzerindeki peleriniyle oluşan görüntüsüyle de ayrıcalıklıdır. Değerli dostum Meral'le (Akman) birlikte oluşturduğumuz moda kreasyonunda  onu "Pelerin Rock" kategorisinde birinci ve tek eleman olarak seçmişizdir.

Evet Rick Wakeman'dan bahsediyorum. Şaka bir yana rock tarihinde bir çok usta vardır ama rock klavyesinde Wakeman beyni klasik müzik kompozitörü gibi işleyen  nevi şahsına mahsus bir kişiliktir. Yes albümlerinde öyle bir katkı yapar ki, o albümlerin kapaklarındaki Roger Dean imzalı fantastik ve sürrealist illustrasyonları klavyesiyle adeta üç boyutlu hale getirerek canlandırırdı. 

Rick Wakeman son yıllarda akustik piyano ile tek başına klasik müzik etkisinde beste ve yorumlarıyla solo albüm de yapmıştı. Sanatçı pandemi öncesinde farklı bir etkinliğe de imza atarak, sohbetli ve tek başına konserler de vermişti. Hem canlı performans hem de anılardan oluşan sohbetlerin yeraldığı bu gösteriler şimdilerde "Music And Stories" adını taşıyan bir turneye dönüştü. 

Rick Wakeman'ın "Music And Stories" adını taşıyan  canlı şovu Mart ve Nisan boyunca ABD'de bir turne ile devam edecek. Sanatçının müzik hayatında Yes ile yaptığı çalışmalar ve konserlerden anıları anlatılacağı gibi; solo dönemlerinden ve  David Bowie başta olmak üzere çalıştığı diğer müzisyenlerle yaşadığı anekdotlar ve anıları da yer alacak.

Son yıllarda yaptığı gelenekselleşen piyano şovlarından farklı olarak "Music And Stories"de sahneye bir kaç elektronik klavye de taşıyacak olan Wakeman,  "Bu sayede bana çalma listemi  değiştirme fırsatı verecek..." dedikten sonra  üzerine basa basa, "...klavyelerin eklenmesiyle playlistte olmayan parçaları da  çalmayı dört gözle bekliyorum" diye heyacanını yansıtarak ekliyor. 

Aptulika

26 Ocak 2023 Perşembe

Atlanta Rhythm Section'ın Ritmi Sustu.



Atlanta Rhythm Section isimli grubun plaklarını ikinci el satış yapılan yerlerde görüp  hep es geçmişimdir. İsminden midir yoksa plak kapaklarından mıdır nedir bilinmez ama her gördüğümde ya disko plağı ya da country plağı sanıp, hiç ilgilenmemişimdi. 

Bu grubu çok çok sonraları keşfedecektim. Ayıp... hem de çok ayıptır söylemesi... pandemi kapanmaları döneminde spotify'den detaylı dinleyip keyfine varacaktım. Hoş bazı parçalarını daha önceden kulak aşinalığı olarak biliyormuşum ama o grubun parçası olduğuna vakıf değilmişim. 

ABD'nin güneylilerinin politik yanlarıyla her ne kadar barışık olmasam da Southern Rock tarzlarına dayanamama derecesinde sevdalıyımdır. İşte Atlanta Rhythm Section grubu da Güney Rock gruplarından biri ve her ne kadar geç tanımış olsam da onlarda bu yöre ve tarzın renk çeşitliliklerinden biri. Gitarın önde olduğu bir grup olmasına rağmen öyle güzel bir bir klavye tınısı vardır ki belki de grubun ismindeki ritm duygusunu o piyano tuşelerinde buluruz.

 Grubun en uzun süreli kalan kurucu elemanı Dean Daughtry  o akılcı temeli oluşturan klavyelerin başındaki kaptandır. 

İşte o Dean Daughtry'i dün (26 Ocak 2023) 76 yaşında iken kaybettik. 

Aptulika





The Yardbirds'ün 15 yaşında ilk gitaristi olmak yerine fırçayı seçmek

 


Rock tarihine damga vurmuş bir grubun ilk gitaristi olmakla birlikte bir karar verme durumunda kalmak... 

Resim mi Müzik mi?

İşte İngiliz sanatçı Top Topham'ın öyküsü. 




Dünyaca ünlü olacak bir rock grubunun kuruluşunda çok küçük yaşlarda yer alan bir gitarist olmak, hiç kuşku yoktur ki önemlidir. Üstelik bu grubun özelliğinin kadrosunda yer bulan üç gitaristin de dünya gitar tarihinin ilk sayılabilecek isimleri olduğunu da söylemeliyiz. Bu isimleri sayarsam dediğim daha iyi anlaşılacak: Eric Clapton, Jeff Beck ve Jimmy Page.

Rock tarihine ismini altın harflerle yazdıran bu üç gitarist ilk çıkışını The Yardbirds isimli grup ile yapmışlardı. Ancak bu üç isim grubun kuruluş kadrosunda yer almıyordu. Grup 1963 Mayıs'ında kurulduğunda gitarist olarak Anthony 'Top' Topham bulunmaktaydı. Daha sonra efsaneleşecek bir grubun kadrosunda gitarist olarak (hem de bu grubun çatısı altında yer alan üç gitaristin de alanlarının en usta isimleri olacağı düşünüldüğünde) müzik yapmak önemliydi. Ancak henüz 15 yaşında olan Topham, hem müzik hem de resim yeteneğine sahip olan biriydi. Yani bu ikisinden birine devam etmek için bir seçim yapmak zorundaydı. O da resmi seçerek The Yardbirds'ten ayrıldı. Böylece resim eğitimine devam eden Topham, müzikten tamamen kopmasa da hayatını ressam ve iç mimar olarak sürdürecekti. 


 "The Yardbirds kurulduğunda 15 yaşındaydım, yani diğer elemanlardan üç ya da dört yaş küçüktüm..." sözleriyle o günleri anlatan Topham, grubun geceleri barda çalması sebebiyle    "...ailemin haftada beş ya da altı gece müzik çalmam için dışarı çıkmama izin vermeleri olanaksız olabiliyordu." diye durumunu özetliyordu.  O sıralar Epsom Sanat Okulu'na giden gitarist okulunu ve resmi ciddiye almaya karar vererek The Yardbirds'ten ayrılacaktı. 

Böylece Topham'ın yerine The Yardbirds'e gitarist olarak Eric Clapton gelecekti. Yıllar sonra yapılan bir röportajda Topham'a ayrıldığına pişman olup olmadığı sorulunca, "Ayrıldığıma pişman olmadım çünkü benim ilgi alanım olan blues müziğinden uzaklaştılar,"dedikten sonra,  "Müzikte kariyer yapmak ve profesyonel  olmak için onlarla kalsaydım bile, sanırım daha sonra Eric'in bıraktığı nedenlerin aynısıyla ayrılırdım." sözlerini ekleyecekti. 


 Resmi seçen Topham müzikten de tam anlamıyla kopmadı.   Marc Bolan , Peter Green ve Christine McVie gibi müzisyenlerle birlikte çalıştı. 1970 yılında yaşadığı bir sağlık sorunu sebebiyle müzikten koptu, ancak 1988'de eski Yardbirds elemanı  McCarty ile blues grubu Topham-McCarty'yi kurdular.

Topham, 2013 yılında Yardbirds'e resmi üye olarak geri döndü. 50 yıl aradan sonra kurucusu olduğu efsanevi grupta iki yıl çalıştıktan sonra  Topham gruptan 2015 yılında ayrılarak müzik hayatını noktalayacaktı. 

15 yaşındayken rock tarihinin en önemli gruplarından biri olan Yardbirds'ün kuruluşunda yer alan gitaristi Anthony 'Top' Topham bu haftanın başında 75 yaşında hayatını kaybetti.  Sanatçının ölüm haberi resmi sosyal medya hesabından, 

"Antony 'Top' Topham yani asıl adıyla Sanderson Rasjid Topham, 23 Ocak Pazartesi günü  huzur içinde vefat etti." 

diye duyurulacaktı.

Hayatında sevdiği işi yapmayı seçen ama müzikten de kopmayan Anthony Topham'a bizler de huzur içinde yatsın diyelim.






 

22 Ocak 2023 Pazar

"Almost Cut My Hair" Şarkısı bundan sonra söylenemeyecek.


Haftasonuna girerken Byrds  ve  Crosby, Stills & Nash'in kurucu üyelerinden David Crosby'i 81 yaşında kaybetmiştik. 

Bu yıla girdiğimizden beri öyle çok ölüm haberi verdik ki, şimdi bir sevdiğim müzisyenin haberini yazmak elimden gelmedi. Ama yazmadan da geçmek olmaz dedim ve aşağıdaki yazıyı kaleme aldım.  



 Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece internetten müzik haberlerinin içinde dolandıktan sonra, yeni dişe dokunur bir haber yok diye biraz demlenip yattım uyudum. Sabah da tekrar bakmadan Beşiktaş'a gittim yapacağım işleri yaptım ve tekneyle dönerken cep  telefonundan şöyle bir instagrama bakayım dedim. O sıra Bülent (Seyitdanlıoğlu)'in paylaşımında David Crosby resmini gördüm, içimden "Bu Pazar Kulak Misafiri radyo programında David Crosby var." diyerek sevindim. Ancak diğer paylaşımlarda da Crosby resimleri görünce, bunun Bülent'in radyo programı olmadığını, kötü bir haber olduğunu anlayacaktım. Tekrar Bülent'in paylaşımına dönünce bunun bir ölüm haberi olduğunu öğrenecektim.  

Byrds  ve  Crosby, Stills & Nash'in kurucu üyelerinden David Crosby 81 yaşında hayata veda etti.

Çocukluk yıllarımızda dedelerimiz her sabah Hürriyet gazetesine bir göz atmadan güne başlamazlardı. Bunun nedeni öyle haberlere bakmak için değil, iç sayfalarda yer alana kutu kutu vefat ilanlarına bakmak içindi. O zamanlar İstanbul bu kadar devasa karınca kalabalığında olmadığı için yaşlılar gazetedeki ölüm ilanlarına bakarak tanıdıklarının vefat haberlerini takip ederlerdi. Şimdi nerdeyse benim blog geçmişin Hürriyet gazetesine döndü. Yıla başladığımızdan beri hiç yoksa her hafta bir ölüm haberi veriyorum. Artık eskilerden bir ismin haberindeki duyuruyu sosyal paylaşım sitelerinden duyurduğumda okuyanlar "eyvah, acaba oda mı öldü !" diyerek endişeleniyorlar. İşin aslı, galiba yaşlanıyoruz...artık bunu kabul etmeliyiz. Çocukluğumuzun o dedelerine döndük. 

Yaşlandık ... dedelere döndük dedim ama biz hala gençliği kaybetmedik, bir bakarsanız bizim rock ustalarımız ölüyor ama hiç biri tekaüt (dedelerimiz emekli için böyle derdi) olup kahvede oturmuyor; her biri sahnede müziğini yaparken ya da albüm yaparken hayata veda ediyor. David Crosby de 81 yaşında vefat etti ama  yeni bir albüm üzerine de çalışıyormuş. 

Jethro Tull'ın unutulmaz albümü "Too Old to Rock 'n' Roll: Too Young to Die!"da 40 yaşını aşmış eski bir rock star Ray Lomas anlatılırken; "Rock'n Roll için yaşlı; Ölmek içinse çok genç" derdi... ama Jethro Tull ve beyni Ian Anderson ondan bir kırk yıl sonra da rock yaptı hatta halen de yapıyor. 

Eski bir hippi atasözü vardır, "Hızlı yaşa genç öl; tabutun yakışıklı olsun". Dillere pelesenk olmuş bu lafı eskilerin rock yıldızları için de kullanırlardı. Şimdilerde ise bunu, "Rock'n roll yaşa hep genç ol" desek yeridir hani. 

David Crosby için yazılacak, çizilecek şeyler bitmez. Ben onun Crosby, Stills, Nash and Young grubu için yaptığı  "Almost Cut My Hair" şarkısını çok ayrıcalıklı  bulurum ve onunla özleştiririm. Artık bu parçanın onun sesinden ve gitarından haykırmayacak olması bana hüzün veriyor.

Aptulika






 


 

 

17 Ocak 2023 Salı

Polonya'nın Sosyalist Zamanlarından Bir Blues Ustası: TADEUSZ NALEPA



 Geçtiğimiz hafta sonu bir arkadaşımla Macar grubu Omega'dan  bahsetmiştik. Hatta onların İstanbul'da verdiği konserlerine de gittiğini beni kıskandırarak anlatmıştı. 1970'lerde ülkemizde de plakları yayınlanan ve sevilen Omega 1982'de ülkemize gelip, konser veren ilk yabancı grup ünvanını da taşıyordu. Macaristan o dönemlerde sosyalist blok içinde yer alıyordu ve "emperyalist kültür" diye nitelenen bu tarzda müzik yapmaları önem taşıyordu. Bizim ülkede o yıllarda sol çevreler elektro gitarı bile hazmedemezken sosyalist bir ülkede rock yapan bir grubun olması şaşırtıcıydı. Hafızam beni yanıltmıyorsa daha Sovyetler'de bile rock grupları pek görülmezken Omega'nın Macaristan'da bu tarzı 1960'ların sonundan beri yapıyordu. Daha sonraki yıllarda Balkan coğrafyasındaki sosyalist ülkelerde (hele ki Yugoslavya bu konuda hayli bereketlidir) oldukça fazla rock grubu olduğunu görecektim. 

Bu grupların sosyalist ülkelerden çıkıyor olmasının ilginçliğinin dışında bizim merakımızı uyandıran bir başka yanı da müziklerini kendi dillerinde yapıyor olmalarıydı. İngilizce dışında bir dil rock alışkanlıklarına uymuyordu ama Omega'nın Macarca müzik yapması bize de Türkçe rock yapmak konusunda özgüven veriyordu.

Sosyalist ülkelerden çıkan rock gruplarının batıdakilerden bir ayırıcı yanı da klasik müzik eğitiminden gelmeleriydi. Çünkü o ülkelerde devletçi bir ekonomi geçerli olduğu için mesleki bir kabul görmüşlük gerekiyordu. Böyle olunca da müzik konusunda bir hayli akademik düzeyde ve konservatuar eğitimli elemanlar karşımıza çıkıyordu. 

Omega'yı ve sosyalist blok ülkelerindeki rock grupları hakkında bir yazı yazma fikri aklımda yoktu. Bugün Spotify'nin haftalık listesinde yapay zekanın benim için hazırladığı listeye şöyle bir bakayım derken karşıma çıkan Tadeusz Nalepa'nın "Dbaj o Mitosc" şarkısı dikkatimi çekecekti. Hemen ardından bu adamın 1988 tarihli "To Moj Blues" albümünü tam tekmil dinlemeye koyulacaktım. İşte her şey böyle başlayacaktı.

Albüm kapağındaki resmine baktığımda bizim Batu Mutlugil'e benzeyen bir adam vardı. Tadeusz Nalepa'da bizim Batu gibi blues rock yapan bir gitarist ve aynı zamanda vokalist, armonikacı ve besteci. Polonya'nın sosyalist döneminde blues yapan Napela şarkılarını Lehçe söylüyor. Evet ilk duyduğunuz anda vokale alışamıyorsunuz ama gitar ve besteler dünya sahnesindeki bir çok isimle yarışabilecek maharette. 



Nalepa'da sosyalist ülkelerden alışık olduğumuz gibi klasik müzik eğitiminden geliyor. Konservatuar'ın keman, klarnet ve kontrbas bölümlerinden mezun olmuş. 1963'te bir yarışmayala müziğe profesyonel olarak adım atıyor ve 1965'te de Blackout grubunu kurarak rock yapmaya başlıyor. 1968'de bu grup dağılınca Breakout adlı bir grup kurdu . 13 yılda Breakout 10 albüm çıkarmıştı. 1982'de ise kendi grubunu kurarak solo çalışmalara ağırlık verdi.  

Breakout


 Benim dinlediğim "To Moj Blues" albümü Nalepa'nın 1982 ile 1988 arasındaki kayıtlardan oluşan bir ikili albümmüş. Oldukça keyifli 16 parçadan oluşan 1 saat 15 dakikalık bu albümü dinlemenizi tavsiye ederim. 

Sosyalist dönemin sona ermesinden sonrada müziğe devam eden Nalepa, 4 Mart 2007 yılında Varşova'da böbrek rahatsızlığı sebebiyle 63 yaşındayken hayata veda edecekti. 

Polonyalı blues ustası Tadeusz Nalepa ismini bir yere not alın ve dinleyin derim... zira çok keyifli bir buluşma olacak, sizin için. 

Aptulika









12 Ocak 2023 Perşembe

Jeff Beck'in Ardından



"Çaldığım her şarkıda en az 10 kere kuralları çiğnemezsem işimi düzgün yapmıyorum demektir."

2009' yılında verdiği bir röportajda gitar çalma tarzını bu sözlerle anlatan Jeff Beck, daki çalma tarzını anlatan Beck, 

" Kurallar umurumda değil." 

...diyerek devam ediyordu. 

Salı günü kaybettiğimiz Jeff Beck, kuralları o kadar iyi biliyordu ki, elektro gitarda kuralları yerle yeksan ederek kendi kurallarını ortaya koydu. Hatta onları da yıkarak rock gitarının temellerini oluşturdu. 

O temel ki, kuralları çiğne ama kendin gibi çal!

Jeff Beck, kendi gibi çaldı... O bir ekoldü ama takip edebileni olamadı çünkü o ezbere gelen bir gitarist olamayacak kadar kendisini yenileyen bir gitaristti. 


Aptulika

12 Ocak 2023

Saat 23:22






Jeff Beck 78 Yaşında Hayata Veda Etti

 İngiliz rock'ının miladi ismi ve gitar virtüözü Jeff Beck, 78 yaşında (10 Ocak 2023) salı günü hayata veda etti. 



Ailesi tarafında yapılan açıklamada, aniden bakteriyel menenjite yakalanan sanatçı kısa bir süre sonra da ölmüş.

Yazını başında "gitar virtüözü" dedim ama bu tanım Jeff Beck'i anlatmaya yeterli olmasa gerek. Belki de en iyi tanımı sanatçının ölüm haberini, "Gitarın çalınma biçiminde devrim yapan kişi" diye veren Rolling Stone yapmış. https://www.rollingstone.com/music/music-news/jeff-beck-dead-at-78-obit-1234659559/ ) 

 Jeff Beck, gerçekten de rock gitarında devrim yapan biri. Sadece o kadar mı? O 196O'larda British Blues'un doğuş yıllarında blues rock tarzının doğmasına sebep olan bir mucit. Onun müzikal zenginliğine caz rock füzyonunu da eklememiz mümkün. 

Bu adam öylesine bir kilometre taşıdır ki, ne kadar anlatsak yetmez... ama o bu konular üzerine böbürlenmek, ahkam kesmek gibi bir görüntü vermez. Hatta onun konuşmak yerine gitar çalarak iletişim kurduğunu bile düşünmüşümdür. 

Sessizliği de ona çok yakışıyordu. 

Bir büyük isim daha hayatımızdan çekip gitti ama ardında bizlere öyle büyük bir hazine bıraktı ki... dinledikçe daha da geniş keşiflere çıkacağız. 

Aptulika


9 Ocak 2023 Pazartesi

En Sevilen BARIŞ MANÇO Parçası Anketi Sonuçları



En Sevilen BARIŞ MANÇO Parçası Anketi sona erdi. Yani sizin verdiğiniz oylarla en sevdiğiniz Barış Manço şarkılarından bir sıralama oluştu. Öncelikle katılan herkese sonsuz teşekkürler diyorum ve sıralamayı 30. sıradan başlayarak veriyorum.

Sıralamada yanlarına oy sayılarını yazdım. Puan ise seçimlerini ilk beş olarak yapan arkadaşların sıralamalarını 1. seçime 12 ikinci seçime 10 üçüncü seçime 9 gibi devam ettim. Yani tek seçim olarak gönderilenleri de 12 olarak puanladım. 

 




En Sevilen BARIŞ MANÇO Anketi  Sonuçları  

30 - Flower Of The Love - 3 oy (40 puan)

29 - Kazma - 3 oy (42 puan)

28 - Gibi Gibi - 3 oy (46 puan)

27 - Çoban Yıldızı - 3 oy ( 46 puan)

26 - Arkadaşım Eşek - 4 oy (46 puan)

25 - Little Darlin' (We'll Be Kissing)  - 4 oy (47 puan)

24 - Yine Yol Göründü - 5 oy (48 puan)



23 - Hal Hal - 5 oy (55 puan)

22 - Alla Beni Pulla Beni - 6 oy (58 puan)


21 - Gönül Dağı - 6 oy (59 puan)

20 - Ahmet Beyin Ceketi - 6 oy (60 puan)

19 - Unutamadım - 7 oy (63 puan)


18 - Trip / To A Fair - 7 oy (72 puan) 

17 - Anlıyorsun Değil mi - 7 oy (80 puan)

16 - Cacık -7 oy (82 puan)

15 - Gesi Bağları - 8 oy ( 84 puan)

14 - Kara Sevda - 9 oy (91 puan)




13 - Yeni Bir Gün Doğdu - 9 oy ( 96 puan)

12 - Eğri Büğrü - 10 oy (108 puan)

11 - Aynalı Kemer - 10 oy (120 puan)

10 - Gülpembe - 10 oy (128 puan)




9 - Sarı Çizmeli - 10 oy (143 puan)

8 - Nick The Chopper - 12 oy (148 puan)

7 - Binboğanın Kızı - 14 oy (166 puan)

6 - Ne Ola Yar Ola - 15 oy (192 puan)

5 - Dağlar Dağlar - 27 oy (211 puan)

4 - Halil İbrahim Sofrası - 32 oy (221 puan)



 3 - 2023 - 35 oy (228 puan)




2 - Kol Düğmeleri - 39 oy (261 puan)




1 - DÖNENCE - 84 oy (792 puan)



5 Ocak 2023 Perşembe

En Sevilen BARIŞ MANÇO Parçası Anketi sona erdi.

 


Daha öncede Led Zeppelin, Deep Purple gibi gruplar üzerine bu tip anketler yapmıştık. Bu seferkinde de Barış Manço ile ülkemizden bir başlangıç yaptık. Bu tip seçkiler dergilerde "En İyi 100 parça" ya da daha iddialı şekilde "Tüm Zamanların En İyisi" gibi sıralamalarla yapılır. Açıkcası bu anketlere çoğu kere kıl olmuşumdur. Nedenine gelince, çıkan sonuçlarda ticari kaygılar, ön yargılar vesaire hissedilir. Bu anketler dinleyici tarafından yapılırsa da bu sefer de başka durumlar ortaya çıkar. Yani bunların hiç biri müzikal değeri yansıtmaz. 

Ben böyle anketleri Blues Perişan blog'da yapmaya karar verdiğimde, en iyisini bulmak ve bir kalite ölçüsü oluşturmak için düşünmedim. Buradaki amacım bu blog'un takipçilerinin değerlendirmesini almaktı. İşin bir başka güzel yanı da bu sayede o grupları ve müzisyenleri tekrar bir gözden geçirmekti. Bu arada sevdiğimiz ama uzun süredir dinlemediğimiz eski parçaları hatırlıyor ve dinliyoruz. 

Kimi zaman bu anketlerde birinci çıkana kızanlarınız da oluyor ve "En kaliteli parçayı üçüncü yapmışsınız aslında birincilik o parçanın hakkıydı" gibisinden eleştirilerde oluyordu.  Hatta bazıları bana bile kızıyor.... sevdiğim parçayı öne geçirerek kıyak geçtiğimi bile sananlar oluyordu. Eğer sevdiğim parçayı öne çıkarmak istesem niye anket yapıp kendimi yorayım? Oturur sevdiğim parçaları sırasıyla yazarım, sonrada yayınlarım. O da olmazsa müzik yazarı arkadaşlarımı toplar, onlarla en iyiler seçimini yaparız. Yazının başında da dediğim gibi anketin amacı bu blog'un takipçilerinin en iyisini belirlemeyi amaçlıyor.                                                          

Bu anketlerden çıkan sonuçlara çoğu zaman benim de, "Hadi yahu o parça ilk üçe girer miydi?" ya da "Şu parça beşinci sırada değil ilk üçte olmalıydı. " dediğim çok olmuştur açıkcası. Bir başka açıdan da çok ciddi ve hakkını veren sonuçlar da sıralamada yerini alıyor. Bu anketlerin gözden kaçan güzel bir yanı daha var... O da bu efsane müzisyen ve grupların bilinmeyen, gözden kaçmış ya da unutulmuş parçalarının da ortaya çıkabiliyor olması. 

Sözün özü bu anketleri önemsiyorum ve devam edeceğim. Şimdilik Barış Manço ile başladık ve o da sonuçlandı. Bu hafta sonu gelen sonuçları toparlayıp sizlere sunacağım. 

 


3 Ocak 2023 Salı

Ogün Sanlısoy, 2023'e hızlı başladı.


Ogün ile hem aynı üniversiteden hem de karikatürist meslektaşım olarak çok eskilere dayanan bir gönül bağımız var. Bununla kalmıyor tabi onu herkesin tanıdığı gibi Pentagram vokalindeyken de hayranlıkla dinlemişimdir. Ama hepsinden ötesi insan olarak dostluğu benim için çok önemlidir. Ha böyle diye çatışmamız olmamış mıdır? Zaten insan en iyi dostlarıyla didişir. 

Ogün müzik yaşamına Pentagram'dan sonra solo çalışmalarla devam etti. 1999'dan bu yana 8 muhteşem albüm yaptı ve unutulmaz parçaları hafızamıza kazıdı. Sadece albümle mi onun konserleri de muhteşemdir. 

Ogün müzik kariyerine solo olarak devam ediyor ama o gene de grup müziği ruhunu kaybetmeden bu işi yapıyor, işte konserleri de bu yüzden muhteşem oluyor.  Geçen yılın Ekim ayından itibaren grubunu yeniledi ve konserlerine başladı. Yeni ekibi işe şöyle:   Emir Saygan (gitar),  Erce Arslan (davul) , Cem Gürel (bass) ve vokalde tabiki Ogün Sanlısoy.

Ogün 2023'e büyük bir konser turuyla devam ediyor.  Sıradaki konserleri  aşağıda bulabilirsiniz. 

6 Ocak Eskişehir Milyon Performance Hall

11 Ocak Kadıköy Dorock XL

3 Şubat Jolly Joker Pub Tuzla Port

10 Şubat Blind Taksim 

16 Şubat Kocaeli Hayal Kahvesi 

24 Şubat Bursa Hayal Kahvesi 

3 Mart Atakent Hayal Kahvesi 




Earth, Wind and Fire grubundan Fred White öldü.

 


1970'li yılların çığır açan funk grubu Earth, Wind and Fire'ın davulcusu Fred White, 67 yaşında hayata veda etti. Sanatçının ölüm haberini ailesi 1 Ocak 2023 tarihinde duyurdu. 



9 yaşında davula başlayan Fred White, 16 yaşında Donny Hathaway'in konserinde çalacak ve 'harika çocuk" diye anılacaktı. Daha sonra kardeşlerinin (basçı Verdine White ve  üvey kardeşi Maurice  White) grubu Earth, Wind and Fire'a katılacaktı. 


 



Eskiden Earth, White and Fire plaklarını görürdüm, dinlediğimde "Aaa bu diskoymuş ya..." derdim ama dinlemeden de edemezdim. Bu güne kadar bir iki CD'si ve kaseti evimde olmuştur... 1 plağıda çok eski tarihlerden beri mevcudiyetini korur.

Şimdi Fred White'ın ölüm haberini yazmak için oturduğumda , biraz da dinlemeye başladım. Ve kendimi tutamadım: "70'lerin popu, diskosu bile başkaymış" diyecektim. 

Ama haksızlık etmeyelim Earth, White and Fire'ı sadece pop ya da disko diye tanımlayamayız. Onlar gene 1970'lerin Chicago'su ve Blood, Sweat and Tears'ı gibidir. Bu gruplar caz ile rock'ı harmanlayarak caz rock yaptılar. Earth, Wind and Fire ise funk ile cazı birleştirerek harika işler yaptılar.

Aşağıdaki videoda "Shining Star"  isimli parçalarının konser yorumu var. İzleyince bana hak vereceksiniz. 



2 Ocak 2023 Pazartesi

YES'in 1980'lerdeki gitaristi Trevor Rabin solo albümle geliyor.

 


Progresif Rock'ın dev grubu Yes'in efsanevi gitaristi Steve Howe'u biliriz ama onun ayrıldığı 1980'li yıllarda gruba Trevor Rabin katılmıştı. 1983'te ilk olarak "90125" isimli yeni dönem Yes albümüyle gördük onu. Sonra sırasıyla "Big Generator" (1987), "Union" (1991) ve "Talk" (1994) albümlerinde görecektik onu. Bu albümler Yes'i sevenler için kötü bir hatıraydı, çünkü dönemin modasına uyan bir sound vardı. ( Şimdi aradan yıllar geçti ve yeniden baktığımda onun da en kalitelisini yapmışlar diyorum.) İşte o dönemde Steve Howe'ın yokluğuna rağmen, gitarist olarak Trevor Rabin fena değildi, öyleki ismi aklıma kazınmıştır.

Geçen ay aklıma bu adamın aradan geçen bunca zamandır ne yapıyor olduğu sorusu kafama takılacaktı. İlk önce 1989 tarihinde yaptığı "Can't Look Away" isimli solo albümünü görecektim. Ondan sonra ise durmaksızın film müzikleri yapmış, hem de öyle böyle değil hani. 

Sonrasında da Trevor Rabin'in bu yıl yeni bir solo albümle yeniden dönüş yaptığını öğrenecektim. Albümün adı da "Rio" olacakmış.

Merakla bekliyoruz.

1 Ocak 2023 Pazar

Spotify'da geçen yılın en çok dinleneni Metallica oldu.



 Metallica'nın 1991 yılında yaptığı "Enter Sandman" parçası Spotify'da 1 milyar kez dinlenerek, 2022'nin en çok dinlenen rock şarkısı oldu. 

Grubun kendi adını taşıyan beşinci albümünün (insanlar tarafından Siyah Albüm diye de tanımlanan) liste başı parçası olan 1991 yılı klasiği "Enter Sandman",  en çok dinlenen yapıt oldu.  

Metallica ayrıca 2022'nin en çok dinlenen metal grubu oldu ve   12 ayda toplam 1,6 milyar kez çalınarak 2021'deki toplam 1,3 milyar dinlenme rekorunu aştılar.  

(Haber: Metal Hammer magazine)


Yeni yılın ilk kaybı: Filip Sümbülkaya

 


Yıllardan 1986 falan gibiydi ve yeni çıkan bir kasetin haberini Hey dergisinde görecek ve hemen alacaktım. Bu hard rock ve heavy metal tarzında yapılmış ilk albümlerden biriydi.


 Kapağında bulunan gitarist illüstrasyonu zaten ogüne dek alışık olmadığımız ama özlemle beklediğimiz tarzı müjdeliyordu. Ogün eve gelip kaseti çalmaya koyulduğum anı hala unutamam. Kaset çalmaya başlayınca çıkan sound odamı bir anda başka bir boyuta sokuverecekti. Bu Whisky grubunun "Babaanne" albümüydü. Aradan onca zaman geçti ama benim bütünüyle ve hiç bir parça ayrımı yapmadan sevdiğim en ayrıcalıklı Whisky albümüdür. 

Kaseti dinlemeye başladığımda bir yandan da grup elemanlarına bakacaktım. Baterist ibaresinin yanında  Filip Sümbülkaya ismini görerek, o muhteşem davul ataklarının mucidi ile ilk kez tanışacaktım. 

Sonraları Filip'i Bulutsuzluk Özlemi'nin kadrosunda görecektim ve konserlerde canlı olarak izleme keyfine erişecektim. Tabi aklımda kalan bir başka şey de o mütevazı gülüşü olacaktı. 


Filip'in son yıllarda Burgazada'da yaşadığını duymuştum ama yıllar varki görmüyordum. Ancak yeni yıla girdiğimiz gece onu kaybettiğimizin haberini alacaktım. Habere eşlik eden yakın zamanda çekilmiş  resmine baktığımda, yüzünde gene o gülümseme ve iyimserlik vardı.  

Filip Sümbülkaya, baterist olarak rock adına ülkemizdeki öncü çalışmaların içinde yer alan usta müzisyen. 2023'ün ilk gününe gelmeden aramızdan ayrıldı. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...